KOBİ’lerin Sanayileşmedeki Önemi ve Sektörel Dış
Ticaret Şirketleri
Dünyanın her yerinde Küçük ve Orta Boy İşletmelerin
(KOBİ'lerin) mali bünyeleri, organizasyon yapıları
ve teknolojik seviyeleri yetersiz olduğu halde
devletten gereken mali desteği alamazlar. Türkiye'de
aynı tür iş kolunda faaliyet gösteren KOBİ'ler kendi
aralarında mali güçlerini birleştirerek Sektörel
Dış Ticaret Şirketleri (SDŞ'ler) kurdukları
takdirde, devletten daha çok yatırım, istihdam ve
ihracat teşvikleri alma imkanlarını elde
etmektedirler.
KOBİ'lerin ekonomideki önemi 1960'lı yıllardan itibaren
sanayileşmiş ülkelerde, 1970'li yıllardan beri de
gelişmekte olan ülkelerde giderek artmıştır. İşte
bu makalenin amacı önce bu tarihi gelişimin
sebeplerini ve KOBİ'lerin önemini açıkladıktan
sonra, bu kuruluşların bazı ülkelerdeki yerini
açıklamak, takip eden bölümlerde ise Türkiye'de
SDŞ'lerin coğrafi ve sektörel dağılımını ve SDŞ'ler
yoluyla Türk KOBİ'lerinin devlet yardımlarından
(teşviklerinden) nasıl yararlandırdığını
incelemektir.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)
üyeliği Mart-2001'de yayınladığı
Ulusal Program'a göre "KOBİ kapsamına imalat
sanayiinde faaliyet gösteren, işletmelerinde en
fazla 150 işçi çalıştıran ve makine ve teçhizat
bedelleri, toplamı 100 milyar Türk lirasını aşmayan
işletmeler dahil edilmiştir". Halk Bankasına göre
150 milyar TL'ye, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve
Türk-Eximbank'a göre de işçi sayısı 200'e, makine ve
teçhizat yatırımı 2 milyon $'ı bulan işletmeler
KOBİ kapsamına alınmıştır. Oysa ABD'de 500'e kadar
işçi çalıştıran ve 1 milyon $'lık yatırımı olan,
Almanya ve İtalya'da 500'e kadar işçi çalıştırılan
sanayi kuruluşları bile KOBİ kapsamına alınmıştır.
Türkiye'de KOBİ'lerle ilgili sorumlu kuruluşlar, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı,
ve bu bakanlığa bağlı olan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB),
Turizm Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, DPT
Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığıdır. Ancak
bazı ihtisas alanları itibarıyla başka kuruluş,
dernek ve vakıfların da sektörün yapısal yönleriyle
ilişkisinden bahsedilebilir.
KOBİ'lerin 1960'lı yıllardan itibaren popüler hale gelmelerinin
sebeplerine gelince:
1973 yılında, E.F. Schumacher
tarafından, A.B.D'de, KOBİ'lerle
ilgili bir kitap yayınlanmış ve bu eser büyük bir
yankı yapmıştı. Kitabın adı "Küçük Güzeldir" (Small
is Beautiful) idi. Yazar, büyük işletmelere göre,
KOBİ'lerin üstünlüklerini, daha çok
Hindistan'dan örnekler vererek, şu şekilde
sıralamıştır;
- KOBİ'ler daha rekabetçidir,
- Daha verimlidir,
- Yeni taleplere ve yeni teknolojilere kolaylıkla uyum sağlar,
- Çalışma tarzları monoton ve sıkıcı değildir,
- Ekonomik krizlere karşı daha dayanıklıdır,
- İstihdamı artırmada ve gelir dağılımını düzeltmede daha başarılı
rol oynar.
KOBİ'lerin bu özellikleri 1960'lı yıllardan itibaren batılı
ülkelerin sanayileşmesinde öncü kuruluşlar
olmuşlardır.
II. Dünya Savaşı sırasında savaş sanayii ve teknolojisi çok büyük
bir gelişme göstermişti. Bu gelişme savaş sonrası
dayanıklı tüketim mallan üretiminde kullanılan
teknolojinin de hızla gelişmesine yol açtı.
Neticede, kitlesel üretim teknolojisini kullanan
büyük işletmeler mal ve hizmet üretiminde hem
kalitenin artmasına ve hem de düşük maliyetli
üretime fırsat verdi.
1960'lı yılların İkinci yarısında
Batı aleminde hayat standardının yüksek seviyeye
ulaşması ile ortaya çıkan yeni taleplere büyük
işletmeler cevap veremez hale gelmiş ve bu yeni
talepleri KOBİ'ler karşılamaya başlamıştır.
