Esnaf ve Küçük Sanatkarlar - Kobiler
Genelde Esnaf ve Küçük Sanatkarların, özelde ise
KOBİ'lerin Yapısal Dönüşüm Programı içerisindeki
önem ve yerleri bu çalışmamızda iki ayrı başlık
altında incelenmiştir.
Birinci Bölümde genel olarak, esnaf ve
sanatkarlarımızın sorunlarına değinilerek çözüm
yolları önerilmiş, İkinci Bölümde ise, esnaf ve
küçük sanatkarlarımızın önemli bir bölümü olarak
Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ'ler) ayrıca ele
alınmıştır.
Burada hemen belirtmek gerekir ki; iç içe olan bu
iki kavramı birbirlerinden kesin çizgilerle ayırma
olanağı yoktur. Küçük ve orta boy işletmeler, esnaf
ve küçük sanatkar statüsünde bulunabildikleri gibi
küçük sanayici konumunda da yer alabilmekte,
dolayısıyla bir bölümü Esnaf Odalarına kayıtlı iken,
diğer bolümü Ticaret Odalarıyla ilişkili
olabilmektedir.
Bu itibarla konu, iki ayrı başlık altında
incelenmesine karşın bir bütün olarak düşünülmeli ve
değerlendirilmelidir.
I. Esnaf ve Küçük Sanatkarlar
Ülkemizin esnaf sicili rakamlarına göre sayıları
2.035.000'e, sicile kayıtlı olmayanlarla birlikte
yapılan tahminlere göre ise 3,5 Milyon'a ulaşmış
bulunan esnaf ve küçük sanatkarlarımız, aileleriyle
birlikte toplumumuzun 1/4'lük kesimini
oluşturmaktadır. Esnaf ve küçük sanatkarlarımız
bugün, 1 Konfederasyon, 10 mesleki federasyon, 80
birlik ve 3700 meslek odasında örgütlenmiştir.
Ülkemiz nüfusu içinde bu denli önemli bir ağırlığa
ulaşmış bulunan esnaf ve sanatkarlar kesimi,
toplumumuzun omurgasını oluşturmakta ve ortadirek
benzetmesiyle isimlendirilmektedir.
Esnaf ve sanatkarlar, sosyal dengelerin ve sistemin
güvencesi olarak, demokrasinin, serbest piyasa
ekonomisinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ayrıca, Türk
esnaf ve sanatkarı yüksek ahlaki değerleri ile
toplumumuzun temel taşlarından biridir.
Esnaf ve sanatkarların geliştirilip güçlendirilmesi,
toplumumuzda istikrarın ve toplumsal dengenin
sağlanması yönünden son derece yaşamsal bir öneme
sahiptir. Bu kesimin, devletçe uygulanacak
politikalarla desteklenip geliştirilmesi konusu,
günümüzde tartışmasız bir gereklilik olarak kabul
edilmektedir. Bugün tartışılan artık, esnaf ve küçük
sanatkar kesiminin desteklenip desteklenmeyeceği
değil, nasıl ve hangi politikalarla desteklenmesi
gerektiğidir.
Küçük sanatkarlarımız, geleneksel çalışma
alışkanlıklarından ve yönetim biçimlerinden
vazgeçerek yeni teknolojilere yönelik yapılanma
sürecine girmek durumundadırlar. Dünyada böylesine
hızlı değişim ve gelişmeler yaşanırken, esnaf ve
sanatkarlar kesiminin bu gelişim ve değişimin
dışında kalması kuşkusuz düşünülemez.
Büyük ölçüde devlet desteğinden yoksun, sadece kendi
alın teriyle birşeyler üretmeye çalışan esnaf ve
sanatkarlarımız, geri kalmış teknolojilerini ve
mesleki eğitim düzeylerini en kısa sürede
geliştiremedikleri takdirde yok olmaya mahkum
olacaklardır.
