Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Özelleştirme ve Belediyelerde Uygulanma Alanları 

Cengiz Bulut 

Türk Belediyecilik Derneği ve Konrad Adenaur Vakfı'nın çeşitli illerimizde düzenle­dikleri seminerlerde belediye başkanlarımızla sık sık bir araya gelmek imkânını buluyoruz. Yaptığımız sohbetlerde her yöreden büyüklü küçüklü belediyelerimizin başkanları sorunla­rından bahsederken özellikle mevcut imkânların yetersizliğinden ve son yıllarda Bütçe Kanunları ile getirilen kısıtlamaların el­lerini kollarını bağladığından bahsediyorlar. Belediyece eskiden beri yürütülmekte olan hizmetlerin yanında kendi seçim programla­rında halka vaadettikleri hizmetleri de gerçek­leştirmeleri gerektiğini, bunun için yeni gelir kaynaklarına, yeni araç gereçlere, yeni hizmet ekiplerine ihtiyaçları olduğunu; ancak, bırakı­nız ilave etmeyi, mevcut imkânları bile tam kullanamadıklarını vurguluyorlar. 

Ayrıca, şehir nüfuslarının hızla artması ve bu nedenle yeni yerleşim alanlarının açıl­masının da, yeterli hizmet sunulmasına engel olduğunu dile getiriyorlar. 

Bu haklı yakınmalara ek olarak, belediye gelirlerindeki artışlânn enflasyon artışına oranla çok düşük kalmasının mevcut hizmetlerin sunulmasında da büyük sıkıntılar yarattığı ve belediyelerimizin üzerindeki mali yükün her geçen gün biraz daha arttığı artık herkesçe biliniyor. 

Bütün bu şartlar belediyelerimizi hem daha ucuz, hem daha yeterli hem daha kaliteli hizmet imkânlarını araştırmaya, klasik hizmet sunma yöntemleri yerine alternatif yöntemler bulmaya zorlamaktadır. 

Bu cümleden olarak kamu hizmetlerin­de devletin üzerindeki mali ve idari yükü azaltmanın, etkinlik ve verimliliği artırmanın en rasyonel yolu olarak özelleştirme görül­mektedir. 

Dar anlamda özelleştirme "özel hale ge­tirmek, özellikle bir iş veya endüstrinin kont­rol ve mülkiyetini kamudan özel sektöre ge­çirmek" anlamına gelmektedir. Daha geniş an­lamda ise özelleştirme "insan ihtiyaçlarının karşılanmasında toplumun özel kurumlarına daha çok, devlete daha az dayanma" olarak ifade edilebilir. Özelleştirmenin ana felsefesi devletin asli görevleri olan ve özel sektör tara­fından yüklenilmeyecek savunma, sağlık, eği­tim ve bir kısım alt yapı yatırımlarının devlet tarafından üstlenilmesi, ekonominin ise pazar mekanizmaları tarafından yönlendirilmesidir, tik defa ABD. de 1971'de kamu politikası ola­rak gündeme gelmiş 1980'li yıllarda uygula­mada büyük ilgi görmüştür. 

Özelleştirmenin lehinde ve aleyhinde şimdiye kadar çok şey söylenmiştir. Özelleştir­menin lehindeki görüşler şu noktalarda yo­ğunlaşmaktadır: 

1- Kamu sektörü ile özel sektörün üret­tiği aynı veya benzer mal ve hizmetler karşı­laştırıldığında özel sektördeki üretim giderleri çok daha düşüktür. Bu düşüklüğün temel ge­rekçesi olarak piyasa koşullan ve serbest reka­betin maliyeti düşürmek yönündeki gayretleri gösterilmektedir.

2-  Kamu sektörü elindeki tesis ve ser­maye donanımını daha verimsiz kullanmakta ve aynı üretim işlemi için daha çok insan gücü sarfetmektedir.

