Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin Kuruluşu ve Amacı 

1929'un son günlerinde Dünya ekonomik buhranının Türk ekonomisi üzerinde yaptığı tahribatlar üzerine Hükümet adına dönemin Başbakanı ismet (înönü) 11.12.1929'da TBMM kürsüsünden bilgi verirken özetle şu hususlara değiniyordu; "... Birçok seneler kapalı, mahru­miyet içinde kalmış memleket, sulh ile nefes aldıktan sonra bazı ihtiyaçlarını dışarıdan tedarik etmek zorunda kaldı. Hazır yiyen, geçmiş asırların kötü mirası olarak açık bütçe ile memleketi idare etmeğe çalışmak alışılmış bir hastalıktı... Bizim için çok ağır ve zahmetli sayılacak didin­melerden sonra devlet idaresinde açık bütçe belası bertaraf edildi... (Artık) bu memlekette bü­tün vatandaşların her vasıta ile kazanıp harice mal ve sây olarak gönderdiği kıymetten daha fazla hariçten kıymet almayacaktır. Bunun için millet kendi istihsalinden fazla sarf etmeyecek, kanaatkar bir hayata girmek zorunda kalacaktır Eğer istihsalimiz kıfayet etmiyorsa ve ça­lışkan vatandaş ekmekle kahve arasında muhayyer kalacaksa, onun kahveyi tercih edip dermansız düşmemesi için gücümüzün yettiği kadar kulağına bağıracağız...  

Kendi yuvalarını yıl­maz kaleler gibi sağlamlaştırmalarını isteyeceğiz (Yerli malının revacını arttırmak gayesiyle) aklı eren bütün vatandaşların şuurunu uyandırmak üzere devletin bütün kuvvetlerini harekete geçireceğiz... Fert ve Devlet birbirimize dayanarak bu mücadeleyi behemehal başaracağız..." İsmet (înönü)'nün bu konuşması TBMM'de olduğu kadar kamu oyunda da takdirle karşılandı. Atatürk, bu konuşmasından ötürü Başbakan ismet inönü'ye çektiği telgrafta "milli paramızın kıymetini muhafaza yolunda hükümetin aldığı tedbirlerin iyi neticeler vermekte ol­masından memnunum. TBMM'nin bu vesile ile tecelli eden itimadi ve bütün milletin fiili tasvi­bi iktisadi mücadelemizde muvaffakiyetimiz için pek kıymetli bir teşviktir efendim" diyerek tebrik etti. Hükümetin, yapacağı faaliyetlerinden dolayı meclisten güven oyu istemesi manasım taşıyan bu konuşmasının ardından, inönü'nün ifade ettiği hususların halka anlatılarak benim­setilmesi maksadıyla Milli iktisat ve Tasarruf Cemiyeti kuruldu. Cemiyet'in kuruluşundan Atatürk oldukça memnun oldu. Cemiyet başkam Kâzım (Özalp) Paşaya çektiği telgrafta" Millî Tasarruf Cemiyeti'nin faaliyetinden pek ziyade faideler geleceğine kaniim...* diyerek çalışmalarında başarılar diledi 

Cemiyet ilk toplantısını 16.12.1929 Pazartesi günü TBMM Başkanı ve Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti'nin kurucusu Kâzım (Özalp) Paşa'nın başkanlığında yaptı. İlk toplantıdan itibaren Atatürk, cemiyeti kendi himayesi altına aldı 