Teknoloji ve onun kaynağı olan bilim, günümüzde
pazar ekonomisinin sürekliliği için mutlak bir koşul
haline gelmiştir. İleri teknolojiler mevcut
teknolojilerle kaynaşarak ürünler ile üretim ve
organizasyon yöntemleri bazında köklü yenilikler
yaratmakta, üretimin teknolojik temelini
yenilemektedir. Ekonomik, toplumsal, siyasi güçler
bu temel üzerinde yeni dengeler oluşturmaya
çalışmakta ve toplumsal-kurumsal yapılar bu arayış
çerçevesinde yeniden biçimlenmektedir. Başta sanayi
olmak üzere bütün ekonomik aktivitelerin (üretimin)
konusunu oluşturan mal ve hizmetlerin temel bileşeni
artık bilgidir. Onun içindir ki çağımız bilgi
çağıdır ve teknoloji, bilgi çağında yaşamsal bir
üretim faktörü olarak ulusların rekabet
üstünlüğünün belirleyici ana unsurudur.
Dünyamız, sanayi toplumundan bilgi toplumuna
geçerken, ülkemizde esnaf ve küçük sanatkarlarla
ilgili destekleme ve özendirme politikalarının da,
bu amaca uygun bir çerçevede oluşturulması gereği
vardır. Devletin tüm ekonomik ve teşvik
politikaları, bu çağı yakalama amacına dönük olarak
hazırlanmalı ve yönlendirilmelidir. Hazırlanacak
yapısal dönüşüm programlarında bu kesim, global
değil, sektörel bazda ve selektif bir yaklaşımla ele
alınmalıdır. Bu bağlamda, özendirilmesi ve
desteklenmesi gerekli esnaf ve küçük sanatkarlar,
çağdaş teknoloji içeren ürünlerin üretimi ile
ilgilenen elektrik, elektronik, mikroelektronik ve
telekomünikasyon gibi geleceğin gözde sektörlerinde
faaliyet gösterenlerden olmalıdır.
İçerisinde bulunduğumuz bu değişim ve atılım çağında
karşı karşıya olduğumuz en önemli olgu bir yandan,
emek yoğun sanatkarlık ağırlıklı mesleklerin giderek
azalması, öte yandan yeni yeterliliklerin önem
kazandığı farklı meslek alanlarının ortaya
çıkmasıdır. Bilgi toplumuna ulaşılabilmesi için
dönemin koşullarına uygun üstün nitelikli esnaf ve
sanatkara ve eğitimin kalitesine önem verilmesi
şarttır. Gelişen ve değişen ekonomik yapımızda, önem
ve fonksiyonları giderek azalan ve toplumsal
işlevlerini artık kaybettikleri veya kaybedecekleri
anlaşılmış bulunan bir kısım esnaf ve küçük sanatkar
gruplarını geliştirip güçlendirmeye çalışmak kaynak
israfı olduğu kadar ve belki de bundan daha önemlisi
rekabet politikası açısından son derece
sakıncalıdır.
Devletin, destekleme ve geliştirme politikalarının
yanı sıra, uygun hukuksal altyapıyı oluşturma, esnaf
ve sanatkarın yaptığı üretim ve hizmetin kalitesini
denetleme, çalışmalarını koordine etme görevi de
vardır. Ülkemizde üretilen ürünlerin ve hizmetlerin
ihraç edilebilir-pazarlanabilir olabilmesi, ürün ve
hizmetlerin kalitesiyle kuşkusuz yakından ilgilidir.
Türk esnaf ve sanatkarının yaptığı üretimin ve
verdiği hizmetin rekabet şansının olabilmesi için
kalitesinin uluslararası standartlarda bulunması
temel koşuldur. Bunun yolu ise meslek
standartlarının geliştirilmesi ve yalnızca bu
standartlara uygun mal ve hizmet üretenlerin esnaf
ve sanatkar olarak faaliyetlerine izin verilmesidir.
