Metrolojinin Türkiye'deki Yeri, Önemi ve
Geleceği
Araştırıcı Fizikçi, Funda Parlaktürk
Araştırıcı Fizikçi, Hayrettin Parlaktürk
Ulusal metroloji ağlarının kuvvetlendirilmesi ve
ölçüm standartlarının oluşturulması dünya ülkeleri
için endüstrinin gelişmesini ilerleten bir etken
olarak göze batmaktadır. Modern ölçme sistemlerini
geliştirmek ve kullanmak için daha yüksek teknik,
yeterlilik ve daha geniş bir bilgi birikimi
gereklidir.
Başbakanlık tarafından Türkiye'nin Ulusal Metroloji
Sistemini kurmakla görevlendirilen TÜBİTAK, 1992
yılı başlarında kendi bünyesinde bulunan Marmara
Araştırma Merkezi (MAM) binasında, yarı bağımsız ve
teknik özerkliğe sahip Ulusal Metroloji Enstitüsü'nü
(UME) kurmuştur. 4 Mayıs 1994'te son derece hassas
ortam şartlarına sahip ve yüksek teknolojik
özellikteki sistemlerle donatılmış yeni binasına
taşınan UME, 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren de MAM
bünyesinden ayrılarak Ankara TÜBİTAK'a doğrudan
bağlanmıştır.
Enstitünün adında yer alan "metroloji" kelimesi
metreden türetilmiş olup, ölçüm bilimi anlamına
gelmektedir. UME'nin en önemli
görevi; bütün ölçme sistemlerinin temeli olan
birimleri (SI temel birimleri ve türevleri)
tanımlamak bilim ve teknolojinin kullanımına sunmak
ve yapılan bütün ölçümlerin güvenirliğini ve
doğruluğunu sağlamaktır.
UME projesi gerçekleştirilirken, ülkemizde yapılan
ölçümleri güvence altına almak, bu ölçümlerin
uluslararası sisteme entegrasyonunu sağlamak,
mevcut teknikleri geliştirmek ve yeni ölçme
sistemleri oluşturmak, Türkiye'nin bilimsel ve
teknolojik gelişimine, dolayısıyla dünyaya
açılmasına katkıda bulunmak ve ülkemiz endüstriyel
ürünlerinin kalitesini artırmak için gerekli
metroloji sistemini kurmak gibi temel ilke ve
hedeflerle yola çıkılmıştır.
Ulusal Metroloji Enstitüsünün kunılması 1992 ile
2006 yıllarını kapsayan beşer yıllık üç proje ile
gerçekleştirilmesi planlanmıştır... 1992 ile 1996
yılları arasında gerçekleştirilen birinci proje
neticesinde ise 18 laboraruvarıyla UME, kalibrasyon
konusunda Türkiye gereksinimlerinin % 40'ını
karşılamıştır. Bu Laboratu-varlarda 7 temel SI
biriminin (amper, kandela, metre, kilogram, saniye
ve kelvin) primer seviyede oluşturulması
gerçekleştirilmiştir. Ulusal Metroloji Sistemi'nin
kurulması için önemli çalışmalar yapılmış ve sistem
oluşturulmaya başlanmıştır. Birinci projede, büyük
ölçüde Almanya'nın Metroloji Enstitüsü olan PTB (Physikalisch
Tecnische Bundesanstalt) ile ortak çalışmalar
yapılmıştır.
Daha büyük bir yatırım gerektiren ikinci projenin
ise 1997 ve 2001 yılları arasında tamamlanması
planlanmaktadır. 24 laboratuva-rın daha kurulması
planlanan bu aşamada, fizibilite çalışmasımn
ingiltere Metroloji Enstitüsü NPL (National Physics
Laboratory) ile yapılması kararlaştırılmış ve
çalışmalar 1996 yılı sonu-da başlamıştır. Öngörülen
laboratuvarlar kurulduğu takdirde kalibrasyon
konusunda Türkiye gereksiniminin yaklaşık %95'inin
karşılanması planlanmaktadır. Ayrıca ikinci
projede; Ulusal Metroloji Sistemi'nin, Gümrük
Birliği çerçevesinde Batı Avrupa sistemine
entegrasyonunun sağlanması da amaçlanmaktadır.
