|
Kara Para Aklama Teknikleri
A. Karapara Aklama Tekniklerinin Sınıflandırılması
Geleneksel olarak, karapara aklama işlemlerinin yukarıda açıklanan
üç aşamadan oluştuğu belirtilmektedir.
Bu akademik sınıflandırma, başlangıçtaki kirli paradan aklanan
paraya uzanan, sonunda karaparanın illegal
kaynağından kuşkulanılmadan kullanılabileceği ideal
bir dolaşımı şemalaştırmaya imkan vermektedir. Ancak
pratikte, sadece bazı eski yöntemleri kullanan en
basit aklama dolaşımlarının işleyiş tarzını
açıklamaktadır. Oysa, günümüzün realitesi daha
karmaşıktır. Polisler basit yöntemleri iyi tanımakta
ve bunlarla mücadele edebilmekteler, fakat bu
yöntemler, artık milyonlar hatta milyarlarca
dolarları ustalıkla kullanan örgütlü malî suçluluğun
ihtiyacını karşılayamamaktadır. Söz konusu
tutarları suç kaynağından "ayırma" için kullanılan
teknikler ne olursa olsun, aklanmış olarak ortaya
çıkabilmeleri için, sadece tüm izleri karıştırmak
yetmemektedir: Şarküterici, pizzacı, ansızın
zenginleşen saygın adamlar, hesap defterlerindeki
ani servet artışlarını açıklamakta
zorlanmaktadırlar.
Bu durumda, söz konusu üç aşamalı sınıflamaya dayalı klasik
yaklaşım, bazı seviyelerin üzerindeki karapara
aklamanın ortaya çıkardığı problemleri açıklamada
yetersiz kalmaktadır. Bu yaklaşım, aklanmış
fonların otomatik olarak bazı geleneksel
faaliyetler (tüketim, üretken yatırımlar ) içinde
tekrar yatırılacağını varsaymaktadır. Halbuki, kimi
tutarların üzerinde, bu makul görünen durumun daha
çok tersi meydana gelmektedir. Çok büyük
miktarlardaki karaparanın malî sisteme sokulabilmesi
gelişmiş teknikleri gerektirmektedir. Ayrıca suç
örgütlerinin çıkarı, muazzam miktarlara varan
zenginliklerinin kimsenin onlara hesap sormayacağı
finans alanları içinde, gizlice saklı
tutmalarındadır. Bu durumda, dikkat çekmeden kâr
elde edebilirler. Zira, dünya finansının sanal
alanında, kirli para-temiz para ayrımı ortadan
kalkmaktadır. Plasman gelirleri ve daha sonraki
yatırımları, rüşvetçi yöneticilerin ya da mafya
babalarının hayat düzeyini garanti etmeye büyük
ölçüde yeterli olmaktadır.
Bundan böyle, dünyada reel ekonomiyle bağlantısı
kopmuş malî bir alan mevcuttur. Bu sanal gezegende
cereyan eden her şey, güçlü bir miyopiye eklenen
ortak şaşılık nedeniyle, hâkim-savcı ve polislerin
gözünden kaçmaktadır. Artık, gerek dürüst, gerekse
suçlu olsun dünyayı değiştirme ve servetlerini
global finansın gayri maddi dünyasına kendi
yerlerine çalışmaya gönderme vasıtalarına sahip
kişiler vardır. Bunlar, bu gayri maddi evren içinde
zaman ve mesafeye aldırmayarak, devletler ve onların
polisleri, maliyecileri ve yargıçlarıyla alay ederek
sörf yapmaktadır. Ote yandan, olağan yer yaşamı ve
ekonomi içindeki sert yerçekimi yasalarından
kurtulmak için, imkanları yetersiz olan diğer
kişiler de mevcuttur. Bunların ayakları toprağa
perçinli ve her zaman verilecek bazı hesapları ya da
kaygılanacak bazı şeyleri ve polis ya da savcıların
da, onları yakalama şansları bulunmaktadır. Bu
kişiler, güvenlik güçlerinin hırsızların peşinde
koştuğu ve hatta bazen birilerini yakaladıkları dar
dünyadadır. Buna karşılık sanal finansın geniş
evreninde, artık güvenlik güçleri yoktur. Hırsızlar
ise diğerleri gibi spekülatör olmuşlardır. Bu
nedenle de, bazı seviyelerin üzerinde karapara
aklama, artık parayı tekrar bütünleştirmeye değil,
ama onun fark edilmesini engellemeye yaramaktadır.