Çünkü büyük işletmeler hantallaşmış, tabiri caizse
KİT'leşmişlerdi. Diğer taraftan 1970 başlarında ham
madde fiyatlarının hızla artması ve nihayet 1974
yılında petrol fiyatlarında dört misli artış
yeni ekonomik şartlara büyük işletmelerin uyum
sağlamalarını büyük ölçüde güçleştirmiştir. Oysa,
KOBİ'ler esnek üretim yapılarından dolayı ortaya
çıkan bu ekonomik krizden fazla etkilenmedikleri
gibi, iç ve dış ekonomik şartlara ve yeni taleplere kolayca uyum sağladıkları için, birçok
ülkede hükümetler tarafından desteklenmeğe
başlanmıştır.
Batı bloğu ülkeleri ve birçok uzak doğu ülkesi sanayileşme ve
kalkınmada, 1970 başlarından itibaren, KOBİ'lere
ağırlık verirken, Doğu Bloku ülkeleri 1990 yılına
kadar büyük işletmelerle yollarına devam ettiler.
Nihayet ekonomik ve teknolojik üstünlük Batının
eline geçtiği için Sovyetler Birliği dağılmak
zorunda kalınca, yaklaşık 1,5-2 asırdır özlemini
çektiğimiz bağımsız Türk Cumhuriyetleri yeniden
doğdu.
1990'lı yılların başından itibaren, Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya ve
Türk Cumhuriyetleri de önce KOBİ türü işletmeleri
kurma çalışmaları ile işe başlamışlardır. Çünkü, bu
işletmeler kurulup geliştirilmeden piyasa
ekonomisini kurmak ve işletmek de mümkün değildir.
Ayrıca bu işletmeler küçük aile tasarruflarını
yatırımlara dönüştürerek, üretim, istihdam,
istikrarlı sanayileşme ve kalkınmada çok önemli
roller üstlenmişlerdir. İlaveten, KOBİ'ler
sınai mülkiyetin tabana yayılmasını ve orta sınıfın
genişlemesini de sağlamak suretiyle demokratik
yapının kuvvetlenmesinin ve gelişmesinin de
teminatlarıdır.
KOBİ'leri desteklemeden, ıslah etmeden, bunlar arasından büyük
işletmeler çıkartmak da mümkün değildir. Son
yıllarda KOBİ'ler büyük işletmelere hammadde, ara
malı ve yedek parça üretimleri ile de dikkati
çekmektedirler. Bu haliyle, KOBİ'ler büyük
işletmelerin rakibi değil, tamamlayıcısıdırlar.
KOBİ'lerin Çeşitli Ekonomilerdeki Yeri ve Önemi, Kobi Ticaret
1994 yılı itibariyle KOBİ'lerin çeşitli ülkelerdeki ekonomik
katkıları ve bu ülke ekonomilerindeki yeri
Bu işletmelerin toplam istihdamdaki payı ise gelişmiş
ülkelerde % 57-81 arasında değişirken, bu oran Güney
Kore'de %59, Hindistan'da %63, Türkiye'de ise
%76.7'dir.
Bu kuruluşların toplam yatırımlardaki payı işe,
sanayileşmiş ülkelerde % 38-45 arasında değişirken,
bu oran Hindistan'da %28, G. Kore'de %35, Türkiye'de
ise %26.5'tir.
Bir mal ve hizmetin üretiminde çeşitli kişi ve kuruluşların yapmış
oldukları katkıların toplamına "Katma Değer"
denir. KOBİ'lerin toplam mal ve hizmet üretimindeki
payı sanayileşmiş ülkelerdeki yeri % 32-52 arasında
değişirken, bu oranlar Hindistan'da %50, G.Kore'de
%35 ve Türkiye'de ise %38'dir.
Toplam ihracatta KOBİ'lerin payı da gelişmiş ülkelerde %
26-38 arasında değişirken, bu oranlar Hindistan'da
%40, G. Kore'de %20, Türkiye'de de sadece %8'dir.
KOBİ'ler büyük firmalar için hammadde ve ara malı da
(yedek parça, makine) ürettiklerine göre, bu
kuruluşların ihracattaki gerçek katkıları bu
oranların üzerindedir.
Toplam kredilerde bu kuruluşların payı ise
sanayileşmiş ülkelerde %29 ile %50 arasında
değişirken, G. Kore'de %47, Hindistan'da bile %15
iken, Türkiye'de ise sadece %4'tür.
