|
Türkiye’de Güneş Enerjisi Üretim Projesi
Güneş Enerjisine Giden Yol
Türkiye, kullanılan enerji türleri nedeniyle birçok
olumsuzluğu birlikte yaşamaktadır. Başta kentler
olmak üzere, yaygın çevre kirlenmesinin nedeni
kullanılan fosil enerjilerdir. Fosil enerjiler
nedeniyle, enerjide dışa bağımlılık giderek artmakta
hem ekonomik hem de siyasal açıdan Türkiye'yi dışa
bağımlı hale getirmektedir. Diğer taraftan, petrol
fiyatlarındaki artışlar ülkeyi altından kalkılamaz
ekonomik krizlere sürüklemektedir. Bu olumsuzluklar
ülkemizde de kritik evreler yaşatmaktadır. Eğer
Türkiye başta enerji konusu olmak üzere önlem
almazsa, yeni ekonomik krizlerin giderek artacağı
çok açıktır. Güneş enerjisi projesinin amacı,
Türkiye'nin enerjiden kaynaklanan sorunlarına köklü
çözümler üretmektir.
"Nasıl Bir Kritik Dönem?"
Öncelikle neden ve nasıl bir kritik dönem
yaşadığımızı anlamalıyız. Bugün dünyada yaygın
olarak, iki ana enerji sistemi kullanıyor: a) Fosil
enerji sistemleri b) Nükleer enerji sistemi.
Bu iki enerji sistemi de birçok yönden olumsuzluklar
içeriyor. Fosil ve nükleer enerjiler, Doğanın
alışık olmadığı enerji türleridir. Yeraltı
kaynaklarına ya da radyasyona bağlı bu enerjiler,
çağımızdaki yaygın çevre kirliliğinin en önemli
nedenidir.
İnsanlar, bu iki enerji türünün kirlettiği
çevrelerde yaşamak zorunda kalmışlardır. Bugün,
atmosferi zehirli gazlarla doldurulmuş kentlerde
yaşıyoruz. Akarsular, göller ve denizler birer
kirlilik çukuruna dönüştü. Termik santraller,
dünyanın en güzel doğasını yavaş yavaş yok ediyor.
Nükleer enerji ise bunlardan çok daha tehlikeli bir
yaşamı vaat ediyor. Sadece bizim neslimiz için
değil, gelecek kuşaklar için de bir büyük tehlike.
İşte bu ve birçok nedenle, iki sistem de dünyadaki
yaşam için son derece zararlı.
İşte, bugünlerde Türkiye'de fosil ve nükleer enerji
politikalarıyla daha kirlenmiş ve daha karanlık bir
geleceğe doğru sürüklenmek isteniyor. Biz öncelikle,
daha büyük tehlike arz eden, nükleer santrallerin
kurulmasını engellemeliyiz. Sonrada fosil yakıtlara
alternatifler geliştirerek, daha temiz bir
Türkiye'nin yaratılmasının yollarını açmalıyız.
Enerjide üçüncü yol
Yukarıda sözünü ettiğimiz enerji sistemleri içinde
üçüncü bir seçenek daha vardır. İşte bu seçenek, son
yıllarda geliştirilen yöntem ve teknolojilerle, çok
ciddi bir alternatif haline gelmiştir. Türkiye'nin
temiz bir geleceğe yönelmesi, bu yeni seçenekleri
kullanabilmesine bağlıdır. Bizim, Türkiye için
önerimiz, bütün dünyanın da beklediği, ancak bazı
nedenlerle tam olarak harekete geçiremediği, bu
yeni "Üçüncü Enerji Sistemi"dir.
Evet, gerçekten de, Dünya enerji sistemleri içinde,
en çok gelecek vaat eden ve en güçlü kaynak "Güneş
enerjisi" sistemidir. Öncelikle neden Güneş
enerjisi önemli ve niçin bu enerji sistemi gelecek
için en uygundur? Bu konuları birlikte
değerlendirelim.
Niçin Güneş?
1) Dünyada bulunan ve bulunabilecek en temiz
enerjidir. Güneş'ten daha temiz bir enerji bulmak,
en azından şimdilik mümkün değildir.
2) Güneş, dünyada bulunan en bol ve en sürekli
enerji sistemidir. Beş milyar yıldan beri bize
enerji yollayan Güneş, bir o kadar daha göndermeye
devam edecektir. Miktar olarak da bulunabilecek en
büyük kaynaktır. Güneş'ten dünya'ya bir haftada akan
enerji, Dünya'da bir yüzyıl boyunca kullanılan
enerjiden daha fazladır. Bu kadar temiz, bu kadar
çok ve bu kadar sürekli bir başka enerji kaynağı
yoktur.