Karapara aklama tekniklerinin seçimi, ilk olarak, suç örgütünün
ulaştığı düzeye, özellikle manipüle edebileceği
tutarlara; daha sonra ise, suç kazancının geliri ile
gerçekleştirmek istediği en son amaca bağlıdır. Bir
suç örgütü, düşük ya da orta büyüklükte tutarları
aklamak istiyorsa, uzun ve karmaşık bir dolaşıma
başvurmasında yarar yoktur. Bir karapara aklama
sürecinin kalitesi (yani karapara aklayan için
güvenlik), zorunlu olarak, bunun uzunluğuna ya da
karmaşıklığına bağlı değildir. İstenilen amaca ve
öngörülen kullanıma göre, bazı teknikler
diğerlerinden daha uygun olabilir: örneğin, şayet
bir meblağın çabuk harcanması ya da yatırılması
gerekiyorsa, daha ziyade bir tasarrufa ya da kâr
kazandırmaya yönelik yöntemleri kullanmak bir işe
yaramaz. Tersine, bir gazinoda banknot tomarları ile
oynanabilirse de, bir oyuna masanın üzerine bir
valiz dolar koyarak iştirak edilmez. Bunun için
realitelere daha yakın -yani suç örgütlerinin
ihtiyaçları ve karşılaştıkları güçlüklere uygun ve
daha dinamik olan- başka bir karapara aklama
tipolojisini düşünmek uygun olacaktır. Bu durumda,
aklanacak fonların sahibinin ihtiyaçlarından hareket
etmek gerekir. Bu ihtiyaçlar ise, üç çeşit olabilir.
İlk olarak acil bir tüketim ihtiyacı olabilir: bu
durumda fonların sahibine güçlü bir nakit ihtiyacı,
yani derhal elinin altında olabilecek sermayeler
gerekecektir. Eğer sözkonusu olan bir yatırım
ihtiyacı ise, sadece orta derecede nakit, ayrıca bu
nakitlerin kolayca konvertibil olmalarını
gerektirir. Nihayet bir sermaye yatırımı ihtiyacı
sözkonusu ise, sermayeler görünmez olmak zorundadır
ve nakit paranın önemi azdır.
Bu ihtiyaçların yanında, aklayıcı çevresel zorlukları da göz önüne
almalıdır. İlk olarak hacim zorlukları: aklanacak
para tutarı ne kadar büyürse, o kadar tedbirli
olmak gerekir. Bu hacim zorluğu, fiilen bir yasallık
zorluğuna da bağlıdır: alınan önlemler ve
tekniklerin karmaşıklığı yasal otoriteler tarafından
yapılan baskı düzeyine uyum göstermelidir. Son
zorluk, öncekileri özetleyen kredibilite
(inandırıcılık) zorluğudur: fonların saygınlığı
sahibinin saygınlığı, ile doğru orantılıdır.
Aklayıcılar, düzenlerini işletirken karşılaştıkları
özel güçlükleri hesaba katarak, çeşitli ihtiyaçlara
cevap vermeye yönelik, çok sayıda teknik
kullanmaktadırlar. Çok fazla tekniğin kullanılması
yararsız olabildiği gibi, bazen çok az teknik
kullanılması da, tehlikeli olmaktadır: Bu açıdan,
karapara aklama tekniklerinin en iyi
sınıflandırılması aşağıdaki gibi görülmektedir:
a.Basit aklama
Bu, kirli nakitleri en kısa dolaşımla temiz paraya dönüştürmeyi
amaçlayan aklayıcının yöntemidir. Aklayıcı,
ihtiyaçlara göre, bilhassa, ivedi tüketim
harcamalarında ya da düşük maliyetli yatırımlarda
kullanmaya yönelik oldukça düşük miktarlı, ikinci
derecede(önemsiz) ve tek amaca dönük işlemler
gerçekleştirecektir. Zorluklar açısından, bu aklama
şekli zayıf yasal baskı bölgeleri ya da normal
ekonominin marjinal sektörleri içinde
kullanılmaktadır. Çok sayıda hileyi devreye sokmak
gerekmeyeceğinden, kullanılan teknikler pek
karmaşık olmayacaktır: sahte kumar kazançları,
kirli paranın bir ticarethanenin nakit gelirleri
içine sokulması, bir döviz bürosunda dövize
çevrilmesi vb.
b.Gelişmiş aklama
Bu, suç gelirini açıkça önceki durumdan daha önemli faaliyetlere
yatırma arzusuna uygun düşer. Daha ziyade,
istikrarlı para aklama dolaşımları gerektiren
oldukça yüksek, düzenli tutarlara ilişkindir.
