ENERJİ DEVİ
ENRON’UN ÇÖKÜŞÜ VE ETKİLERİ
GİRİŞ
Amerika Birleşik Devletleri'nde "11 Eylül"
saldırılarından sonra finans alanında ikinci bir şok
ülkenin en büyük enerji şirketlerinden Enron'un
ülkeyi sarsan iflasının yarattığı sonuçlarla
yaşanmaktadır. Söz konusu şirketi iflasa götüren
süreç ve bu sürecin sonrasında ortaya çıkan
gelişmeler, ABD'nin yanı sıra aynı zamanda dünya
gündeminin de ilk sıralarındaki yerini almış
bulunmaktadır. Tüm bu sonuçlarda da ekonomik ve
hukuksal alanda yaşananlara ek olarak Enron'un
gizli bağlantıları yavaş yavaş açılarak
sorgulanmaya başlanan siyasal boyutu da etkin rol
oynamaktadır.
Emon'un ortaya çıkardığı etki ve sonuçlar sayesinde
aslında pek çok şeyin geç de olsa farkına varılmış
oldu. Yıkılmaz ve sarsılmaz zannedilen pek çok
Amerikan değer ve kültürü, sadece bir şirketin, "Enron"un,
ancak tarih kayıtlarına geçecek tür ve büyüklükteki
iflas talebiyle sarsılmaya başladı. "11 Eylül"
sonrası dönem düşünülecek olduğunda bu durum, çok
yeni bir şey olmamasına karşın Amerika için alışık
olan bir durum değildi.
ABD'de muhasebe ve denetim kuruluşları ve bunlarla
ilgili düzenlemeler başta gelmek üzere sosyal
güvenlik mevzuatı, hisse senedi ve bono piyasaları
(kamu oyunun bilgilendirilmesi), resmi federal
kuruluşlar, Amerikan siyaseti. ve finansmanı,
kurumsal bankacılık gibi çok değişik alanlar Enron
sayesinde sorgulanır oldu. Bunların yeniden gözden
geçirilme veya tamamen kaldırılarak yeniden
yapılandırılma ihtiyacı ortaya çıktı. Ancak Amerikan
kurumsal kültürünü derinden etkileyen bu olay,
dünyanın geriye kalanındaki özellikle gelişmekte
olan ülke ekonomileri açısından hiç de yabancı
değildi. Ancak bu defa sahne ve oyuncular yer
değiştirerek oyun dünyanın en gelişmiş ülkesinde
sergilenir olmuştu.
Enron olgusu, kısmen global ölçekte olmak üzere
ABD'de önemli etki ve sonuçlar doğurmuştur. Aşağıda
önce Enron şirketi hakkında kısa bilgi daha sonrada
genel olarak Enron'la ortaya çıkan sonuç ve
gelişmeler irdelenmektedir.
ENRON ŞİRKETİ
ABD'nin Houston (Texas) merkezli şirketi, Enron;
1985'te iki doğal gaz şirketinin birleşmesiyle
ortaya çıktı. Kısa müddet sonra Amerikan
enerji piyasalarının serbestleşmesiyle serpildi ve
gelişti. Future sözleşmeler adeta onun adıyla
anılır oldu.. ABD'de 1980'lerin ortalarında petrol
fiyatları istikrarlı biçimde düşmeye başlamıştı.
Doğal gaz alıcıları bu dönemde fuel-oil gibi
alternatif ucuz enerji kaynaklarına yönelmeye
başladılar. .Tam bu sırada Enron öncülüğündeki
endüstri şirketleri piyasanın kurallarıdan
arındırılması (dereleguation) için yoğun lobby
faaliyetlerine girişmeye başladılar. Bunların
sonucunda oluşturulan yeni piyasada da Enron
(gelecekteki enerji teslimlerinde geçerli olacak
fiyatlara garanti vererek) future sözleşmelere
girişti. Hemen akabinde Enron, benzer fırsatı
(future sözleşmeler) serbestleşen elektrik
piyasasında da edindi.
1990'ların ikinci yarısında Enron, yeni piyasalara
girerek faaliyetlerini genişletti. Enerjiye
ilaveten, çelik ve orman ürünleri gibi endüstriyel
ürünlerin ticaretine başladı. Yaklaşık ı O yıl
kadar sonra şirket, faaliyet alanlarını daha da
genişletmiş reklam amaçlı yayımcılık, internet
bandwith hizmetleri ile (kötü hava şartlarından
kaynaklanan ekonomik riskleri sabitleyenler dahil)
future sözleşmeler gibi geniş bir alana yayılmıştı.
