|
Unam - Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü: Nanobilim
ve Naimoteknolojide Türkiye'nin Bir Mükemmeliyet Merkezi
Nano teknoloji nedir?
Günümüzde hemen her konuşma veya yazıda nano
teknoloji metrenin bir milyarda biri yani
nanometre büyüklüğünde boyutlarla uğraşan
yeni bir teknoloji olarak tanımlanıyor.
Malzemenin büyüklüğü nanometre ölçütlerine
inince kuvantum davranışlar bilinen klasik
davranışların yerini almakta, fiziksel
özellikleri kesikli bir değişim göstermeye
başlamakta. Kimyasal ve fiziksel özellikler,
yapının büyüklüğüne ve atom yapısının
ayrıntılarına, dışarıdan sisteme bağlanan
yabancı bir atomun cinsine ve yerine göre
çok farklı ve olağanüstü davranışlar
sergilemekte. Şöyle ki mevcut nano yapıya
yabancı bir atomun yapışması elektronik
özellikleri, örneğin elektrik iletkenliği
fark edilebilir şekilde değiştirmekte. Bu
yabancı bir atom geçiş elementi olduğunda
yapıştığı bir nano yapıya manyetik
özellikler kazandırabilmekte. Kısaca, bir
nano yapının fiziksel özellikleri, bağ
yapısı ve dolayısı ile mukavemeti onun
büyüklüğüne ve boyutuna bağlı olarak önemli
değişimler gösterebilmekte. Örneğin, karbon
atomlarından oluşan elmas kristali iyi bir
yalıtkan olduğu halde bir boyutlu karbon
atom zinciri altın ve gümüş zincirlerinden
bile daha iyi bir iletken olabilmektedir.
Şimdi
çok kısa bir tanım gerekirse, Nano bilim, nanometre
ölçütlerinde ortaya çıkan bu yeni davranışları
kuvantum kuramı yardımı ile anlamamızı sağlar; nano
teknoloji ise ya yeni nano yapılar tasarlayıp
sentezlemeyi, ya da nano yapılara yeni olağan üstü
özellikler kazandırmayı ve bu özellikleri yeni
işlevlerde kullanmayı amaçlar. Bir başka deyişle
nanoteknoloji bilinen molekülleri yeni atom ve
moleküller ekleyerek işlevsel duruma sokar veya
kuvantum noktaları ve telleri, tüpler gibi yapay
yapılar tasarlayıp sentezler. Bu şekilde sentezlenen
yapılar çok aktif olabilir ve önemli kimyasal
süreçlere aracılık ederler, olağanüstü elektronik
veya manyetik özellikler sergilerler. Nanoteknoloji
bilinen bütün teknolojilere kıyasla çok daha fazla
temel bilime ve kuramsal araştırmalara gereksinim
gösterir.
Nano teknolojinin gelişmesi
Ekonomistler nano teknolojinin yeni bir sanayi ve
bilgi devrimi olarak 21. yüzyıla damgasını
vuracağına inanıyorlar. Yakın bir gelecekte bir
ülkenin nano teknolojideki seviyesi o ülkenin
gücünün bir göstergesi olabilecek. Nano teknolojinin
öncelikle malzeme ve biyo teknoloji alanlarında
gelişeceği, ancak 10-15 yıl sonra elektronik ve
spintronikde, özellikle moleküler elektronikte
ağırlığını hissettireceği beklenmektedir.
Nano malzemelerin olağanüstü özellikleri hemen hemen
her alanda; savunma sanayinde, tekstilde, otomotiv
sanayinde, inşaatta, elektronikte, yeni tedavi
yöntemlerinde ve ilaç sanayinde devrim
yaratacaktır. Sürtünmesiz yüzeyler sayesinde
taşıtlarda motor yağı değiştirme sorunu ortadan
kalkabilecek, kir tutmayan kumaşlar belki çamaşır
makinalarına olan talebi azaltacak. Binalardaki
betonarme kolonların kesitleri belki küçülüp
elastik özellikler kazanabilecek; bu sayede
depremler binalarımıza daha az tahribat yapabilecek.
