|
Kamu Harcamaları ve Büyüme
"Bu tür
harcamaların seviyesi ve bileşimi genel ekonomik büyümeyi
nasıl etkilemektedir? Bu çalışmada, 38 ülkeyi kapsayan
araştırmadan elde edilen bulgular ortaya konmuştur.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında
gelişmiş ülkelerin pek Çoğunda, kamu harcamalarının genişlemesi
ve kamu sektörü nispi büyüklüğünün artması gereği konusunda
yaygın bir kanaat hasıl olmuştur. Bu kanaat, belirli ekonomik ve
sosyal hedeflere ulaşmanın tek çare olarak düşünülmemesi
halinde, devlet müdahalesini arttırmanın en iyi yol olduğu
görüşüne dayandırılmıştır. Bununla beraber, 1970'lerden itibaren
bu görüşün geçerliliği tartışılır olmuştur. Sadece kamu
harcamalarının başarısı konusundaki endişelerin artmakta olması
değil; fakat aynı zamanda bu harcamaların finansmanının arzu
edilmeyen yan etkisinin de aşırı ölçüde kendini göstermesi bu
sonucu doğurmuştur. özellikle son zamanlarda ekonomik
faaliyetlerin yapısal özellikleri üzerinde baskılar, aşın
devletçilik denemelerinden doğabilen büyüme üzerindeki olumsuz
etkileri gözler önüne sermiştir. Diğer sebepler yanında
özellikle bu sebep, kamu harcamalarındaki artışı kısacak, hatta
önemli ölçüde aza1tacak temkinli politikaların uygulanması
sonucunu doğurmuştur.
Bu arada
gelişmekte olan ülkelerde ekonomik yapının yeniden düzenlenmesi
ve ekonomi politikasının önemli bir hedefi olarak daha hızlı bir
büyümenin sağlanması, henüz yeni varlığını hissettirmeye
başlayan cılız bir özel sektöre bırakılmayacak kadar önemli
görevler olarak görülmektedir. Bu, genellikle, anan devlet
müdahalesine paralel olarak kamu harcamalarının da arttırılması
politikasına öncülük etmiştir. J 973 ve 1979 petrol şokları
sonrasında meydana gelen malı ortam, bu ülkelerin pek çoğunda
kamu harcamaları artışını kısıcı bir harekete yol açmıştır.
Gerek
gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerdeki bu politika
değişikliklerini genel olarak belirleyen çatışmaların
(çelişkiler) temelinde kamu harcamalarını azaltmanın ekonomik
büyüme üzerindeki etkileri konusunda kendini gösteren
tartışmalar yer almaktadır. Bu makale, kamu harcamalarının ve
özellikle harcama bileşiminin büyüme sürecine yapabileceği
katkıları incelemektedir.Böyle tecrübeye dayalı bir inceleme,
hem yaygın
ölçüde
kullanılan büyüme modelinin ilgi derecesini değerlendirme ve hem
de gelişmekte olan ülkelerin büyüme hareketinde kamu
harcamalarının rolünü kavrama yönünden önemlidir. Buradan elde
edilecek sonuçlar büyümeyi esas alan mali düzenleme
programlarını hazırlamada ve harcama önceliklerini belirlemede
politik karar alanlara yardımcı olabilecektir.
Kamu
harcamaları Büyümeye Yardım Eder mi ?
Bazıları,
cari veya sermaye teşkili nitelikli olup olmadığına bakmaksızın
bütün kamu harcamalarının büyüme üzerinde çok olumsuz bir
etkiye sahip olacağını ileri sürmektedirler. Bu kanaat, merkezi
karar alına ve kar motivasyonuna ve rekabete imkan tanımama
özellikleri ile karakterize edilen kamu faaliyetinin, kamusal
üretimi daima özel sektör üretiminden daha az etkili kıldığı
görüşüne dayanmaktadır. Bu yüzden, kamu harcamalarındaki
herhangi bir artış bir bütün olarak ekonomide daha yavaş bir
ekonomik büyüme sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca kaynakların özel
sektörden kamu sektörüne transferi sebebiyle, beşeri ve fiziki
sermaye birikiminde ve özel sektördeki gelişme hızında bir
yavaşlama görülebilir. Bu sonuç, tabii ki, toplam harcama
artışları içinde özel Üretim hası1asından kamu satın alma
payını, kamu sektöründe üretilen hizmetlere nispetle
azaltacaktır.
