OECD Ülkelerinde Emeklilik Sistemlerinin
Karşılaştırması
Giriş
ECD ülkelerinin önümüzdeki yıllarda karşı karşıya
bulunduğu en önemli zorluklardan birisi, emeklilik
sistemleri ile ilgili sorunların çözülmesidir.
Nüfusları hızla yaşlanan OECD ülkelerinin, emeklilik
sistemlerine ilişkin dengeleri yeniden kurmaları ve
sistemin mali olarak sürdürülebilirliğini
sağlamaları gerekmektedir. Nitekim son yıllarda pek
çok OECD ülkesinde yapılan emeklilik reformlarının
ana nedeni. yaşlanan nüfusla bağlantılı olarak.
sistemin finansal açıdan sürdürülebilirliğine
ilişkin endişelerdir. Bununla birlikte. emeklilik
sisteminde reform yapmak oldukça zor ve kamuoyundan
gelen baskılar nedeniyle genellikle geciktirilen bir
iştir. Bu nedenle bazı ülkeler. emeklilik
kazanımlarında kısıntıya gitmek veya çalışma
sürelerini uzatmak gibi zor olan çözümlerin yerine;
genç iş gücü göçü. Çalışan kadın sayısının
artırılması ve verimliliğin artırılması gibi
tedbirler almayı tercih etmektedir. Bu tedbirler.
çözümüne katkı sağlamakla birlikte çoğu zaman
yeterli olamamaktadır.
Emeklilik sistemleri konusunda ülkeler arasında
karşılaştırmalar yapmak. Reform seçeneklerinin
sağlıklı bir şekilde tartışılabilmesi için faydalı
bir yöntemdir. Ancak bu konuda pek çok zorluk da
bulunmaktadır. Ülkelerin emeklilik sistemlerinin
karmaşıklığı emeklilik yaşlarındaki farklılıklar.
farklı zorunlu hizmet süreleri gelir ve gelir artışı
hesaplama metotları hayat beklentisindeki
farklılıklar ve benzeri unsurlar. karşılaştırma
yapmayı zorlaştıran başlıca faktörlerdir. Bu
faktörler dikkate alınmadan yapılan değerlendirmeler
diğer ülkelerin emeklilik sistemleri konusunda.
Genellikle yanlış sonuçlara varılmasına yol
açabilmektedir.
OECD tüm bu hususları dikkate alarak ülkeler arası
karşılaştırma yapmak üzere yeni bir çalışma
yapmıştır. Söz konusu çalışma. mevcut emeklilik
politikalarının bugünkü sonuçlarından ziyade
gelecekteki etkilerini değerlendirmektedir; ayrıca
bu politikaların hem ekonomik hem de sosyal
amaçlarını dikkate alınmaktadır. Çalışma. sadece
zorunlu emeklilik programlarını kapsamakta olup.
ülkemiz için SSK düzenlemelerini esas almaktadır.
2002 yılı itibari ile üye ülkelerde geçerli olan
düzenlemelere göre oluşturulan modeller. 30 üye
ülkenin her birinde. bugün çalışmaya başlayan birini
ele alarak mevcut kuralların bu kişi emeklilik
yaşına gelene kadar yaklaşık 40 yıl değişmeyeceğini
varsaymaktadır.
Aşağıda, söz konusu OECD çalışmasının sonuçlan, hem
genel olarak hem de ülkemiz açısından özet olarak
ele alınmaktadır.
Emeklilik Programlarının Amacı
Genel anlamda, emeklilik programlarının iki temel
amacı bulunmaktadır: Yaşlılıkta yoksulluğun
önlenmesi ve çalışanların yaşam standartlarını
emeklilik döneminde de korumalarına yardımcı
olunması. Birinci amaca ulaşmak için emeklilik
programlarında düşük ücretli emekliler lehine
yeniden gelir dağıtımı politikaları uygulanmaktadır.
İkinci amaca ulaşmak için ise çalışırken alınan
ücret belli bir düzeyde ikame edilerek
Yeterli bir emekli maaşı sağlanmaya çalışılmaktadır
OECD ülkelerinin çoğu genel emeklilik politikalarında
yukarıda belirtilen her iki amacı da gözetmekle
birlikte iki amaç arasındaki önem dengesi bakımından
ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır.
OECD çalışmasında, ülkelerin bu amaçları ne kadar
karşıladıklarını ölçmek ve ülkeler arasında
karşılaştırmalar yapmak İçin çeşitli göstergeler
kullanılmaktadır. Bu göstergelerin en önemlileri
şunlardır: 1 - ikame oranı. 2- Nispi emeklilik
geliri düzeyi 3- Emeklilik serveti.