Bu, uluslararası rekabette başarılı olunabilmesinin
temel koşullarındandır.
Uluslar, bugün dünya pazarlarından daha çok pay
alma, daha büyük pay kapma yarışı içerisindedir. Bu
amansız yarışta ayakta kalabilmek, çağımızda sadece
ve sadece teknoloji üretme ve kullanma yeteneğine
bağlı hale gelmiştir. Üretilen ürünün yada hizmetin
dünya piyasalarında rekabet edebilmesi için kaliteli
olması, uluslararası standartlara uyması birinci ve
vazgeçilmez koşuldur. Böylesi bir üretimi yapabilmek
ise teknoloji üreten ve kullanabilen eğitilmiş
insanlarla mümkündür. Bu nedenle, Türk esnaf ve
sanatkarının Gümrük Birliği sürecinde ayakta
kalabilmesinde,eğitimin önem ve fonksiyonu
büyüktür.
Görüldüğü gibi değinilen tüm sorunlar bu kesimin
yoğun teknoloji, eğitim ve finansman ihtiyacını
açıkça gözler önüne sermektedir.
Özetlemek gerekirse; esnaf ve sanatkarımızın
devletçe desteklenmesinde selektif politikalar
uygulanmalı, teknolojik düzeyi yeterli üretim yapan
küçük sanatkarlar ile değişen dünya koşullarında
toplumsal işlevini koruyan esnaf kesimine, teknoloji
(bilgi), eğitim ve finansman desteği verilmelidir.
Bu desteğin yanı sıra, üretim ve hizmetlerin
uluslararası standartlarda yapılması mutlaka
sağlanmalı, bu amaçla meslek standartları mutlaka
zorunlu uygulamaya konulmalıdır.
II. Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ'LER)
Bu bölümde, esnaf ve küçük sanatkarların önemli bir
bölümünü oluşturan küçük ve orta boy işletmeler
(KOBİ'ler) ile ilgili değerlendirmeler özellikleri
nedeniyle ayrıca ele alınacaktır. Esnaf ve küçük
sanatkarların imalat sanayiinde faaliyet gösteren
bölümü ile küçük sanayici dediğimiz meslek erbabının
sınai faaliyet birimi olan, küçük ve orta boy
(ölçekli) işletmeler, bütün dünyada gerek ekonomik
gelişmenin gerekse sosyal istikrarın önemli
unsurlarından olagelmiştir. Sanayide küçük ve orta
ölçekli işletmelerin rolü birkaç yönden ele
alınabilir. Bu işletmeler büyük sanayi işletmelerine
mamul ve yarı mamul girdi sağlayarak onları
tamamlamakta, böylece büyük işletmeler kendileri
için gereken pek çok girdiyi kendi bünyelerinde daha
yüksek maliyetle üretmek yerine küçük ve orta
ölçekli işletmelerden daha ucuza temin ederek
maliyetlerini düşük tutabilmekte, böylece rekabet
güçlerini koruyabilmektedirler.
Bugün dünya pazarlarında yer alan pek çok ünlü ve
dev sanayi firmasının arkasında, onlara yan sanayici
olarak destek veren binlerce küçük ve orta ölçekli
sanayi (KOS) işletmesi vardır.
Bu özelliklerinin yanı sıra küçük ve orta ölçekli
işletmeler esnek yapıları, pazar şartlârındaki
değişimlere çabuk uyum sağlayabilme, teknolojik
yeniliklere çabuk adapte olabilme özellikleri
sayesinde büyük firmaların girmediği alanlara,
pazarlara yönelik üretim yapabilmekte ve önemli
ekonomik değerler yaratabilmektedir.
Ekonomik alanlardaki bu önemli rollerinin yanı sıra
sosyal istikrar açısından da küçük ve orta ölçekli
işletmelerin önemli fonksiyonları vardır.