Zorluklar açısından bu tür aklama, yüksek yasal
baskı bölgeleri ya da talebedenin güçlü bir
kredibilite (inandırıcılık) kullanımlarıyla
ilgilidir. Bu düzeyde, daha önce ilk basit aklamaya
tâbi tutulmuş çeşitli kaynaklardan gelen tutarlar
birlikte işlem görür. Örneğin, gelişmiş bir
kaçakçılığa sahip bir uyuşturucu tacirinin,
gelirlerinin kaynağının tümünü tek bir yasal
faaliyetle izah edebilmesi güçtür. İlk planda,
gelirlerin bir kısmını sahte kumar kazancı
sayesinde, diğer bir kısmını yasal işletmelerin
gelirleri ile karıştırarak, kalanını ise,
mahallesinde aile üyeleri adlarına satın aldığı
gayrimenkulle-rin kira gelirleri ile aklayacaktır.
Yasadışı ticareti gelişerek devam ederse, tümünü
aklamak için daha gelişmiş başka araçları
kullanarak, değişik kaynaklardan gelen fonları ve
birikmeye devam eden suç gelirlerini birleştirmek
zorunda kalacağı bir an gelecektir. Bu durumda,
büyük miktarlı ani para dönüşlerini izah edecek
işlemlere, örneğin danışıklı gayrimenkul
spekülasyonlarına girişecektir. Oto finans(kendi
kendine borç verme) yöntemine başvurarak, zamanla
uzman maliyeci ve hukukçuların içinde olduğu, çok
sayıda ticari şirketler kurmak ve vergi
cennetlerinde banka hesapları açmak, kısaca bazıları
legal ve görünür diğerleri illegal ve görülmez olan
faaliyetlerinin tümünü işletmek için tam bir
danışman ve kuruluş yelpazesiyle donanmak zorunda
kalacaktır.
c.Karmaşık aklama
Bu suç endüstrisi aşamasının gerektirdiği yöntemdir.
Bir seviyeden itibaren, karapara aklayıcı ya da suç
örgütü, sermayelerini çoğunlukla çok kısa sürelerde
topladığı için, suç faaliyetlerinden sağladıkları
fonların kaynağım geleneksel ekonominin vasıtaları
ile izah edemeyecektir. Önemli miktarlardaki
servetlerin en azından nasıl elde edildiği tahmin
edilmeden dürüst ve meşru yollarla oluşturulması
çok ender bir durumdur.
Kuşkusuz, büyük tutarlara sahip olunduğu zaman basit bir kaç önlem
karşılığında, kimsenin paranın kaynağını sormadığı
malî piyasalarda bunlara kâr kazandırmak kolaydır.
En iyi yol, parayı malî piyasalarda bir yatırımdan diğerine gidip
gelir halde bırakmaktır. Çözüm, tüm dünyaya
yayılmış, özellikle ithalat-ihracat, sigorta,
havayolu şirketleri ve bankalar içeren yoğun bir
şirketler ağına sahip olmaktadır . Gerçekten büyük
çaplı karapara aklama, tabela şirketler olmadan
varolamaz.
B.Yeni Sınıflandırmanın Özelliği
Bu yeni yaklaşım, birçok temel veriyi ortaya koymaktadır. Her
ihtiyaç için bir karapara aklama mekanizması
mevcuttur. El çabukluğu, karapara aklama
dolaşımlarını çeşitlendirmek ve parçalamaktan
ibarettir. Kumar yoluyla 10.000 euro kimsenin
dikkatini çekmeden aklanabilir. Ama, haftada
100.000 euro gerçek bir kumar kazancı çok çabuk
biraz meraklı bir polis ya da maliyecinin dikkatini
çeker. Oyuncu ilk çare olarak, daha sonra
kaçakçılıklarının gelirlerini yasal gelirlerle
karıştırmak için ticari bir işletme satın alma
yoluna başvuracaktır. Karapara ne kadar artarsa,
teknikler de o kadar gelişmiş olacaktır. Altın
kural, kayıtlı gelirler ve aklanan paranın dönüşleri
arasında apaçık bir uyumsuzluk görünmesine fırsat
vermemek ve gözüken hayat seviyesini en azından
yaklaşık olarak izah edebilmektir.