İkame Oranı (Aylık Bağlama Oranı)
ikame oranı emeklilik politikaları analizinde en çok
kullanılan göstergelerden birisidir. Bu gösterge
emeklilik kazanımlarını, hayat boyunca alınan
bireysel gelirleri" ortalamasının bir oranı
olarak Ölçer ve sistemin, emekli olan bir
çalışanın kişisel yaşam düzeyini ne kadar koruduğunu
gösterir. Diğer bir anlatımla ikame oranı bağlanan
emekli aylığının. çalışma hayatı boyunca alınan
ücretlerin belli bir yöntem ile bugüne uyarlanması
sonucu hesaplanan kişisel ortalama ay lığa oranıdır.
ikame oranı, brüt ve net olarak iki farklı oran
şeklinde hesaplanmaktadır. Hem brüt, hem de net
ikame oranlarında üye ülkeler arasında önemli
farklılıklar bulunmaktadır. OECD ortalaması
alındığında ortalama ücret grubunda bulunan bir
kişinin ortalama brüt ikame oranı çalışma süresi
boyunca aldığı aylıkların ortalamasının %57'si
olarak hesaplanmaktadır. Üye ülkeler içinde, en
yüksek brüt ikame oranına. % 102 de Lüksemburg sahip
bulunmaktadır. Bu oran, brüt emeklilik ücretinin,
emeklilik öncesi brüt ücretten daha yüksek olduğu
anlamına gelmektedir. Türkiye ise %87 oranı ile
İkinci sırada yer almaktadır. Brüt ikame
oranı % 75'i geçen diğer ülkeler ise şunlardır:
Yunanistan, İspanya, İtalya, Avusturya ve
Macaristan. Buna karşın. sadece temel emeklilik
hizmeti Sunan ve ücretle ilişkili zorunlu bir
emeklilik programı olmayan İrlanda. %3 i ile en
düşük brüt ikame oranına sahip ülkedir
Ortalama gelir grubunda bulunan bir çalışan için %57
olan OECD ortalama brüt ikame oranı, düşük ücretli
(ortalama ücretin yarısı kadar kazanan) çalışan için
%73 ve yüksek ücretli (ortalama ücretin iki katı
kadar kazanan) çalışan için %48 olarak
hesaplanmaktadır. Bu oranları, düşük ücretlilere
yönelik koruyucu politikaların bir sonucu olarak
değerlendirmek mümkündür.
Diğer taraftan, brüt ikame oranları ile net ikame
oranları arasında, farklı vergi düzenlemeleri
nedeniyle önemli farklılık olabilmektedir. Gelir
vergisi ve sosyal güvenlik kesintisi yüksek olan
ülkelerde, net ve brüt oranlar arasındaki ayrım daha
büyük olmaktadır. Gelir vergisi ve sosyal güvenlik
kesintileri çıkarılarak bulunan net ikame oranları,
brüt ikame oranlarından: düşük ücretlilerde %17,
ortalama ücretlilerde %22 ve yüksek ücretlilerde %27
oranında daha yüksek çıkmaktadır. Buna göre, OECD
ortalaması alındığında, ortalama ücret grubunun
ortalama net ikame oranı %69. düşük ücretlilerin %84
ve yüksek ücretlilerin %59 olmaktadır.
Üye ülkeler içinde, en yüksek net ikame oranlarına.
yine Lüksemburg sahip bulunmaktadır. Ortalama
ücretlilere göre bakıldığında, net ikame oranı %75'i
geçen diğer ülkeler sırasıyla şunlardır: Türkiye,
Yunanistan, Avusturya, Macaristan, İtalya, İspanya,
Hollanda, Portekiz ve Finlandiya (Grafik). Genel
olarak, sadece asgari ve temel emeklilik olanağı
sunan ülkelerin, ikame oranları en düşük olan
ülkeler olduğu görülmektedir.
İkame
oranlarında ülkeler arasındaki sıralama, ücret
gruplarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu
farklılık. emeklilik ödemelerinde. kişisel ücret
düzeyi ile kurulan ilişkinin derecesine. asgari
aylık ve tavan aylığı gibi düzenlemelere bağlı
olarak gerçekleşmektedir. Türkiye. Lüksemburg,
Portekiz ve İsveç gibi ülkelerde, düşük ücretlilere,
ortalama ücret grubundakinden belirgin şekilde daha
yüksek brüt ikame oranı sağlandığı görülmektedir.
Türkiye'nin yüksek ücretli grubu sıralamasındaki
yeri, tavan aylığın, ortalama aylığın iki katından
daha az olması nedeniyle ve Yunanistan ve İtalya
gibi ülkelerde aylık tavanlarının yüksek olması
nedeniyle aşağı düşmektedir. Ayrıca, İrlanda ve Yeni
Zelanda gibi emeklilik öncesi ücretlerle bağlantı
kurmayan sistemler, yüksek kazanç grubundakilere en
az cömert alanlardı.
