Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye’de Güneş Enerjisi Üretim Projesi 

Güneş Enerjisine Giden Yol 

Türkiye, kullanılan enerji türleri nedeniyle birçok olumsuzlu­ğu birlikte yaşamaktadır. Başta kentler olmak üzere, yaygın çevre kirlenmesinin nedeni kullanılan fosil enerjilerdir. Fosil enerjiler nedeniyle, enerjide dışa bağımlılık giderek artmakta hem ekonomik hem de siyasal açıdan Türkiye'yi dışa bağım­lı hale getirmektedir. Diğer taraftan, petrol fiyatlarındaki artışlar ülkeyi altından kalkılamaz ekonomik krizlere sürük­lemektedir. Bu olumsuzluklar ülkemizde de kritik evreler ya­şatmaktadır. Eğer Türkiye başta enerji konusu olmak üzere önlem almazsa, yeni ekonomik krizlerin giderek artacağı çok açıktır. Güneş enerjisi projesinin amacı, Türkiye'nin enerji­den kaynaklanan sorunlarına köklü çözümler üretmektir. 

"Nasıl Bir Kritik Dönem?" 

Öncelikle neden ve nasıl bir kritik dönem yaşadığımızı an­lamalıyız. Bugün dünyada yaygın olarak, iki ana enerji siste­mi kullanıyor: a) Fosil enerji sistemleri b) Nükleer enerji sis­temi.

Bu iki enerji sistemi de birçok yönden olumsuzluklar içe­riyor. Fosil ve nükleer enerjiler, Doğanın alışık olmadığı enerji türleridir. Yeraltı kaynaklarına ya da radyasyona bağlı bu enerjiler, çağımızdaki yaygın çevre kirliliğinin en önemli nedenidir. 

İnsanlar, bu iki enerji türünün kirlettiği çevrelerde yaşa­mak zorunda kalmışlardır. Bugün, atmosferi zehirli gazlarla doldurulmuş kentlerde yaşıyoruz. Akarsular, göller ve deniz­ler birer kirlilik çukuruna dönüştü. Termik santraller, dünya­nın en güzel doğasını yavaş yavaş yok ediyor. Nükleer enerji ise bunlardan çok daha tehlikeli bir yaşamı vaat ediyor. Sade­ce bizim neslimiz için değil, gelecek kuşaklar için de bir bü­yük tehlike. İşte bu ve birçok nedenle, iki sistem de dünyada­ki yaşam için son derece zararlı. 

İşte, bugünlerde Türkiye'de fosil ve nükleer enerji politi­kalarıyla daha kirlenmiş ve daha karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmek isteniyor. Biz öncelikle, daha büyük tehlike arz eden, nükleer santrallerin kurulmasını engellemeliyiz. Sonra­da fosil yakıtlara alternatifler geliştirerek, daha temiz bir Tür­kiye'nin yaratılmasının yollarını açmalıyız. 

Enerjide üçüncü yol 

Yukarıda sözünü ettiğimiz enerji sistemleri içinde üçüncü bir seçenek daha vardır. İşte bu seçenek, son yıllarda gelişti­rilen yöntem ve teknolojilerle, çok ciddi bir alternatif haline gelmiştir. Türkiye'nin temiz bir geleceğe yönelmesi, bu yeni seçenekleri kullanabilmesine bağlıdır. Bizim, Türkiye için önerimiz, bütün dünyanın da beklediği, ancak bazı nedenler­le tam olarak harekete geçiremediği, bu yeni "Üçüncü Enerji Sistemi"dir.

Evet, gerçekten de, Dünya enerji sistemleri içinde, en çok gelecek vaat eden ve en güçlü kaynak "Güneş enerjisi" siste­midir. Öncelikle neden Güneş enerjisi önemli ve niçin bu enerji sistemi gelecek için en uygundur? Bu konuları birlikte değerlendirelim. 

Niçin Güneş? 

1)  Dünyada bulunan ve bulunabilecek en temiz enerjidir. Gü­neş'ten daha temiz bir enerji bulmak, en azından şimdilik mümkün değildir.

2)  Güneş, dünyada bulunan en bol ve en sürekli enerji siste­midir. Beş milyar yıldan beri bize enerji yollayan Güneş, bir o kadar daha göndermeye devam edecektir. Miktar ola­rak da bulunabilecek en büyük kaynaktır. Güneş'ten dünya'ya bir haftada akan enerji, Dünya'da bir yüzyıl boyun­ca kullanılan enerjiden daha fazladır. Bu kadar temiz, bu kadar çok ve bu kadar sürekli bir başka enerji kaynağı yoktur.