Klasik sınıflandırmanın zannettirdiği gibi, karapara
aklama süreçleri, tek ya da bir amaca dönük işlemler
değil, tam tersi, tamamen yasal ve gerçek olanlarla
ortak yürüyen ve sayısız hayali faaliyetlerden
oluşan tam bir endüstri gerektirir. Söz konusu
faaliyetlerin tümü, dolaşımdaki kirli paraya tam bir
yasallık görünüşünü vermeye yöneliktir. Banka
cennetlerinin ve of-shore şirketlerin dikkat çekici
gelişmesi, sadece karaparanın gizlenme ihtiyaçları
ile açıklanabilen hayali faaliyetlerin artışına
paralel olmuştur. Bu suç havzalarının artmasına göz
yumulmuştur. Çünkü gizli fınans gerçeğinin tüm
görüntülerine sahiptir. Aynı dolaşımları
paylaşmakta ve aynı ödeme gücü ve inandırıcılık
ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Karapara aklama
tekniklerinin çeşitlenmesi ve artışı, illüzyonun
hâkim olduğu sanal bir ekonominin doğmasıyla
sonuçlanmıştır. Bu sanal ekonominin gerçek yasal
faaliyetlerin içine girmiş olması olgusu, sadece bir
serapı tamamlamaktadır. Göz aldanmasında bir ekonomi
ve finans, faydalı ve sağlam bir yapının işleyişleri
sanılmaktadır. Sayısız paravan şirket, suç örgütleri
tarafından sızılmış bankalar, hayali ya da mafya
kontrolünde şirketler, her işlemin doğal
inandırıcılığını bulduğu yerde, rasyonel bir uyumun
sahte izlenimini veren ekonomik ve ticari
faaliyetler içerisindedir. Kolombiya'nın eski
Devlet Başkanı Belisario Betancur, Cali karteli
şeflerinden Gilberto Rodriguez'in kendisine liberal
bir bankacı, Cali şehrinin merkezi olduğu vilayetin
önde gelen yönetici ekonomik sınıfının önemli bir
üyesi olarak tanıtıldığını belirtmiştir. Bu kişi,
1995 yılında tutuklanmasından önce, gerçek bir
yasal ekonomik imparatorluk kurmuştu: Bankalar,
kimya labaratuvarları, madencilik işletmeleri,
300'den fazla şubeye sahip eczaneler zinciri. Ayrıca
ülkenin 3. büyük radyosuna, bir dergi ve bir futbol
kulübüne sahipti.
Abartıldığı düşünülemez mi? Dünya çapındaki bazı davalar- BCCI,
Jurodo- malî sistemde en yüksek düzeylerde önemli
bir bozulmanın olduğunu göstermiştir. Bütün sorun,
bu sanal fınans ve ekonominin'normal faaliyetler
içinde sahip olduğu payın ne olduğunu bilmektedir.
Bu konuda, kesin rakamsal bir oran belirtmek mümkün
olmasa da, karapara aklama dolaşımına konu
tutarların muazzamlılığına ve kümülatif etkilerine
işaret etmek gerekir. Aynı zamanda, en azından bir
bölümü normal malî oyunun kurallarına riayet etmeyen
malî yığınların olumsuz etkisi ile açıklanabilen
dünya fınans dengelerinin artan dengesizliklerini
hatırlamak gerekir. Gayri menkul, sanat eseri
piyasaları hatta borsa hisse senetlerindeki
krizlerin genellikle karaparayla ilgili olduğundan
şüphelenilmektedir.
Gizlenecek miktarlar arttıkça, aklamanın kolaylaşması tuhaf
gelebilir. Bununla birlikte, uluslararası malî
dolaşımlar büyük karapara aklama operasyonlarına
mutlak bir güvenlik sağlamaktadır. Bazı teknikler
keşfe-dilememekte ve suçun küreselleşmesi şu
akıldışı paradoksa yol açmaktadır: suç ne kadar
ağır olursa, o kadar daha az fark edilir.