Nispi Emeklilik Geliri Düzeyi
Düşük ücretli çalışanlar, özel emeklilik
olanaklarından daha az yararlanabilmekte ve
emeklilikte ek gelir kaynağı oluşturabilecek kişisel
varlıklardan genellikle yoksun bulunmaktadırlar. Bu
nedenle de bu grupta yer alanlar, emeklilik
açısından daha hassas bir durumdadırlar. Düşük
ücretli çalışanların emeklilik açısından durumunu
daha iyi değerlendirebilmek ve sistem içinde ne
kadar korunduklarını anlayabilmek için, yukarıda
tanımlanan ikame oranından başka bir gösterge ye
daha, yani nispi emeklilik geliri düzeyine ihtiyaç
vardır. Bu gösterge, kişisel emeklilik ücretlerini,
ikame oranındakinden farklı olarak, hayat boyu
bireysel ücretlerin ortalaması yerine, ekonominin
tümündeki ortalama ücretlerin bir oranı olarak
ölçer. Diğer bir deyişle, nispi emeklilik geliri
düzeyi, emeklilik kazanımlarının sosyal uygunluğunun
bir ölçütüdür ve bir emeklinin, ülkedeki ortalama
çalışan kazancına kıyasla ne kadar emekli ücreti
aldığını gösterir.
İtalya, Polonya ve Macaristan gibi bazı ülkelerde
son yıllarda yapılan emeklilik reformları, emeklilik
katkı paylan ile kazanımlar arasında daha yakın bir
ilişki kurmayı amaçlamış olup, yeniden dağıtıma
ilişkin özellikler sistemden çıkarılmıştır.
Emeklilik sisteminin, fonlar yeniden dağıtarak
emeklileri fakirlikten korumaya odaklanmaması
durumunda, gelir durumuna bakılarak yapılan sosyal
yardım ödemeleri. düşük ücretli çalışanların
emeklilik gelirlerinde daha belirgin bir rol
oynamaktadır. Bu tür programlar. tüm OECD
ülkelerinde farklı şekillerde olsa da bulunmaktadır
ve emeklilere asgari bir gelir düzeyi sağlamaktadır.
OECD ortalaması alındığında, meslek sahibi bir
çalışan için asgari emeklilik geliri, ortalama
gelirin yaklaşık %29'u olarak hesaplanmaktadır.
Konuya, emeklilere verilen taahhütlerin ne kadar
yeterli olduğunun yanı sıra, bu taahhütlerin aynı
zamanda ödenebilir olup olmadığı açısından
bakıldığında, bu soruya yanıt bulabilmek için
"emeklilik serveti" adı verilen bir başka gösterge
ye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gösterge, emeklilik
süresince yapılacak tüm emeklilik ödemelerinin
bugünkü değeri olarak hesaplanmaktadır ve bir
emeklinin alması beklenen ücretlerin indirgenmiş
toplam değerini vermektedir Emeklilik serveti hesabı
emekli aylığı ödeme düzeyini, ödemeye hak kazanılan
yaşı, yaşam beklentisini ve emekli ücretlerindeki
artışın neye endekslendiğini dikkate almaktadır.
Ortalama ücret düzeyinde kazanan bir çalışan ele
alındığında. Lüksemburg en yüksek emeklilik
servetine silip olan ülke olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu ülke için emeklilik serveti; erkek
için ortalama yıllık kazancın 18 katı, kadın için
ise (hayat beklentisi daha yüksek olduğundan) 22
katı olarak hesaplanmaktadır Lüksemburg'u sırasıyla:
Yunanistan, Macaristan, İspanya ve Avusturya takip
etmektedir. Ortalama ücret düzeyinde bir çalışan
için en düşük emeklilik serveti, ortalama yıllık
kazancın yaklaşık 5-6 katı ile Yeni Zelanda,
İngiltere, ABD, İrlanda ve Meksika'da bulunmaktadır.
Türkiye, 11 kat rakamı ile emeklilik serveti
düzeyinde, OECD ortalaması olan 8,9'dan daha iyi bir
tablo sergilemektedir. Çeşitli ücret düzeylerine
göre hazırlanmış aşağıdaki tabloda, ortalama olarak
en yüksek orana silip 5 ülke ve en düşük orana sahip
5 ülke ile OECD ortalaması ve ülkemizin durumu
görülmektedir.
Kaynak: Selamet Yazıcı – OECD Daimi Temsilcisi