Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Global Kapitalizmi Reforme Etmek, Küresel Kapitalizm 

Emekli trilyoner spekülatör George Soros, Öpen Society (Açık Toplum) adlı son kitabında kapitalizme ve kapitalizmin ekonomi teorisindeki yerine karşı çık­maya devam ediyor. Kitap kapitalizme bir fiske bile vuramıyor, aksine trilyoner finansörün ekomik sistemler hakkındaki en önemli şeyi pek de anlayamadığını da gösteriyor. 

Soros kitaba denge kavramını suçlayarak başlıyor. Soros'a göre gerçek hayat­ta dengeye "dönüşlülük" ile ulaşılabilir. Dönüşlülük ("kavramsal çerçevemin mi­henk taşı") ise insanların toplumsal olgular hakkındaki görüşlerinin yine o top­lumsal olguları etkilemesi anlamına geliyor. Bu yüzden, sonuçta, bütün bilgi ku­surlu ve bütün sosyal olaylar tahmin edilemezdir. 

Soros'un teorisinde karşımıza çıkan ilk sorun karışıklık. Soros, "Düşünüşü­müz hareketlerimizde bize rehberlik eder" diyor ve ekliyor "ve hareketlerimizde etrafımızda olanları etkiler." Her bireyin hareketinin toplumsal gerçeklik üzerin­de mutlaka bir etkisi vardır, ama tek bir birey planlarını yaparken bulunduğu orta­mı sabit bir veri olarak alabilir. Mesela, domatesin fiyatı tüm bireylerin talebine bağlıdır, ama tek bir alıcı fiyatları sabit kabul eder. Bir bireyin davranışlarının diğerlerini etkilediği durumlarda stratejik davranış rasyonel olur, ama bu sistemin istikrarsız olduğunu göstermez. 

İkinci nokta ise Soros'un, Avusturyalılar'ın ağırlıkta olduğu çoğu ekonomistin ortodoks neoklasik ekonomilere getirdiği benzer eleştirilerden haberinin olma­masıdır. Ludwig von Mises, Murray Rothbard, ve Israel Kirzner gibileri denge kavramına karşı çıkmış ve pazar işlemlerinde girişimciliğin önemini ortaya koy-

muşlardır. Toplumsal gerçeklik insanların ne düşündüğüne bağlı olduğundan, eko­nomistler bireysel hareketlerin niyetlenmemiş sonuçlarını önceden tahmin etme­ye çalışırlar. 

Soros'un ihmalkârlığının bir diğer örneğine bakalım: Soros ekonomi teorisin­de "Bazı değerlerin pazarlığa tâbi tutulamayacağı fikri kabul edilmez veya daha kesin söylemek gerekirse, böyle değerler hesaba katılmaz." diyor. Bu bariz bir şekilde yanlıştır. Bireysel tercihlerde her tür "değer" bulunabilir. Ve özel mülkiyet haklarını kabul ediyorsak, her insan kendisine ait olan bir şeyi pazarlık konusu yapmama hakkına sahiptir.

Soros, genelde rasyonel beklentiler teorisiyle karıştırdığı Etkin Pazar Hipote­zini (malî fiyatların kullanılabilen tüm bilgiyi içerdiği teorisi) eleştirirken, "Bunu hiç araştırmadım. Dönüşlülük kavramıyla açıkça çeliştiği için hiç dikkate alma­dım" diyerek hatasını kabul ediyor. Yeni bilgi arayan, bulunca da bu bilgiye atla­yıp üzerinde oynayarak aslında bunu pazar fiyatlarına katmakta olan spekülatör­lerin girişimci davranışı için bu teorinin geçerli olmadığı doğrudur. Mr. Jourdain-'in de bilmeden belirttiği gibi Soros, karşıt spekülasyonu sayesinde malî piyasala­rın oturmasına yardımcı olan Kirznerci bir girişimcidir. 

Soros merkez bankalarının gelişmiş ülkeleri düzenli olarak küçülmelerden kurtardığını ve böyle bir kurumun aynı şekilde tüm dünya için geçerli olması ge­rektiğini düşünüyor. Varolan uluslararası organizasyonların işbirliğini amaçlaya­cak, "Açık Toplum İttifakı" isminde yeni bir kurumun yaratılmasını öneriyor. Tüm devletçiler gibi o da sadece gücün merkezîleşmesindeki yararları sayarken arka­sında yatan tehlikeleri göz ardı ediyor. 

Bu kitapta anlatılmak istenen "açık toplum" lehinde ve kapitalizm aleyhinde bir argümandır. Kapitalizm aslında kişisel çıkarı verimli bir toplumsal işbirliğine kanalize eden belli bir kuramlar bütünüyken, Soros'a göre "kişisel çıkarın dizgin­lenmemiş arayışıdır". Soros, bulanık "Açık toplum" kavramını gerçek üzerinde hiçbir tekelin olmadığı bir yer olarak açıklamakta, ama "sosyal adalet" de dahil olmak üzere kendi görüşlerinin uygulanması içinse devlet müdahalesi istemekte­dir. 

Soros, "piyasa fundamentalizmi"nin "açık toplum" için komünizmden çok daha tehlikeli olduğunu, çünkü serbest pazar fikirlerinin her yerde galip göründüğünü düşünüyor. Gerçekten bu doğruysa, yani devlet yirminci yüzyılda durmaksızın büyümediyse, ne güzel. Ayrıca Soros, 1980'lerden sonrasını resmî istatistikleri dikkate almayarak "refah devletinin çözülmeye başlaması" olarak görüyor. Peki bu "piyasa köktencileri" kim? Milton Friedman'ı iki, F. A. Hayek'i bir kere anıyor ve yanlış bir şekilde Hayek'in Chicago Okulu'na mensup olduğunu söylüyor. Da-vid Friedman veya Murray Rothbard gibi gerçek piyasa radikallerini ise pek az tanıyor, tanıdığından daha az anlamış görünüyor. 

Görüşlerini parasıyla destekleyerek Bay Soros oyun alanını kendi tarafına eği­yor. Peki ya söylevinde aralarda gözümüze çarpan "düz oyun alanı" ne anlama geliyor? Anlaşılan kendisi için buna gerek yok. Görüşlerini açıklamaya elbet hak­kı var, ama kendi hayatlarımızı nasıl yaşayacağımızı dikte etmek için devlet zoru kullanmaya hakkı yok. Bu, Soros'ıın izlediği politik olarak doğruculuk çizgisinin vardığı nokta. 

Soros o her zamanki iyi kalpliliğiyle, "Çok az insan yanlışı teşhis etme şekline katılır, çok daha azı da bunu kendi içlerinde arayarak benimle bu zevki paylaşır" diyor. Umarız, o da, piyasadaki yanlışları düzeltirken elde ettiği para kazanma başarısını aynı şekilde entellektüel hazlar almada da gösterir. 

Kaynak: Pierre LEMIEUX

Çeviren: Barış ÇİÇEK

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005