NANOTEKNOLOJi: Yeni bir teknoloji devrimi
DEVRİMSEL GELİŞMELER
Nano bilim ve nano teknoloji araştırmaları için
gelişmiş ülkelerde kamu sektörü 2006 yılında
yaklaşık 6 milyar ABD Doları yatırım yapmıştır. Son
yıllarda ABD, Japonya, AB Ülkeleri, Kore. israil,
Güney Afrika Birliği, Kanada gibi ülkelerde her biri
100 milyon Doların üzerinde harcama yapılarak çok
sayıda Ulusal Araştırma Merkezleri veya Enstitüleri
kurulmuştur. Yalnız başına ABD'de kamu kaynakları
ile Stanford, Harvard, Cornell gibi tanınmış 1 3
üniversitede ve Argonne, OIMRL, Lawrence-Berkeley,
Sandia, Brookhaven Ulusal Merkezlerde dev
Nanoteknoloji Araştırma Laboraluvarları kurulmuştur.
Nanoteknolojiye bu kadar yatırım yapan ABD'de
2015'lerde nanoteknoloji ürünlerinin satışlarının 3
trilyon Dolara erişmesi beklenmektedir. Daha 2004
yılında nanoteknoloji kullanan ürünlerin pazar
payının 13 milyar dolara erişmiş olduğu
bilinmektedir. İran'da Sharif Üniversitesinde 2005
yılında kurulan Ulusal Nanobilim ve Nanoteknoloji
Enstitüsünde disiplinler arası doktora programı ile
birlikte bilimsel araştırmalar da yürütülmektedir.
Çeşitli konularda elliye yakın nanoteknoloji
şirketinin kurulduğu israil'de hükümet
nanoteknolojiye yapacağı desteği 230 milyon Dolara
çıkarmıştır. Bu teknoloji devriminde yer almak ve
gelişen pazardan pay kapmak için ülkeler adeta
birbirleri ile yarışmaktadır.
Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Enstitüsü
Nano teknoloji dünyanın her yerinde hızla popüler
hale gelirken ülkemizde de önce bilim çevrelerinde,
daha sonra sanayi kuruluşlarında önemi vurgulanmaya,
medyada sık sık yer almaya başladı. Son yıllarda
Nano teknoloji konusunda hızlı gelişmeler karsisinda
T.C. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bilkent
Üniversitesi'nden sunulan UNAM Ulusal Nanoteknolojİ
Araştırma Merkezi projesi aracılığı ile ulusal
nitelikte bir nanoteknoloji merkezi kurulması için
destek sağladı. Bu proje 5 Ekim 2005 yılında
başladı. Nanoteknolojideki yönelimler ve gelişmelere
uygun olarak UNAM'ın araştırma konularına
nanobiyoteknoloji, nano malzeme ve kimya, enerji ve
hidrojen ekonomisi, nanotriboioji, yüzey kaplama,
katalizör tasarımı gibi çok güncel konular da
eklendi. Ayrıca disiplinler arası çalışmayı
geliştirmek amacı ile UNAM'daki araştırmalara
paralel olarak yürütülen 'Malzeme Bilimi ve
Nanoteknolojİ' yüksek lisans ve doktora programı
açıldı. Bu program ile Nanoteknolojinin en aktif
araştırma konularında uzman yetiştirilmeye başlandı.
Yedi katlı ve 8500 metrekare kapalı alanda 62 adet
laboratuvarı bulunan yeni binamız bilim ve
teknolojinin sınırlarında araştırmalara olanak
verecek çok modern bir anlayışla tasarlanmıştır.
Binamızın bundan sonra ülkemizde kurulacak
araştırma merkezlerine iyi bir örnek olması
beklenmektedir. Merkezin inşaatı Ağustos 2007'de
bitirilecektir. İnşaat çalışmalarına paralel olarak
bir yanda araştırmalarda kullanılmak üzere bugüne
kadar değeri 15 milyon YTL'nin üzerinde ekipman ve
çok hassas cihazların alımı gerçekleştiriliyor,
diğer yanda da merkezin verimli bir şekilde
yönetilmesini sağlayacak organizasyon çalışmaları
sürdürülüyor.