Başlıca Karapara Aklama Yöntemleri
a.Genel olarak
Doğrusu, aklamayla mücadele, uluslararası polisler için büyük bir
başarı hikayesi değildir. Karapara aklayıcılar, her
zaman yetkililerden bir iki adım ilerde olmuşlardır.
ABD Uyuşturucuyla Mücadele Bürosunun yayınladığı
bir dergide, "para aklama teknikleri ancak hayal
gücüyle sınırlıdır." diye bu durum belirtilmiştir.
En yeni kaynaklar, bugüne kadar ortaya çıkarılmış 180 civarında
yöntem bulunduğunu belirtmektedir.
En bilinen yöntem, karaparanın fiziki olarak kazanıldığı ülkeden
başka bir ülkeye naklidir. Bu yöntemde, fonlar
fiziksel olarak yurtdışına, kambiyo kontrolü olmayan
ve tercihan bankacılık sırrına sahip bazı ülkelere
taşınmaktadır. Yabancı ülkede, fonlar serbestçe
kullanılabilecek bir bankaya ya da diğer bir malî
kuruluşa yatırılacaktır. Fonlar bundan böyle, tüm
Dünyada, fınans piyasalarında normal biçimde
devreden yasal kaynaklı fonlarla birbirine
karışacaktır.
Çok başvurulan yöntemler arasında bazıları
şunlardır; Paravan şirketlerin kurulması, sahte ve
şişirilmiş faturalar kullanılması, yabancı ülkede
bloke edilmiş olan paranın teminat olarak
gösterilmesi suretiyle, bulunduğu yerdeki bir
bankadan kredi alınması, kumarhane ve bahis
işletmelerinin açılması, vergi muafiyeti bulunan
ülkelerden alınan kredi kartlarının kullanılması,
nakit alımların yapılması, paranın yurtdışına
kaçırılması, kıymetli evraka dönüştürülmesi, serbest
bölgelerde sunulan hizmetlerden yararlanılması,
turizm şirketlerinin kurulması ve gayri menkule
yatırım.
Sanat eseri ticareti, kontrolü en az olan karapara aklama
yöntemlerinden biridir. Çünkü, sanat eseri olarak
müzayedeye sunulan parçaların gerçek olup olmadığını
anlamak oldukça zordur. Ayrıca, bir sanat eserinin
değeri göreceli ve ölçülmesi pek mümkün değildir.
Karapara aklama için yapılan pek çok müzayede, bu
piyasada bazen fiyatların yükselmesine neden
olmaktadır.
Öte yandan, karapara öncelikle malî piyasalar ve özellikle bankalar
aracılığıyla aklanmaktadır. Bankaları kullanamayan
karaparacılar, alternatif yolları kullanarak
amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Bunların
başında, altına, dövize, değerli madenlere,
gemilere, arabalara ve gayrimen-kule yatırım
yapılması gelmektedir. Aklayıcılar, çoğunlukla,
şüphe uyandırmamak için, kendilerinin kullandıkları
bu malları, aile üyelerinden ya da arkadaşlarından
bazılarının üzerlerine kaydettirirler.
Aklayıcı genellikle, malın gerçek değerinden oldukça düşük bir
değer bildirmeye ve farkı elden almaya hazır bir
kişiden bir taşınmaz satın alır. Taşınmazı bir
müddet elinde tuttuktan sonra gerçek fiyattan satar.
Karapara aklamada kullanılan bir başka yol, banka dışı kişi ve
kurumlara başvurmaktır. Örneğin döviz büroları,
Amerikan Express yada Western Union gibi para
transfer kuruluşları, kredi kartı şirketleri ve çek
kırdırılan kişi ve yerler gibi.
Yasadışı parayı yasal hale getirmenin yollarından biri de, onu
küçük ya da orta ölçekli işletmeler aracılığıyla
malî sistem içine sokmaktır.
Meksika gibi bazı ülkelerde, karaparanın aklanması için ülkede
atılım yapan turizm sektöründen yararlanılmaktadır.