3)  Fakat Güneş enerjisinin en önemli özelliği yukarda saydıklarımızla sınırlı değildir. Onun asıl değeri, evrende hiç­bir yerde bulunamayan bir olayı başlatmış olmasıdır. Evet, Güneş'in asıl önemi, evrende diğer yıldızlardan farklı ola­rak, YAŞAMI başlatan ve sürdüren tek ve biricik "Enerji Kaynağı" olmasıdır. 

a)  Güneş dünyadaki bütün maddesel oluşumların arkasın­da yatan güç kaynağıdır. Hava ve su, Güneş enerjisi ile var olabildi ve var olmaya devam ediyor. Yaşam için vazgeçilmez koşul olan, dünyadaki madde akışı, bu enerjiyle mümkün olabilmektedir

b)  Bu enerji kaynağı sayesinde, dünyadaki yaşam başla­mış, onun sayesinde evrimleşmiş ve bugünün yüksek kalitesine ve çeşitliliğine ulaşmıştır. Güneş, Doğadaki bütün canlıların varoluş enerjisidir ve Doğadaki bütün hareket bu enerji sayesinde mümkün olabilmektedir.

c)  Biz insanlar da, Güneş'in ürettiği ve yarattığı yaşamın içinde var olabilen gelişen ve evrimleşen varlıklarız. Güneş bizim "yaşam enerjimizdir." Hücre, damar ve beynimizde, Güneş'in enerji dalgaları dolaşmaktadır. Biz bir anlamda Güneşiz, Güneş de biz. Canlılık, bir Güneş Enerjisi Sistemi olarak ortaya çıktı ve öyle de devam ediyor. Bu gerçeği inkâr etmek, kendi varlığımı­zı ve varoluşumuzu inkâr etmek olur. 

İşte Güneş enerjisinin, insan ve doğa için önemli olması ve aynı zamanda vazgeçilmez olması, yaşamın varoluşsal faktörlerine dayanır. Bu nedenle biz güneşten vazgeçemeyiz. Onun yerine başka enerjileri kullanamayız. Siz hiç petrol içe­rek, ya da nükleer enerji alarak yaşayan insan ya da bir canlı görebilir misiniz? Güneş, üç buçuk milyar yıl boyunca, bizi yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. O bizim hem dışımızda hem de içimizdedir. Güneş demek yaşam demektir. O halde, hiçbir kimsenin inkâr edemeyeceği gibi, "yaşama en uygun enerji" Güneş enerjisidir.

Bugün/çağdaş" dediğimiz uygarlık, Doğadaki yaşam sistemleriyle uyumlu değildir. Tamamen Doğaya aykırı, Doğayı reddeden, onu bir obje olarak gören bir sistemdir. Doğayı an­lamayan ve değerlendiremeyen bir uygarlıktır. Bir anlamda, dünyasal gerçeklerle ilgisi olmayan, yapay ve gerçek dışıdır. Doğayı acımasızca ve iliklerine kadar sömüren bir sistemdir. Bu uygarlık, Dünya'nın doğal enerji sistemi ile ilişkilendirilememiş ve onunla bütünleştirilememiştir. Yaşamın gerçekle­ri dışında oluşan, yaşamın özüne yabancı olarak geliştirilmiş, bir sömürü sistemidir. Bu sistemin enerji türleri de, doğal ola­rak, yaşama aykırı sonuçlar doğurmaktadır ve "canlı sistem" de, bu enerji türleri ile bir yok oluşa doğru gitmektedir. 

Güneş'e Giden Yol 

İnsanlığın kurtuluşu, "Güneş'e giden yolu" bulabilme ve Güneş'e dayalı "yeni bir uygarlık" yaratabilme becerisine bağlı görünüyor. Bu uygarlığın gelişebilmesi için, önce Gü­neş bilincine sahip olmalı, sonrada Güneş'e uygun yeni bir kültür yaratılabilmelidir. Her şeyden önce, bugünün enerji sistemleri ve bu sistemleri kullanarak insanları ve Doğayı sö­mürenlerle mücadele etmeliyiz. Diğer taraftan, Güneş enerji­si sistemleri geliştirip bir an önce yaygın uygulamalarını baş­latmalıyız.

Üçlü Güneş Enerjisi Sistemi 

Batı'nın bizi kullanmaya zorladığı enerji türlerinden vazgeç­meli ve Türkiye için en uygun olan Güneş sistemlerine yönel­meliyiz. Anadolu yeni bir güneş uygarlığı yaratabilecek bü­tün kapasitelere ve olanaklara sahiptir. Ancak önce buna inanmak, sonrada gerçekleştirmek için harekete geçmek ge­rekiyor. Batı'dan bağımsız olarak, temiz ve Güneş enerjili bir Türkiye için, bütün gücümüzle ve enerjimizle çalışmalıyız. Temiz bir Türkiye için, temiz bir enerji sistemi nasıl kurulabilir? Öncelikle bu konuyu birlikte inceleyelim. 

