Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

KOBİ Borsaları

Dünya genelindeki uygulamalar incelendiğinde; ülkelerin KOBİ’lere yönelik ana borsa içerisinde ayrı bir yapılanmaya giderek veya ayrı bir tüzel kişiliğe sahip borsalar oluşturdukları görülmektedir. Ülkelerin KOBİ tanımına giren işletmeler için ayrı bir borsa oluşturmasının nedenleri aşağıdaki belirtilmiştir; 

·    Yatırımcılar, sermaye yapıları ve rekabet güçleri açısından KOBİ’leri daha riskli görmekte ve bu doğrultuda yatırımlarını riski makul bir seviyeye çekecek, hakkında daha çok bilgi edinebildikleri kurumsal şirketlere yönlendirmektedirler. İşlem hacmi yüksek borsayı KOBİ’lere açmak, yatırımcı tarafından piyasanın kalitesinin aşağıya çekilmesi olarak algılanabilir veya yorumlanabilir. Böyle bir durumda yatırımcı riskin artacağını düşünecektir. Bu yatırımcıların sermaye piyasasına olan ilgisini azaltması sonucunu doğurabilir. 

·    Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, borsada işlem hacmi ve derinliğin arttırılması konusunda sorunlar yaşanması nedeniyle, farklı kotasyon koşulları oluşturarak işletmelerin sermaye piyasalarından pay almaları sağlanmaya çalışılmaktadır. KOBİ’lerin borsaya kote edilebilmeleri için mevcut kotasyon koşullarında değişiklikler yapılması gerekmektedir. Yasal mevzuatın buna izin vermemesi nedeniyle ayrı bir borsa altında oluşuma gitmek tercih edilmektedir. 

·    İşletmeler ve aracı kurumlar yeni kurulmuş bir borsada halka arzı gerçekleştirmek yerine, yatırımcı tarafından kabul edilmiş ana borsada halka arzı gerçekleştirmeyi tercih edeceklerdir. 

Genel Özellikleri ve İşleyişi 

KOBİ’lere yönelik bir borsanın başarılı olarak kabul edilebilmesi ve bu borsanın faaliyetini büyüyerek sürdürebilmesi için işlem görecek işletmelerin ve aracı kurumların bu oluşumun içinde bulunmaya istekli olması, bireysel yatırımcının tasarruflarını, kurumsal yatırımcının plasmanlarını kurulacak borsa içinde değerlendirme talebinin olması, kısacası piyasada arz ve talep koşullarının sağlanabilmesi gerekmektedir.

KOBİ borsasının oluşturulabilmesi için; 

·    Yatırımcının talebi,

·    Şirketlerin talebi,

·    Aracı kuruluşların talebi,

·    Kotasyon koşullarında ana borsaya göre esneklik sağlanması,

·    Ana borsa içinde veya ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak kurulması,

·    Şeffaflığın sağlanabilmesi,

·    İşleyiş açısından talep yaratacak nitelikte olması koşulları sağlanmalıdır. 

Ana borsa içinde KOBİ’lere yönelik bir piyasanın oluşturulması genel olarak ayrı bir borsa oluşturulması için yeterince talep olmadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Organize olmuş bir piyasada, kotasyon koşullarında birtakım esneklikler sağlayarak tezgahüstü piyasaların organize edilmesi mümkündür. Ancak yatırımcının güveninin sağlanabilmesi için işletmelerin yatırımcı talebini etkileyebilecek her türlü bilgiyi paylaşması gerekmektedir. KOBİ’lere yönelik oluşturulacak borsada, kotasyon koşullarında uygulanacak esnekliklere bilgi paylaşımında taviz verilmesi eklenirse, yatırımcının oluşturulacak piyasaya olan talebi azalacak, bu da borsanın başarısını olumsuz yönde etkileyecektir. 

KOBİ’lere yönelik kurulacak sermaye piyasalarının başarılı olabilmesi için işletmelerin sermaye piyasalarından fon sağlamaya istekli olması ve aracı kuruluşların böyle bir piyasanın oluşumuna destek vermesi gerekmektedir. 

Piyasanın çalışmasına ilişkin işlem yöntemi mevcut talebi arttıracak nitelikte olmalıdır. İşlem yöntemi olarak piyasa yapıcılığı, müşteriler tarafından üyelere verilen   emirlerin,   ilgili   piyasa   yapıcılarına   iletilmesini   ve   piyasa   yapıcıların verdikleri kotasyonlar üzerinden emirlerin karşılanmasını ifade etmektedir.

Bir diğer işlem sistemi sürekli müzayede sistemidir. Koşullar doğrultusunda piyasa yapıcılığı ile sürekli müzayede sistemi aynı anda kullanılabilmektedir. 

Uygulama Örnekleri 

Ana borsa içinde ve ayrı bir tüzel kişilik olarak yapılandırılmış KOBİ borsalarına örnek teşkil etmesi açısından başarılı uygulamalar incelenecektir. 