Bütün Dünyada turizmin bu amaçla kullanılması hızla
yayılmaktadır. Plaj tesislerine, finans piyasasına,
alışveriş merkezlerine ve başka ticari girişimlere
yapılan yatırımlarla her yıl milyarlarca dolar
aklanır. Sözü edilen bu ticari girişimlerden biri
de, Meksika'nın Guerrora eyaletindeki Punta
Diamante'de yer alan turizm tesisleridir. Birçok
yatırımcıya göre, burası tamamen uyuşturucu
geliriyle kurulmuştur. Karayip adalarında, şimdi bir
tatil merkezi olan eski Hollanda Kolonisi Aruba'nın
da, yine bütün kaynaklarını Sicilya mafyasına borçlu
olduğu, hatta adanın onlara ait olduğu
belirtilmektedir. Karapara baronları, böyle yasal
yatırımlarla toplumun dokusuna da karışmaktadır.
Özelleştirme ihaleleri, ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde,
bir para aklama yolu olarak kullanılabilmektedir.
Karapara aklama, düzinelerce ülkeyi ve inanılmaz
karmaşıklıkta parasal işlemleri gerektirebilir. Bir
suçlu, nasıl telefonu açıp ta avukatından ya da
muhasebecisinden kendisini yerel bir güçlükten
kurtarmasını isterse, özellikle uyuşturucu
alanındakiler, genellikle serbest borsacı olarak
çalışan karapara aklayıcılarını ararlar. Onlar da,
bir bedel karşılığında her zaman hizmete
hazırdırlar.
Karapara aklama işiyle uğraşanlar, son derece üretken ve işini iyi
bilen muhasebeciler, bankerler, hukukçular ya da
işadamlarıdır. Bunların genellikle, sağlam bir
mesleki geçmişi ya da hatırı sayılır iş deneyimi
vardır ve çoğu sabıkasızdır. Hizmetlerine karşılık,
aklanacak toplam miktarın % 4'ü ile 20'si arasında
değişen bir komisyon alırlar. Ayrıca kendilerine
pirim verilmesi de yaygın bir uygulamadır.
Her geçen gün, suç örgütlerince karaparanın aklanması için yeni
yöntemler geliştirilmekte ve buna ilişkin haber
anında diğer örgütlere duyurulmaktadır. Aklama için
artık, isviçre ve Bahamalar'ın kullanılmasına da
ihtiyaç duyulmamaktadır. Para, kıymetli evrak ve
elektronik kayıtların dünyayı dolaşabilmesi için
dakikalar yeterli gelmektedir. Suçlandırıcı
nitelikteki kayıtlar da kolaylıkla
silinebilmektedir. Karapara aklanması artık tek
yönlü bir trafik olmayıp; fasit bir çember
niteliğindedir. Bir şekilde yurt dışına çıkarılan
paralar bir süre sonra başka bir biçimde yurt içine
dönmektedir. Bu nedenle de, günümüzün organize suç
örgütleri banka soymak yerine, banka sahibi olmayı
tercih etmektedirler.
Son zamanlarda, karapara aklama teknikleri giderek çeşitlenmekte ve
çok sayıda kanaldan geçmektedir: özellikle, az
kontrol edilen (vergi ya da banka cennetleri) ve çok
nakit bulunduran sektörler(gazinolar, kumar
salonları). Hiç kuşku yok ki, karapara aklama dünya
ekonomisinin yeni dönüşümleri ve özellikle malî
küreselleşme süreci tarafından kolaylaştırılmıştır.
Malî küreselleşme aracılığıyla, dünya ölçeğinde
günde ortalama 1000 milyar doların işlem gördüğü bir
"tek mega-sermaye piyasası"nın oluşumundan
bahsedilmektedir. Bu yeryüzü malî piyasası, malî
işlemlerde vergilendirmenin ağırlığım azaltan ve
kambiyo kontrolüne ilişkin ulusal mevzuatları
yürürlükten kaldıran geniş çaplı malî liberalleşme
hareketi sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu hareket
ise, 1970'ler de ABD'de başlatılmış ve Avrupa'da
1990'da Tek sözleşme ile oluşturulan tek sermaye
pazarının kurulmasıyla sonuçlanarak, tüm Dünyaya
yayılmıştır. Günümüzde, kaynağı ve niteliği ne
olursa olsun sermayeler serbestçe dolaşabilmekte
kirli para aklamak için ideal bir durum!