2005 yılında başlayan çalışmalarımız sonucu 2007
yılının başında Bakanlar Kurulu Kararı ile UNAM
Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü'ne
dönüştürülmüştür. Bundan böyle UNAM Türkiye'nin
ulusal bir mükemmeliyet merkezi olarak
gelişecektir.
UNAM'ın kuruluş sürecinde bilimsel çalışmalar
Bilkent Üniversitesinden 28 öğretim üyesi ve 50'den
fazla araştırma asistanı tarafından yürütülmektedir.
İzleyen 4 yıl içinde çoğu fizik, kimya, moleküler
biyoloji, malzeme bilimi konularının birinde
doktora çalışması yapmış 50 kadar uzmanın ve çok
sayıda doktora öğrencisinin çeşitli araştırma
projelerinde görev alması beklenmektedir. Enstitümüz
yürütmekte olduğu projeler kapsamında Koç, Sabancı,
Anadolu, Ege, Pamukkale, Mersin, Kırıkkale, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri ile
işbirliği yapmaktadır. Diğer üniversite ve sanayi
kuruluşları ile işbirliğimiz yeni araştırma
projeleri ile hızla artmaktadır. Ayrıca ABD'nin
çeşitli laboratuvarlarında çalışmakta olan çok
değerli Türk bilim adanılan da UNAM ile Ortak
araştırmalar yapmaktadır. UNAM, DPT, TÜBİTAK, Mili
Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'nın destekledikleri projeleri yürütmekte
ve/veya yeni proje teklifleri hazırlamaktadır.
Çeşitli projeler kapsamında Roketsan, DYO, Arçelik,
Vestel, Korteks, Şişe Cam gibi şirketlerle işbirliği
ve müşterek ARGE çalışmaları üzerinde
çalışılmaktadır. UNAM'da akıllı tekstil, yüzey
kaplama ve boya, hidrojen ekonomisi, spintronik,
fiber, femtosaniye lazer, nanoaygıt,
nanobiyoteknoloji konularındaki ana projeler başlama
aşamasına gelmiştir. Kısaca UNAM, sanayi
ürünlerimizin katma değerinin yükselip dış pazarda
rekabet gücü kazanması için kamu, özel sektör ve
diğer üniversitelerle birlikte nanoteknoloji
geliştirmeyi ve bu yeni teknolojileri uygulamayı
hedeflemektedir.
UNAM'ın kuruluşunda stratejik bilim politikaları
UNAM'ın ulusal nitelikli bir mükemmeliyet merkezi
olması dünyada hızla sürdürülen yeni teknoloji
yarışına ülkemizin de katılmasını sağlayacaktır.
Bunun için UNAM'ın kuruluşuna ve çalışmasına yönelik
önemli stratejik politikalar saptanarak uygulamaya
konulmuştur. Bunlardan en önemlisi eğitime yönelik
olanıdır, Her konuda olduğu gibi nanoteknolojide de
araştırıcı uzman sayısı son derecede kısıtlıdır. Bu
nedenle bu uzmanların bir an önce eğitimlerini
almaları ve daha sonra gerekli her türlü araştırma
ekipmanına sahip olan profesyonel araştırma
kurumlarında deneyim kazanmaları gerekmektedir. Bu
bağlamda Malzeme Bilgisi ve Nanoteknoloji konusunda
ki çok disiplinli yüksek lisans ve doktora
programımız UNAM'daki işlevlerimizin temelini
oluşturmaktadır. Doktora ve yüksek lisans tez
çalışmalarından hemen uygulama alanı bulabilecek
buluşların ve 'inovasyon'ların ortaya çıkması
hedeflenmektedir.
Nano
teknolojide geniş bir alanı kapsayan araştırmalar
son derecede hassas ve pahalı ekipmanlar ile
ayrıcalıklı araştırma koşullarını gerektirmektedir.