3-  Kamu sektöründe bakım, onarım ve yenileme harcamalarına yeterli kaynak ayırmamakta, kamu sektöründe çalışanlar kullan­dıkları alet ve vasıtaların bakımına daha az özen göstermektedirler.

4-  Kamu sektörü tüketicinin ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmemekte, özellikle tekele sahip olduğu koşullarda tüketiciyi neyi üretir­se onu almak mecburiyetinde bırakmaktadır.

5-  işsizliği önleme kaygısı ile kamu sek­töründe daha fazla personel istihdam edilmek­tedir.

6-  Kamu sektöründe yöneticinin maaşı verimlilik ve kârlılıkla değişmemekte, buna karşılık özel sektördeki yöneticilerin maaşları çoğu kez firmanın kârlılığı ve başarıya göre artmakta veya azalmaktadır.

Özelleştirmenin aleyhindeki görüşlerde şu noktalarda yoğunlaşmaktadır.

1-  Özel firmalar aynı hizmetleri, yürüt­mek için daha az iş gücü kullandıklarından, özelleştirme işsizliğe yol açar.

2- Kamu yönetimi bazı temel hizmetler­de düşük gelirliler için sübvansiyon sağlamak­tadır. Özelleştirmede bu sübvansiyon sağlana­madığı için dar gelirliler açısından fiatlar artma eğilimi gösterir.

3-  Özelleştirilmiş hizmetlerde az kâr ge­tiren alanlara yeterli hizmet götürülmez.

4, Özelleştirme esnasında yalnızca kârlı hizmet alanları ve işletmeler alıcı bulur. Böyle­ce zarar eden alan ve işletmeler kamuya kalır.

5- Özelleştirme sonucunda özel sektöre aktarılan kamu çalışanlarının ücretlerinde ve . çalışma şartlarında kötüleşme olacaktır.

Bütün bu görüşlere rağmen gerçek olan bir şey vardır ki özelleştirme tüm dünyada git­tikçe yaygınlaşmakta, ülkemizde de ekonomi­mizin kurtulmasının temel şartı olarak görül­mektedir. 

Belediyelerde Hangi Alanlarda Özelleştirme Yapılabilir 

Bilindiği gibi Belediye Kanunumuz 1930 tarihinde, yani Cumhuriyetin ilânından 6,5 yıl sonra yürürlüğe girmiştir. Uzun savaş yılları ve işgaller yüzünden harabeye dönen anadolu şehirlerini tekrar mamur hale getir­mek görevi belediyelere düşmektedir. Zira özel sektör henüz yeterince gelişmemiştir. Üs­telik dünya büyük bir ekonomik kriz yaşa­maktadır. 

Bütün bu nedenlerle Belediye Kanunu­muz belediyelere oldukça kapsamlı ve günü­müz içn gereksiz sayılabilecek birçok görev yüklemiştir. 

Örneğin:

- Sıhhi İmdat ve Yardım Merkezleri kur­mak ve işletmek (Mad. 15/52)

-  Belediye Hastaneleri kurmak ve işlet­mek (Mad. 15/53-a)

- Ehil hayvanlar için hastane kurmak ve işletmek (15/53 -b)

- Belediye Tiyatrosu, sineması, otel, ga­zino, halk müzeleri yapmak, idam ettirmek ve yaptırıp işletmek (15/59)

- Buz fabrikaları, sıhhi kar kuyuları, so­ğuk hava depoları, süthaneler, süt toplama   465 merkezleri, süt dağıtma teşkilatı tesis etmek

ve bunlan işletmek (15/61)

-   Belediye un ve inşaat malzemeleri fabrikaları vücuda getirmek ve idare etmek (Mad. 15/65)

-  Belediye fırınları yapmak ve işletmek (Mad. 15/66) 

Bu görevler arasında sayılabilir. 