Bunun
yanında diğer bazıları da özel sektör etkinliğini kesin kabul
etmeyip, değişik derecelerde kamu katılımının gereğini ileri
sürmektedirler. Bu görüşü, İleri sürenler, özel sektördeki
rekabet dışı (tekelci) bazı firmaların piyasa işleyişini
saptırıcı gücüne işaret etmektedirler. Ayrıca bazıları, sosyal
faydanın özel.faydadan fazla olması halinde piyasa sisteminin
yıkılacağına ve özel sektörün büyüme için gerekli bazı temel
yatırımları azaltabileceğine dikkati çekmektedirler. özellikle
"yapısalcılar" bu konuda daha da ileri giderek gelişmekte olan
ülkelerin pek çoğunda devlet müdahalesinin ekonomik büyüme
üzerindeki engelleri kaldırmadıkça ekonomik büyümenin mümkün
olmayacağını kesin olarak ifade etmektedirler.
Normal (meşru) gibi görünen fakat birbiriyle çatışan delillere
göre deneysel bir yaklaşımı kabul etmek ve kamu harcamaları ile
ekonomik büyüme arasındaki mevcut delilleri incelemek gerekli
görülmektedir. Bu, politika yapımcıları için önemli bir sorun
olmakla beraber, genellikle zıt sonuçlar onaya koyan
araştırmacılara göre, bu ilişkilerin doğrudan deneysel
incelemesi asgari seviyede kalmıştır. Maalesef, bu alandaki
deneysel araştırma ile ortaya çıkan problemlerin karmaşıklığı,
büyüme projesi İle ekonomik gelişmenin belirleyici unsurlar
hakkındaki eksik bilgimizden doğmaktadır.
Büyüme
Üzerindeki Etkileri
E.F. Denison'un çalışmasında çokça kullanılan bir büyüme modeli,
üretimdeki anışın dön kaynak üzerinde bozucu etki
göstermektedir. Bunlar: fiziki sermayedeki artış; beşeri
sermayedeki artışı teknik gelişmeler, ve kaynak kullanımı
etkinliğindeki değişmeler şeklinde sıralanabilir. Son
zamanlarda bazı analistler gelişmekte olan ülkelerdeki
deneyimlerin incelenmesinde ihracattaki anışlar ve ticaret
hadleri gibi dış faktörlerde de dikkate alınması gereken bu
ekonomilerin açıklık derecesinin büyümeyi etki1ediği
vurgulamışlardır. Fakat maalesef, kesin nedensellik ilişkileri
ve zaman gecikmelerini kapsayan bilgimiz, büyüme ile bu
değişkenler arasındaki kesin matematiksel ilişkiyi izah etmeye
imkan verecek derecede gelişmemiştir.
Denison'un
büyüme hesabı esasını kullanmak suretiyle, bu temel büyüme
denkliği içindeki her bir elemanı etkileyecek kamu harcamaları
potansiyelini teşhis etmek zor değildir. En açık ve literatürde
en çok üzerinde durulan
etki, kamu sermaye teşkili harcamaların ülkenin fiziki
sermayesine yaptığı katkı şeklindeki etkidir. Bununla beraber,
bu olumlu etkinin ancak bu tür sermayenin verimli olarak
kullanılması ve fiziki sermayede net
bir artışın varlığı halinde meydana geleceğini de vurgulamak
gerekir. Kamu gelirlerini artırma tedbirleri ve devletin sermaye
harcamalarını finanse etme gayretleri özel sektörün yatırıma
tahsis edebileceği fonları azalttığı taktirde, devletin sermaye
harcamalarındaki bir anış gerçekte ekonomik büyümeyi
yavaşlatabilir. Bu olumsuz etki, daha verimli özel sermaye
harcamalarına engel olan daha az etkili devlet sermaye
harcamalarından meydana gelmektedir.
