Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Uluslar arası Suç A.Ş.’leri (Küresel Mafyalar) ve Kara Para Aklama 

Suç örgütleri günümüzde kara ekonominin şirketlerini,holdinglerini, kartellerini, hatta çok uluslu şirketlerini oluşturmaktadır. Malî güçlerini kesin olarak saptamak güç de olsa, adeta bir şirket gibi faaliyet gösteren suç örgütlerinin zenginliği somut bir gerçektir. BM'in Haziran 1999 tarihli İnsan Kalkınması hakkında yıllık raporunda, "yıllık 1500 milyar dolar ci­royla uluslararası örgütlü suçun ekonomik gücü, büyük çokuluslu ticari şirketlerin gücüne denktir" denilmektedir. Dünya mafyalarının tüm dün­yadaki yıllık kârları 1 trilyon dolar düzeyinde tahmin edilmektedir. Bu yaklaşık olarak, ABD bütçesine denk bir rakamdır. Yine bu rakam, Dünya Bankasının değerlendirmelerine göre, toplam nüfusları 3 milyara varan az gelirli ülkelerin tümünün gayri safı milli gelirine eşittir. Bu tahmin, uyuş­turucu ve silah kaçakçılığı vb. suç örgütlerinin kontrolündeki işlerden gelen kârları kapsamaktadır. Aklanan para ile yapılan yasal işler kapsamındaki yatırımlar bu hesabın dışında kalmaktadır. Örgütlü suç ve finansal sektör arasındaki bağlantı karapara aklama yoluyla sağlanmaktadır. 

ABD bankası Merrill Lynch'in tahminlerine göre, suç örgütlerinin dünyanın 55 vergi cennetinden yönetilen özel serveti en az 3 trilyon do­lardır. Bu rakam dünya gayri safı gelirinin yüzde 15'ine eşittir. 

BM Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Merkezi (ODCCP) Başkanı Pino Arlacchi aklanan kara para hacminin dünya gayrisafi yurtiçi hasılasının %3 - 5'i düzeyinde olduğunu belirtmektedir. Bu arada, başka bazı örgütlü suç türlerinin inanılmaz boyutlara ulaştığını belirten Arlacchiye göre, bunlar arasında en hızlı büyüyenin insan kaçakçılığı olup, her yıl yasadışı yollardan bir ülkeden ötekine nakledilen 4 milyon göçmenin yanısıra çoğu kadın ve çocuk olmak üzere bir milyon kişi de, başka amaçlarla insan tica­retine konu olmaktadır 

Karaparanın Tarihi 

Karapara kavramı, ilk başlarda, uyuşturucu ve psikotrop maddelerin satışından elde edilen kazanç olarak ele alınmıştır. Daha sonra bu tanıma başka örgütlü suçlar da dahil edilmiştir. Artık kavram bir çok ülkede, her türlü ağır suçlardan elde edilen kazançları kapsar hale gelmiştir. Ancak tarihi gelişim uyuşturucu suçlarına bağlı bir süreç izlemiştir. 

1925'teki Cenevre Anlaşması ve 1961 TEK Sözleşmesi ile uyuşturucu maddelerin geniş çapta yasaklanmasından sonraki yıllarda, karaparanın varlığı dünya ölçeğinde bir problem olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu tarihlere kadar ki uyuşturucu kullanımı sınırlı bir nitelik taşımaktaydı . Bu nedenle, 1974 dünya ekonomik bunalımına kadar gerçek bir karapara probleminden bahsedilemez. Bunda iki kutuplu dünya yapısının da önemi vardır. Çünkü bu yapı nedeniyle ülkelerarası ulaşım, taşıma ve iletişim imkanları günümüzdeki kadar gelişmemişti. 

Ancak, uyuşturucu kaçakçılığının başlıca uluslararası suç örgütleri­nin en önemli gelir kaynağı haline geldiği 1974'lerden itibaren karapara ve buna paralel aklama işlemleri dikkat çekici bir yaygınlık kazanmıştır.

1985-1995 yılları arasında ise, narko dolar yığınının hızlı artışına parelel olarak, mali küreselleşme ve serbestleşmenin aklayıcılara sunduğu yeni imkanlarla karapara aklama eşi görülmemiş bir artış göstermiş, uyuş­turucu ticareti ve örgütlü suçluluğun can damarı haline gelmiştir. 