1580 Sayılı Belediye Kanunu "Yapmak-Yaptırmak", "Etmek-Ettirmek", "Yaptırıp işlet­mek", "İmtiyaz vermek" gibi ifadelerle bir kı­sım hizmetleri belediyenin bizzat yapabileceği gibi başkalarına yaptırmasına da imkan ver­mektedir. Daha yeni bir Kanun olan 3030 sa­yılı Büyükşehir Belediyelerine ilişkin kanunda bu imkan "yapmak, yaptırmak, işletmek, işlet­tirmek, gerçekleşmesini sağlamak gibi daha açık şekilde ifade edilmiştir. Bu çerçeveden hareketle, kentsel hizmetleri belediyelerin biz zat sunması yanında, hizmet arzında farklı yöntemler uygulaması da mümkündür. 

1580 sayılı Kanunun 15 ve  19 uncu maddeleri belediyelerimizin görevlerini teker teker saymıştır. Bunlara göz attığımızda özel­leştirme açısından karşımıza 3 değişik manza­ra çıkar: 

A- Belediyelerimizin bir kısım görevleri düzenleme ve denetime ilişkindir (15/3, 15/ 15, 15/16, 15/9, 15/10, 19/2, 19/6, 70/7 mad­deler ve 394 sayılı Hafta Tatili Kanunu, 6305 sayılı Öğle Dinlenmesi Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu) gibi. Bu mevzuat ile verilen gö­revler belediyeye bir kamu otoritesi olarak ve­rilmiştir. Belediyeler bu görevlerini başka hiç­bir kuruluş veya kişiye devredemezler. 

B- Belediye Kanunumuzun 19/1 inci maddesi "Belediyeler, Kanunun kendilerine tahmil ettiği vazife ve hizmetleri ifa ettikten sonra belde sakinlerinin müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tesviye edecek hertürlü teşebbü-satı icra ederler" genel yetkisine ve Türk Tica­ret Kanununun 275 inci maddesine göre ticari şirketler kurabilmektedirler. Kamu İktisadi Te­şebbüslerine benzeyen ve BİT diye adlandırı­lan bu teşebbüslerin büyük bir bölümü zarar halindedir. Ankara Büyükşehir Belediye Baş­kanı 1. Melih Gökçek Belko Şirketinin son 5 yılda 1,5 trilyon lira zarar ettiğini söylemekte­dir. Bu şirketlerin tamamen Özel Hukuk Hü­kümlerine tabi olduğuda gözönüne alındığın­da bu şirketlerin kolayca özelleştirilmesi müm­kündür. 

C- Belediye görevlerinin bir kısmı ise kentsel hizmetlere ilişkindir. Bunlardan bazıla­rının da özelleştirilmesi mümkündür. Ancak bu özelleştirmenin çok önemli bir özelliği var­dır: 

Temel nitelikli bir belde hizmetinin, söz gelimi, temizlik işlerinin özelleştirilmesinden söz edildiğinde, genel uygulama olarak, bu hizmetin bir özleşme ile tanımlanan çerçevede özel sektöre ihale edilmesi anlaşılmaktadır. Bu durumda belediye hizmetten sorumlu olmayı sürdürmekte ve halka karşı hizmet yükümlü­lükleri saklı kalmaktadır. Temizlik hizmetlerin­de herhangibir aksama olduğu taktirde bunun sorumlusu belediyedir. 

Hizmete olan temel sorumluluğun bir uzantısı olarak belediye bir sonraki dönem için temizlik hizmetlerini tekrar kendisi üstle­nebilir veya bir başka yöntemle sunma yoluna gidebilir. 

Kısaca belde hizmetlerinin özel sektöre ihale ile verilmesi hizmetin kendisini değil, su­nuluş biçimini netilemektedir.

Bütün bu izhattan sonra hangi belediye hizmetlerinin özelleştirilebileceğini ele ala­lım:

I- Sokakların süpürülmesi ve çöplerin kaldırılması: 

Şehrin tamamının veya bir bölümünün temizlenmesinin özel sektöre ihale edilmesi­dir. ABD'de şartları birbirine çok uygun belde­lerin uygulamaları üzerinde yapılan inceleme­lerde belediye eliyle yapılan temizleme ve çöplerin kaldırılması hizmetinin özel sektöre nazaran % 43 daha pahalı olduğu tesbit edil­miştir. 

