Milton Friedman 90 Yaşında
Milton Friedman'm meslekî kariyeri, onun pek çok politika önerisi
üzerine yapılan tartışmalarla öne çıkar. Fakat
Temmuz'daki 90'ıncı doğum gününe yaklaştığında o,
John Maynard Keynes, Paul A. Samuelson ve
diğerlerinden gelen çok yüksek katkılara şahit olan
yirminci yüzyılın en etkin ekonomisti olarak
gittikçe daha fazla kabul görmeye başlamıştır.
Friedman, en çok, para arzı büyümesindeki istikrarın enflasyonu ve
durgunluğu kontrol etmede hayatî olduğu yönündeki
görüş olan "monaterizm" ile bilinir. Para arzı ile
ekonomi arasındaki ilişki çok değişken olsa bile,
tam bir otorite olan Federal Merkez Bankası Başkanı
Alan Greenspan, Friedman'm parasal çatı üzerindeki
vurgusunun geçtiğimiz yirmi yıl boyunca Avrupa ve
ABD'deki merkez bankalarının düşük enflasyona
rehberlik etmelerinde işlevsel olduğuna işaret
etmiştir.
Friedman'dan önce ortak ekonomi anlayışı enflasyonun işsizliği
azaltacağını, çünkü fiyatların işgücü maliyetinden
daha hızlı artacağını kabul ediyordu. 1960'la-rın
sonlarında, Friedman, bunun yerine, sürekli
enflasyon nedeniyle işsizliğin devamlı surette
azalmayacağını, çünkü enflasyon beklentilerinin daha
doğru hale gelmesiyle ücretlerin eninde sonunda
fiyatları yakalayacağını ileri sürdü. Onun bu savı o
zamandan bu yana - 1970'lerde hızlı enflasyona,
ABD'deki yüksek işsizliğin ve 90'larda enflasyonun
ihmâl edilebilir düzeyde olmasına rağmen ihmâl
edilebilir işsizlikle - iki kez doğrulandı.
Friedman'm mikro politikaya katkılarından bazıları
tam olarak uygulanmıştır. Bunlardan biri, Vietnam
Savaşı'ndan sonra askerlik konusunu yeniden ele
almak amacıyla kurulan Gates Komisyonu'nda görev
yaparken gönüllü orduya ilişkin ikna edici
savunmasıdır. Yaklaşan doğum günü nedeniyle
Friedman'ı onurlandırmak amacıyla gerçekleştirilen
bir Beyaz Saray toplantısında ben onun kısmen hayata
geçirilen ve büyük tartışmalar yaratmaya devam eden
politika önerilerinden bazılarını tartıştım.
Şili, devrimci özel emeklilik sistemini hayata geçirmeden yirmi yıl
önce Fried-man'ın klâsik Capitalism and Freedom
adlı kitabı o zaman yürürlükte olan, çalıştığın
sürece öde (pay-as-you-go) emeklilik sistemini,
bireylerin emeklilik için ne kadar ve hangi biçimde
tasarruf yapacaklarını seçme kabiliyetlerini
azalttığı ve tüm yaşlılara zorunlu olarak uygulanan
bir programla fakir yaşlılara ilişkin refah
programını birbirine karıştırdığı için eleştirmişti.
Bu tavsiyeye 20 yıl önce uyul-saydı, ABD ve yaşlı
nüfusa sahip diğer gelişmiş ülkelerde halen devam
eden Sosyal Güvenlik finansman krizi olmazdı.
Aynı kitapta Friedman, vergi tabanında herhangi bir değişme olmadan
sabit %23'lük bir gelir vergisi oranının, 1960'larda
yüzde 21'lerden yüzde 91'lere kadar değişen oranlar
sistemi ile aynı geliri üreteceğini gösterdi. Bir
kaç yıl sonra o daha ileri giderek, ipotek faizleri,
bağışlar ve benzeri için yapılan tüm özel
indirimlerin kaldırılması koşuluyla, vergi
gelirinde hiç bir azalma olmaksızın sabit oranın
%16'ya indirilebileceğini gösterdi.
O zamandan bu yana bir çok ülke %90'ın üzerinde olan vergi
oranlarını %50 ya da daha altına çekti. Bu şekilde
dünya onun sabit oranlı vergi sistemine giden
yolunun yarısını katetmiş oldu.
1950'lerin başlarında Friedman döviz kurlarının farklı para
birimlerinin arz ve talepleri tarafından tespit
edilmesi savını yeniden canlandırdı. Esnek oranlar
en-tellektüel çevrelerde kötü bir üne sahipti, çünkü
döviz kurları 1930'larda istikrarsızdı ve İkinci
Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods Antlaşması
varsayımsal olarak sabit döviz kurlarını öngören,
dünya çapında bir sistem getirmişti.
Amerikan siyasal liderleri Hazine Sekreteri Paul H. O'Neill'ı güçlü
dolar hedefi gütmeyi reddettiği için suçladıklarına
göre, esnek döviz kurları üzerindeki tartışmalar
devam etmektedir. Bu arada ihracatçılar onun, mallan
diğer ülkeler için daha ucuz kılacak zayıf bir
doları teşvik etmesini istemektedir. Sekreter
O'Neill doların uluslararası değerine devlet
yetkilileri veya edinilmiş çıkarları olan işadamları
yerine piyasaların karar vermesine izin verme
taahhüdünde haklıdır.
Friedman ile en yakından ilişkilendirilen mikro program okul
çekleridir. 1950'lerin sonlarında Friedman, ilk
olarak, hükümetlerin okul çağında çocuğu olan
ailelere eğitim standartlarını karşılayan özel ya
da kamu okullarında kullanabilecekleri çekler
vermesini önermişti. O fakir ebeveynlerin bile
gerçek seçim hakları olduğunda çocukları için genel
olarak iyi bir eğitimi seçeceklerinden emindi.
Okul çeki savunucuları entelektüel savaşı büyük ölçüde kazanmış
olmasına rağmen, bu uygulamaya öğretmen sendikaları
tarafından ve biletlerin fakir çocukları onların
toplulukları içindeki okullara gitmeye teşvik
etmesinden korkan pek çok kenar mahalle ebeveyni
tarafından etkin biçimde muhalefet edildi. ABD
Yüksek Mahkemesi bir kaç okul çeki deneyiminin
yasallığı konusunda bu günlerde bir karar verecek.
Friedman, çalışması husumetle ve bazen çirkin kişisel saldırılarla
karşılanmasından sonra silahlarına sarılmakta çok
yüksek bir cesaret sergiledi. Dünyanın onun
savunduklarına doğru ne kadar ilerlediğini görmek
sevindirici olmalıdır. Doksanıncı yılını dolduran
bu büyük ekonomiste dev bir borcumuz var.
Kaynak: İbrahim AYDEMİR
|