KOBİ Borsaları
Dünya genelindeki uygulamalar incelendiğinde;
ülkelerin KOBİ’lere yönelik ana borsa içerisinde
ayrı bir yapılanmaya giderek veya ayrı bir tüzel
kişiliğe sahip borsalar oluşturdukları
görülmektedir. Ülkelerin KOBİ tanımına giren
işletmeler için ayrı bir borsa oluşturmasının
nedenleri aşağıdaki belirtilmiştir;
· Yatırımcılar, sermaye yapıları ve rekabet güçleri açısından
KOBİ’leri daha riskli görmekte ve bu doğrultuda
yatırımlarını riski makul bir seviyeye çekecek,
hakkında daha çok bilgi edinebildikleri kurumsal
şirketlere yönlendirmektedirler. İşlem hacmi yüksek
borsayı KOBİ’lere açmak, yatırımcı tarafından
piyasanın kalitesinin aşağıya çekilmesi olarak
algılanabilir veya yorumlanabilir. Böyle bir durumda
yatırımcı riskin artacağını düşünecektir. Bu
yatırımcıların sermaye piyasasına olan ilgisini
azaltması sonucunu doğurabilir.
· Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, borsada işlem hacmi ve
derinliğin arttırılması konusunda sorunlar yaşanması
nedeniyle, farklı kotasyon koşulları oluşturarak
işletmelerin sermaye piyasalarından pay almaları
sağlanmaya çalışılmaktadır. KOBİ’lerin borsaya kote
edilebilmeleri için mevcut kotasyon koşullarında
değişiklikler yapılması gerekmektedir. Yasal
mevzuatın buna izin vermemesi nedeniyle ayrı bir
borsa altında oluşuma gitmek tercih edilmektedir.
· İşletmeler ve aracı kurumlar yeni kurulmuş bir borsada halka
arzı gerçekleştirmek yerine, yatırımcı tarafından
kabul edilmiş ana borsada halka arzı
gerçekleştirmeyi tercih edeceklerdir.
Genel Özellikleri ve
İşleyişi
KOBİ’lere yönelik bir borsanın başarılı olarak kabul
edilebilmesi ve bu borsanın faaliyetini büyüyerek
sürdürebilmesi için işlem görecek işletmelerin ve
aracı kurumların bu oluşumun içinde bulunmaya
istekli olması, bireysel yatırımcının
tasarruflarını, kurumsal yatırımcının plasmanlarını
kurulacak borsa içinde değerlendirme talebinin
olması, kısacası piyasada arz ve talep koşullarının
sağlanabilmesi gerekmektedir.
KOBİ borsasının oluşturulabilmesi için;
· Yatırımcının talebi,
· Şirketlerin talebi,
· Aracı kuruluşların talebi,
· Kotasyon koşullarında ana borsaya göre esneklik sağlanması,
· Ana borsa içinde veya ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak
kurulması,
· Şeffaflığın sağlanabilmesi,
· İşleyiş açısından talep yaratacak nitelikte olması koşulları
sağlanmalıdır.
Ana borsa içinde KOBİ’lere yönelik bir piyasanın oluşturulması
genel olarak ayrı bir borsa oluşturulması için
yeterince talep olmadığı durumlarda söz konusu
olmaktadır. Organize olmuş bir piyasada, kotasyon
koşullarında birtakım esneklikler sağlayarak
tezgahüstü piyasaların organize edilmesi mümkündür.
Ancak yatırımcının güveninin sağlanabilmesi için
işletmelerin yatırımcı talebini etkileyebilecek her
türlü bilgiyi paylaşması gerekmektedir. KOBİ’lere
yönelik oluşturulacak borsada, kotasyon koşullarında
uygulanacak esnekliklere bilgi paylaşımında taviz
verilmesi eklenirse, yatırımcının oluşturulacak
piyasaya olan talebi azalacak, bu da borsanın
başarısını olumsuz yönde etkileyecektir.
KOBİ’lere yönelik kurulacak sermaye piyasalarının başarılı
olabilmesi için işletmelerin sermaye piyasalarından
fon sağlamaya istekli olması ve aracı kuruluşların
böyle bir piyasanın oluşumuna destek vermesi
gerekmektedir.
Piyasanın çalışmasına ilişkin işlem yöntemi mevcut
talebi arttıracak nitelikte olmalıdır. İşlem yöntemi
olarak piyasa yapıcılığı, müşteriler tarafından
üyelere verilen emirlerin, ilgili piyasa yapıcılarına
iletilmesini ve piyasa yapıcıların verdikleri
kotasyonlar üzerinden emirlerin karşılanmasını ifade
etmektedir.
Bir diğer işlem sistemi sürekli müzayede sistemidir. Koşullar
doğrultusunda piyasa yapıcılığı ile sürekli müzayede
sistemi aynı anda kullanılabilmektedir.
Uygulama Örnekleri
Ana borsa içinde ve ayrı bir tüzel kişilik olarak yapılandırılmış
KOBİ borsalarına örnek teşkil etmesi açısından
başarılı uygulamalar incelenecektir.
