Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kıbrıs’ta Rumların Petrol Merkezli Ayak Oyunları 

2007 yılının başında Kıbrıs'tan gelen bir haber, gözleri hemen adaya çevirdi. Rum Yönetimi, KKTC deniz sahasını da kendi sınırları içinde sayarak petrol ve doğalgaz arama yapması için bir ihale aça­cağını ilan ediyordu. Türkiye'nin çok ciddi tepkisine rağmen, Rumlar, AB'den aldıkları güç ile ihale konusunda ısrarlıydı. Türk Silahlı Kuv­vetleri, gelişmeler üzerine bölgeye savaş gemilerini bile gönderdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bu gemilerin za­ten bölgede olduklarını, yeni gemi gönderilmesine gerek olmadığı açıklamalarını yaptı ancak olay, Türkiye'nin ciddi bir mesajı olarak algılandı. 

Ancak bu Rumların konu ile ilgili ilk girişim değildi. Rumların 2001 yılında yine böyle bir oyuna kalkıştığı ortaya çıktı. Cumhuriyet Gazetesi'nden Bahadır Selim Dilek, 2001'deki krizin, Rumların, Tür­kiye'nin sıcak çatışmaya kadar uzanabilecek yönde tepki göstermesiy­le, o dönemde geri adım attığını yazıyor. 

15 Şubat'ta Rumlar ihale sürecini başlattı. Ancak Türkiye'de, geri­limin uzun vadede askeri alana yansımasından endişe ettiği için NA­TO nezdinde girişimlerde bulundu. Türkiye, NATO'ya "gelişmelere hazır olun" mesajı verdi. Türkiye ayrıca, Akdeniz'de petrol arama faaliyetlerini hızlandırdı. TPAO, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açık­larında petrol ve doğalgaz araması için hazırlıklarını hızlandırdı. 

"Enerji Bakanlığı yetkilileri, zaten yaklaşık bir yıldır bu yönde ha­zırlıklar yapıldığını belirterek son günlerde bu çalışmaların yoğunlaştırıldığını söyledi. Yaklaşık 5 yıl önce, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümetinin, bu yönde alınmış bir Bakanlar Kurulu Kararı bulundu­ğunu kaydeden bürokratlar, 'Yani TPAO'nun zaten KKTC hükümeti tarafından verilmiş bir arama ruhsatı var. Şimdi bu ruhsat kapsamın­da aramaya başlayıp, kararı hayata geçireceğiz' dediler. 

Yetkililer, Enerji Bakanlığı'nın zaten konu üzerinde durduğunu, son olarak geçen yıl yapılan ve konusu 'Enerji Stratejisi' olan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da KKTC açıklarında petrol ve doğal-gaz aranmasının tartışıldığını söyledi.

TPAO'nun yaklaşık iki haftadır Kıbrıs'ta aramaya ilişkin çalışmala­rını yoğunlaştırdığı öğrenilirken, bu çalışmaların daha çok 'Böyle bir arama yapılması için teknik ihtiyaçlar' üzerinde yoğunlaştığı öğrenildi.

Enerji Bakanlığı yetkilileri, sürecin nasıl işleyeceği konusundaki sorumuza karşılık ise'Önce arama yapılacak. Daha sonra da belirle­necek noktalarda sondaj çalışmasına başlanacak' cevabını verdi. Bölgeye ilişkin ayrıntılı haritaların bulunduğunu, bunlar üzerinde zaten çalışma yapıldığını hatırlatan yetkililer, arama çalışmasının ardından belirlenecek bir noktada, kule oluşturulup sondaj yapılacağını, sondaj neticesinde olumlu sonuç alınması halinde ise petrol ya da doğalgaz üretimine başlamak için gerekli tüm altyapının oluşturulup üretime başlanacağını söyledi. 

Zamanlama konusunda kesin tarih veremeyeceklerini ancak ya- kında arama çalışmalarına başlanabileceğini kaydeden yetkililer, 'Bu  süreç biraz da Rum tarafının atacağı adımlara bağlı olacak' diye ko­nuştu. 