G. Kore'nin
Bankalar Kanunu'na göre, bu ülkedeki Ticari Bankalar
toplam kredi hacminin %35'ini, Mahalli Bankalar ise
%55'ini KOBİ'le-re kullandırmak zorundadırlar.
Ayrıca bu ülkede bu işletmeleri geliştirmeye
yönelik 20 banka ile 45 adet kredi ve teşvik
kuruluşu vardır. Diğer ülkelerde de benzer
kuruluşlar ve yasal düzenlemeler vardır (E. Çarıkçı,
1996, s.97).
Çeşitli ülkelerde KOBİ'lerin yatırım, genişletme, teknolojik
yenileme, dış ticaret ve işletme kredileri ilgili
devlet, kamu ve özel bankalarca çok düşük faizle
verilmekte ve bu işletmelere devlet kuruluşları
tarafından teknoloji transferi, iç ve dış mevzuat
ve dış pazarlama kursları ücretsiz olarak
verilmektedir.
KOBİ'ler ve İmalat Sanayimiz
Tablo'de görüldüğü gibi, Türkiye'de toplam KOBİ'lerin sayısı
yaklaşık 204 bin olup, 1-9 kişi çalıştıran KOBİ'ler
sayısı 192 bindir.Demek ki 10 kişiye kadar işçi
çalıştıran küçük KOBİ'ler imalat sanayiindeki toplam
firmalarımızın %94.4'ünü oluşturmaktadır. Ancak,
KOBİ'lerde toplam çalışan işçi sayısı yaklaşık 1.7
milyon olup, küçük KOBİ'lerde çalışanların sayısı
ise 547 bin kişi ile KOBİ'lerdeki toplam istihdamın
%32.4'ünü oluşturmaktadır.
Tablo, Türkiye'de İmalat Sanayii'ne İlişkin Bazı Veriler; Kobi
Destek
Çalışan İşçi Sayısı |
İşyeri Sayısı |
Çalışanlar Ortalaması |
Adet |
% |
Adet |
% |
1-9 |
192.173 |
94.4 |
546.452 |
32.4 |
1-49 |
199.338 |
97.9 |
722.763 |
42.8 |
1-150 |
201.916 |
99.2 |
943.989 |
55.9 |
1-200 |
202.327 |
99.4 |
1.015.083 |
60.2 |
1-250 |
202.579 |
99.5 |
1.071.406 |
63.5 |
Toplam |
203.546 |
1.687.298 |
* Kaynak :DİE, Genel Sanayi ve İşyeri Sayımı
1997 |
Türkiye'nin ihracatında KOBİ'lerin payı %8 gibi çok düşük bir oran
ise de bu oranın gerçekte en az %20-25 arasında
olması gerekmektedir. Çünkü, KOBİ'lerin çoğu
ihracatlarının tamamını büyük şirketlerin kurmuş
oldukları Dış Ticaret Sermaye Şirketleri üzerinden
yapmakta ve bu ihracat tutarı büyük şirketlerin
hanesine yazılmaktadır.
Ayrıca Türkiye'de KOBİ'ler büyük firmalara hammadde ve ara malı da
ürettikleri için bu firmaların ihracatında da
KOBİ'lerin payı olduğu hesaba katılmalıdır. Ancak,
KOBİ'lerle ilgili istatistiki verilerin yeteri kadar
güncel ve sağlıklı olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Mesela, DPT'nin en son yayınlarında, Tablo 'de
Türkiye'de ve bazı ülkelerde KOBİ'lerin ekonomideki
yeri ile ilgili veriler, KOSKEB veya DİE kaynakları
yerine, bir Profesörün (H. Sarı-aslan) çalışmasına
dayandırılmaktadır. Bu verilerin KOSKEB ve/veya DİE
tarafından hazırlanması gerekmez miydi?
Not:
Getirilen dış ticaret mevzuatına göre, Türk KOBİ'leri 1990'lı
yılların başından itibaren SDŞ'ier yoluyla
örgütlenerek yatırım, üretim, ihracat ve dış
pazarlama destekleri almaktadırlar.
Son durum ve Sonuç, Kobi Türkiye
1960-1990 döneminde "Küçük Güzeldir" sloganı oldukça geçerli
idi.Ancak, 1990'lı yıllardan itibaren uluslararası
piyasalarda rekabet edebilmek için bazı Avrupa
Birliği ve ABD'nin dev petrol şirketleri, otomobil
şirketleri ve dev bankalarının bile birleştiği bir
ortam, bundan böyle "Büyük Güçlüdür" sloganının
hakim olmaya başladığının önemli bir delili ve
ispatıdır.