Bunun nedenleri şöyle özetlenebilir:

- Belediye teşkilatında fazla yönetici ve az işçi olması ve hizmet kontrolünün olmama­sı,

- Kontratlı ekiplerin daha verimli olma­sı,

- Belediye ekiplerine daha fazla izin ve­rilmesi,

-  özel sektörün teçhizat bakımını daha iyi yapması,

-  Hizmet maliyetini düşürebilmek için modern teknoloji imkanlarından özel sektö­rün daha kolay yararlanması. 

Bilindiği gibi "umumi ve hususi yerlerin süprüntülerini muntazam ve fenni vasıtalarla toplatmak, kaldırmak ve ifna etmek" 1580 sa­yılı kanunun 15/24 bendi ile belediyelere gö­rev olarak verilmiş, 3914 sayılı Kanunla getiri­len Çevre Temizlik Vergisi'nin tahsili için de "Belediyeler ve Mücavir alanlar içinde bulun­mak ye belediyelerin katı atık toplama ve ka­nalizasyon hizmetlerinden yararlanmak" şartı getirilmiştir. Ancak burada dikkat edilecek hu­sus hizmetin bizatihi belediye tarafından yapılması değil, belediyenin sorumluluğu altında yapılmasıdır.

Halen ülkemizde bir kısım belediyeler temizlik hizmetlerini özel sektöre ihale etmiş olup, bu şekilde hizmetin daha ucuz, daha ka­liteli ve belediye idaresi açısından daha kolay yürütüldüğünü savunmaktadırlar. Gerçek olan şudur ki bir hizmetin yapılışını denetlemek, onu bizzat yapmaktan daha kolay ve rahattır. Üzerinde durulacak bir konu da şudur: bir bel­dedeki temizlik hizmetlerinin tamamı özel sektöre verilebileceği gibi belli bölgeler, belli semtler veya hizmetin bir bölümü de özel sek­töre devredilebilir. 

II.   Yolların asfalt kaplanması: ABD'de yapılan araştırmalarda belediye eli ile yapılan hizmetin özel sektöre göre % 96 daha pahalı olduğu tesbit edilmiştir.

Nedenleri:

-   Belediyede- bir işçi yılda ortalama 1.180 ton asfalt dökerken, özel sektörde bu ra­kam 4508 tona çıkmaktadır.

-  Özel sektör iş mahallinde daha geniş bir ekip ve daha deneyimli personel çalıştır­maktadır.

-  iş mahallinde özel sektör daha pahalı ve modern teçhizat kullanmaktadır. 

III.  Yol yapımı ve bakımı: Belediye eli ile yol yapımı ve bakımı özel sektöre nazaran % 60 daha pahalı olmaktadır.

Nedenleri:

- Belediyede fazla yönetici buna karşılık az işçi olması,

- Ücretlerin düşük olması,

-  Kamuda çalışmanın insanları rehavete itmesi,

IV- Çimlerin ve ağaçların bakımı: Bele­diye hizmeti % 37 - % 40 daha pahalıdır. Ne­denleri:

- Belediye işçilerinin ücret ve diğer sos­yal haklan yüksekliği,

- İzinli - raporlu gün sayısının fazlalığı,

- Daha sendikalaşmış olmaları,

-  Yöneticilerin işe alma ve işten çıkar­mada çok az esnekliğe sahip olmaları,

-  Özel sektörün part-time işçi çalıştua-bilmesi. 

V- Şehir içi toplu taşıma: 1580 sayılı kanunun 19 ncu maddesinin 1939 tarih ve 3666 sayılı kanunla değişik 5 nci bendine göre belediye hududları dahilinde muayyen mıntı­kalar arasında toplu yolcu taşımacılığı münha­sıran belediyelerin hakkıdır. Bunun karşılığın­da meclisçe tayin ve içişleri Bakanlığınca tas­dik edilecek bir ücret alınır.