Bu toplantıda, hazırlanan nizamname taslağı tartışıldı ve bazı düzeltmelerden sonra kabul edildi. Ardından başkanlık ve genel merkez üyeliklerinin seçimi yapıldı. TBMM başkam Kazım (Özalp) Paşa Cemiyet Başkanlığına, TBMM başkan vekili ve Trabzon Mebusu Hasan (Saka), Sinop Mebusu Yusuf Kemal, Erzincan Mebusu Saffet, Siirt Mebusu Mahmut(Soydan) izmir Mebusu ve iş Bankası Müdürü Mahmut Celâl, İzmir Mebusu ve Himaye-yi Eftâl (çocuk esirgeme) Kurumu Doktoru Fuat (Umay), Kocaeli Mebusu ve Türkiye Otomobil ve Turizm Kurum Başkanı Kesit Satlet (Atabinen), Aksaray Mebusu Besim (Atalay), Emlâk Bankası Umum Müdürü Hakkı Saffet (Tan) ve Ziraat Umum Müdürü Şükrü (Ataman.) üyeliklere Rahmi bey idare heyeti başkanlığına, Şükrü Bey muhasipliğe, Reşit Saffet, Fuat ve Hakkı Saffet beyler idare heyeti üyeliklerine ve. iktisadi yazılarıyla dikkatleri çeken Vedat Nedim de müşavir müdürlüğe seçildiler. Ayrıca genel merkez üyelikleriyle idare heyetinde olmamalarına rağmen bütün mil­letvekilleri de cemiyetin asıl üyeleri sayıldılar. 

Cemiyet, Mayıs 1930'daki toplantısında ilk 5 aylık bütçesini tetkik edip onayladı.

Bundan sonra çalışmalarını halka daha kolay iletebilmek ve (bu sebeple) kendisine yöneltilecek eleştirileri cevaplayabilmek için bir Neşriyat Encümeni; Türkiye'nin iktisadi ka­pasitesinin tespiti, Hükümetin iktisadi sahada aldığı kararların halka anlatılması ve müteşebbislere yapacakları yatırımlar hakkında fikri destek sağlanması maksadıyla da iktisat 

Encümeni oluşturuldu. îlk neşriyat encümeninde, Edirne Mebusu Zeki Mesul, Menteşe (Mani­sa) Mebusu Yunus Nadi, Giresun Mebusu Hakkı Tarik, Bolu Mebus'.' Falih Rıtkı. İstanbul Mebusu Hamdullah Suphi (Tannöver), Aydın Mebusu Asım, Sivas Mebusu Necmettin Sa­dak, Denizli Mebusu Haydar Rüştü, Adana Mebusu Ferit Celâl, Balıkesir Mebusu Hayretini, Aksaray Mebusu Besim Atalay, Kocaeli Mebusu Reşit Saffet, Siirt Mebusu Mahmut, Ziraat Bankası Meclisi üyelerinden Cevdet Nasu, ve Köy Hocası Gazetesi'nin sahibi Ali Vali Beyler vardı. İktisat Encümeninde İse Sinop Mebusu Yusuf Kemal, İzmir Mebusu Mahmut Celâl, Diyarbakır Mebusu Zeki, Burdur Mebusu Mustafa Şeref, istanbul Mebusu Hüseyin, Afyonkarahisar Mebusu îzzet, Trabzon Mebusu Hasan, İktisat Meclisi Alisi Nurullah Esat, Maadin Fen Mühendisi Hadi, Emlak Bankası Meclisi idare üyesi Recep Bey vardı 

Cemiyetin genel merkezi, nizamnamesinin 2. maddesinde ifade edildiği gibi Ankara da idi. Ancak yurdun her tarafında şube açılması için gayret sarf ediliyordu. 

Yerli malı üreten ve ticaretiyle meşgul olan şirketler, ticarethaneler ve müesseseler, cemiyetin gayelerine hizmet eden diğer şahıslar ve milli kuruluşlar da cemiyete üye olabilirlerdi . Cemiyeten ilk üyesi aynı zamanda cemiyetin fahri başkam olan Atatürk'tü, iş Bankası da bütün memurlarıyla cemiyete üye olan ilk müessese unvanını aldı. Kısa süre içinde üye adedi onbinlerle ifade edilmeye başladı. Cemiyete giren aza senede bir (1) TL. aidat verirdi. Toplam 25 TL aidat verenler daimi aza kalarak her sene para vermekten kurtulurdu. Cemiyete bilfiil hizmet taahhüdünde bulunanlar, idare heyetleri kararıyla senelik aidattan muaf tutulabilirdi  Bunun yanı sıra Genel Merkez, kaza belediyeleri ve vilayet belediyeleri hudutları dışında kalan üyelerden, cemiyetin hiç kimseyi zorla mali sorumluluk altına sokmadığım göstermek için şimdilik kaydıyla aidat alınmaması hususunda genel kâtibi yetkili kıldı üyelerden alman aidatlarla, çeşitli vesilelerle yapılan bağışlar, İş Bankası'nda toplanıyor ve sarfiyatı da banka tarafından yapılıyordu. Cemiyetin bütçesi ise iki yılda bir Nisan aylarında yapılan genel kongrede denetleniyordu. 