UME'nin kurulması aşamasındaki son projenin ise 2001
ile 2006 yılları arasında gerçekleştirilmesi
planlanmaktadır. Bu aşamada kurulması düşünülen 5
yeni laboratuvarın hayata geçirilmesi ile
Türkiye'nin kalibrasyon konusundaki gereksiniminin,
% 99'unun karşılanması planlanmaktadır. Bu son
aşama tamamlandığında UME'nin faaliyet gösterdiği
konularda en iyi ilk on kuruluş arasında olması ve
kendi çalışma alanında dünyadaki faaliyetlerde söz
sahibi olması hedeflenmektedir.
Ulusal Metroloji Enstitüsü bu gün; uzman,
araştırıcı, teknisyen, idari personel ve yardımcı
elemanlardan oluşan ekibi ve uluslararası 18
laboratuvarıyla çalışmalarını sürdürmektedir. UME
laboratuvarları üç ana grup altında toplanmıştır.
Mekanik grubu; kütle, bo-yutsal, kuvvet, basınç ve
vakum laboratuvarla-rından, Fizik grubu; uzunluk,
zaman ve frekans, akustik ve titreşim, optik,
sıcaklık, opto-elektronik ve radyasyon sıcaklığı
laboratuvar-lanndan, Elektrik grubu; ise; gerilim,
direnç, kapasitans, RF ve mikrodalga süper
iletkenlik ve manyetik laboratuvarlarından
oluşmaktadır.
Uluslararası alanda kabul edilmiş tanımlardan yola
çıkarak Ulusal ölçüm standartlarının oluşturulması
ve muhafaza edilmesi tüm UME laboratuvarlarının
faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Son derece
hassas olan sıcaklık kontrol sistemi ve titreşim
izolasyonuna sahip uluslararası düzeydeki
laboratuvarlarda, izlenilebilirlik zinciri içinde
sanayinin gereksinim duyduğu kalibrasyonlar
gerçekleştirilmektedir.
Her bir laboratuvarın kendi faaliyet alanı
çerçevesinde eğitim hizmetleri yürütülmektedir. UME
ayrıca kurmakta olduğu Ulusal Metroloji Birliği Ağı
(UMBA) aracılığı ile profesyonel ölçüm hizmeti
veren kuruluşlarla ilgili bilgileri derleyip ülke
içinde dağıtmaktadır. Bununla metroloji alanında
kullanılan cihazlar, ölçme laboratuvarları ve bu
alandaki uzmanlarla ilgili bilgiye bilgisayar
aracılığıyla erişil-mesiyle, endüstriyel veya ticari
ölçümler için yapılan yatırımların ihtiyaca uygun
olması ve Ulusal Metroloji Sistemi'nin verimli
çalışmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Ölçme cihazlarının ve endüstride sıkça kullanılan
çalışma standartlarının üretimi ileri teknoloji ve
yoğun bir bilgi birikimini gerekü kılmaktadır.
UME'de bu standartların üretimine yönelik
çalışmalar yapılmakta olup endüstrimizin
ihtiyaçlarını ekonomik olarak kapayabilecek, ulusal
standartlara izlenilebilir çalışma standartları
üretilmektedir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca verilen yetki ile UME
24 Aralık 1994 tarihinde resmi gazetede yayınlanan
yönetmeliğe göre; Ocak 1995 tarihinden itibaren
kalibrasyon başvurularını cevaplamaya başlamıştır.
Konu ile ilgili eğitimler yurt dışından alınmış ve
akreditasyon konusunda görev alabilme
yeterlilikleri, bu eğitimler sonucunda kendilerine
verilen sertifikalarla belgelenmiştir. Akredite
olan laboratuvarlar 1994 yılında kurulmuş bulunan
Türk Kalibrasyon Servisi'ni (TKS) oluşturmaktadır.
Türkiye Akreditasyon Konseyi (TÜRKAK)'nin kuruluş
kanunu ile ilgili görüşmeler kamu kurumlan
yetkilileri tarafmdan gerçekleştirilmiş ve kanun
taslağı oluşturulup Bakanlar Kuruluna sunulmuştur.
