|
Müslüman Türk Dünyası Birliği
Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği dünyamızda,
son gelişmeler fiziksel olarak aynı olmasına rağmen
yerküremizi insanoğlunun zihninde iyice küçültmüş
ve bir avuçiçi kadar dünya konumuna getirtmiştir.
Özellikle başdöndürücü hızla gelişen elektronik ve
bilgisayar sanayi, 21. yüzyıla damgasını vurmakta ve
dünyamızı bilgisayar çağını yaşatmaktadır. Sözkonusu
bu sektörün sağlamış olduğu kolaylıklar sayesinde,
dünyamızın her bir köşesine anında ulaşılmakta ve
kısa sürede bilgi iletişim ağı kurulabilmektedir.
Dünyamızda yaşanan bu gelişmeler, insanoğlunun
yaşayışına ve düşünce yapısına da doğrudan
etkilemektedir. Sözgelimi yeryüzünde yaşayan
devletler, birbirlerini çok yakın
hissetmektedirler. Ve böylece genel anlamda
globalleşme, yani diğer adıyla küreselleşme gündeme
gelmektedir.
Küreselleşme hareketi, özellikle yeryüzünde mevcut
devletleri birleştirmeye ve çeşitli birlikler
oluşturmaya sevketmektedir. Bu oluşumun en tipik
örneğini, Avrupa Birliği (A.B.) teşkil etmektedir.
Başlangıçta, 1957'de 6 Avrupa ülkesi tarafından bir
ekonomik topluluk olarak kurulan Avrupa Ekonomik
Topluluğu (A.E.T.); bugün, 15 Avrupa Ülkesi'nin üye
olduğu çok geniş boyutlara ulaşan bir birleşmeyi
temsil etmektedir. Avrupa Birliği, artık bugün için
dünyamızda bir Kıta Birliği 'ni gündeme
getirmektedir.
Ülkelerin birleşmesi hareketinin Güç Birliği olarak
algılanması, küreselleşmeyi daha da
hızlandırmaktadır. Bugün küreselleşme çerçevesinde,
yeryüzünde çok sayıda birlikler, topluluklar,
paktlar oluşmakta ve bu yönde antlaşmalar
imzalanmaktadır. Bunların bir kısmı kendiliğinden,
bir kısmı da zorlamalarla oluşmaktadır. Zorlamayla
oluşan topluluğun en tipik örneğini, Bağımsız
Devletler Topluluğu (B.D.T.) teşkil eder. Rusya
Federasyonu'nun, eski bağlısı bulunduğu devletlere
yapmış olduğu dayatmalar sonucu oluşan bu topluluk,
eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
(S.S.C.B.)'ni andırmaktadır. Dünya Devletler
Tarihi'nde ömrü 70 yılı bulmayan bir Birliği'n
(S.S.C.B.) enkazı üzerinde, yeniden benzer bir
oluşumun tesis edilmeye çalışılması, zihinlerde bir
çok soruyu da beraberinde getirmektedir.
Son 70 yıl göstermiştir ki, eski Sovyet Rusya
topraklan üzerinde, dayatmalar, zorlamalar,
tehditler, katliamlar velhasıl her ne olursa olsun,
yeniden bir birliğin kurulmasını imkansız
kılmaktadır. Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesi bu
imkânsızlığın açık bir delilidir. Bu topraklar
üzerinde, birbirlerinden oldukça farklı, dil, din,
ırk, gelenek ve görenekler bakımından taban tabana
zıd milletler yaşamaktadır. Bu farklı milletlerin
en kalabalığını da, Türkler teşkil etmektedir.
Türk Dünyası içinde ilk kez bağımsızlığına kavuşan
ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bunu arkasından Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti izlemiştir. Bağımsız
Devletler topluluğu içinde, Azerbaycan, Kazakistan,
Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan,
tam bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Tataristan,
Başkurdistan, Çuvaşistan, Kırım ve Gökoğuz
Cumhuriyeti gibi Doğu Avrupa Türk ülkeleri ile
Altay Ülkesi, Altay Cumhuriyeti, Tuva, Hakasya, Saha
Yeri (Yakutistan) gibi Kuzey Asya Türk ülkeleri
henüz bağımsızlık süreci içindedirler. Bu ülkelere 9
Kafkas Ülkesi de eklenirse toplam 25 ülke Türk
Dünyası içinde yerini almaktadır. Yakın gelecekte,
Çin Halk Cumhuriyeti'nin esareti altında bulunan
Doğu Türkistan'ın bağımsızlığa kavuşmasıyla
birlikte, Türk Ülkeleri'nin sayısı 28'i bulacaktır.
Bugün için bu ülkelerin tümünde, toplam 250 milyonu
aşkın Türk yaşamaktadır.
Bugün Türk Dünyası'nda yeralan Türk Ülkeleri'nin
bağımsızlıkları üzerinde gölge eden güçler olmasa,
Türk Ülkeleri; kısa sürede hem siyasi ve hem de
ekonomik anlamda tam bağımsızlıklarına
kavuşacaklardır. Siyasi ve Ekonomik bağımsızlık,
çok güçlü bir birliği beraberinde getirecektir.
Sözkonusu bu birlik, bir hayal ürünü değildir. Son
bir asırda, Türk-Dünyası'nın beklediği ve özlediği
bir birliktir.
Birliğin kurulması için, başta ülkeler arasında,
dil, din, ırk, örf, âdet, gelenek ve görenekler
bakımından benzerlik olması gerekir. Çünkü özde
kaynaşma şarttır. Aksi takdirde, birlik içinde
menfaat çatışmaları ön plana çıkar ve birlik kısa
sürede dağılır. Kalıcı ve uzun ömürlü bir birliğin
kurulması için aranan tüm şartlar Türk Dünyası'nda
mevcuttur. Dünyamız 21.yüzyıla adımını atarken,
Türk Dünyası Birliği'nm oluşması için aranan tüm
şartlar yavaş yavaş oluşmaktadır.
Artık Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarba-yev'in
dediği gibi; "Bahar sellerini, ne kadar engellemeye,
önüne bentler çekilmeye çalışılırsa çalışılsın, su
yine de kendi yolunu açacaktır." Ve Kazak Milli
Şairi Mahcan Cumabay'ın Birinci Dünya Savaşı
esnasında;
" Gel, gel yine gidelim Altay'a. Ecdadımızın altın
tahtına çıkalım yine!."
diyerek kurmuş olduğu rüyanın gerçek olması pek
yakındır.
21.Yüzyılda, teşekkül etmesi beklenen Türk Dünyası
Birliği, önce Türk Ülkeleri'ne, sonra tüm dünyaya
huzur ve barış getireceği umulmaktadır. Çünkü Tarih
bunu doğrulamaktadır.
Doç. Dr. Ramazan OZEY
|