Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kadın Mülki Amir 

Dr. Lale Aytaman 

Muğla'ya dört yıl önce Türkiye'nin ilk kadın Valisi olarak atandığımda, büyük bir he­yecanla karışık değişik duygulara kapıldım. Hükümetin ve Cumhurbaşkanımızın bana gös­terdiği bu teveccüh o güne kadar hiç bir kadı­na nasip olmamıştı. 

Eğitim tarzım Mülki amirlikle ilişkili ol­madığı halde tıpkı Büyükelçilik gibi istisnai bir görev olan Valilik Makamı'mn sorumluluğunu üstlenmek hayli cesaret işi idi. Fakat insan dai­ma herşeyde bir ilk adım atar, Valilik görevi­nin de ilk kez kadınlara verilmesi büyük Ata­türk'ün kadın-erkek eşitliğine gösterdiği yolda bir ilk adım olmaktaydı ve bu düşünce ile gö­revi üstlenmeyi kabul ettim.

Muğla halkı munis, sessiz ve genelde yeniliklere açık bir toplumdur. Göreve atan­mamı içten bir coşku ile karşıladılar ve kısa za­manda Muğla'ya ve işlere intibak ettim. 

Yirmibirinci yüzyıla yaklaşan dünya­mızda artık her iş için uzmanlık gerekmekte­dir. Bununla beraber gerek kamu gerekse özel teşebbüslerde uzmanları yönetecek ve onlar­dan da daha önemli olan yöneticilere gereksi­nim vardır. Yöneticilik vasfı ayrı bir yetenek gerektirir. Akıl, bilgi ve görgü yanında maiye­tindeki uzmanları, personeli ve ilişkide bulun­duğu insanları idare etmek herkesin harcı de­ğildir. Bu bakımdan Mülki Amir de ne derece bu koşullara uyabiliyorsa, o derece görevinde başanlı olur. Benim bu dört yıllık yöneticilik görevim süresince edindiğim kesin kanaat budur. 

Vali, bir ilde Devlet Başkanı'nı temsil eden Mülki Amir olarak çeşitli görevler yap­makta, sorumluluklar üstlenmektedir. Bu gö­rev ve sorumluluklar toplumun her kesimine yansımakta ve Vali hergün çeşitli problemlerle karşılaşarak bunlara olanaklar nisbetinde çö­zümler getirmeye çalışmaktadır. Bu açıdan ba­kıldığında Vali'nin günde bazen 24 saat, hafta da 7 gün çalışması gerekmektedir. Vali tabiat ile çalışmalar sırasında yanındaki yardımcılar­dan ve değişik birimlerin başındaki Müdürler­den ve ayrıca ilin daha küçük birer birimi olan ilçelerin başındaki Kaymakamlardan yararlan­maktadır. Bu ekip çalışması ne derece uyumlu ve etkin olursa ilin sorunları o derece düzenli bir şekilde çözüme kavuşturulmaktadır. 

Ülkemizde ilk kez bir kadın Vali'nin atanması bu görev ve sorumlulukları şimdiye kadar yürütmekte olan erkek Valiler karşısın­da, kadın Vali'nin ne derece başarılı olabilece­ği sorusunu zihinlerde ortaya çıkarmıştır. Ayrı­ca o güne kadar erkek Vali maiyetinde çalış­mış olan memurların, bir kadının maiyetine intibak edip edemeyeceği de merak konusu olmuştur. Şunu kabul etmek gerekir ki, karak­terleri icabı bir kadından emir almayı kendini yediremeyen, bu fikre kendini alıştıramayan erkekler mevcut bulunmaktadır. Fakat zama­nımızın uygar dünyası artık iş hayatında ka­dın-erkek farkım ortadan kaldırmaktadır ve insanların bir görev yaparken amirinin cinsine bakmaması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Nitekim Valiliğimin ilk dönemlerinde böyle durumlarla karşılaştığımı hissettim, ancak kısa zamanda bu nevi hissiyat yok oldu ve yanım-dakilerle uyum içinde, düzenli çalışma devam etti. 

Kırsal alanda geleneklerimiz kadının meydanlara çıkmasına pek imkan tanımadığı için, başlangıçta köyleri ziyaret ettiğimde hep köyün erkeklerinin muhatabım olduklarını farkedince, kadınların da aralarına katılmaları hususunda telkinde bulundum ve şimdi artık ilimizde bu anlamsız geleneğin yok olduğunu ve kadınların da köylerde karşıma çıktıklarını memnuniyetle görmekteyim. 

Dünyamız yirmibirinci yüzyıla girerken, zaten ulaşım, iletişim ve teknolojik gelişmeler­le gittikçe küçülmekte ve bu arada Avrupa'nın birleşmesi için 1948'de kurulmuş olan Avrupa Konseyi de artık devlet sınırlarını aşarak, yerel ve bölgesel yönetimlere özen verilmesi amacı ile çalışmalar yapmaktadır. Bu maksatla son olarak kurulmuş olan Yerel ve Bölgesel Yöne­timler Kongresi'ne ilk kez ülkemizden de ye­rel ve bölgesel yöneticilerden teşkil edilen bir heyet çalışmalara katılmakta ve Belediye Baş­kanları, ti Meclis üyelerinden oluşan bu heye­te Başkanlık etmekteyim.

Bundan sonra Avrupa'da hudutlar kalk­tığında ülkelerde bölgesel ve yerel birimler önem kazanacaktır. Bu yörelerde artık Ameri­kalı Heidi ve Alvin Toffler gibi fütürist düşü­nürlerin ileri sürdükleri ve Amerika'da gerçek­leşmekte olan bilgi ve enformasyona dayalı akımlar sonucu bilgisayarlı elektronik küçük birimler bacalı fabrikalann yerini aldığında, ül­kemizin ve bilhassa Muğla ilinin bu atılımdan geri kalmaması için şimdiden gerekli planların yapılması zorunlu olacaktır. Bu bağlamda Muğla'da bacalı endüstriye geçit vermemekle sadece doğa ve çevre korunmakla kalmayıp geleceğin bu akımına da hazırlanmış olmakta­yız. 

Türkiye'de ilk kadın Vali olarak dört yıl­lık izlenimimi özetlemek gerekirse belirli bir iş için gerekli yetenekleri olan bir yönetici bu­lunduğu takdirde, bunun kadın veya erkek ol­masına bakılmaksızın o yöneticiye bu işin ve­rilmesi ülkemiz için, toplum için yararlı ve ha­yırlı olacaktır.

Muğla'ya 1991 yılında Türkiye'nin ilk ve tek kadın Valisi atandıktan sonra artık bu yol kadınlanmıza da açıldığı için arkadan Mülkiye sıralarından kızlarımız da gelmeye başlamışlar ve son aylarda iki kadın kaymakamımız Mülki Amirler arasında yerlerini almış bulunmakta­dırlar. 

Türk kadını için açılmış olan bu yoldan artık geriye dönüş olmayacağına göre, Türki­ye'de demokrasi yolunda bir önemli adım da­ha atılmış olmaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005