Mümkün olan ikinci bir etki. Beşeri sermaye teşkili
harcamalarındaki hizmetlerinin görülmesi gibi ekseriya tüketim
olarak nitelenen tipik devlet fonksiyonları işgücü verimliliğini
artırabilir. Bu husus, ekonomik büyüme üzerindeki etki kadar,
devletin cari harcamalar ile sermaye teşkili harcamaları
arasındaki farkla da ilgilidir. Her ne kadar sağlık ve eğitim
sektörleri tipik olarak devletin temel sermaye harcamalarından
yararlanıyor ise de, beşer sermaye üzerindeki etki, özellikle
kısa vadede, büyük ihtimalle cari harcamalardan meydana
gelmektedir. Tabii ki, diğer harcama tiplerinden daha uzun
bekleme süresi olduğundan, bu tip harcamaların büyüme
üzerindeki etkisi maalesef ani olarak ortaya çıkmaktadır.
Sermaye
teşkili harcamalarındaki artışı teknolojik gelişmeler de
etkilemektedir. Gelişmiş ülkelerde devletin araştırma ve
geliştirme harcamaların genellikle ekonomi üzerinde önemli
geçici etkilere sahip bulunduğu ve teknolojik açıdan gelişmiş
sanayilerde hızlı büyümeye yol açtığı görülmektedir. Gelişmekte
olan ülkeler de aynı şekilde, genellikle kamu programlarından
hasıl olan yeni tarım teknikleri ve tohum çeşitleri üzerindeki
araştırma ve geliştirme harcamalarından önemli yarar elde
etmektedirler.
Nihayet,
kamu harcamalarının büyüme hızı üzerinde, kaynakların daha
etkili kullanımından doğan bir etkisi de, bu harcamaların en
azından iki alanda daha olumlu olabilmesidir. Bunlardan
birincisi, daha önce de işaret edildiği gibi, beşeri sermayenin
artırılması ve korunmasına veya yasa ve düzenin kurulmasına
yönelik pek çok cari harcamaların büyümeyle ilgili ,özel sektör
kaynaklarının başarılı bir şekilde kullanılması için önceden
gerekli önemli harcamalar olabilmesidir. İkinci olarak pek çok
araştırma, ekonomik büyümede kapasite fayda derecesinin önemini
vurgulamaktadır. Kamu sektöründe bazıları, sermaye teşkili
harcamaları yoluyla verimli kapasite artışından ziyade, pek çok
azgelişmiş ülkede büyümenin anan işlem ve idame masraflar
yoluyla mevcut verimli kapasitenin daha iyi kullanımı ve
muhafazasını temin ederek geliştirilmesini teklif etmektedirler.
Zorunlu olarak, teklifler büyük ölçüde devletin kapsam
derecesine bağlanmakta; ve hizmetlerin kamu ve özel sektör
arasındaki tercihin bir, "ya hep ya hiç" sorunu olarak
düşünülmemesi gerektiği ifade edilmektedir.
Bazı
Sonuçlandırıcı Düşünceler
Çok
sayıdaki bu hipotezleri tecrübi bazı araştırmalarla test etmek
faydalı olacaktır. Bu malzemenin dayandırıldığı araştırma, reel
milli gelir içindeki yatırım payı, işgücündeki artışlar ve
çeşitli payları ile harcama türlerinin milli gelir içindeki
paylan ile ilgili bazı regresyonlar çerçevesinde yürütülmüştür
Araştırmada
Ele Alınan Ülkeler Listesi
Kolombiya,
Liberya Pakistan Suriye Tunus Yunanistan İsrail Kore Meksika
Panama Tanzanya Uctswana Endonezya Hindistan
Kamerun Kenya Kosta Rika Kuveyt Mısır Myanmar Singapur Sri
Lanka Tayland Trinidad ve Tobago Venezuella Yemen Zambiya
Zimbabve
Bu amaçla,
genel öneminden dolayı hem cari ve hem de sermaye teşkili
harcamalar çeşitli fonksiyonel sınıflamaya tabi tutulmaktadır.
Bunlar altyapı harcamaları (elektrik, su, havagazı, yollar, ve
diğer ulaştırma hizmetleri gibi) ; sosyal hizmet harcamaları
(eğitim, sağlık, refah ve mesken gibi); ve doğrudan verimli
sektörlerle ilgili harcamalar. (tarım, maden, inşaat sektörleri)
şeklinde sınıflandırılabilir. Aynı şekilde testler çeşitli dış
faktör etkilerini belirlemek için de yapılmaktadır. Bu faktörler
de ihracatın artış seviyesi, ihracatın milli gelire oranı, ve
dış faiz oranı gibi faktörleri kapsayabilir.