Anadolu, bugün bile bir "Güneş Ülkesi" özellikleri taşı­maktadır. Ancak geçmişte de Anadolu'da birçok "Güneş uy­garlığı" gelişti. Geçmişin Güneş uygarlıkları, gelecek uygar­lığın kültürel yapısı için kullanabilecek en önemli kaynaklar­dan birisidir. Bu önemli gerçeğin üzerinde durmak gerekiyor. Yeni bir uygarlık gelişmesinde, Anadolu'nun güneşsel kültü­rel zenginliği bu ülkeyi çok avantajlı duruma getirmektedir. Bu nedenle de bu özel konumu muhakkak değerlendirmeli ve yeni bir Güneş uygarlığının temellerini Anadolu'da atmalı­yız. Bu gerçeklerden hareket ederek aşağıda önerilerimi su­nuyorum.

Dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak, bizim Türkiye için önerimiz, odağında "Güneş" olan yeni "enerji sistemi­dir". Biz bunun adına genel olarak, "Güneş Enerjisi Sistem­leri" adını veriyoruz. Bu sistem aşağıdaki öğelerden oluşu­yor: 

1) Doğrudan Güneş Sistemleri: 

Doğrudan güneş sistemleri, yaygın, dağınık ama sürekli gelen Güneş ışınlarını doğrudan kullanmaya yönelik sistem­lerdir. Nasıl ki bitkiler mekânda yayılarak ve milyarlarca yap­rak üreterek, fotosentez yoluyla Güneş ışınlarını, hem kendi­leri için, hem de bizim gibi Güneş'e bağımlı canlılar için ya­kalıyorlar ve kullanabiliyorlarsa, aynı yöntemi biz de değer­lendirebiliriz. Biz de bitkiler gibi, binlerce, milyonlarca kü­çük olanaklar yaratarak, bu ışınları yakalayabilir ve kullana­biliriz. Aslında mevcut sistemler bu imkânı bize fazlasıyla veriyor, şöyle ki: 

a) Güneş Mimarisi Önerisi:

Binlerce yıl boyunca, Güneş'e uygun sayısız binalar üreti­len Anadolu'da, bu kültür birikimlerinden yola çıkarak, yeni bir "Güneş Mimarisi" geliştirebilir, her evde Güneş'i yakala­yabilir, Anadolu'nun bütün yörelerinde, bu enerjiden, yaygın bir şekilde yararlanabiliriz. Aslında yapılması gereken şeyler kolaydır: Binaları, doğrudan "Güneş enerjisi sistemleri" ha­line getirmek. Binaların "Güneş sistemi" haline getirilmesi, modern mimariden farklı olarak, yeni bir mimari yaklaşımı gerektiriyor. Biz buna "Güneş Mimarisi" adını veriyoruz. 

Güneş Mimarisi aslında çok basit bir sistemdir ve kolay­lıkla gerçekleştirilebilir. Küçük bir yardımla mimarlarımız, geçmişte olduğu gibi, çok basit, aynı zamanda çeşitli ve gü­zel Güneş yapıları yaratabilirler.

Bu sistemin maliyeti çok düşüktür. Çünkü yapılması gere­ken şey, binalarda kullanılan malzeme ve elemanları, Güneş enerjisine uygun hale getirmektir. Önemli olan, mimarinin, Güneş ışınlarını yakalayan, emen, depolayan ve içeri aktaran sistemler olarak ele alınabilmesidir. Güneş Mimarisi ile elde edilecek Güneş enerjisi, sanıldığından çok fazla enerji elde etmemizi sağlar. Bir örnek verelim: Bir milyon konut olan bir kentte, binalar yoluyla elde edilecek enerji miktarı, konut ba­şına 8 kwh olmak üzere, günde sekiz milyon kws olmak üze­re, yılda toplam üç milyar kws'tir.

b) Güneş Enerjili Kentler: 

Çağdaş batı uygarlığının kirli odaklan gibi gelişen kentler yerine, "Güneş-kentler" kurabiliriz, Güneş kentler, Güneş enerjisini doğrudan kullanan yeni bir yaklaşımdır. Kendi enerjini, kentsel elemanlar ile bizzat kendisi üretir. Güneş kentler, hem çok daha temiz olan Güneş enerjisi üretmekte hem de insan sağlığına daha uygun yaşam çevreleri oluştur­maktadır. Bu nedenle modern kentten daha gelişmiş ve daha ileri bir projedir. 