1990 tarih ve 3612 sayılı kanunla yapı­lan bir değişiklikle de "bunların belediyelerin de iştirak edecekleri şirketler vasıtasıyla yapıl­ması ve işletilmesi veya icara verilmesi veya­hut imtiyazın devri İçişleri Bakanlığının karan-na bağlıdır. Belediyeler dilerse imtiyazı tazam-mun etmemek şartıyla bunların işletilmesine ruhsat dahi verebilir. 

Bent'e göre belediyeler bu işi 

- Doğrudan doğruya yapabilir

- Kendilerinin de katılacağı şirketler va­sıtasıyla yapabilir

- İcar yolu ile yaptırabilir

- İmtiyaz vermek suretiyle yaptırabilir

-  Yapacaklara ruhsat vermek suretiyle yürütebilir.

(Danıştay DDK 18. 11. 1966 gün ve E. 1964/10665, K. 1966/1314 karanna göre oto­büs kavramına minibüsler de dahildir.)

Belediye eli ile yapılan toplu taşımacı­lık özel sektöre nazaran % 54 ile % 100 daha pahalı olmaktadır. 

Nedenleri:

-   Kamuya ait otobüslerin işletmecilik prensiplerine göre organize edilmemesi,

- Sosyal amaçlı tavizkâr kararlar alınma­sı (belli günlerde veya belli yerlere ücretsiz se­yahat, yaşlıların veya çocukların ücretsiz seya­hati gibi.)

-  Özel sektörde yönetimin daha esnek olması,

-  Rekabet dolayısıyla özel sektörün gi­derlerini azaltmak gelirlerini artırmak zorunda olması.

-  ABD'de kamu otobüsleri işçi başına yıllık 16.694$ kazanç sağlarken denk bilet üc­retleri ile çalışan benzer özel şirketlerde aynı rakam 26.279 $ dır.

Belediyelerde şirketlerin ve hizmetlerin özelleştirme yöntemleri:

Şirketler:

Şirketlerin özelleştirilmesinde şu yön­temler uygulanabilir: 

A- Blok Satış:

- Kârlılığı az veya zararda olan ye halka . arzı mümkün görünmeyen şirketlerde uygula­nır.

Uygulama şu şekillerde olur:

1.  Hisselerin tamamının veya bir bölü­münün bir kişi veya kuruluşa direkt satışı,

2.  Yönetim hakkını alıcıya verecek ka-darlık bir bölümünün satışı 

B- Halka Arz:

-   Özelleştirmenin temel amaçlarından olan sermayenin tabana yayılmasını sağlamak en iyi bu usul ile gerçekleşir. Kârlı olan ve ge­lecekte de kârlılığını sürdürecek şirketlerde uygulanır. Belediyenin sahip olduğu hisselerin tamamının veya bir bölümünün halka satılma­sı şeklinde uygulanır.

Hisseler satışa arzedilmeden önce satış konusunda belediye meclisinin kararı gerekir. Bu karara istinaden hisseler şu usullerle satıla­bilir:

a) Hisse senetlerinin borsa yoluyla hal-ka satışı: 

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'na   göre halka açık anonim şirketlerin hisse senet­    leri ile halka açık olmayan ancak hisse senet-leri halka arzedilen anonim şirketlerin hisse senetlerinin borsa yolu ile satışı mümkündür. Türk Ticaret Kanunu'nun 503 ncü maddesine göre ortaklar tarafından konulan sermayeye karşılık hisse senedi çıkarılmadığı için Limited Şirket hisseleri ile 2499 sayılı kanunun 4 ncü maddesi yasakladığı için sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıklardaki hisseler borsa yolu ile satılamaz.

Belediyenin ortak olduğu şirketler bor­sada iki konumda olabilirler

aa) Anılan şirketin hisse senetleri ser­maye piyasası kurulu kaydına ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kotuna alınmış ve borsada işlem görüyor ise: 

1-  Senetlerin satışı hususunda belediye meclisinden karar alınır.