Uyuşturucu dışındaki suçlardan kaynaklanan karapara ise, en az pa­ranın tarihi kadar eskidir. Asurlulardan kalan ticari yazışmaları çözen bilim adamları, Anadolu'ya ihraç edilecek malların devlete ödenecek ver­gilerinden kurtulmak isteyen Asurlu iş adamlarının sahte beyan yoluna başvurmak suretiyle, devleti yanıltarak karapara elde ettiklerini ortaya koymuşlardır. 

Modern ve uygar dünya'da en büyük miktarı oluşturan uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra silah ticareti, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti ile fuhuş en önemli karapara kaynağı olmayı sürdürmektedir. 

Dünya çapında, örgütlü suçluluğun diğer bir ifadeyle mafyalaşmanın artışı karapara trafiğini hızlandırırken, teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmeler de aklama yöntemlerini çoğaltmıştır. 

Günümüzde, karapara kavramının kapsamı hem kendisi aracılığı ile maddi değer elde edilen fiiller (öncül suçlar) ve hem de bu fiillerle elde edilen maddi değer (suç geliri) konusunda genişlemiştir.

Karapara Aklama Kavramı, Aşamalar ve Teknikleri 

Bazen sadece "aklama" ya da "para aklama" da denilen "karapara aklama" işlemine ilişkin literatürde - genelde hepsi birbirine benzemekle birlikte- çok sayıda tanım bulunmaktadır. Bazılarını örnek olarak vermek gerekirse;

"Yasadışı yollardan, özellikle örgütlü suçlardan elde edilen kazançların yasal gelir olarak kabul ettirilmesi için malî sisteme sokularak, nakit formundan kurtarılmasıdır." 

"Suç yoluyla elde edilen para veya başka türlü değerlerin, yasadışı kaynağını gizlemek ve meşru ekonomiye katılmasını sağlamak amacıyla, meşru değerlere dönüştürülmesidir."

"Suçtan kaynaklanan gelirleri, yasa dışı yollardan elde edilen fonları, malî sistem içinde bir süreçten geçirmek suretiyle, yasallık kazandırma­dır."

"Bazı fonların, illegal, hileli kaynaklarını gizleyebilmek amacıyla, bir dizi işlemlerden geçirilmesidir." 

"Yasa dışı yollardan elde edilen paranın, kanunî yollardan elde edil­miş gibi gösterilmesi için yapılan bütün işlemlerdir."

"Karaparanın kimliğinin değiştirilmesi suretiyle, meşruiyet kazandı­rılmasına yönelik işlemlerdir."

"Yasadışı yollardan elde edilen paranın, kimliğinin değiştirilmesi su­retiyle, meşru bir kaynaktan kazanıldığı izleniminin yaratılmasına neden olan her türlü işlemdir." 

"Yasadışı faaliyetlerden gelen fonların, özellikle nakit tutarların, yasal işlerden elde edildiği görüntüsünü verecek şekilde biçimlendirilmesini amaçlayan bir işlemdir". 

"Karapara aklama, yasadışı faaliyetlerden, özellikle, geleneksel olarak uyuşturucu kaçakçılığı ve günümüzde daha geniş olarak belli bir ağırlık­taki her türlü suçtan elde edilen sermayelerin, yasal ekonomik dolaşıma sokulmasını amaçlayan malî ve ekonomik nitelikte işlemlerin tümüdür."

Karapara aklama, iktisadî açıdan ise, " yasadışı yollardan kazanılan gelirin, değerini  mümkün olduğunca  koruyacak, yetkililerin dikkatini çekmeyecek ve kullanılabilirliliğini arttıracak şekilde gizleyerek veya yasal gerekçe kazandırarak, başka varlıklara dönüştürülmesi işlemi" olarak tanımlanmaktadır. 

Fransız Akademisi Sözlüğü ise, karapara aklamayı (blanchiment), "gerçek kaynaklarını gizlemek amacıyla, suç sayılan kaçakçılık ya da faa­liyetlerden gelen fonların, tekrar mali dolaşıma sokulması fiili" şeklinde tanımlanmıştır. 

BM Taslak anlaşmasında ise, karapara aklama; "yasadışı kazançların yasal yollarla elde edilen kazançlar şeklinde gösterilmesi amacıyla, gerçek kaynağın, tasarrufların, illegal yollardan kazanılan kârların, sahiplik ve hareketlerinin, bu kârların elektronik transfer yoluyla hareket ve değişim­ler de dahil olmak üzere gizlenmesi" şeklinde tanımlanmıştır.

En basit tanım olarak aklama, karaparanm yasallaştırılması tekniği­dir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005