Güneş-kentte, başta Güneş mimarisi ve elektrik üretimi ol­mak üzere çok çeşitli Güneş sistemleri ile desteklenir. Bu kentlerde, doğal kaynaklar yeterli ise başka bir enerji kayna­ğına gerek kalmaz. Güneş kentin planlaması, tasarlanması, modern kentten farklı yaklaşımlar gerektirmektedir. Bu yak­laşımlar hakkında, Güneş kentler bölümünde daha ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Güneş kentler geleceğin aydınlık ve eko­lojik kentleridir. 

2)  Güneş-Su Enerji Sistemi 

"Hidrolik-Güneş Enerjisi Sistemi", halen var olan sistem­dir ve şu anda bütün dünyada ve Türkiye'de, yaygın olarak kullanılmaktadır. Akan sulardan elde edilen elektrik enerjisi, bugün yaygın olarak kullandığımız, Güneş enerjisinden baş­ka bir şey değildir. O halde Güneş-su sistemi, hidrolik enerji­yi, mevcut hidrolik santrallere paralel olarak, geçmişte oldu­ğu gibi, küçük santraller kurarak ve daha da yaygınlaştırıla­rak değerlendirilmesidir. Aslında, Güneş-su santrallerini, ay­rı olarak değil, her yerleşmenin bir parçası olarak değerlen­dirmek gerektiğini düşünüyorum. Böylece, kentler bağımsız enerji sistemlerine sahip olurlar ve uluslararası tekellere ve enerji sistemlerine bağımlılıktan kurtulabilir ve kendilerine ait bağımsız sistemler kurabilirler. Güneş-su sistemleri, Gü­neş kentin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye'de Güneş su po­tansiyelinin ancak üçte biri kullanılmaktadır ve küçük toplam olanak ise olarak yılda 175 milyar kws'tir. 

3)  Güneş-Hidrojen Sistemi 

Güneş enerjisinin kullanımında, bugün bilinen en önemli sorun petrol gibi istenilen anda istenilen yerlerde ve yoğun olarak bıılunamamasıdır. İşte Güneş-Hidrojen Sistemi, bütün bu sorunlara çözüm getirmektedir. Üstelikte çevreyi asla kir­letmeden. 

Sudan elde edilen hidrojen gazı, son derece güçlü bir ya­kıttır ve birçok açıdan, petrolden daha yüksek enerji değerle­rine sahiptir. Bu nedenle uzay teknolojisinde kullanılmakta­dır. Uçak, otomobil, çeşitli düzeyde ev aletleri yapılmıştır. Bu teknoloji de önemli ölçüde geliştirilmiştir. Uygulamaya baş­lanabilecek durumdadır. Şu anda, petrole göre biraz pahalı ol­ması bir engel değildir. Çünkü bol ve sürekli gelen Güneş enerjisiyle elde edilebilmektedir. Çok daha önemlisi, yazın bol miktarda gelen enerjinin depolanmasına, Güneş enerjisi­nin daha düşük olduğu, kış aylarında ve gece saatlerinde kul­lanımına olanak vermektedir. Bu nedenle otomobil ve sanayi gibi yoğun enerji kullanan yerlerde, yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Güneş-hidrojen beraberliği, yeni enerji kaynaklan arayan, insanlık için en gü­venilir, en emin çözümdür. Türkiye için önerdiğimiz üçlü Gü­neş enerjisi sistemi, hem basit teknolojileri içermekte, hem de "fosil ve nükleer enerji sistemlerine" karşı, hemen kullanıl­maya başlanabilecek, güçlü bir alternatif oluşturmaktadır. 

Sonuç 

Eğer Türkiye, uluslararası düzenin dayatmalarına direne­bilir ve kirletici enerjiler karşısında, Güneş enerjili bir Siste­me geçmeye karar verebilirse, Türkiye'de yeni bir aydınlık dönem, yani "Güneş Çağı" başlayabilecektir. Bu çağ, birçok­ları aksini düşünse bile, geleceğin yaşam biçimi olmaya en yakın adaydır ve gelecek nesiller için, alabildiğine temiz ve olağanüstü güzel bir yaşamı müjdeliyor.

Güneş'e dayalı'yeni bir uygarlık, bugünün kirli dünyasın­dan, zehirlenmiş atmosferinden, bir lağım çukuruna dönüş­müş deniz ve göllerinden, tüketilen ve yok edilen doğasından, kurtulabilmemizi sağlayacak tek seçenektir. Yukarıda anlattı­ğım evrensel, dünyasal, yaşamsal ve enerjetik gerçekler, Gü­neş'e yönelmenin ne kadar gerekli olduğunu göstermektedir. 

Temiz bir Türkiye yaratmak, hepimizin en önemli amacı olmalıdır. Bu amaç, Türkiye'nin Güneş yolunu seçmesiyle mümkün görünüyor. 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005