|
Kurumsal Kalite
Bu bölümde kurumsal faktörlerin tanımı, kurumsal kalitenin
ölçülmesi, kurumsal kalite ve büyüme ile kurumsal
kalite ve sermaye hareketleri arasındaki ilişki
açıklanmaya çalışılacaktır.
Kurumların Tanımı ve Kurumsal Kalitenin Ölçülmesi
Kurumlar bir toplumdaki oyunun kurallarıdır. Daha açık bir
ifadeyle, insanlar arası etkileşimi, ilişkileri
düzenleyen ve bizzat insanlar tarafından
oluşturularak şekillendirilmiş sınırlamalar
topluluğudur (Douglas, 2002: 8). O halde kurumları,
bir toplumdaki devlet ile birey ve birey ile birey
arasındaki ilişkileri düzenleyen resmi ve resmi
olmayan kurallar topluluğu olarak tanımlamak
mümkündür. Wesley C. Mitchel, kurumları ‘yaygın
kabul gören iyi düzeyde standartlaştırılmış sosyal
alışkanlıklar’ olarak tanımlarken, W. Hamilton ise,
‘sürekliliği olan düşünce ve eylem tarzı’ olarak
kurumları tanımlamaktadır (Demir, 1996: 174). Bu
tanımlardan yola çıkarak, kurumların günlük hayata
kurallar koyarak, hayatın belirsizliğini
azaltabileceğini söyleyebiliriz. Böylelikle
kurumlar, insanların gündelik yaşamı için bir rehber
olma özelliği taşımakta ve bireylerin tercihlerini
belirlemekte ve sınırlandırmaktadırlar. Kurumsal
sınırlamalar, bireylerin neleri yapabileceklerini ve
neleri yapmalarının yasak olduğunu ve bireylerin bir
takım işlemleri hangi koşullarda yapabileceğinin
sınırlarını çizmektedir. Bu nedenle kurumlar insan
etkileşimlerinin meydana geldiği bir çerçevedir (Douglas,
2002: 8). Kurumlar resmi ve yazılı kurallardan
(hukuk gibi) oluştukları gibi resmi ve yazılı
olmayan (gelenek, görenek, adet ve örfler gibi)
kurallardan da oluşabilirler. Burada kurumların
işlevlerini yerine getirebilmesi açısından önemli
olan husus, ihlallerin tespit edilmesi ve cezaların
uygulanmasında kesinlik ifade edilmesidir.
Günlük hayatımızın sınırlarını belirleyen
kurumların, ülkelerin ekonomik performansını da
etkileyeceği açıktır. Kurumlar teknoloji ile
bağlantılı olarak yatırım ve üretim maliyetleri
üzerinde etkide bulunmak yoluyla ekonomik
performansı da önemli ölçüde etkileyebilirler.
Kurumcu hipoteze göre; bazı toplumlar üretimi,
yatırımı, istikrarı, yenilik yapmayı, güveni ve
beşeri sermayeyi geliştirmeyi sağlayan iyi kurumlara
sahiptirler. Đyi kurumların ise sahip oldukları üç
temel özellik vardır (Acemoğlu, 2003: 27).
Bu üç temel özellikten birincisi; kişilerin ekonomik
faaliyetlerinin ve çalışmalarının sonucunda elde
ettikleri gelirden yararlanabilmek anlamına gelen,
mülkiyet haklarının güvence altına alınmış
olmasıdır. Mülkiyet hakları, kişilerin sahip
oldukları üretim faktörlerini kullanma ve bundan
gelir elde etme hakkı anlamına gelir. Mülkiyet
haklarının güvence altına alınmış olmasındaki en
temel sorumlu devlettir ve bu hakların belirleyicisi
de yine devlettir. Ancak mülkiyet haklarının
korunmasında sadece yürürlükteki yasalar yeterli
olmayabilir. Yasaların, mülkiyet haklarının
korunmasında yeterli olabilmesi için, resmi ve
yazılı olmayan, gelenek ve görenekler ile toplumsal
baskı gibi faktörlerce de desteklenmesi ve sağlıklı
bir biçimde uygulanması gerekmektedir. Mülkiyet
haklarının güvence altına alınmasıyla işlemlerin
maliyetleri azalacak, böylece ekonomik faaliyetler
belirli bir etkinlik kazanacaktır.
Đyi kurumların sahip oldukları ikinci temel özellik ise; elinde
siyasi güç bulunduran kesimler ile toplumun üst
kesimini oluşturan gruplara mensup kişilerin,
toplumsal geliri, yatırımları kısacası ekonomik
faaliyetleri kendi amaçları doğrultusunda ele
geçirmelerinin yani yolsuzlukların önlenmesidir.