NASDAQ (National Association of Securities Dealers Automated Quotations) 

1961 yılında Merkezi Düzenleyici Otorite tarafından (SEC), tezgahüstü piyasaları organize etmek amacıyla Aracı Kuruluşlar Birliği’ne (NASD) yetki verilmiş, 1971 yılında elektronik işlem ağı olarak NASDAQ faaliyete geçmiştir. 

Şirket hisselerinin tamamı 2000 yılında NASD’ye geçmiş, 2002 yılında ortaklık yapısı yönetim NASD’de olacak şekilde genişlemiş ve NASDAQ hisse senetleri tezgahüstü piyasada işlem görmeye başlamıştır. 

İşlem hacmi, toplam piyasa değeri ve işlem gören firma sayıları açısından karşılaştırıldığında NYSE ile başa baş büyüklüğe sahip olduğu görülen NASDAQ’ın başarısı özellikle Avrupa ve Asya ülkeleri tarafından örnek alınmış ve benzer uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmıştır. NASDAQ, KOBİ borsası olarak nitelendirilmemekle birlikte bünyesinde çok fazla sayıda KOBİ tanımına giren şirket işlem görmektedir. NASDAQ ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyet göstermektedir. 

KOSDAQ (Korean Securities Dealers Automated Quotations) 

1996 yılında kurulan KOSDAQ, 1999 yılında KOSDAQ borsası olarak faaliyete geçmiştir. Kuruluş amacı yüksek teknoloji şirketleri ve KOBİ’lere finansman sağlamaktır.

KOSDAQ elektronik sürekli müzayede işlem sistemi ile faaliyet göstermektedir. Piyasada menkul fiyatı alımsatım emirlerinin fiyat ve zaman önceliği göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. 

KOSDAQ , Kore borsasından ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak kurulmuştur. Kore borsasının kotasyon koşullarına göre daha esnek kotasyon koşullarına sahip KOSDAQ, en başarılı KOBİ borsası uygulamalarındandır. Bunun en önemli nedeni devletin piyasanın oluşumuna olan katkısıdır. 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik kriz sonrasında devlet KOBİ’lere yönelik teşvik paketi hazırlamış ve bu paketi aşağıda belirtilen sistem doğrultusunda uygulamaya koymuştur; 

KOSDAQ ve risk sermayesi yatırım şirketleri üzerine kurulan sistem iki ayaklı çalışmaktadır. Devlet çeşitli teşviklerle (KOSDAQ’a kayıtlı şirketlerin yıllık gelirlerinin % 50’sini karşılık ayırmak suretiyle vergiden muaf tutmuştur vb.) KOSDAQ’a olan talebi arttırmaya çalışmış, risk sermayesi şirketlerinin KOBİ’lere yatırım yapmasını sağlayacak adımlar atmıştır. Yapılan yasal düzenlemeler ile devlet risk sermayesi şirketlerine yatırım yapabilir, fon sağlayabilir konuma gelmiştir. Bununla birlikte getirmiş olduğu sertifikasyon sistemiyle risk sermayesi şirketlerini sınıflandırmış, KOSDAQ’a kote olabilmeleri ve sermaye piyasasından fon sağlayabilmeleri için teşviklerde bulunmuştur. 

Devletin sermaye piyasasına olan doğrudan katkısı ve yapılan teşvikler sonucunda kote şirket sayısı, toplam işlem hacmi göz önünde bulundurulduğunda KOSDAQ yatırımcı tarafından kabul edilmiş olan organize bir piyasaya dönüşmüştür.   Güney   Kore’nin   büyüme   stratejisi   doğrultusunda   2005   yılında KOSDAQ, KSE (Kore Menkul Kıymet Borsası) ve KOFEX (Kore Vedeli İşlemler Borsası), KRX (Kore Borsası) olarak birleştirilmiştir. 

AIM (Alternative Investment Market) 

Londra Borsasına bağlı olarak 1995 yılında kurulan AIM, KOBİ’lerin sermaye piyasalarından fon sağlayabilmesi için faaliyete geçirilmiştir. AIM’de piyasa yapıcılığı ve sürekli müzayede işlem sistemi bir arada kullanılmaktadır.

AIM kayıtlı olunabilmesi için şirketlerin sürekli olarak görevlendirilmiş bir danışmanı (nominated adviser) olması gerekmektedir. Danışmanın görevi şirketin AIM’ye katılması için görüş bildirmesi ve kotasyon sonrasında şirketin AIM’nin kurallarına uyup uymadığının kontrol edilmesidir.

AIM’ye kayıtlı olmak için herhangi bir mali koşul aranmamaktadır. Esas olarak üzerinde durulan yatırımcı kararlarını etkileyebilecek bilgilerin paylaşılmasıdır. AIM buradaki sorumluluğu şirket ile birlikte danışmana yüklemektedir. Bu nedenle bankalar, aracı kurumlar, bağımsız denetim şirketleri danışman olarak atanabilmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005