Türkiye İçin Güneş Enerjisi Politikaları
Türkiye'de Güneş Enerjisi Politikasını Uygulamak
için ne yapmalı
Türkiye, bir "Güneş Ülkesi" olmasına rağmen
Güneş'ten yararlanamıyor. Dışa bağımlı politikalar
izlendiğinden bu yüksek potansiyel maalesef
kullanılamıyor. Türkiye; Güneş kolektörleri dışında,
teknolojide, üretimde, mimaride dışa açılmada
geridir.
Enerji, kalkınma ve gelişmenin motoru, sürükleyici
gücüdür. Diğer taraftan oluşan uluslararası
tekeller ve bu tekellerin belli odaklarca kontrolü
nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Bir ülkenin
"Enerji Politikaları", doğrudan bağımsızlığını
ilgilendirdiğinden dış odakların güdümüne
bırakılamayacak kadar önemlidir.
Ayrıca önemi nedeniyle enerji konusuna, basit bir
enerji üretimi ya da uygulaması olarak bakmak mümkün
değildir. Enerji kalkınmanın ve gelişmenin itici
gücü olduğundan ülkedeki bütün sistemleri
etkileyecek ve değiştirecek özellikler taşımaktadır.
Örneğin teknolojileri, üretim ve dağıtım
sistemlerini, yerleşimleri mimariyi doğrudan
etkiler ve değiştirir. Enerji konusunu, kolay bir
sistem olarak değil, ülkenin geleceğini
belirleyecek, uygarlığını şekillendirecek ve
yaşamını güzelleştirecek bir "GÜÇ" olarak
değerlendirebilen stratejik yaklaşımlara gerek
vardır.
Türkiyede Güneş Olanakları
Güneş Işınları Potansiyeli:
Türkiye'de, Güneşten doğrudan gelen ışınların enerji
değerleri, bölgelere göre değişmekle birlikte,
ortalama 1500Kws/m2 gibi oldukça yüksek
değerdedir. Bu Avrupa ortalaması düşünüldüğünde 2
katından daha fazladır. Bu alanda Avrupa'dakı
olağanüstü çabalar ve yaygın uygulamalar dikkate
alındığında Türkiye'nin hâlâ ne beklediği
anlaşılmamaktadır. Ya yöneticilerimiz bilgisizdir
ve değerlendirme zorlukları çekmekteler, ya da dış
odakların etkisi ile ulusal kaynaklarımızın
kullanılması engellenmektedir. Türkiye bir an önce
Güneş ışınlarını her alanda etkin bir şekilde
kullanabileceği sistemleri harekete geçirmelidir.
Türkiye, Güneş enerjisi konusunda sahip olduğu
"olanakları" harekete geçirebilmesi için aşağıdaki
önerileri dikkate almalıdır.
1. "Güneş Enerjisi Stratejik Planı"
hazırlanması Türkiye'nin sahip olduğu yüksek enerji
potansiyelini kullanabilmesi için ivedilikle "Doğal
Enerji (güneş radyasyonu, rüzgâr, hidrolik, biyo-kütle,
vb. doğal enerjiler)" ya da Güneş Enerjisi Stratejik
Planı" yapılmalıdır.
Bu plan yoluyla, potansiyellerin belirlenmesi,
geliştirilecek ve yaygılaştırılacak sistemlerin
tespit edilmesi, teknolojilerin geliştirilmesi,
üretim için gerekli altyapıların kurulması, üretim
ve tüketim için teşvik tedbirleri gerekmektedir.
Ayrıca, enerji üretiminde (fabrikalar
kurulmasında), teknoloji geliştirmede ve uygulama
alanlarında, mimaride, şehircilikte önceliklerin
belirlenmesi, kısa ve uzun vadeli stratejilerin
saptanması da bu plan yoluyla gerçekleştirilebilir.
2. "Güneş Enerjisi Merkezi"
kurulması
Güneş enerjisinin yaygınlaşması için, bir
araştırma-geliş-tirme ve uygulama merkezi
kurulmalıdır. Bu merkez yardımı ile:
Alternatif enerji ya da "Güneş Yasası" için gerekli
çalışmalar öncelikle ele alınır. Bu yolla, "Güneş
Enerjisi Stratejik Planları" yapılır ve sürekli
izlenir, ülke çapında eşgüdüm sağlanır.
Türkiye'deki Güneş enerjisi ve türevlerinin
"olanakları" belirlenir.
Türkiye'de üretimde, kullanımda ve pazarlamada
kullanılacak Güneş standartları belirlenir.
Kısa ve uzun vadeli planlar ve "uygulama
programları" yapılır.
"Alternatif teknolojilerin geliştirilmesi" için
gerekli çalışma ortamları hazırlanır.
Üniversitelerle "bilimsel araştırma programları"
gerçekleştirilir.
Üretim alanları belirlenir ve üretim için gerekli
tedbirleri alınır.
Yurt dışındaki gelişmeler izlenir ve gerekli
görülürse stratejik ortaklıklar yapılır.
Türkiye'nin alternatif enerjide "dışsatım"
olanakları değerlendirilir.
Güneş enerjisinin kentlerde ve binalarda yaygın
kullanımı için gerekli ortamlar hazırlanır.
3. "Güneş Yasası" çıkarılması
Güneş enerjisi ve uygulamasını engelleyen yasal
birçok engel var. Bütün bu yasal engellerin aşılması
tek bir yasa çıkarılarak mümkün hale getirilebilir.