UME çok kısa geçmişine rağmen, kendini hemen hemen
bütün dünyaya kabul ettirmiştir. Hassas laboratuvar
alt yapısı ve modern makina teçhizatına ek olarak,
Türkiye'de elit bir tabakayı da bünyesinde
bulundurarak ürettiği bilgiyle de kısa zamanda
kendi konusunda saygın bir yere gelmiştir, ilk
olarak kendi üretimi olan uzunluk standardı ile
adını tüm dünyaya duyurmuştur. En son olarak
teknolojik yeniliklerin kullanıldığı ve özel olarak
hazırlanan lazer ışığı kullanılarak yapılan uzunluk
standardı, Uluslararası Metroloji Merkezi BIPM
tarafından yapılan karşılaştırmalar sonunda dünyanın
en hassas uzunluk standardı olarak belirlenmiş ve bu
sonuç BIPM tarafından kendi yayın organı Metrologia
dergisinin 1996 yılında basılan 33 sayılı cildinde
bütün dünyaya duyurulmuştur. UME'nin Uzunluk
laboratuvarında üretilen lazerin hatası,
kendisinden sonra gelen NIST (ABD) lazerinden 8, PTB
Alman lazerinden 10 kat daha düşüktür. Türkiye bu
gün dünyada kendi başına atomik saat yapabilen yarım
düzine ülkeden biri haline gelmiştir. Son derece
ileri bir teknoloji gerektiren bu konuda UME kendi
ürettiği bilgi ile bir çok uluslararası kuraluşla
işbirliği yapmakta ve sık sık, en gelişmiş
ülkelerle bile bilgi transferi yapabilmektedir.
Sıcaklık alanında UME'de yapılan sıcaklık
referanslarıyla çok iyi sonuçlar alınmış ve
katılınılan bütün uluslararası karşılaşmalarda
başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bunun üzerine
bir yandan çeşitli kuruluşlar UME ile
karlış-laştırma yapmak için başvurmuş; diğer yandan
. da yüzyıldan fazla bir deneyime sahip olan ve
metrolojinin devlerinden biri olan Alman Met-roji
Enstitüsü PTB, Türkiye'den sıcaklık referansları
almıştır. Bunlara ek olarak UME Uluslararası
bilimsel araştırmalara da yoğun olarak katılmakta ve
ürettiği bilginin gizli olmayan kısmını bilim
dünyasına sunmaktadır.
Ulusal Metroloji Sistemi İçinde îzlenilebilirliğin Sağlanması
Üretimin ve kalite kontrolün en önemli unsurlarından
birisi olan ölçüm güvenirliğinin sağlanabilmesi için
kullanılan cihazlann kalibre edilmesi, yani cihazın
yaptığı ölçümlerdeki hatanın kendisinden daha
yüksek doğruluğa sahip bir başka cihazla
belirlenmesi gerekir. Kalibrasyon işleminin
gerçekleştirildiği cihazlarla yapılan ölçümlerinde
güvenirliğinin sağlanması için, bu cihazlann
kendileri de kalibre edilmelidir. Bu şekilde BIPM
(Uluslararası Ölçü ve Ağırlıklar Bürosu) ile
ilişkide bulunan ulusal standartları oluşturmak,
muhafaza etmek ve bu standartlarla bir alt seviyede
laboratuvarlarda kullanılan ölçme standart ve
cihazlarını kalibre etmekle görevli ulusal
merkezlerden üretim, kalite kontrol, bilimsel,
askeri ve ticari amaçla kullanılan çeşitli ölçme
cihazlanna kadar kademeli olarak devam eden bir
zincir oluşur. Her alt seviye laboratuvar kendi
çalışma standartlarını bir üst seviye laboratuvara
kalibre ettirir ve doğruluğun en hassas
laboratuvarlara izlenile-bilir olması sağlanır. Bu
şekilde oluşan karşılaş tırmalı ölçümlerin
kesintisiz zincirine "İzlenile- bilirlik Zinciri"
adı verilir. Bu zincir vasıtası ile yapılan her
ölçüm, BIPM tarafından tanımları yapılmış yedi temel
ölçüm birimine bağlanır.
Metrolojik terimler sözlüğünde yer alan
izlenilebilirlik tanımından yola çıkarak, iz-lenilebilirliğin
sağlanabilmesi ve gerçekleştirilen kalibrasyonun
güvenilir olabilmesi için, ölçüm bilgisinin doğm
transfer edildiğinin onaylanması gerekmektedir.
Kalibrasyonu gerçekleştirilen laboratuvar
tarafından kalibrasyon bilgisinin güvenilir bir
şekilde aktarıldığı, kalibrasyonu gerçekleştirilen
kişilerin bilinçli işlem yaptıkları, ortam
şartlarının gerektiği gibi olduğu ve kalibrasyon
prosedürünün gerektiği gibi işleme sokulduğu vb.
bilgiler ölçüm bilgisini oluşturmaktadır.