3) Fakat Güneş enerjisinin en önemli özelliği
yukarda saydıklarımızla sınırlı değildir. Onun asıl
değeri, evrende hiçbir yerde bulunamayan bir olayı
başlatmış olmasıdır. Evet, Güneş'in asıl önemi,
evrende diğer yıldızlardan farklı olarak, YAŞAMI
başlatan ve sürdüren tek ve biricik "Enerji Kaynağı"
olmasıdır.
a) Güneş dünyadaki bütün maddesel oluşumların
arkasında yatan güç kaynağıdır. Hava ve su, Güneş
enerjisi ile var olabildi ve var olmaya devam
ediyor. Yaşam için vazgeçilmez koşul olan, dünyadaki
madde akışı, bu enerjiyle mümkün olabilmektedir
b) Bu enerji kaynağı sayesinde, dünyadaki yaşam
başlamış, onun sayesinde evrimleşmiş ve bugünün
yüksek kalitesine ve çeşitliliğine ulaşmıştır.
Güneş, Doğadaki bütün canlıların varoluş enerjisidir
ve Doğadaki bütün hareket bu enerji sayesinde mümkün
olabilmektedir.
c) Biz insanlar da, Güneş'in ürettiği ve yarattığı
yaşamın içinde var olabilen gelişen ve evrimleşen
varlıklarız. Güneş bizim "yaşam enerjimizdir."
Hücre, damar ve beynimizde, Güneş'in enerji
dalgaları dolaşmaktadır. Biz bir anlamda Güneşiz,
Güneş de biz. Canlılık, bir Güneş Enerjisi Sistemi
olarak ortaya çıktı ve öyle de devam ediyor. Bu
gerçeği inkâr etmek, kendi varlığımızı ve
varoluşumuzu inkâr etmek olur.
İşte Güneş enerjisinin, insan ve doğa için önemli
olması ve aynı zamanda vazgeçilmez olması, yaşamın
varoluşsal faktörlerine dayanır. Bu nedenle biz
güneşten vazgeçemeyiz. Onun yerine başka enerjileri
kullanamayız. Siz hiç petrol içerek, ya da nükleer
enerji alarak yaşayan insan ya da bir canlı
görebilir misiniz? Güneş, üç buçuk milyar yıl
boyunca, bizi yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. O
bizim hem dışımızda hem de içimizdedir. Güneş demek
yaşam demektir. O halde, hiçbir kimsenin inkâr
edemeyeceği gibi, "yaşama en uygun enerji" Güneş
enerjisidir.
Bugün/çağdaş" dediğimiz uygarlık, Doğadaki yaşam
sistemleriyle uyumlu değildir. Tamamen Doğaya
aykırı, Doğayı reddeden, onu bir obje olarak gören
bir sistemdir. Doğayı anlamayan ve
değerlendiremeyen bir uygarlıktır. Bir anlamda,
dünyasal gerçeklerle ilgisi olmayan, yapay ve gerçek
dışıdır. Doğayı acımasızca ve iliklerine kadar
sömüren bir sistemdir. Bu uygarlık, Dünya'nın doğal
enerji sistemi ile ilişkilendirilememiş ve onunla
bütünleştirilememiştir. Yaşamın gerçekleri dışında
oluşan, yaşamın özüne yabancı olarak geliştirilmiş,
bir sömürü sistemidir. Bu sistemin enerji türleri
de, doğal olarak, yaşama aykırı sonuçlar
doğurmaktadır ve "canlı sistem" de, bu enerji
türleri ile bir yok oluşa doğru gitmektedir.
Güneş'e Giden Yol
İnsanlığın kurtuluşu, "Güneş'e giden yolu" bulabilme
ve Güneş'e dayalı "yeni bir uygarlık" yaratabilme
becerisine bağlı görünüyor. Bu uygarlığın
gelişebilmesi için, önce Güneş bilincine sahip
olmalı, sonrada Güneş'e uygun yeni bir kültür
yaratılabilmelidir. Her şeyden önce, bugünün enerji
sistemleri ve bu sistemleri kullanarak insanları ve
Doğayı sömürenlerle mücadele etmeliyiz. Diğer
taraftan, Güneş enerjisi sistemleri geliştirip bir
an önce yaygın uygulamalarını başlatmalıyız.
Üçlü Güneş Enerjisi Sistemi
Batı'nın bizi kullanmaya zorladığı enerji
türlerinden vazgeçmeli ve Türkiye için en uygun
olan Güneş sistemlerine yönelmeliyiz. Anadolu yeni
bir güneş uygarlığı yaratabilecek bütün
kapasitelere ve olanaklara sahiptir. Ancak önce buna
inanmak, sonrada gerçekleştirmek için harekete
geçmek gerekiyor. Batı'dan bağımsız olarak, temiz
ve Güneş enerjili bir Türkiye için, bütün gücümüzle
ve enerjimizle çalışmalıyız. Temiz bir Türkiye için,
temiz bir enerji sistemi nasıl kurulabilir?