Veri
sınırlarının kaçınılmaz olarak deneysel testleri zorunlu kıldığı
bu gibi durumlarda istatistiki sonuçlan açıklamada büyük bir
ihtiyatla hareket edilmesi gereği açıktır. Bu ülkelerle ilgili
açıklanan sonuçlar aşağıda belirtilen vazgeçilmez deneysel
tespitleri ortaya çıkarmaktadır
Bununla
beraber daha derinlemesine bir incelemede, harcamaları
kompozisyonu ele alınmadığı taktirde bu sonuçların yanıltıcı
olabileceği anlaşılmaktadır. Böyle bir inceleme yapıldığında
aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmaktadır; sağlık, mesken ve refah
konusundaki sermaye teşkili harcamaları kısa vadede büyümeye
yardımcı olabilmekte; sermaye altyapı harcamaları büyüme üzerine
daha az etki yapabilmekte; ve hatta doğrudan verimli sermaye
harcamaları büyüme üzerinde olumsuz etki bile
gösterebilmektedir. Aynı şekilde doğrudan verimli sektörlerdeki
cari harcamaları büyüme üzerinde önemli ölçüde olumlu
etkisinden bile söz etmek mümkündür.
Politik
Mülahazalar
Son
yıllarda, büyümeyi daha etkili kılacak yapısal uyum
politikalarının uygulanması için daha fazla çabaya ihtiyaç
olduğuna dair artan bir kanaat hasıl olmuştur. Bu kanaat, kamu
harcamaları için hedef teşkili ve bu harcamaların bileşiminin
ihmal edilmesiyle harcamaları kalitesinin büyüme amaçlarından
sapmalar meydana getirebileceği inancından doğmaktadır.
Gerçekten, gelişmekte olan ülkelerde pek çok sorun. yapısal
düzenleme tedbirleri ile büyüme arasındaki potansiyel
çalışmalardan meydana gelmektedir. Bu daha ziyade, daha yüksek
bir yatırım seviyesi veya alternatif olarak sermaye teşkili
harcamaları seviyesini koruyacak yenileme harcamaları azaltmak
için bulunan usulleri arzu etmekten doğmaktadır. Aynı zamanda,
genellikle, cari harcamalar için olduğundan daha çok sermaye
projeleri için toplumun desteğini harekete geçirmek daha kolay
olmaktadır.
Böylece,
sermayenin korunmasına zıt bir şekilde, sermaye teşkili
eğiliminden doğan sonuçların genellikle büyüme hareketlerine
zarar verdiği anlaşılmaktadır. Mesela; gelişmekte Olan ülkelerde
eski hastaneler, ilaç ve diğer gereçlerdeki açık yetersizlikleri
sebebiyle eski yollar entegre olamazken yeni yolların yapılması
örneklerini görmek güçtür.
Politik
açıdan tabii ki, sermaye teşkili harcamaları üzerinde
durulması, sadece kısmen yukarıda işaret edilen sonuçlarla
doğrulanmaktadır. Gerçekten sermaye teşkili harcamalar
etkilerini geleneksel yatırım kanallarından ziyade, beşeri
sermaye teşkiline kaydırmış görünmektedir. Mesela büyüme için
altyapı yatırımlarının kamu kesimince yerine getirilmesinin
önemi kesin olarak ispat edilemez. Aynı şekilde büyüme ile
doğrudan verimli sermaye harcamaları arasındaki zayıf ilişki,
muhtemelen verimliliği temin etmek için projelerin daha iyi
kamufle edilmesi ihtiyacına" işaret eder. Aynı şekilde,
harcamaların bileşimini incelemek için genel harcama seviyesinin
ötesine geçmenin önemi de keza cari harcamalar olayında
gereklidir. Anlamlı olarak, doğrudan verimli sektörlerin
işlemlerini korumak için cari harcamaların büyüme üzerinde
olumlu bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada
herhangi kesin sonuçlar çıkarmak mümkün olmamakla beraber, bu
istatistiki bulgular, büyümeyi hızlandırmada, hatta sermaye
teşkili harcamalarından bile daha çok arzu edilen belirli bazı
cari harcama türlerini bulmanın mümkün olmadığını göstermez.
|