Böyle araştırma merkezlerini bir üniversitenin
kendi imkanları ile kurup işletmesi ilerlemiş
ülkelerde bile mümkün olamamakta. İşte, kısıtlı
kaynakların bir yerde toplanarak gerekli her türlü
cihaz ve ekipman ile donatılmış laboratuvarların
kurulması ve mevcut olanakların birinci sınıf
deneyimli araştırıcıların denetiminde bilimsel
çalışmalara tahsis edilmesi bu konuda alınmış
ikinci stratejik kararımızdır. Böyle merkezlerde
araştırmalardan kazanılan deneyim de birikmekte ve
yeni araştırmalarda kullanılmakladır. Zamanla
uzmanlar yetiştikçe yeni uydu merkezlerin veya
uzmanlaşmış araştırma laboratuvarlarının
üniversitelerde veya şirket bünyelerinde kurulması,
hatta araştırma üçkenlerinin oluşturulması gündeme
gelecektir. Bu stratejiye uygun olarak kamu ve özel
sektörün gereksinimleri doğrultusunda UN A M
uzmanları tarafından yönlendirilen projelere diğer
üniversitelerde ve sanayiden ilgilerin
araştırıcıların katılımı sağlanacaktır. Avrupa
Birliği, özel sektör, TÜBİTAK, DPT ve benzeri
kuruluşlar tarafından desteklenecek bu projelerde
misafir arastırmacıların UNAM'ın bütün imkanlarını
kullanarak çalışmalara katılmalarına ve projedeki
yükümlüklerini yerine getirmelerine olanak
tanınacaktır.
Kamu kaynakları ile üniversitelerde büyük bütçeli
ulusal laboratuvarların kurulması olgusu ABD'den
değişik çok sayıda ülkeye yayılmıştır. Bu bağlamda
iran ve Pakistan'da da ulusal merkezlerin veya
enstitülerin kurulması devlet politikası olmuştur.
Ülkemizde başka alanlarda da değişik
üniversitelerimizde bu tür mükemmeliyet
merkezlerinin zaman kaybetmeden kurulması
gerekmektedir. Herakiion Araştırma Merkezinin AB
Çerçeve programlarından milyonlarca Avro kaynak
kullanarak Yunanistan'ın bilim ve teknolojisine
yaptığı katkı bu 'Ulusal Merkez' fikrinin ne kadar
yerinde olduğunu göstermektedir.
UNAM'ın çok ileri düzeyde donatılmış bir
mükemmeliyet merkezi olarak gelişmesi yabancı
ülkelerde doktora derecesini almış çok yetenekli
genç bilim adamlarımıza Türkiye'ye dönerek ülkemizin
bilimsel ve teknolojik alanda gelişmesine katkıda
bulunmasına fırsat verecek, beyin göçünü tersine
döndürecektir. Ayrıca yabancı ülkelerde yerleşmiş
çok değerli bilim adamlarımız için UNAM bilimsel bir
'kontak' noktası olacak, önemli bilim ve teknoloji
transferi sağlanacaktır, italya, Çin, İsrail,
Hindistan gibi ülkelerin bu yolla kazanımları göz
önünde bulundurulmalıdır.
UNAM yukarıda özetlenen stratejik kararlar ve
hedefler doğrultusunda hızla gelişip büyümektedir.
Ancak yukarıda özetlenen bu çalışmalar UNAM'ın
kurulup büyümesinde sadece 1. fazı oluşturmaktadır,
izleyen yeni fazlarla enstitümüzün başarı kazanarak
büyümesi ve toplam yatırımımızın 100 milyon Dolara
erişmesi planlanmıştır. Bunun için gerekli olan
kaynak merkezde yürütülmekte olan projelerden elde
edilen gelirden sağlanacaktır. UNAM'ın ürün ve
teknoloji geliştirmeye yönelik işlevleri ile
Türkiye'de profesyonel araştırma kurumu için iyi bir
örnek oluşturması bütün UNAM çalışanlarının
hedefidir.
Kaynak:
Prof. Dr. Salim ÇIRACI - Uluslararası Ekonomi
Sorunlar Dergisi
|