Öncelikle bu konuyu birlikte inceleyelim.
Anadolu, bugün bile bir "Güneş Ülkesi" özellikleri
taşımaktadır. Ancak geçmişte de Anadolu'da birçok
"Güneş uygarlığı" gelişti. Geçmişin Güneş
uygarlıkları, gelecek uygarlığın kültürel yapısı
için kullanabilecek en önemli kaynaklardan
birisidir. Bu önemli gerçeğin üzerinde durmak
gerekiyor. Yeni bir uygarlık gelişmesinde,
Anadolu'nun güneşsel kültürel zenginliği bu ülkeyi
çok avantajlı duruma getirmektedir. Bu nedenle de bu
özel konumu muhakkak değerlendirmeli ve yeni bir
Güneş uygarlığının temellerini Anadolu'da
atmalıyız. Bu gerçeklerden hareket ederek aşağıda
önerilerimi sunuyorum.
Dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak, bizim
Türkiye için önerimiz, odağında "Güneş" olan yeni
"enerji sistemidir". Biz bunun adına genel olarak,
"Güneş Enerjisi Sistemleri" adını veriyoruz. Bu
sistem aşağıdaki öğelerden oluşuyor:
1) Doğrudan Güneş Sistemleri:
Doğrudan güneş sistemleri, yaygın, dağınık ama
sürekli gelen Güneş ışınlarını doğrudan kullanmaya
yönelik sistemlerdir. Nasıl ki bitkiler mekânda
yayılarak ve milyarlarca yaprak üreterek,
fotosentez yoluyla Güneş ışınlarını, hem kendileri
için, hem de bizim gibi Güneş'e bağımlı canlılar
için yakalıyorlar ve kullanabiliyorlarsa, aynı
yöntemi biz de değerlendirebiliriz. Biz de bitkiler
gibi, binlerce, milyonlarca küçük olanaklar
yaratarak, bu ışınları yakalayabilir ve
kullanabiliriz. Aslında mevcut sistemler bu imkânı
bize fazlasıyla veriyor, şöyle ki:
a) Güneş Mimarisi Önerisi:
Binlerce yıl boyunca, Güneş'e uygun sayısız binalar
üretilen Anadolu'da, bu kültür birikimlerinden yola
çıkarak, yeni bir "Güneş Mimarisi" geliştirebilir,
her evde Güneş'i yakalayabilir, Anadolu'nun bütün
yörelerinde, bu enerjiden, yaygın
bir şekilde yararlanabiliriz. Aslında yapılması
gereken şeyler kolaydır: Binaları, doğrudan "Güneş
enerjisi sistemleri" haline getirmek. Binaların
"Güneş sistemi" haline getirilmesi, modern mimariden
farklı olarak, yeni bir mimari yaklaşımı
gerektiriyor. Biz buna "Güneş Mimarisi" adını
veriyoruz.
Güneş Mimarisi aslında çok basit bir sistemdir ve
kolaylıkla gerçekleştirilebilir. Küçük bir yardımla
mimarlarımız, geçmişte olduğu gibi, çok basit, aynı
zamanda çeşitli ve güzel Güneş yapıları
yaratabilirler.
Bu sistemin maliyeti çok düşüktür. Çünkü yapılması
gereken şey, binalarda kullanılan malzeme ve
elemanları, Güneş enerjisine uygun hale getirmektir.
Önemli olan, mimarinin, Güneş ışınlarını yakalayan,
emen, depolayan ve içeri aktaran sistemler olarak
ele alınabilmesidir. Güneş Mimarisi ile elde
edilecek Güneş enerjisi, sanıldığından çok fazla
enerji elde etmemizi sağlar. Bir örnek verelim: Bir
milyon konut olan bir kentte, binalar yoluyla elde
edilecek enerji miktarı, konut başına 8 kwh olmak
üzere, günde sekiz milyon kws olmak üzere, yılda
toplam üç milyar kws'tir.
b) Güneş Enerjili Kentler:
Çağdaş batı uygarlığının kirli odaklan gibi gelişen
kentler yerine, "Güneş-kentler" kurabiliriz, Güneş
kentler, Güneş enerjisini doğrudan kullanan yeni bir
yaklaşımdır. Kendi enerjini, kentsel elemanlar ile
bizzat kendisi üretir. Güneş kentler, hem çok daha
temiz olan Güneş enerjisi üretmekte hem de insan
sağlığına daha uygun yaşam çevreleri
oluşturmaktadır. Bu nedenle modern kentten daha
gelişmiş ve daha ileri bir projedir.
