İşgücü Piyasası Bilgileri
İşgücü piyasası bilgileri, insan kaynaklarının
yaratılması ve kullanılması ile ilgili karar
süreçlerinde büyük bir öneme sahiptir. Ulusal işgücü
ve istihdam politikalarının oluşturulmasında,
uygulanmasında ve değerlendirilmesinde işgücü
piyasası bilgileri vazgeçilmez bir yol oynar ve
herhangi bir işgücü piyasası bilgi programı, tüm
sektörlerde ve ekonominin tüm alanlarında işgücü arz
ve talebinin uzun vadede tam bir profilini ortaya
koymak zorundadır. (Ergün, 1999: 1)
Ekonomik politika izlemenin ilk koşulu,
ekonomik gidiş hakkında tahminler ve çözümlemeler
yapmaktır. Böylece içinde bulunulan durum ve gelişme
yönleri tespit edilince, buna karşı ne gibi önlem
alınabileceğini belirlemek de olanaklı olur. Diğer
yandan ekonomik hayatın gidişi hakkında doğru
tahminlerde bulunmak son derece güçtür. Bunun bir
nedeni istatistik bilgilerinin yetersizliğidir. Bu
yetersizlik yalnız bilgilerin tamlığı ve sağlığı
bakımından değil fakat aynı zamanda, zamanında elde
edilmesi bakımından da söz konusudur. Gerçekten
özellikle az gelişmiş ülkelerde, istatistik bilgiler
ekonomik gidiş hakkında doğru bir teşhis ve tahmin
yapmaya olanak vermeyecek kadar eksik ve sağlıksız
olduktan başka, politika uygulayıcılarından çok
ekonomi tarihçilerinin işlerine yarayacak kadar geç
elde edilmektedir. Bu sonuncu nokta önemlidir. Çünkü
önlemler zamanında alındıkları takdirde daha etkili
olurlar. Ekonomik gidiş hakkında isabetli
tahminlerde bulunmak güçlüğünün diğer nedeni
ekonomik hayatın karmaşık oluşudur. Gerçekten
ekonomik hayat sayısız olayların etkisi altındadır.
(Aren, 1992: 215-216)
İşgücünün niteliklerinin yükseltilmesi ve eğitimin
ekonomik etkinliğinin artırılabilmesi için işgücüne
yönelik talebin rasyonel bir biçimde bilinmesi ve
ölçülmesi gerekmektedir. İş yaşamının ihtiyaç
duyduğu işgücünün niteliği ve niceliği tam, gerçekçi
ve güvenilir biçimde tespit edilememesi nedeniyle,
eğitim arzı da tahminlere göre yapılmaktadır. Bir
yandan mezun olan gençler eğitim aldıkları alanlarda
istihdam imkânı bulamazken öte yandan bazı alanlarda
kalifiye işgücü ihtiyacı bulunmaktadır. Bu durum,
eğitim arzı ile işgücü talebi arasındaki
uyumsuzluğun doğal sonucudur. Eğitim ve öğretim
programları geliştirmenin temelini iş piyasası
araştırmalarının sonuçları oluşturmalıdır. Öncelikle
meslek standartları belirlenmeli, mesleki eğitim
standartları ve mesleki eğitim program
geliştirme
çalışmaları bu temel üzerinde yükselmelidir. İşgücü
piyasasınca kabul edilen mesleki yeterliliklerin
belirlenmesi, aynı zamanda eğitim standartlarının
belirlenmesini ve buna uygun eğitim verilmesini de
beraberinde getirecektir. Böylece eğitim ile
istihdam arasında sağlıklı yapı oluşturmak mümkün
olacaktır. (Kılıç, 2006: 1)
Sanayileşmiş
ülkelerde Çalışma Bakanlıkları, işgücü ve istihdam
politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında
önemli sorumluluklara sahiptir. Bu ülkelerde,
kapsamlı işgücü bilgi sistemlerinin insan
kaynaklarının geliştirilmesi ve değerlendirilmesine
ilişkin karar süreçleri için gerekli bir temel
olduğu yaygın bir şekilde kabul edilmektedir. Bu
nedenle bu ülkelerde işgücü piyasası bilgilerinin
etkin bir şekilde kullanılması ve kapasitesinin
artırılması amacıyla büyük miktarlarda harcamalar
yapılmakta ve işgücü arz ve talebiyle ilgili tüm
bilgileri işgücü servisleri aracılığıyla elde
edilmektedir. Bu bilgiler ülkede hangi alanlarda
istihdam fazlası olduğunu veya hangi alanlarda
istihdam açığı olduğunun sağlıklı biçimde ortaya
konmasında kullanılmaktadır. Bu profilin ortaya
konması, yeni yatırımların hangi alanlarda
yapılmasının uygun olacağına karar vermede ve eğitim
politikalarının yönlendirilmesinde büyük önem
taşımaktadır. (Ergün, 1999:1)
İşgücü piyasasındaki mevcut durumu izlemek,
değişimleri takip etmek ve bunların işgücü ihtiyacı
üzerindeki etkilerini ortaya koymak amacıyla İş-Kur
tarafından işgücü piyasası ihtiyaç analizine yönelik
İşgücü Piyasası Araştırması yapılmıştır. İşgücü
Piyasası Araştırması, işverenlerin günümüzde ve
önümüzdeki dönemlerde hangi sektörlerde, hangi
mesleklerde, ne kadar elemana ihtiyaç duyduğunun ve
hangi mesleklerde eleman temininde güçlük
çektiklerinin tespit edilmesine yardımcı olacaktır.
Bunun yanı sıra, bu anketin sonuçlarının, aktif
işgücü programlarının ekonominin ihtiyaçlarına göre
uygulanmasına katkı sağlaması beklenmektedir.
İşsizlik oranını artıran diğer faktörlerin başında
emek piyasasındaki enformasyon eksikliği, kayıt dışı
çalışma ve işgücünün gerekli niteliklere yeterince
sahip olmaması gelmektedir. Enformasyon eksikliği
yüzünden emek arz ve talebi kısa sürede
buluşamamakta, iş arama süresi uzamakta, işverenler
eksik istihdam veya nitelikleri işe uygun olmayan
işçilerle çalışmak zorunda kalabilmektedir.
Nitelikleri işe uygun olmayan işçilerin istihdamı
verimsizlik, rekabet gücünün ve yeni
yatırımların
azalması yoluyla tekrar işsizliğe yol
açabilmektedir. (Demir ve Bakırcı, 2005: 3)
Gündoğan’a
göre, Türkiye’de işsizliğin çeşitli türlerinin bir
arada olması, bazı işsizlik türlerinin ölçülmesinde
karşılaşılan zorluklar ve verilerin yetersiz olması
işsizliğin gerçek boyutlarının saptanmasını
zorlaştırmaktadır. Ülkemizde işsizlikle ilgili
verileri TÜİK, DPT ve Türkiye İş Kurumu
toplamaktadır. Ancak bu kurumların ortaya koyduğu
işsiz sayıları birbirinden farklıdır. Bu farklılığın
temel nedeni kurumların yapmış oldukları işsizlik
tanımlarının farklı olmasıdır. (Aktaran: Güven vd.,
2007: 112)
|