Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Nasıl Bir Nüfus Politikası 

Eğer, kendini aydın zanneden bir kişi veya kişilerle (!) sohbet ediyorsanız ve konu çocuk konusuna gelmişse, yüksek­ten bakan bir edâ ile alaylı alaylı şu konuşmaları duyarsınız; "Efendim, bu devirde bir veya iki çocuktan fazlasını yapanlar cahillerdir, gafillerdir ve hatta aklından zorları vardır..." Bazıla­rı da daha da ileri giderek; "Köpekler de doğuruyor, iş onları bakmakta. Bir çocuğun olacak insan gibi büyüteceksin..." diye­rek, çok çocuklu aileleri, köpeklerle eş değerde tutabilmektedirler. 

Sahi, işin doğrusu böyle mi? Bu görüşleri, o kendini aydın zanneden karanlıkzedeler nereden türetiyorlar? Hatta hastanele­rimizde üçüncü çocuktan sonra hamile kalan kadınlarımıza, alaylı bakışlarla azarlayan çok bilmiş bazı sağlıkçılarımız, bu düşüncelerini nereden aldılar? Bu sözde Bilimsel Teori'yi açık­lamadan önce, şu yaşanmış olayı anlatalım.

Anadolu'daki nadide üniversitelerimizden birinin kurulu­şunun 30. Yıl kutlama törenlerine katılmıştım. Kutlamalara üni­versitenin kuruluşunda emeği geçmiş ve yardımları olmuş olan A.B.D'nin Nebraska Üniversitesi Rektörü de davet edilmişti. Kutlamalarda, Nebraska Üniversitesi Rektörü'nün de bir konuş­ması vardı. Misafir Rektör konuşmaya başlamadan önce, spiker Rektör'ün özgeçmişini okudu. Spiker bir ara; "Sayın Rektör, evli, 5 çocuklu olup, halen Nebraska Üniversitesi Rektörlüğünü yürütmektedir" deyince, salonda yüksekten gülüşmeler oldu. Kimileri, "Aaa! Bu çağda 5 çocuk, hem de profesör, hem de Rektör, pes doğrusu..." gibi hafif sesle konuştular. Bu durum­dan, misafir Rektör rahatsız olmuştu. Tercümandan işin aslını öğrenince., bu defa Rektör gülmeye başladı ve şu cevabı verdi; "Sayın bayanlar, baylar! Ben 5 çocuklu bir profesör olarak, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Rektör arkadaşlarım içinde az çocuklular arasındayım." O gün bu sözü anlayanlar, başları­nı öne eğmişlerdi. Bugün de anlayanlar, ne yaparlar bilemem. 

Biz yine dönelim, bizim ülkemize. Bizim fazla çocuk düş­manı aydınlarımıza. Bu görüşlerini nereden aldılar dersiniz? El­bette yine kendilerince tercüme ettikleri Avrupa'ya ait bilimsel kaynaklardan. Nedir bu kaynaklar? İşte tüm kaynakların köke­ni, Malthus ve Malthusculuk'a. dayanıyor. Kimdir bu Malthus? Malthusculuk nedir? 

Malthus, 1766-1834 tarihleri arasında yaşamış bir İngiliz Papaz ve İktisatçı. Asıl adı Thomas Robert Malthus. Çok zen­gin ve asil bir İngiliz ailesinin çocuğu. Görüşü de özetle şöyle; " Dünya nüfusu geometrik bir dizi (1-2-4-8-16-32...) halinde ar­tarken, yiyecek kaynakları ise aritmetik bir dizi (1-2-3-4-5-6...) halinde artmaktadır. Bundan dolayı dünyada gelelecekte çok büyük boyutlarda gıda sıkıntısı olacak ve insanlar açlıktan öle­cektir. Bunu önlemek için nüfus artışı durdurulmalı ve bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır..." 

İlk anda, Malthus 'un görüşleri mantığa gayet uygun geli­yor. Ama gelin görün ki, diziler birbirini tutmamış. Neden mi? Hemen örneği Türkiye'den verelim. Türkiye'nin nüfusu 1927 sayımında 13 milyon. O yıllardaki buğday üretimi ise 1,3 mil­yon ton olarak gerçekleşmiş. 1990'da ülkenin nüfusu 56 mil­yon. Buğday üretimi ise, 20 milyon tona yükselmiş. Halbuki buğdaydaki bu yükseliş, verim üstünlüğünün yanında ekim üs­tünlüğünden kaynaklanmış. Örneğin Almanya'da hektara verim 5200 kg. düşerken , bu oran Türkiye'de 2200 kg.ı ancak bulu­yor. Öte yandan bugün, Türkiye'de tarım potansiyelinin ancak % 50'si değerlendirilebiliniyor. 

Ülkelerin nüfus yoğunluklarına göre bir kıyaslanma yapıl­sa yine çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. Ülkemizin matematiksel yoğunluğu (km2.ye 74 kişi), bugünkü Hollanda'nın oranına (km2.ye 440 kişi) ulaşabilmesi için, nüfusumuzun 385 milyona yükselmesi gerekiyor. Nüfusu hayli fazla olan Avrupa Ülkeleri, Japonya ve A.B.D gibi ülkelerin kalkınmış ülkeler arasında yer­lerini alırlarken, nüfusu az olan ülkemizin hala kalkınmakta olan ülkeler arasında yerini almış olması gerçekten düşündürü­cü.

Yine bugün Avrupa ülkelerinin matematiksel nüfus yo­ğunluklarına bakıyoruz. Şaşmamak elde değil. Belçika 326, Al­manya 221, Malthus'un İngilteresi'nde ise 235. Yine bu ülke­lerde nüfusun artması için, bugün özendirici çeşitli kanunlar çı­karılıyor. Çeçit çeşit projeler hazırlanıyor. Eh, ne diyelim bizim ülkemizde de, nüfusu düşürmek için projeler hazırlanıp, uygu­lanıyor. Sanırız, burdaki amaç; sağlıklı nesil ve ideal kalkınma değil, müslüman Türk Mileti'nin köküne kibrit suyu sıkmak ve tarihin yüce milletini yok etmektir. Bizce, Batı'nın Türk Mille­ti'ne karşı uyguladığı en sinsi savaş tekniği, Nüfus Ptanlama-.n'dır.Bugün bu savaş, ülkemizde maalesef Batı'nın yandaşı yerli işbirlikçiler tarafından sürdürülmektedir. 

Türk Milleti'ni yönetenler, nüfusun azaltılması için var-güçleriyle çalışanlara destek olacağına, Türk Milleti'nin kalkın­ması için, İşsizlere iş imkanları bulmak, tarımsal ve sanayi sek­törünü canlandırmak için biraz daha fazla çaba sarfetseler, bu ülke değil 70 milyonu, 385 milyon kişiyi bile rahatlıkla besle­yebilir. 

Evet, bir düşünün 385 milyonluk Kalkınmış bir Türkiye. Ülkemizin bugün dış ülkelerdeki itibarının, o zaman ne olacağı­nı varın siz düşünün. O halde, son söz olarak şunu söyleyelim; "Kalkınmış ve dünya hakimiyetinde söz sahibi olabilen bir müslüman Türkiye için, her Türk ailesinin bakabileceği ve ye­tiştirebileceği kadar maksimum düzeyde çocuk sahibi olması gerekmektedir. Bu aynı zamanda kutsal bir görevdir. Çünkü va­tanın bağımsızlığını, ancak sağlıklı ve çoğunlukta olan bir nesil koruyabilir." 

Doç. Dr. Ramazan OZEY

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005