Đyi kurumların sahip oldukları son temel özellik ise; beşeri
sermayenin yenilikçi, çalışma disiplinine sahip
olan, güvenilir, eğitim ve uzmanlığa saygılı,
tüketimde rasyonellik özelliklerine sahip olacak
şekilde geliştirilmesi, eğitilmesi ve gelir getirici
aktivitelere yönelme istikrarına sahip olmasıdır
(Gökalp ve Baldemir, 2006: 2).
Ülkelerin siyasi ve ekonomik gelişiminde büyük bir
öneme sahip olan bu kurumsal özellikler günümüzde
dahi birçok toplumda mevcut değildir. Bu kurumsal
özelliklerin eksikliği ise bireyler arasında hukuk
kurallarının ayrım göstermesine, toplumun alt
kesimleri için mülkiyet haklarının yeterli derecede
koruma altına alınmış olmamasına ve toplumun üst
kesimlerinden insanların sahip oldukları sınırsız
ekonomik ve politik güçle toplum üzerinde baskı
oluşturmasına neden olmaktadır.
Kurumlar ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleriyle orantılı
olarak hem üretkenlik artışına hem de azalışına yol
açacak, bir takım unsurları içinde barındıran bir
kavramdır. Gelişmiş ekonomilerde kurumlar
kuruluşları üretken faaliyetlerde bulunmaya teşvik
eder. Az gelişmiş ekonomilerde ise, kurumsal
kalitenin yoksunluğundan dolayı ekonomide bir
karışıklık hâkimdir. Az gelişmiş ülkelerdeki
kurumlar ağırlıklı olarak üretim faaliyetleri
yerine, yeniden dağıtım faaliyetleri geliştiren,
rekabetçi koşullar yerine tekeller yaratan,
fırsatları geliştirmek yerine onları kısıtlayan
niteliktedir (Gökalp ve Baldemir, 2006: 3).
Kurumsal kalite kavramı, birbirleriyle son derece alakalı ancak bir
o kadar da faklı olan devlet ile birey ve birey ile
birey arasındaki mevcut ilişkinin değişik
boyutlarından oluşmaktadır. Bu nedenle bir ülkenin
kurumsal kalitesinin tanımlanması ve ölçülmesi
oldukça zordur.
Ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleriyle o ülkenin kurumsal
kalitesi arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaları
üç grupta toplamak mümkündür. ilk gruptaki
çalışmalarda; kurumsal kaliteyi ölçmek için söz
konusu ülkedeki hukukun üstünlüğüne, özel mülkiyet
haklarının korunmasına verilen önem, yolsuzluk
seviyeleri, bürokratik kalite ve anlaşmaların
uygulanabilirliği ile ekonomik büyüme arasındaki
ilişki incelenmiştir. Đkinci gruptaki çalışmalarda;
bireylerin sahip oldukları politik ve sivil haklar
ve demokrasinin seviyesini gösteren göstergeler ile
ekonomik büyüme arasındaki ilişki incelenmiştir.
Üçüncü gruptaki çalışmalarda ise; kurumsal kaliteyi
ölçmek için, kurumların o ülkedeki makroekonomik
istikrarı sağlamada, piyasaları denetleme ve
düzenlemede, sosyal güvenliği sağlamada, politik ve
sosyal sorunları çözmedeki etkinliğini
kullanmaktadır (Karakayalı ve Yanıkkaya, 2006: 5).
Ancak bu yaklaşımlarda kullanılmak üzere, objektif
ve tam olarak ölçülmesi mümkün olmayan değişkenlerin
bulunması oldukça zordur ve hatta imkânsızdır. Bu
nedenle mevcut çalışmalarda genellikle sübjektif
anketlerden ve bazı özel firmaların ya da
uluslararası uzmanların oluşturdukları verilerden
yararlanılmaktadır.
Kurumsal kalite ile ekonomik büyüme arasındaki
ilişkiyi araştıran çalışmalar, kurumsal kaliteyi
ölçebilmek için birtakım yöntemlerin de
geliştirilmesini sağlamışlardır. Mevcut çalışmalar
kurumsal kaliteyi ölçmek için birkaç farklı yöntem
kullanmışlardır. İlk grup çalışmalar sade bir
şekilde, gözlemlenebilmesi daha kolay olan resmi
kurumları (mevcut hukuk kurallarını)
kullanmışlardır. Bu çalışmaların büyük bölümü
mülkiyet hakları ile ortakların ve alacaklıların
haklarının korunabilirliğine odaklanmıştır. Bir
bölümü ise yönetimin kalitesini belirleyebilmek için
politik kararların sıklıkla değişip değişmediğini
dikkate almışlardır. Bu yaklaşımın avantajı ölçmesi
ve gözlemlenebilmesi nispeten daha kolay olan
değişkenleri kullanıyor olmasıdır. Bununla birlikte
bu yöntem sadece sınırlı bir grup resmi kuruma
uygulanabilmektedir. Gözlemlenmesi ve ölçülmesi zor
olduğundan dolayı resmi olmayan kurumların
çalışmalara dâhil edilememesi ve daha da kötüsü
resmi ve gayrı resmi kurumların işleyişinin
birbirinden bağımsız olduğu düşüncesi sadece
çalışmanın kapsamını sınırlandırmakla kalmaz aynı
zamanda çalışmadan elde edilen sonuçların ciddi bir
biçimde sapmasına neden olabilir.