Türk KOBİ'lerinin de iç ve dış piyasalarda daha etkili rekabet
edebilmeleri ve pazarlık güçlerini artırabilmeleri
için, SDŞ'ier yoluyla mali güçlerini giderek daha
çok birleştirmeleri, üretimlerini daha çok entegre
etmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Burada pazarlık
gücünün manası ise, sadece iç ve dış piyasalarda
daha çok mal satabilme imkanı değil, aynı zamanda
daha kaliteli girdileri daha düşük fiyatlarla temin
edebilmektir.
Türkiye'de Gümrük birliği sürecinde rekabet
güçlüğü çeken KOBİ'lere destek amacıyla,
finansman, eğitim, danışmanlık, pazarlama, ihracat
ve yüksek teknoloji kullanımı alanlarında destekler
sağlanmaktadır. Ancak bu düzenlemelerde, AB'de
yürürlükte olan "çerçeve ilke kararlan"
doğrultusunda hareket edilmektedir.
Ayrıca, KOBl'lerin ekonomiye katkılarını artırmak ve rekabet
kapasitelerini iyileştirmek amacıyla,
KOSGEB-Avrupa Bilgi Merkezi aracılığıyla bu
kuruluşlara, AB mevzuatı ve iş imkanları hakkında
bilgi vermekte, KO-Bİ-Net İşletmeler Arası Bilgi
Ağı ile işbirliği imkanları yaratılmakta,
firmaların internet ve elektronik ticaret ile
tanışmaları sağlanmaktadır.
Küçük sanatkar ve küçük boy sanayicinin modern işyerlerine
kavuşması,
teknolojik gelişmelerden yararlanarak orta
ölçekli sanayie geçişinin kolaylaştırılması ve
mesleki eğitim verilmesi amacıyla Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca Küçük Sanayi Siteleri kurulması
desteklenmekte ve küçük sanayi sitesi yapı
kooperatiflerine düşük faizli ve uzun vadeli
kredi verilmektedir. 2000 yılı itibarıyla
hizmete açılan 318 küçük sanayi sitesinde yer alan
74.377 işyerinde 459.644 kişiye istihdam imkanı
sağlanmıştır. Bu sanayi sitelerinin 105 adedinde
çıraklık okulu, 136 adedinde ise eğitim merkezi
bulunmaktadır.
Türk KOBİ'leri Avrupa KOBİ'lerine göre
çok daha düşük idari ve teknolojik düzeyde olup,
büyük bir finansman sıkıntısına maruz kalarak ve
ülke genelindeki bilgiye erişim, kalite altyapısı,
ekonomik istikrar, hukuki ve kurumsal unsurlarıyla
daha dezavantajlı bir iş atmosferinde çalışmak
durumundadır.
Ülkemizde KOBİ'lerin kredi talepleri başta Türkiye Halk Bankası
A.Ş.
olmak üzere Eximbank ve Türkiye Kalkınma Bankası
tarafından sağlanmaktadır. KOBİ'lerin
kredi imkanlarının dar olduğu ve tüm banka
kredileri içindeki paylarının yüzde 5 düzeyinde
kaldığı (Kaynak: Ulusal Program, 2001, sayfa
324), bu nedenle kredi imkanlarının
artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gereği
kalkınma planlarında ve yıllık programlarda
belirtilmiştir. Risk sermayesi sisteminin
gelişmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması
da 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı (BYKP) ile
karara bağlanmıştır. KOBİ Yatırım A.Ş., ve KOBİ
Yatırımlarına Ortaklık Şirketleri önümüzdeki
dönemde hayata geçirilmesi düşünülen risk sermayesi
oluşumlarıdır.
Türk KOBİ'lerinin finansman darboğazını gidermek
için KOBİ finansmanı sahasındaki kurumların
kapasitelerini artırmak ve henüz uygulanmayan
finansman yöntemlerini uygulamak için yeni
kurumları oluşturmak
gerekecektir.
Yeniden yapılanma ya da embriyo şirketi büyütme
yatırımlarına hisse finansmanı sağlanmasını
yönlendirecek, yönetim desteğini sermaye finansmanı
ile birlikte sağlayacak özel kuruluşlar
geliştirilecektir. PHARE kapsamında AB'ye aday olan
Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) için
geliştirilen KOBİ Finansman Düzenlemesinin Türkiye
için de geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Kaynak: Prof. Dr. Emin Çarıkcı
|