Uluslararası tekellerin ürünlerini satmaya yönelik
bir mevzuat gelişmiş, bu nedenle yerel girişimleri
engelleyen yüzlerce madde konmuştur. Örneğin
kentlerde, köylerde, ya da binalarda, kişilerin
enerji üretmesi, ya da doğal enerjiler kullanan kent
planları, bina tasarımları yapılması olanaklı
değildir.
Diğer taraftan özel sektörün doğal enerjiler
üretmesinde mevzuat ve yönetim engelleri nedeniyle
hiçbir gelişme mümkün olamamıştır. Konuyla ilgili
sanayicilerimizin dediği gibi bir "Alternatif Enerji
Yasası", ya da daha geniş olarak, özellikle, kent
planlama ve bina ve ısı yönetmeliklerindeki
engelleri de düşünerek ve konunun ekolojiye, çevre
kirlenmesine ilişkin yönlerini de dikkate alan,
yetersiz "yenilenebilir enerji yasası" yerine geniş
kapsamlı GÜNEŞ YASASI çıkarılması gerekmektedir.
4. "Güneş Teknolojileri"
geliştirme projesi: Bugün dünyada gelişmiş birçok
Güneş teknolojileri vardır. Türkiye öncelikle bu
teknolojileri almalı ve üniversitelerle işbirliği
yaparak "yeni teknoloji geliştirme" projelerini
hayata geçirmelidir. Bu amaçla bir teknoloji
geliştirme fonu kurularak, üniversitelerin bilimsel
araştırma ve model geliştirme potansiyeli belli
"bir program" çerçevesinde uygulanmalıdır.
Güneş teknolojileri, Güneş pilleri, rüzgâr enerjisi,
biyo kütle elektrik santralleri, küçük ve orta boy
hidrolik santraller, Güneş enerjili ve elektrikli
arabalar, Güneş'le, çalışan ev aletleri, bireysel
santraller, güneşle çalışan oyuncaklar ve benzeri
birçok alternatif enerji projelerini içermektedir.
5. "Güneş Enerjisi Sanayileri" geliştirilmesi
Ülkemizde alternatif enerjilerle ilgili sanayiler
yeterince gelişmediğinden yurt dışına bağımlı bir
haldeyiz. Bu bağımlılık bizi iki yönden etkiler.
a) Yurt dışına önemli bir döviz çıktısına neden
olur. b) Yurt içindeki enerji üretimlerimiz, pahalı
teknolojiler yüzünden gelişmez. Türkiye, dünyadaki
gelişmeleri dikkate alarak, üretim için gerekli
altyapıları kurmalı, yurt içi sanayi üretimini
başlatmalı.
6. "Güneş Kentler Projesi"
Türkiye'de modern uygarlık dediğimiz batı türü
uygulamalara özenen kent planlama yaklaşımları ile
yaratılan kentler, bu uygarlığın bütün kirletici
unsurlarının toplandığı alanlar olarak
üretilmektedir. Kentler, dünyadaki genel
kirlenmenin odak noktalarıdır ve kentler
değiştirilmedikçe, dönüştürülmedikçe yaygın
kirlenmenin önlenmesi mümkün değildir.
Ülkemizde geliştirilen Güneş Kentler Modeli, batının
kirli kentler karşısında, ekolojik, doğal, "Güneş"
odaklı tertemiz bir "kent modeli"dir ve
Anadolu'daki yaygın kirlenme
ve ekolojik tahribat önlenmek isteniyorsa, Güneş
Kentler ve Güneş köyler projeleri hayata
geçirilmelidir, (bk: "Güneş-kent", ODTÜ, 1992)
7. "Güneş Mimarisi" geliştirme ve uygulama projesi
Türkiye'de halen uygulanan ve alt yapısı buna göre
kurulmuş batı kökenli modern mimari tarzıdır. Bu
mimari, birçok açıdan Anadolu kültürünün
yabancısıdır. Sırtını Güneş'e ve Doğaya dönmüştür.
Bu mimari tarzı yüzünden tarım ve orman alanları
tahrip olmakta, çok önemli ekolojik değerler yok
olmaktadır. Bacasından altı çeşit zehirli gaz
üreten, altından Doğayı kirleten kimyasal maddeler
(evlerde kullanılan her türlü zehirli ve sağlığa
aykırı maddeler, deterjanlar, yağlar, boyalar vb
onlarca madde) üreten bu yapı tarzından
vazgeçilmelidir.
Anadolu'da binlerce yılda geliştirilen, doğal,
temiz, sağlıklı, içine Güneş'i alan, Güneş'le
ısınıp Güneşle soğuyan, enerji tüketmek yerine
enerji üreten "Anadolu Güneş Mimarisi"ne geçilmesi
için gerekli konut ve yerleşim politikaları
geliştirilmeli, uygulamalar için altyapılar
kurulmalıdır.
8. "Güneş Eylem Planları"
Güneş enerjisi ve türevleri konusunda hızlı etkili
adım atabilmek için, üniversitelerin ve sivil
toplum örgütlerinin yardımıyla "Güneş Eylem
Planları" hazırlanmasına ve hayata geçirilmesine
öncelik verilmelidir.
Kaynak: Doç. Dr.
Çetin Göksu - ODTÜ Öğretim Üyesi
|