Güneş-kentte, başta Güneş mimarisi ve elektrik
üretimi olmak üzere çok çeşitli Güneş sistemleri
ile desteklenir. Bu kentlerde, doğal kaynaklar
yeterli ise başka bir enerji kaynağına gerek
kalmaz. Güneş kentin planlaması, tasarlanması,
modern kentten farklı yaklaşımlar gerektirmektedir.
Bu yaklaşımlar hakkında, Güneş kentler bölümünde
daha ayrıntılı
bilgiler verilmiştir. Güneş kentler geleceğin
aydınlık ve ekolojik kentleridir.
2) Güneş-Su Enerji Sistemi
"Hidrolik-Güneş Enerjisi Sistemi", halen var olan
sistemdir ve şu anda bütün dünyada ve Türkiye'de,
yaygın olarak kullanılmaktadır. Akan sulardan elde
edilen elektrik enerjisi, bugün yaygın olarak
kullandığımız, Güneş enerjisinden başka bir şey
değildir. O halde Güneş-su sistemi, hidrolik
enerjiyi, mevcut hidrolik santrallere paralel
olarak, geçmişte olduğu gibi, küçük santraller
kurarak ve daha da yaygınlaştırılarak
değerlendirilmesidir. Aslında, Güneş-su
santrallerini, ayrı olarak değil, her yerleşmenin
bir parçası olarak değerlendirmek gerektiğini
düşünüyorum. Böylece, kentler bağımsız enerji
sistemlerine sahip olurlar ve uluslararası tekellere
ve enerji sistemlerine bağımlılıktan kurtulabilir ve
kendilerine ait bağımsız sistemler kurabilirler.
Güneş-su sistemleri, Güneş kentin ayrılmaz bir
parçasıdır. Türkiye'de Güneş su potansiyelinin
ancak üçte biri kullanılmaktadır ve küçük toplam
olanak ise olarak yılda 175 milyar kws'tir.
3) Güneş-Hidrojen Sistemi
Güneş enerjisinin kullanımında, bugün bilinen en
önemli sorun petrol gibi istenilen anda istenilen
yerlerde ve yoğun olarak bıılunamamasıdır. İşte
Güneş-Hidrojen Sistemi, bütün bu sorunlara çözüm
getirmektedir. Üstelikte çevreyi asla kirletmeden.
Sudan elde edilen hidrojen gazı, son derece güçlü
bir yakıttır ve birçok açıdan, petrolden daha
yüksek enerji değerlerine sahiptir. Bu nedenle uzay
teknolojisinde kullanılmaktadır. Uçak, otomobil,
çeşitli düzeyde ev aletleri yapılmıştır. Bu
teknoloji de önemli ölçüde geliştirilmiştir.
Uygulamaya başlanabilecek durumdadır. Şu anda,
petrole göre biraz pahalı olması bir engel
değildir. Çünkü bol ve sürekli gelen Güneş
enerjisiyle elde edilebilmektedir. Çok daha
önemlisi, yazın
bol miktarda gelen enerjinin depolanmasına, Güneş
enerjisinin daha düşük olduğu, kış aylarında ve
gece saatlerinde kullanımına olanak vermektedir. Bu
nedenle otomobil ve sanayi gibi yoğun enerji
kullanan yerlerde, yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi
kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Güneş-hidrojen
beraberliği, yeni enerji kaynaklan arayan, insanlık
için en güvenilir, en emin çözümdür. Türkiye için
önerdiğimiz üçlü Güneş enerjisi sistemi, hem basit
teknolojileri içermekte, hem de "fosil ve nükleer
enerji sistemlerine" karşı, hemen kullanılmaya
başlanabilecek, güçlü bir alternatif
oluşturmaktadır.
Sonuç
Eğer Türkiye, uluslararası düzenin dayatmalarına
direnebilir ve kirletici enerjiler karşısında,
Güneş enerjili bir Sisteme geçmeye karar
verebilirse, Türkiye'de yeni bir aydınlık dönem,
yani "Güneş Çağı" başlayabilecektir. Bu çağ,
birçokları aksini düşünse bile, geleceğin yaşam
biçimi olmaya en yakın adaydır ve gelecek nesiller
için, alabildiğine temiz ve olağanüstü güzel bir
yaşamı müjdeliyor.
Güneş'e dayalı'yeni bir uygarlık, bugünün kirli
dünyasından, zehirlenmiş atmosferinden, bir lağım
çukuruna dönüşmüş deniz ve göllerinden, tüketilen
ve yok edilen doğasından, kurtulabilmemizi
sağlayacak tek seçenektir. Yukarıda anlattığım
evrensel, dünyasal, yaşamsal ve enerjetik gerçekler,
Güneş'e yönelmenin ne kadar gerekli olduğunu
göstermektedir.
Temiz bir Türkiye yaratmak, hepimizin en önemli
amacı olmalıdır. Bu amaç, Türkiye'nin Güneş yolunu
seçmesiyle mümkün görünüyor.
|