|
Mafyaların Küreselleşmesi ve Mafya Zirveleri
Triadlar ve Rus mafyası açısından göç doğal bir
değişim oluşturmuştur. Triadlar, ABD, Kanada,
Avustralya ya da Yeni Zelanda olsun önemli bir Çinli
topluluğun bulunduğu her yerde mevcuttur.Rus
mafyasına gelince, hızlı bir şekilde, Kuzey Amerika
ve Avrupa'ya (Belçika, Almanya, Polonya, Macaristan
ve Avusturya) kök salmıştır.
Cosa-Nostra'nın Amerikanlılaşması, Sicilyalıların ABD'ne göçünü
izlemiştir. 1989 yılında Berlin duvarının
yıkılmasıyla birlikte, italyan mafyası Berlin ve
diğer Sovyet topraklarına yayılmışlardır.Yine, Sacra
Corona Unita Arnavutluk ve Karadağ mafyaları ile
sağlam bağlar kurrnuştur. İstanbul'un babalan ise,
eskiden beri Bulgaristan'ı kolonileştirmişlerdir. Bu
mafyalar, Kanada ve ABD'de uzantılara sahip olduğu
gibi Avrupa da, Almanya, Hollanda, İspanya ve
Portekiz'de faaliyet göstermektedir. Fransa'da Cote
d'Azur İtalyan ya da Rus olsun, her zaman babalara
kucak açan bir yer olmuştur. Kamorra Mafyasından
büyük uyuşturucu ve sigara kaçakçısı Michaelle Zaza,
burada muhteşem bir villada yaşamıştır. Kolombiya
kartellerine gelince, 90'h yıllardaki devletin güçlü
mücadelesi karşısında, komşu ülkelere, örneğin
Sicilyalılarla ittifak yaptıkları Venezuellaya
dağılmışlardır. Bir süredir, "Meksika'nın
Kolombiyalılaşması" ndan bahsedilir olmuştur.
Başlıca düşmanları Triadlarla işbirliğinden kaçınan
Yakuzalara gelince, yayılmaları ilkin Asya ile
sınırlı olmuştur. Ardından nüfuzlarını Avustralya ve
özellikle ABD'deki Japon topluluklara
genişletmişlerdir. Avrupa'da ise, sadece Almanya'da
bulunmaktadırlar.
Bir itirafçının tanıklığı sayesinde, İtalyan Savcılar
Venezüella'nın 25 km uzağında yeralan Karayip
adalarından Aruba'da Sicilyalı baba Ciccio Madoni
ile Medellin Kartelinin adamları arasında bir
buluşma geçekleşti-ğini tespit etmişlerdir.
Avrupa'da kokainin toptan satışında tekel hakkı
karşısında, Sicilyalılar Escobar'ın adamlarının
eroin piyasasına girmelerine izin vermişlerdir.
Akabinde Aruba, Kartellerin yöneticileri ile
özellikle Rus Mafyası mensupları arasında başka
zirvelere ev sahipliği yapmıştır .Polis başka bir
zirvenin de 20 kasım 1994 tarihinde Fransa'da
gerçekleştirildiğini belirlemiştir. İtalya,
Amerikan mafyaları ile.Yakuza, Triadlar ve Cali
karteli temsilcilerinin katıldığı toplantıda,
kokain, gayri menkul ve sanat eseri piyasalarının
paylaşımının görüşüldüğü anlaşılmıştır.
Örgütlü Suç ve Kara Para Aklama
Suç dünyası, son yirmi yılda ekonomi alanında
yaşanan gelişmelere paralel bir değişim geçirmiştir.
Bu bağlamda, örgütlü suç tek amacı kazanç sağlama
olan gerçek suç şirketlerinin oluşmasına yol
açmıştır. Bu suç şirketleri üretim, dağıtım
bölümleri, iletişim sektörleri, malî ve insan
kaynakları idarelerine sahip yasal ekonomik ve
ticarî şirketlere benzer şekilde yapılanmışlardır.
Bu şirketlerin daha gelişmiş biçimleri, holdinglere
ve kartellere benzetilebilir. Örneğin Kolombiya
kartelleri, ekonomik işlemlerden doğan kazançlarını
kasalarına aktarmaya imkan veren dönüştürmeden
geçerek üretimden dağıtıma aynı maddenin her
aşamasını kontrol etmektedirler.
Günümüzde her türden suç örgütleri, suç faaliyetlerinden elde
ettikleri gelirleri aklamak ihtiyacı içindedir.
Bunun temel iki nedeni vardır; Birincisi, kazanılan
paranın izleri suç faillerinin suçluluklarının
ispatına delil teşkil edebilir. İkincisi ise, bu
para bizatihi soruşturma ya da müsadereye konu
olabilir.
Örgütlü suç üyeleri ve özellikle uyuşturucu kaçakçılarının elinde
aşırı miktarlarda nakit para birikmektedir. Yasadışı
faaliyetlerinden maksimum fayda sağlayabilmek için,
suçlular illegal yollarla elde ettikleri bu servete
yasal bir görünüm vermek zorundadırlar.
Suç örgütleri trilyonlar kazanabilir. Ancak, bu paralar aklanmadığı
sürece hiç bir işe yaramaz. Aksi takdirde, kelimenin
tam anlamıyla kirli para içinde boğulurlar. Bu
nedenle, organize suç örgütlerinin yasa dışı
kazançlarını meşru fınans kuruluşlarında aklamak
üzere her türlü çabayı gösterdikleri ve bu amaçla
karlı işletmelerde kontrolü ele geçirmeye özel önem
verdikleri görülmektedir.
Artık örgütlü suç, saygın, büyük fınans kuruluşları aracılığıyla ya
da doğrudan faaliyet göstermektedir. Yasadışı
işlerden sağlanan karaparanın aklanması örgütlü
suçun temel ilgi alanlarındandır.
Örgütlü suçluluğun en belirgin özelliği, bu suçluluk türünün
illegalitesinin açık bir biçimde görülmez oluşudur.
Bu görülmezlik suç örgütlerinin genellikle legal bir
görüntü içinde faaliyet göstermesinden
kaynaklanmaktadır. Gerçekten, Örgütlü suçluluğun
fiillerinde kullanılan en önemli araç, maskeleme,
kamuflaj yöntemi olup, yasal girişimciliğin
imkanlarından yararlanılarak, suçlardan elde edilen
kazançlar meşru kanallara akıtılmakta ve böylece bu
suçluluğun illegal yönünün keşfedilmesi çok
zorlaşmaktadır. Buna ilave olarak, yasadışı bu tür
faaliyetlerin çoğu kez sosyal entegrasyona sahip
olması, söz konusu faaliyetlerin başarılı bir
şekilde ve rahatsız edilmeden devamını sağlamaktadır
Bu suçluluğun diğer bir özelliği, kısa zamanda ve
hızlı bir şekilde kazanç sağlayabilecek, maliyeti
düşük, yakalanma riski az olabilecek kriminal
faaliyet alanlarını tercih etmesidir. Organize suç
grupları yakalanma ve cezalandırılma riskini
azaltmak için ise, görünüşte mağdurları olmayan
suçluluk alanlarında uzmanlaşmaktadırlar. Bu lür
suçlarda mağdurlar, ya suçun işlenmesinde kendi
katkılarından dolayı (uyuşturucu madde, illegal şans
oyunları gibi) ya da suç örgütünün tehditlerinden
korktuklarından dolayı (tehditle para toplama suçu)
ihbar etmekten kaçınmaktadırlar.
|