Kalibrasyon bu bütün içerisinde sadece bir unsurdur.
Diğer unsurların da doğm olarak yerine getirilmiş
olması gereklidir. Bu bilgilerin doğm transfer
edildiğinin güvencesi de verilen hizmete bağlı
olarak Laboratuvar Yeterlilik Belgesi (LYB) veya
labora-tuvarın akreditasyon belgesidir.
Şimdi bu bilgiler ışığında UME'deki bir çok
laboratuvardan biri olan, Kuvvet Laboratu-varından
kısaca bahsedelim.
Kuvvet Ölçümlerinin Önemi
Yapılan bilimsel araştırmalann sanayi, ticaret ve
savunma gibi alanlarda yapılan çalış-malann başanyla
sonuçlandınlmalan, hassas, doğm ve güvenilir
ölçümlere bağlıdır. Ancak farklı yerlerde yapılan
ölçümlerin doğruluğu ve eşdeğerlerinin sağlanması,
hassas standartlan gerektirir. Ölçüm cihazları,
doğruluğu belirlenmiş olan standartlarla kademeli
olarak bir zincir dahilinde, en üst seviyedeki bir
standarda bağ-lanabilirse, ülke içinde bir ölçüm
birliği güvenilir olarak sağlanmış olacaktır.
Yapılan ölçümlerin uluslararası geçerliliğinin
sağlanması da, ülke içinde sağlanmış olan ölçüm
birliğinin uluslararası standartlara izlenilebilir
olmasını gerektirmektedir. Ulusal ve uluslararası
ölçüm birliğinin sağlanması, ölçüm standartlannrn
oluşturulması, muhafazası ve ilgili kuruluşlara
transferi Ulusal Metroloji Enstitüleri tarafından
sağlanır. Bu açıdan bakıldığında metroloji,
ülkelerin teknolojik açıdan kalkınmasında bir
altyapı niteliğindedir ve ölçü sistemlerinin temeli
olan birimleri (SI ve türevleri) tanımlayarak bilim
ve teknolojinin hizmetine sunmaktadır.
Son zamanlarda üretim sonrası kalite kontrol yerine,
üretim aşamalarında prosessin kontrolünün
sağlanması, imalatı gerçekleşen tüm ürünlerde
kalitenin gerçekleşmesini sağlayan çok önemli bir
faktör olmuştur. Bunun gerçekleşebilmesinin tek
yolu, üretim öncesi, üretim esnasında ve sonrasında
kullanılan tüm ölçme ve test cihazlarının
doğruluğunun belirlenmesidir.
Endüstride yaşanan rekabet ve ilerleyen teknoloji
nedeniyle daha kaliteli ve güvenilir ürünleri
tüketiciye sunmak ve böylece pazar payını artırmak
isteyen üreticiler, malzeme ve ürünlerine çeşitli
testler uygulamaktadırlar. Malzeme testlerin amacı;
ürünlerde kullanılan malzemelerin uygunluklarının
belirlenmesidir. Böylece uygun olmayan malzeme
kullanımından kaçınılmış olur. Malzeme testleriyle
özellikleri belirlenen malzemeleri kullanmak,
dizayn aşamasından ürün aşamasına kadar tüm
proseste, ekonomik ve daha güvenilir ürünlerin
geliştirilmesini ve imalatını sağlar bu testlerde
kullanılan düzenekler ve makinalar, kuvvetin
uygulanması ve ölçülmesi prensibi ile
çalışmaktadır.
Kuvvet ölçümleri, bunun yanında kalite kontrol
ölçümlerinde, üretim hatalarındaki proses
kontrolünde, robot teknolojisinde, uçak, inşaat,
makina, gemi, otomotiv gibi bir çok mühendislik
dalında, tıp (ortopedi), askeri ve uzay
çalışmalarında, her türlü ağırlık ölçümlerinde çok
yaygın olarak kullanılmakta ve bu nedenle hassas ve
doğru ölçülmesi büyük önem taşımaktadır.
Önemi ve kullanımı gittikçe artan kuvvet ölçümü
endüstri, bilim ve teknolojideki gelişmeye paralel
olarak yüksek doğruluklu kuvvet ölçme cihazlarının
geliştirilmesini sağlamıştır. Bu cihazları
kullanarak yapılacak çalışmaların kalitesi,
cihazların uluslararası standartlara izlenebilir
kalibrasyonların yapılmasıyla mümkün
olabilmektedir.