Đkinci grup çalışmalar ise; kurumları doğrudan gözlemlemek yerine,
kurumsal kalitenin ölçülmesi zor olan yönlerini
temsilen iyi bir gösterge olduğu düşünülen
değişkenler kullanmıştır. Örneğin; bu yöntemde
siyasi istikrar seviyesini ölçmek için darbe ve
devrim gibi bir takım siyasi olayların meydana geliş
sıklığı bir gösterge olarak kabul edilmiştir.
Yargının bağımsızlığını ölçmek içinse kamu lehine
açılan davaların sıklığına ve bu davaların kaçının
kamu aleyhinde sonuçlandığına bakılarak bir sonuca
varılır. Kara borsanın ve kayıt dışı ekonominin
boyutlarına bakılarak da ekonomik kurumların
etkinliği ölçülmeye çalışılır. Bu yöntemde başarı
ağırlı olarak kullanılan temsili göstergelerin
başarısına bağlıdır.
Üçüncü grup çalışmalar ise yabancı yatırımcılar için
ülke riskleri hakkında bilgi toplayan uzman
kuruluşların sağladığı bilgilerden yararlanır. Bu
kuruluşlar genellikle daha söz konusu ülkede daha
önce yatırım yapmış olan yatırımcılara yolsuzluğun
yaygınlığı, anlaşmazlıkların çözümünde ki etkinlik,
mülkiyet haklarının korunabilirliği gibi iş
dünyasıyla alakalı sorulardan oluşan bir takım
anketler yaparak ülke riskleri hakkında bilgi
toplarlar. Bu yöntemin avantajı; araştırmacıya,
kurumsal kaliteyi ölçülmesi zor olan hususlarıyla
birlikte bir bütün olarak araştırmaya dâhil edebilme
şansı sunmasıdır. Diğer taraftansa bu bilgilere ne
kadar güvenilebileceği hakkında bir takım sorunlar
vardır. Bunlardan bir tanesi elde edilen bilgilerin
ve değerlemenin oldukça öznel olmasıdır. Diğer bir
sorun ise bilgileri toplanması ve indekslerin
oluşturulmasındaki yöntemlerin şeffaf olmamasıdır.
Çalışmalarda sıklıkla kullanılan kurumsal
değişkenler hukuk sistemi (hukukun üstünlüğü),
kamulaştırma riski, mülkiyet haklarının
korunabilirliği, yolsuzluk, bürokratik kalite ve
anlaşmaların hükümetler tarafından reddedilmesi
riski, gibi değişkenlerdir. Hukuk sistemi var olan
hukuk kurallarını, düzenlemeleri, kanunları
uygulayan kurumları ve yargı sistemini içermektedir.
Hukuk sisteminin iyi olması hukukun üstünlüğü, yargı
bağımsızlığı ve herkesin kanun önünde eşit olması
anlamına gelir ve yabancı yatırımların karar alma
sürecinde oldukça etkilidir (Pournarakis ve
Varsakeilis, 2004: 81). Bu değişken bir ülkedeki
bireylerin, o ülkede var olan kurumlara, kanunları
yapma, onları uygulama ve davalar için hüküm verme
konularında o kurumların kararlarını kabul etme
isteklerini yansıtır. Etkin siyasi kurumlar, güçlü
bir mahkeme sistemi ve iktidarın düzenli bir şekilde
el değiştirmesi etkin bir hukuki sistemi temsil
ederken, aksine sorunları çözmekte kanuni olmayan
yollara ya da fiziksel güce başvurma geleneğinin
yaygınlığı ise düşük hukuksal sistemi temsil eder.
Mülkiyet hakları ise; arazi, arsa, işyeri, konut ve
diğer kaynaklar gibi maddi varlılara sahip olabilme
hakkı anlamına gelir. Bununla birlikte patent ve
telif hakları, ticari marka ve ticari antlaşmalardan
doğan diğer haklarda entelektüel mülkiyet hakları
olarak kabul edilir. Yolsuzluk en genel tanımıyla
kamu gücünün ve kaynaklarının özel çıkarlar için
kötüye kullanılmasıdır. Yüksek yolsuzluk ülkeler
için olumsuz bir özellik olarak kabul edilir ve
kurumsal kalite seviyesini düşürür. Yabancı firmalar
açısından en sık rastlanan yolsuzluk çeşitleri
ithalat ve ihracat izinleri, döviz kontrolleri,
vergilendirme ve yeterli güvenliğin sağlanması ile
alakalı olarak özel ödemeler ya da rüşvet istenmesi
durumlarıdır. Bürokratik kalite ise; bir ülkede iş
yapabilme yeni yatırımlar gerçekleştirme gibi
durumlarda izlenen yasal sürecin etkinliğidir.