Sonuçta 1980'li yılların küçük çapta bir boru hattı
şirketi Enron, kısa- bir sürede (2000 yılı) toplam
geliri 100 milyar doları bulan dünyanın sayılı en
büyük enerji şirketlerinden biri haline gelmişti.
Aynı yıl itibariyle temel verilerine bakıldığında
toplam aktifleri 65.5 milyar dolar ve toplam çalışan
sayısı 19.000' e yaklaşmıştı.
2001 yılının Ekim ayında şirketin denetçi firması
Enron' un iştiraklerinden bir bölümündeki borç ve
zararların Enron 'un mali tablolarında yer alması
gerektiğini kamuoyuna duyurduğunda bunun anlamı;
Enron'un dönem faaliyetlerinin 1 milyar dolarlık
zararla sonuçlanmasıydı. Bu beklenmedik gelişme
üzerine Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu olarak
ifade edilebilecek SEE (The Securities and Exchange
Commission) ve ondan sonra da olayın ciddi boyutları
üzerine Adalet 'Bakanlığı ile ABD Kongresi'nin
soruşturmaları birbirini izledi.
Soruşturmalarla birlikte Enron 'un hisseleri ve
bonoları değer kaybetmeyebaşladı. Şirket
derecelendirmeleri aşağı çekildi.
En
büyük rakibi Dynegy'le olan birleşme görüşmeleri
başarısızlıkla sonuçlandı. 02.12.2001 tarihine
gelindiğinde Enron'un iflas başvurusunda
bulunmaktan başka çaresi kalmamıştı. Bu başvurudan
hemen sonra SEC, soruşturmayı Enron’un denetçi
firmasını içerecek şekilde genişletti.
Soruşturmaların ilk ortaya çıkardığı sonuçlar
açıklandığında gerçekten Enron da önemli şirket
evraklarının imha edildiği hatta bu eylemlerin
soruşturma sürecinde sürdüğü ortaya çıktı.
A-BANKALAR
Enron, ABD'nin en büyük bankalarından önemli
miktarlarda krediler kullanmıştı. Kesin miktarı
henüz belirlenememekle birlikte borçlarının"
önemli miktarının teminatsız olması, bankacılık
piyasasında neler olduğu sorusunu da akla
getirmektedir. Enron ' a en büyük borç verenlerin
başında J.P. Morgan Chase gelmektedir. Adı geçen
banka 2002 başı itibariyle Enron' da 456 milyon
dolarlık kayba uğradığını duyurdu. Diğer bir
alacaklı banka olan Citigroup ise kayıp miktarının
aynı tarih itibariyle 228 milyon dolar olduğunu
bildirdi. Bank of Amerika da Enron'a 200-300 milyon
dolarlık kredi verdiğini duyurdu
Enron'un bankalara olan borçları tam olarak
belirlenmiş olmamakla birlikte çok sayıda bankanın
büyük İktidarlardaki alacakları nedeniyle bir kredi
riskiyle karşı karşıya kaldığı söylenebilir.
B- ŞİRKET ÇALIŞANLAR
Enron'un ilk etkisi şirket çalışanları üzerinde
oldu. Binlerce Enron çalışanı işsiz kaldı.
Çalışanlar işlerini kaybettikleri gibi aynı zamanda
yıllardır biriktirmiş oldukları emeklilik
kesintilerini Enron hissesine yatırarak
kaybettiler. Birikintilerini değerlendiren Enron
çalışanlarının hisse senetlerini 50 dolarlık
fiyatın altında satabilmeleri de kısıtlanmıştı.
Dahası şirket çalışanlarını hisse almaya
yönlendiren Enron'un üst yönetiminin ellerindeki
hisseleri herhangi bir kısıtlama olmaksızın paraya
çevirerek iflas öncesinde büyük paralar kazandıkları
söylendi.
Böylece üst düzey personel dışında Enron çalışanları
Enron 'un yüksek riskine maruz kalan taraflardan bir
grubu oluşturmuş oldu. Tüm bu söylentilerin ardından
çalışanların emeklilik kesintileriyle ilgili
düzenlemelerin de yeniden gözden geçirilmesi
gerektiği ortaya çıktı.
C- YATIRIMCILAR
Bugün gelinen noktada Emon hissesi değerinin hemen
hemen tamamını kaybederek yatırımcılarını dev
zararlara uğratmış durumdadır. 16.10.2001'de 34
dolardan başlayan düşüş bugün 0.15 dolar seviyesine
gerileyerek milyarlarca dolarlık değer kaybıyla
sonuçlanmıştır." 2000'de Fortune Dergisi tarafından
dünyanın en iyi 500 şirketi arasında 7. seçilen
şirket hisselerinin New York Hisse Senetleri
Piyasasından (NYSEStock Exchange) çıkarılması
beklenmektedir.