Cemiyet şubelerinin başında bulunan elemanlar ile üyeler, gösterdikleri faaliyetlerinde, yalnız vicdanlarına karşı sorumlu idiler. Hizmetlerinin fahri olması itibarıyla daha fazla gayret gösterme konusunda hiçbir maddî ya da kanunî mecburiyetleri yoktu Ancak ce­miyetin gayelerine en çok hizmet edenler genel merkezin kararıyla münasip surette ödüllen­dirilir ve isimleri hizmet derecelerine göre ilân edilirdi 

Cemiyet kuruluşunun ilk yıllarında her hafta toplanarak memleketin iktisadi yapısı üzerinde fikir beyan eder ve hükümetin iktisadi sahada aldığı tedbirleri halka en iyi ve ikna edi­ci şekilde nasıl duyurabileceği konusunu tartışırdı. Şube idareleri ise ayda iki defa toplanır ve altı ayda bir de faaliyetleri hakkında genel merkeze bilgi verirlerdi. 

Cemiyetin kuruluş gayesi, her vesile ile devletin ileri gelenler tarafından da ifade edildiği gibi hükümetin, dünya ekonomik buhranının Türkiye'deki tesirlerini gidermek gayesiyle alacağı tedbirlerin halk tarafından benimsenmesini sağlamaya çalışmaktır. Bu sebeple: cemiyet ni­zamnamesinde tespit edilen kuruluş gayesi, tamamen Başbakan İsmet (înonü)'nün 12.12.1929 tarihli TBMM'deki konuşmasına dayanılarak hazırlandı. Buna göre Cemiyetin gayesi: 

A- Halkı israfla mücadeleye, hesaplı ve tutumlu yaşamaya ve tasarrufa alıştırmak. 

B- Yerli mallarımızı tanıtmak, sevdirmek ve kullandırmak. 

C- Yerli mallarımızın miktarını çoğaltmaya, cinslerini, nefaset yabana benzerlerinin seviyesine çıkarmaya, ve fiyatlarını ucuzlatmaya çalışmak. 

D- Yerli mallarımızın sürümünü artırmak sureliyle milletin iyi yaşamasını temin etmek, şeklinde tesit edilmiştir  

Cemiyetin zaman zaman çeşitli vesilelerle yaptığı toplantılarla, iki yılda bir Nisan ay­larında yapılan büyük kurultaylarında bu amaçların ne derece yerine getirildiği tartışılırdı. Aynı zamanda hükümetin iktisadi alanda aldığı ve alacağı kararlar doğrultusunda yeni gayeler tespit edilirdi. Nitekim her vesileyle hükümetin titizlikle üzerinde durduğu yerli kumaştan elbise giyilmesi, ve tasarruf yapılması konulan cemiyetin her dönemde en ciddi uğraşlarından birini teşkil etti. Yerli malı ile daha ucuza giyinilebileceği, yerli ürünlerle beslenmenin sağlığa elve­rişliliği ısrarla işlendi. Cemiyetin kamu oyunu bu şekilde yönlendirmesinden sonra, Hükümet dışarıdan iplik-kumaş ve giyecek ithalini asgariye indirdi. Türk yapağısından yapılmış iplik ile kumaş üretilmesini karara bağladı. Resmi dairelerde yerli kumaştan elbise giyilmesine özen gösterildi. Ardından 9.12.1925 tarihli yerli kumaştan elbise giyilmesine dair kanuna istinaden Türk nüfusunun en büyük kesimini oluşturan köylüler içki elbise üretilmesi hususunda fabrikalara direktif verildi. Elbise diğer halka da benimsetilecekti.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005