Şimdiye kadar hazırlık yapmasına, KKTC'den gerekli ruhsat alın­masına rağmen huzursuzluk yaratılmaması için harekete geçmeyen Türkiye, KKTC açıklarında petrol ve doğalgaz araması için, Rum tara­fının sekter tutumu üzerine şimdi harekete geçmeye hazırlanıyor.

Enerji Bakanlığı yetkilileri 'Bu işlem için gereken kaynağın nere­den karşılanacağı' sorusunu ise 'TPAO'nun bütçesinde zaten arama­lar için belirli bir ödenek var. Arama çalışmaları bu ödenekten yapılacak. Arama sonrası sondaj için kule yapımına geçildiğinde ise ek kaynak tahsisi söz konusu olabilecek' diye cevapladı."

Asıl amaç petrol aramak mı ? 

Bu kavganın merkezinde yer alan, Doğu Akdeniz'de ciddi bir pet­rol rezervi olduğu, yıllardan beridir söyleniyor. Bu rezervin de tespit edilen miktarı, 7-8 milyar varil. Ancak uzmanlar Rumların asıl amacı­nın petrol aramak olmadığını dile getiriyorlar.

KKTC Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Atun bir sohbetimizde, Rumların anlaşmaları yaptıktan sonraki niyetlerini, "Anlaşmaları Birleşmiş Milletlere götürmek ve komşu ülkelerle yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmalarına yasal statü kazandırmak" olarak tanımladı. Atun şu vurguları yaptı: 

"Yasal statü için, uluslararası deniz hukukuna göre, petrol ve ga­zın bulunduğu bölgeyle ilgili herhangi bir siyasi sorunun bulunmama­sı gerekiyor. Kıbrıs'ta büyük bir siyasi sorun olmasına rağmen gö­türmeyi planlıyorlar. Amaçları aslında Petrol çıkarmak değil, Kıbrıs'ın ada olması nedeni ile yasal olarak hakkının bulunmadığı kıyılarından 200 mil açığa kadar olan alan içinde 'Münhasır Ekonomik Bölge' hakkına sahip olmak ve Ege ve Akdeniz'de sahayı birleştirerek Türki­ye'yi Akdeniz'den koparmak." 

Rumların son yıllarda büyük gizlilik içinde Doğu Akdeniz'de petrol araştırmaları yaptığını da hatırlatan Atun, "Rumlar, konuyu hep deniz altındaki petrol ve doğalgaz rezervleri üzerine çekmeye çalışıyorlar. Mısır'la 2002'de başlattıkları görüşmelerini evvelki sene bitirdiler ve 2005'te, her iki ülkenin arasında bulunan denizde petrol arama ve ortak çalışma anlaşması imzaladılar. Arkasından geçen ay da benzer bir anlaşmayı Lübnan ile imzaladılar. Şimdi de Suriye ile de temas kurdular ve onlarla da aynı anlaşmaları yapmayı planlıyorlar" dedi.

Türkiye'nin, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarma isteğini savaş nedeni saydığını da hatırlatan Atun sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şu andaki mevcut teknoloji, deniz yüzeyinden sadece 2000 m. derinde bulunan petrolü çıkarabilecek düzeydedir. Karada ise bu 3000 m. derinliğe kadar inebilmektedir. ABD'deki çok derin olama­yan Louisiana sahillerinde en fazla 2,440 m. den petrol çıkarabil­mektedir.

Dünyada bu güne kadar kurulabilmiş en derin yerdeki deniz plat­formu 1880 m: dir. Daha derin yerlere petrol platformu kurulması mümkün olmamıştır. Şu anda halen, altında 2000 m. derinlikte su olan bir deniz platformu yoktur ve inşa edilememiştir. Kıbrıs Rumları­nın, Mısır ve Lübnan ile yaptıkları petrol anlaşması, Türkiye'nin doğal kıta sahanlığı haklarını ve ekonomik bölge haklarını iyice kısıtlamak amacındadır."

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005