NASDAQ (National Association of Securities Dealers Automated
Quotations)
1961 yılında Merkezi Düzenleyici Otorite tarafından (SEC),
tezgahüstü piyasaları organize etmek amacıyla Aracı
Kuruluşlar Birliği’ne (NASD) yetki verilmiş, 1971
yılında elektronik işlem ağı olarak NASDAQ faaliyete
geçmiştir.
Şirket hisselerinin tamamı 2000 yılında NASD’ye geçmiş, 2002
yılında ortaklık yapısı yönetim NASD’de olacak
şekilde genişlemiş ve NASDAQ hisse senetleri
tezgahüstü piyasada işlem görmeye başlamıştır.
İşlem hacmi, toplam piyasa değeri ve işlem gören
firma sayıları açısından karşılaştırıldığında NYSE
ile başa baş büyüklüğe sahip olduğu görülen
NASDAQ’ın başarısı özellikle Avrupa ve Asya ülkeleri
tarafından örnek alınmış ve benzer uygulamalar
hayata geçirilmeye çalışılmıştır. NASDAQ, KOBİ
borsası olarak nitelendirilmemekle birlikte
bünyesinde çok fazla sayıda KOBİ tanımına giren
şirket işlem görmektedir. NASDAQ ayrı bir tüzel
kişiliğe sahip olarak faaliyet göstermektedir.
KOSDAQ (Korean Securities Dealers Automated Quotations)
1996 yılında kurulan KOSDAQ, 1999 yılında KOSDAQ borsası olarak
faaliyete geçmiştir. Kuruluş amacı yüksek teknoloji
şirketleri ve KOBİ’lere finansman sağlamaktır.
KOSDAQ elektronik sürekli müzayede işlem sistemi ile faaliyet
göstermektedir. Piyasada menkul fiyatı alımsatım
emirlerinin fiyat ve zaman önceliği göz önünde
bulundurularak belirlenmektedir.
KOSDAQ , Kore borsasından ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak
kurulmuştur. Kore borsasının kotasyon koşullarına
göre daha esnek kotasyon koşullarına sahip KOSDAQ,
en başarılı KOBİ borsası uygulamalarındandır. Bunun
en önemli nedeni devletin piyasanın oluşumuna olan
katkısıdır. 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik kriz
sonrasında devlet KOBİ’lere yönelik teşvik paketi
hazırlamış ve bu paketi aşağıda belirtilen sistem
doğrultusunda uygulamaya koymuştur;
KOSDAQ ve risk sermayesi yatırım şirketleri üzerine kurulan sistem
iki ayaklı çalışmaktadır. Devlet çeşitli teşviklerle
(KOSDAQ’a kayıtlı şirketlerin yıllık gelirlerinin %
50’sini karşılık ayırmak suretiyle vergiden muaf
tutmuştur vb.) KOSDAQ’a olan talebi arttırmaya
çalışmış, risk sermayesi şirketlerinin KOBİ’lere
yatırım yapmasını sağlayacak adımlar atmıştır.
Yapılan yasal düzenlemeler ile devlet risk sermayesi
şirketlerine yatırım yapabilir, fon sağlayabilir
konuma gelmiştir. Bununla birlikte getirmiş olduğu
sertifikasyon sistemiyle risk sermayesi şirketlerini
sınıflandırmış, KOSDAQ’a kote olabilmeleri ve
sermaye piyasasından fon sağlayabilmeleri için
teşviklerde bulunmuştur.
Devletin sermaye piyasasına olan doğrudan katkısı ve
yapılan teşvikler sonucunda kote şirket sayısı,
toplam işlem hacmi göz önünde bulundurulduğunda
KOSDAQ yatırımcı tarafından kabul edilmiş olan
organize bir piyasaya dönüşmüştür. Güney
Kore’nin büyüme stratejisi doğrultusunda
2005 yılında KOSDAQ, KSE (Kore Menkul Kıymet
Borsası) ve KOFEX (Kore Vedeli İşlemler Borsası),
KRX (Kore Borsası) olarak birleştirilmiştir.
AIM (Alternative Investment Market)
Londra Borsasına bağlı olarak 1995 yılında kurulan AIM, KOBİ’lerin
sermaye piyasalarından fon sağlayabilmesi için
faaliyete geçirilmiştir. AIM’de piyasa yapıcılığı ve
sürekli müzayede işlem sistemi bir arada
kullanılmaktadır.
AIM kayıtlı olunabilmesi için şirketlerin sürekli olarak
görevlendirilmiş bir danışmanı (nominated adviser)
olması gerekmektedir. Danışmanın görevi şirketin
AIM’ye katılması için görüş bildirmesi ve kotasyon
sonrasında şirketin AIM’nin kurallarına uyup
uymadığının kontrol edilmesidir.
AIM’ye kayıtlı olmak için herhangi bir mali koşul aranmamaktadır.
Esas olarak üzerinde durulan yatırımcı kararlarını
etkileyebilecek bilgilerin paylaşılmasıdır. AIM
buradaki sorumluluğu şirket ile birlikte danışmana
yüklemektedir. Bu nedenle bankalar, aracı kurumlar,
bağımsız denetim şirketleri danışman olarak
atanabilmektedir.
|