Sonuçta Enron'un iflasıyla ortaya çıkan gerçekler
Amerikan şirketlerinin en önemli kaynağı olan borsa
yatırımcılarını ürkütecek sonuçlar doğurmuştur.
D- DENETÇİ FİRMALARIN SORUMLULUĞU
Emon'un denetçi firması geçen yılın Ekim ayında
Enron'un beyan ettiği gelirden çok daha az bir
gelirinin olduğunu bildirdiğinde gözler denetçi
firmaya çevrilmişti.
Emon'un resmi belgelerde sahtekarlık yaparak
gelirlerini yüksek gösterdiği ve bu yolla hisse
senetlerinin değerini yapay olarak arttırdığı
iddiası denetçi firmanın güvenilirliğini de
zedelemiş; bu durum, gerek danışmanlık gerekse
denetim şirketinin de soruşturma kapsamına alınması
sonucunu doğurmuştur. Enron'un denetimini 16 yıldır
yapan denetçi fırma, Enron' da aynı zamanda
danışmanlık hizmeti de gerçekleştirmiştir.
Şirketin denetimini üstlenen kurumun şirketle ilgili
pek çok bilgiyi imha ettiğinin soruşturmalar
sürecinde ortaya atılması sonrasında bile federal
yasağa rağmen, şirkette evrak imhasının sürdüğü
iddia edilmektedir.
Emon'un muhasebe yöntemleri üzerinde soruşturma
Ekim 2001 'de açıldı. Kasım ayı içinde soruşturma,
sorumlu denetçi firma denetimini de içerecek
şekilde genişletildi. Soruşturmaların ilk
sonuçlarıyla birlikte Amerikan dev gıda üreticisi "Hershey"in
Mart 2002'de, 70 yıldan daha fazla zamandır birlikte
çalıştıkları denetçi firmayla olan iş ilişkisine
devam konusunu hisse senedi sahiplerinin oylamasına
sunma kararı dikkat çeken önemli bir gelişme olarak
görüldü.
Denetçi firma
kötü bir biçimde zarara uğrayan ünüyle ciddi
problemlerle yüz yüze kalmaktadır. "Beş
büyük"lerden (Five Bigs) biri olarak kabul edilen
denetçi firmanın geleceğiyle ilgili öngörüler
denetim ve muhasebe alanında sadece ABD'de değil
aynı zamanda dünyada da yeni gelişmelerin
yaşanabileceğinin habercisi durumundadır. Bu
bağlamda Emon'un denetçi firmasının hisselerinin
tamamen ya da kısmen satılabileceği de gelecek
günlerin önemli gündem maddelerinden biri olarak
görünmektedir. Gerçekten geçen Mart ayının (2001)
başlarında denetçi" firmanın beş büyüklerden (Five
Bigs) diğer bir denetçi firmayla bir1eşeceği
haberleri basında yer almaya başladı.
AnIaşılan o ki; Enron'un iflası ve denetçi firmanın
akıbeti dünya çapında beş büyüklerden oluşan denetim
endüstrisinde taşları yerinden oynatacak gibi
görünmektedir.
SONUÇ
1990'lı yıllarda Amerika'nın en hızlı gelişen
şirketi olan ve sürekli en büyük 10 şirketi arasında
yer alan Enron iflas ettiği takdirde, ABD tarihinin
en büyük iflası gerçekleşecektir. BankruptcyData.com'a
göre 51 milyar dolarla dünya tarihinin bugünkü en
büyük iflas vakası olarak tescil edilen (1987)
Texaco Ine.’in iflası bile Enron İflasının gerisinde
kalacaktır. Bu nedenle Enron dünya ekonomi tarihinin
en büyük iflaslarından biri olarak tarih kayıtlarına
geçmeye en yakın adaydır.
Enron'la
birlikte yatırımcı güvenliği gibi pek çok hassas
Amerikan değer ve varlığı da kaybetti. Aslında bu
açıdan Enron olgusu bize, yani Türk halkına, çok
yabancı gelmemektedir. Aynen "11 Eylül" terörist
saldırılarını uzaktan seyrettiği gibi Ülkemiz
özellikle kişisel yatırımcıların (manipilasyonlar
veya diğer yollardan) zarara uğratılmasını da aynı
biçimde izlemektedir. Değeri 60 dolarlardan birkaç
sente gerileyen "Enron", bu tip olayların sadece az
gelişmiş ya da gelişmekte olan hukuk ve ekonomi
sistemlerine özgü olmadığını göstermesi bakımından
da önemlidir.
Kaynak: D. Yener Özel – Maliye Bakanlığı Baş Hesap
Uzmanı
|