KOBİ'ler, nispeten daha az yatırımla istihdam
yaratabilmektedir. Bu da günümüzün evrensel
sorunlarından biri haline gelen işsizlik için son
derece önemli bir çözüm alternatifidir. Bu
işletmeler bu özellikleri sayesinde ülkelerdeki
istihdamda önemli bir paya sahip bulunmaktadırlar.
Sosyal istikrar açısından diğer bir husus ise küçük
ve orta ölçekli işletmelerin bir "orta sınıf"
olarak ekonomik ve sosyal hayatta yer almasıdır. Bu
işletmeler, sermayenin tabana yayılmasında etkin bir
rol oynamakta, bu suretle de toplumdaki gelir
dağılımı düzensizliklerinin ve bölgeler arası
gelişmişlik farklılıklarının yarattığı sorunların
çözümüne katkı sağlamaktadırlar.
Dünyada belli başlı ülkelerdeki küçük ve orta
ölçekli sanayi işletmeleriyle ilgili olarak yapılan
istatistiklere bakıldığında bu ülkelerdeki KOS
işletmelerinin sahip olduğu potansiyeli çok açık
olarak görmek mümkündür (Tablo: 1). Gerek ABD ve
Japonya gerekse Avrupa Birliği ülkeleri bu kesime
önemli destekler sağlamaktadırlar.
Tablo
1:
Bazı Ülkelerde Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi
İşletmelerine ait Oranlar
(M.T.MÜFTÜOĞLU, Türkiyede Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeler,
3.
Basım
1993)
Toplam işletme sayısı içindeki yeri |
ABD
% |
ALMANYA
% |
HİNDİSTAN
% |
JAPONYA
% |
İNGİLTERE
% |
G.KORE
% |
TÜRKİYE
% |
|
97.2 |
99.8 |
98.6 |
99.4 |
96.0 |
98.8 |
98.8 |
Toplam istihdam içindeki yeri |
50.4 |
64.0 |
63.2 |
81.4 |
36.0 |
59.4 |
45.6 |
Toplam yatırım içindeki yeri |
38.0 |
44.0 |
27.8 |
40.0 |
29.5 |
35.7 |
26.5 |
Toplam üretim (katma değer) içindeki yeri |
36.2 |
49.0 |
50.0 |
52.0 |
25.1 |
34.5 |
37.7 |
Toplara ihracat içindeki yeri |
32 |
21.1 |
40.0 |
38.0 |
22.2 |
20.2 |
8.0 |
Toplam kredi hacmi içindeki yeri |
42.7 |
|
15.3 |
50.0 |
27.2 |
46.8 |
3.0 |
Örneğin,
Avrupa Birliği'nin KOBİ'lerle ilgili olarak
benimsediği üçüncü çok yıllık programda; daha önce
kabul edilmiş olan ve Araştırma-Geliştirme, Yatırım,
Sermaye ve Finansman, Yeni Girişim desteği, İhracat,
Taşeronluk, Eğitim, İşbirliği, İstihdam Yaratma
alanlarında doğrudan teşvikler ve hibeler, teşvikli
krediler, kredi garantileri ve sermaye katılımları,
vergi indirimleri, teknik yardım, ihracat
garantileri, işsizler için ilk yatırım desteği,
personel harcamaları desteği, altyapı desteği gibi
araçlarla KOBİ'lere destek sağlanmasının yanı sıra,
şu hedefler de yer almaktadır:
1)
İşletmelerin tabi olduğu idari ve düzenleyici
ortamın basitleştirilmesi ve geliştirilmesi,
2)
İşletmelerin fınans imkanlarının iyileştirilmesi,
3)
Bilgi hizmetlerinin geliştirilmesi ile KOBİ'lerin
uluslararasılaştırılmasına katkıda bulunulması,
4)
KOBİ'lerde rekabet gücünün artırılması, araştırma,
yenilikler ve eğitimden daha iyi yararlanmalarının
sağlanması,
5)
Girişimciliğin teşviki ve özel hedef gruplarının
desteklenmesi.
|