Tüm dünyada uygulanmakta olan kuvvet ölçümleri
temel olarak statik kuvvet ölçümüne dayanmaktadır ve
Newton'un ikinci kanunundan yararlanan F=m.g
prensibi kullanılarak standart kuvvetler
oluşturulmaktadır. Bu prensibe göre standart kuvvet
değerlerini oluşturan sistemlere de Kuvvet
Standardı Makinaları adı verilmektedir ve kuvvet
ölçme cihazlarının kalibrasyonunda
kullanılmaktadırlar.
Ölçüm standartlarını oluşturarak ve bu sanayi ve
ilgili kuruluşlara transfer ederek, dünya ile
entegrasyonumuzu sağlamak amacıyla kumlan TÜBİTAK'a
bağlı Ulusal Metroloji Enstitüsü bünyesinde, kuvvet
konusunun önemine binaen Kuvvet Laboratiıvarı da
oluşturulmuş ve 0.1 kN 4- 110 kN aralığında
(yaklaşık 10 kgf * 110 tonf) birincil yani en üst
seviyede oluşturulan kuvvet standartlarıyla, kuvvet
ölçme standartlarının kalibrasyonuna başlanmıştır.
Oluşturulan standartlar 0.1 kN + 110 kN aralığında %
0.002 doğruluğa, 110 kN -i- 1100 kN aralığında %
0.01 doğruluğa sahiptir, bu seviye şu anda ABD,
Almanya, Fransa, ingiltere, Japonya gibi ülkelerin
sahip oldukları doğm-luk seviyesine eşittir ve 1995
Temmuz ayında (Almanya) PTB - (Türkiye) UME arasında
gerçekleştirilen uluslararası karşılaştırma
ölçümleriyle de teyit edilmiştir. Ölçüm aralığında
çok yakın bir süre içinde, alt sınırda 1 N'a üst
sınırda ise 3000 kN (yaklaşık 300 tonf)
genişletilmesine ve tork ile sertlik
laboratuvarınında kurulmasına çalışılmaktadır.
Tüm bu bilgilerin ışığında 1980 sonrası
sanayimizdeki gelişme, ileri teknoloji kullanımının
yaygınlaşması ve ISO 9000 normlarının getirdiği
yükümlülükler, ölçmenin önemini artırmıştır. Ürün,
kalitesi kadar, ürün kalitesi temininde kullanılan
teçhizatın kalitesi ve uygun kalibrasyonu, kaliteyi
yükselten temel unsurlardan biri olmuştur.
Ülkemizin bilim, ticaret ve endüstri konularında
yurt dışıyla entegrasyonunun sağlanmasında ulusal
ölçme sisteminin önemi çok büyüktür. Ülkemizin bu
entegrasyonu, doğm ve kendi ulusal çıkarları
açısından en iyi bir şekilde yapabilmesi için var
olan UME, planlı, programlı bir şekilde
çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
Bunda ahlaki olmayan bir şekilde sorumsuzca
kullanılabileceğine özel sektörden ve kamusal
alandan örnekler sunmaya çalıştık.
Bu örneklerden anlaşılmaktadır ki, bilgi toplumu,
olma yönünde niyetli ve kararlı olanların bilginin
pazarlanması noktasında olum-suzluklarıto
olabileceğinin bilinci içerisinde olarak, bu konuda
olumlu örneklerin artırılması noktasında ahlaki
sorumluluk eğitimlerine özellikle önem vermeleri ve
eğitimi hayatın bütün alanlarında, gösterişten uzak
ve kesintisiz hale getirmeleri, bir zorunluluktur.
Bilgi kullanımında sorumluluk sadece bilgiyi
dilediği şekilde kullanan veya sunanlarda
görülmemeli, tam tersine asıl sorumluluğun
kendilerine pazarlarian bilgilerde kısa süreli
menfaatlerini dikkate alarak, toplumsal menfaatleri
gözardı edenlerde-olduğu belirtilmelidir. Bu
sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi, grup veya
toplumların, bilgi pazarlaması yoluyla olumsuz
etkilenmeleri noktasında da sızlanmaya haklan
olmasa gerektir.
Nihayet, bilgi toplumu olmanın bilgi yüklü olmakla
değil, doğru bilgiyi elde etme, kullanma ve onu
toplumun ve insanlığın yararına sunmakla
gerçekleşeceğine mananlar, uzun sürede kazançlı
olacaklardır.
|