Burada arzulanan, bürokratik sürecin hızlı
ilerlemesi ve en aza indirilmesidir. Daha iyi bir
bürokratik yapı, işlemleri daha hızlı
gerçekleştirerek, yabancı yatırımcıların iş yaşamına
girişini kolaylaştırır. Yatırım öncesi ve sonrası
işlemleri hızlandırır (Kaufmann, Kraay, Mastruzzi,
2003: 87). Bürokrasinin kalitesi veya etkinliği
“politik baskılardan bağımsız olma, devlet
hizmetlerini kesintisiz ya da politikalarda çok
ciddi değişikler olmadan görevlerini yapabilme gücü
ve uzmanlığı” olarak da tanımlanabilir. Anlaşmaların
reddi ise; kamu ile olan antlaşmaların çok değişik
nedenlerle tek yönlü olarak iptal edilmesi,
ertelenmesi ya da miktarının düşürülmesi riski
olarak tanımlanır.
Freedom House endeksi
Çalışmada bu konuyla ilgili olarak yapılmış daha önceki
çalışmalardan farklı olarak kurumsal kaliteyi
temsilen Freedom House tarafından hazırlanan sivil
özgürlükler ve politik haklar endeksleri
kullanılmıştır. Freedom House endeksi, bağımsız
sivil toplum kuruluşlarından Freedom House
tarafından yayınlanan Freedom in the World adlı
raporlardan alınmıştır. Politik haklar ve sivil
özgürlükler olarak iki tür zaman serisinden oluşan
bu veriler 1972 yılından beri yayınlanmaktadır.
Politik haklar ve sivil özgürlüklere bağlı olarak;
ülkeler özgür, kısmen özgür ve özgür olmayan ülkeler
olarak sınıflandırılmaktadır. Ülkelere endekste 1–7
arası puanlar verilmektedir. Bu puanlamaya göre, 1
puanı özgür ülkeleri buna karşılık 7 puanı ise özgür
olmayan ülkeleri temsil etmektedir. Endekste yer
alan politik haklar ve sivil özgürlükler puanlarının
yıllık ortalaması 1 ile 2,5 arasında olan ülkeler
özgür, 3 ile 5,5 arası olan ülkeler kısmen özgür,
5,5 ile 7 arası olan ülkeler ise özgür olmayan
ülkeler olarak sınıflandırılmaktadır (Freedom House,
2007).
Polity Endeksi
Polity I, Polity II, Polity III ve Polity IV veri setleri
devletlerin yönetim özelliklerini belirleyen Polity
(yönetim şekli) araştırmasının aşamalarını ifade
etmektedir. Her aşamada ele alınan ülke sayısı
arttırılarak, bu araştırmanın son şeklini oluşturan
161 ülkeyi kapsayan Polity IV serisine ulaşılmıştır.
Polity veri setlerinde yönetim şekilleri 0 ile 10
arasında değerler almaktadır. 0 demokratik
unsurların olmadığını 10 ise tam gelişmiş
demokrasileri ifade etmektedir. Söz konusu bu endeks
Siyasal Katılım Rekabetçiliği, Siyasal Katılım
Açıklığı, Siyasal Katılım Rekabetçiliği ve Başkanlık
Yönetimi Üzerindeki Sınırlamalar ile ilgili
puanlamalar ele alınarak oluşturulmuştur. Benzer
şekilde otokraside 0 ile 10 arasında değerler
almaktadır. Burada da 0 otokratik unsurların
yokluğunu 10 ise tam gelişmiş otokrasileri temsil
etmektedir. Bu puanlama da Siyasal Katılım
Rekabetçiliği, Katılım Düzenlemesi, Siyasal Katılım
Açıklığı, Başkanlık Yönetimi Üzerindeki Sınırlamalar
ile ilgili unsurlar göz önünde bulundurularak
oluşturulur. Elde edilen demokrasi puanlarından
otokrasi puanları çıkarılarak Polity endeksi elde
edilir. Böylelikle endeks, -10 ve +10 arası değerler
almaktadır. Bu endeksin zaman serisi analizlerinde
kullanımını kolaylaştırmak için veri setine Polity 2
puanı eklenmiştir. Böylelikle endekste yer alan
standart yönetim skorları geleneksel yönetin
skorlarına dönüştürülmüştür (Marshall, Jaggers,
2002).
|