Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılanması ve Yerel Yönetimler
Yiğit Gülöksüz
Kamu yönetiminin yeniden yapılanması ya da
iyileştirilmesi Türkiye'nin sürekli gündeminde
olmuştur. Özellikle planlı kalkınma döneminin
başladığı 1963 yılından bu yana beşer yıllık
kalkınma planlannda "kamu yönetimi" özel başlıklar
altında yer almıştır.
1994 yılı sonunda tamamladığımız Altıncı Beş Yıllık
Plan Dönemi dahil, planlı kalkınma dönemlerindeki
plan hedeflerine ve gerçekleşmelere bakıldığında,
kamu yönetimi açısından tekrardan öteye geçilmediği,
yani kamu yönetiminin iyileştirilmesi hedeflerinin
gerçekleştirilemediği görülmektedir. Bu saptama
merkezi yönetim için de, yerel yönetimler için de
geçerlidir. Hizmette birlik; yetki devri; yetki
genişliği; modern yönetim sistemleri; verimlilik ve
etkinlik; idari usul ve işlemlerde sadeleştirme;
rasyonel kaynak ve personel politikası; merkezi
yönetim ile yerel yönetimler arasında yeni bir
görev, yetki ve sorumluluk dağılımı gibi temel
konular otuz yıldan bu yana yinelenmiştir.
Bir yıl ertelenen ve 1996 başında yürürlüğe girmesi
beklenen Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (YBKP)
çalışmalarında da "Kamu Yönetiminin İyileştirilmesi"
ve "Mahalli İdareler ve Büyükşehir Yönetimi"
konuları, kurulan 66 Özel İhtisas Komisyonu arasında
yer almıştır. Komisyon raporları tamamlandıktan
sonra, YBKP döneminde öncelikle ele alınacak temel
sorunların çözümüyle ilgili 20 adet değişim projesi
Yüksek Planlama Kurulu'nca belirlenmiş ve bunlarla
ilgili Çalışma Komiteleri kurulmuştur. "Kamu
Hizmetlerinde Etkinliğin Artırılması Projesi" ile
"Mahalli İdarelerin Güçlendirilmesi Reformu" bu 20
değişim projesi arasında bulunmaktadır.
Kamu yönetiminin yeniden yapılanması sorunu yalnız
planlarda ele alınmamış, hemen her kesimin üzerinde
fikir birliğine vardığı ve çalışmalar yaptığı bir
konu olmuştur. Özellikle yerel yönetimler
konusundaki çalışmaların merkezi yönetime göre daha
yaygınlaştığı görülmektedir. Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartının onaylanması; Merkezi
Yönetim ile yerel yönetimler arasında koordinasyonu
sağlayacak bir bakanlık kurulması girişimi; Merkezi
Yönetimle yerel yönetimler arasında görev, yetki,
sorumluluk ve kaynak paylaşımının esas ve usullerini
belirleyecek bir çerçeve yasa çıkarılması girişimi
gibi önemli adımlar Altıncı Beş Yıllık Kalkınma
Planına damgasını vuran çalışmalar. TODAİE
tarafından hazırlanan Kamu Yönetimi Araştırma
Projesi (KAYA) da bu dönemde yapılan önemli
çalışmalardan biridir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca IU-IA-EMME
(Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Doğu
Akdeniz ve Ortadoğu Bölge Teşkilatları) ile
birlikte sürdürülen çalışmalar sonucunda,
Türkiye'de yerel yönetim sisteminin geliştirilmesi
ve konut ve kentleşme politikalarının gözden
geçirilmesine yönelik "Yerel Yönetim Sisteminin
Geliştirilmesi" Programı başlığı altında bir dizi
bilimsel araştırma, el kitabı ve rapor
hazırlanmıştır.
Kamu yönetiminin iyileştirilmesi veya yerel
yönetimler reformu gibi çeşitli başlıklar altında
yapılan iyiniyetli çalışma ve çabaların uygulamaya
geçirilememesi, "nasıl iyileştirme", "nasıl
reform?" gibi soruların tartışılmasından çok,
"neden iyileştirilemiyor?", "neden yapılamıyor?"
sorularının tartışılmasını gerekli kılıyor.
"Neden yapılamıyor?" sorusunun konumuzla ilgili
olarak kuşkusuz birçok yanıtı var. Bunlardan ilk
akla gelen, planların gerçekçi olmaması yani
uygulanabilir planlar yapılmaması. Aynı gerekçe
projeler için de geçerli. Planların hazırlanma,
görüşülme ve kabul aşa malarına bakıldığında
"uygulanabilirlik" konusunun tartışılmaması
gerekiyor denilebilir. O zaman sorunun çözümünü kamu
yönetiminin planların uygulanması ya da reform
niyetlerin-deki kararlılıkta aramak gerekiyor. Bir
başka anlatımla siyasi tercihlerin bu konuda nasıl
şekillendiğine bakmak gerekiyor.
Kamu yönetiminin yeniden yapılanması çalışmaları
içinde yerel yönetimlerin öne çıkarılması,
hizmetlerin halka en yakın yönetim birimlerince
yerine getirilmesi ilkesine dayanıyor. Rasyonel
kaynak kullanımında ve hizmetlerin etkinliğinde
halka en yakın yönetim biri-mi önem kazanıyor. Ancak
bu temel ilkenin gerçekleştirilebilmesi için
Türkiye'deki yerel yönetim birimlerinin ve bunlar
içinde özellikle belediyelerin idari ve mali
yapılannın uygun olup olmadığı sorusuna olumlu yanıt
vermek mümkün olmuyor. Merkezi yönetimi de çok
yakından ilgilendiren bu yeniden yapılanma ise tek
bir hedefe çağrı yapıyor:"yapabilir kılma".
Yapabilir kılma stratejisi, Özellikle insan
yerleşimleri ve yeni bir yerleşme etiği konularında
gündeme gelen yeni bir tartışma kavramı olarak
ortaya çıkmıştır. Bu tartışma yapılmadan ve
yapabilir kılma stratejisi ve kararlılığı ortaya
konulmadan yeniden yapılanma stratejisinin
uygulanması mümkün gözükmemektedir.
Yapabilir kılma, kamu hizmetini yürüten kişi, kurum
ve kuruluşlarla birlikte tüm toplum kesimlerini
yakından ilgilendiren bir konudur ve kamu hizmeti
duyarlılığının geliştirilmesinden kararlara
katılmaya, hesap verme ve sormanın
kurumsallaştırılmasından yeterli bilgi ve haber
sağlanmasına kadar birçok hedefi içermektedir.
Yapılabilir kılmayı toplumun tüm kesimleri açısından
"genelleştirilmiş, bir kapasite yaratma" olarak
tanımlamak mümkündür. Bu kapasitenin boyutları
siyasal ve parasal güç, ortaklık kurabilme
güvenine sahip olma ve bilgi ve teknolojiye sahip
olma olarak sayılabilir.
Türkiye'nin kamu yönetimindeki temel sorununun aşırı
merkezileşme olduğu bilinmektedir. Ancak bu temel
sorunun yerel yönetimlerin tek başlarına
iyileştirilmesi ile çözümlenmesi mümkün değildir.
Bir başka saptama ise toplumun dışarıda bırakıldığı
bir eylem içinde kamu yönetiminin iyi toplum
hedeflerini gerçekleştirmesi de mümkün değildir.
Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması sürecinde
yerel yönetimlerin öne çıkarılmasındaki temel amaç
sadece yerel hizmetlerin görülmesinde etkinliği
artırmak değil, aynı zamanda demokratikleşmeyi
gerçekleştirmek olmalıdır.
|