Dönem liberalizm zamanı ve hâkim görüşe göre,
yasadışı malî işlemlerin kontrol yetersizliğinin
ekonomik maliyeti, düzenleyici mevzuatların
yolaçtığı dengesizliklerden daha azdır. Görülüyor
ki, malî küreselleşme malî işlemlerin her türlü
etkili kontrol ve düzenlenme biçiminin sonunun
geldiğini göstermiştir. Zira, ilkin bundan böyle
küresel bir sistem karşısında bu tür tedbirlerin
etkinliği, karaparanın aklandığı onlarca ülkenin
tümünü kapsamalıdır. Ancak, burada
gerçekleştirilmesi zor bir koşul var. Bu da, narko-
dövizleri aklayan başlıca malî piyasaların
(New-York, Londra, Hong-Kong, Monako) makamlarını,
bu oldukça kârlı aktiviteden vazgeçmeye ikna
edebilmektir.
Diğer bir sorun, bankacılık sisteminin kimi müşterileri hakkında
ihbar ya da bildirimde bulunması suretiyle, kanun
uygulayıcı birimler ile işbirliğine nasıl teşvik
edileceğinin bilinmesidir. Bu teşvikin güçlü olması
gerekir. Çünkü, banka bu bilgileri vererek çifte
risk almaktadır; özellikle rantabl bazı işlemleri
kaybetme(bankaların karaparayı aklama için kesinti
marjı ortalama %15 dir) ve bazı ülkelerde kötü
niyetli ihbar nedeniyle yargılanma riski.
Suç kaynaklı gelirler, uluslararası ödeme sisteminde dolaşıma
sokulmadan önce, çoğunlukla inceleme yollarını
karıştırmak amacıyla, yurtdışına transfer edilir.
Bu amaçla, karapara aklayıcı genellikle birkaç
dakikada şirket kurma imkanı sağlayan vergi
cennetlerinden birisine başvurur. Bunların çoğu,
sadece kuruldukları ülke dışında faaliyet göstermeye
izin verilmiş, vergi ya da başka bir mevzuata tâbi
olmayan ve ticari sırra ilişkin yasalarca korunan "off-shore"şirketler
satar. Bir "off-shore" alanda şirket kurulur
kurulmaz, bu şirketin adıyla bir vergi cennetinde
bir banka mevduatı gerçekleştirilir. Böylece,
karapara aklayıcı, cezalandırma birimlerinden bir
yandan banka sırrı, diğer yandan ticari sır ve
ayrıca avukatının ileri sürebileceği meslek sırrı
tarafından korunur.
Özetle, bir karapara aklama işlemini başarmak için kural, her
zaman, mümkün olduğu ölçüde, yasal bir işleme benzer
şekilde işlem yapmaktır. Bu itibarla, aklama
teknikleri, genelde yasal işletmeler tarafından
kullanılan metotlardır.
Uluslararası finans sistemi, son yirmi yılda suç faaliyetlerinden
elde edilen malvarlıklarının ve gelirlerin
araştırılması, dondurulması ve müsaderesini
zorlaştıran birtakım dönüşümlere uğramıştır.
Gerçekten, paralel piyasaların "dolarizasyonu"(yani
işlemlerde ABD dolarının kullanılması), malî
sektörün liberalleşmesi genel akımı, euro-pazar'ın
gelişmesi ve malî işlemlerin gizliliğini koruyan
vergi cennetlerinin çoğalması bu dönemde ortaya
çıkmıştır.
Artık, malî altyapı, teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmelerin
sonucu "sanal para" (bir bilgisayar ekranında basit
ikonlar) dünyanın herhangi bir yerine hızlı ve kolay
şekilde yerleşebildiği, kesintisiz işleyen bir dünya
sistemine dönüşmüştür.
Alternatif havale sistemleri, tüm dünyada sıkça
karapara aklama operasyonlarında belkemiği
fonsiyonu görmektedir. Üç ana sişJem-Peso Değişim
Karaborsası, Havala/Hundi ve Çin/Doğu Asya
sistemleri- farklı bölgesel, ekonomik ve kültürel
köklerine rağmen bir dizi ortak özelliğe sahiptir.
Bu sistemlerin karapara aklayıcılara sağladıkları
avantaj, fonların çok uzak mesafeler arasında,
arkasında çok az iz bırakarak veya hiç bir iz
bırakmadan hızlı bir şekilde aktarılabilmesi
olanağıdır.
|