2-  Encümen hisse senetlerinin borsada satışına kara verir ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51/1 maddesi uyarınca satışı ger-leştirmeye yetkili aracı kuruluşu tesbit ederek bu kuruluşla sözleşme yapar.

3-  Verilen yetkiye istinaden aracı kuru­luş hisse senetlerini burada satar.

bb) Belediyenin ortak olduğu şirketin hisse senetleri borsa kotuna alınmamış ise:

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu­nun 4 ncü maddesi uyannca öncelikle hisse senetlerinin Sermaye Piyasası Kuruluna kay­dettirilmesi gerekmektedir.

Kurul kaydına alınması istenen hisse senetlerinin: 

İ- Nominal değerleri toplamının nomi­nal sermayeye oranının en az % 15 veya tutar olarak 100 milyon TL. den fazla olması (bu oran veya tutarın altındaki hisse senetleri hal­ka arz yolu ile satılamaz)

2-    Ortaklık sermayesinin tamamının ödenmiş olması (belli bir tertibe ait ise o tertip hisse senetleri bedelinin tamamı)

3- Rehin veya teminata verilmemiş. Do-- layısıyla alıcısının haklarını kullanmaya engel

teşkil eden kısıtlamaların olmaması.

4- İlgili ortaklığın Yönetim Kurulunca bu halka arz işleminin uygun görüldüğüne da­ir karar alınmış olması

şarttır.

 

b) Hisse Senetlerinin İhale Usulü ile Sa­tışı:

Bu usul ile borsa kotuna alınmamış anonim şirket hisseleri ile limited ve komandit şirketlerin hisse senetlerinin satışı mümkün­dür.

İhale yoluyla satışlarda da Belediye Meclisince satış konusunda karar alınmalı ve encümence satış işlemlerine yerine getirilmeli­dir.

Burada en önemli husus, sahip olunan hisselerin raiç bedelinin ve dolayısıyla ihaleye esas olmak üzere tahmin edilen bedelin tesbi-tidir.

Bunun için bir mali müşavire kuruluşu­nun görevlendirilmesi ve onun hazırlayacağı rapora göre hareket edilmesi uygun olur. Ra­porda tesbit edilen bedel, aynı zamanda ihale açısından tahmin edilen bedeldir. Bu bedelin miktarına göre 2886 sayılı kanunun 35 nci maddesinde belirtilen usullerden kapalı teklif veya bütçe kanunundaki limitler dahilinde ise açık teklif veya pazarlık usulünü uygulamak suretiyle hisse senetlerinin satışı yapılır. 

C) Belediyeler ve Özel İdarelerin Birbir­lerine Hisse Devri:

2886 sayılı Devlet İhale kanununun 71 nci maddesine göre bu kanun kapsamına gi­ren idarelerin kendi aralarında yaptıkları ihale işlerinin, Maliye Bakanlığının olumlu görüşü alınarak kıymet takdiri suretiyle yapılması mümkündür.

Ancak 24.11.1994 gün ve 40046 sayılı "Özeleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesi­ne ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Karar­namelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Ka­nun" un 26 nci maddesine göre bu işlem için Bakanlar Kurulunun izni gerekir. 

D- Gecikmeli halka arz: 

Bu model bugün için kârda olmayan, ancak iyi bir yönetim veya finansmanla kâra geçebilecek kuruluşlarda uygulanır.

-  Satıcı hisselerinin tamamını blok ola­rak satar, ancak alıcının belli bir müddet sonra satın aldığı hisselerin bir bölümünü halka sat­masını şart koşar.

-  Satıcı bir bölüm hessesini blok olarak satar. Elinde kalan hisseleri şirketin durumu uygun olduğunda halka arz eder. 

E- Varlık Satışı:

Bu yöntemde satıcı şirket hisselerini de­ğil tesislerin tamamını satışa sunar.

Bu model hisse satışının mümkün ol­madığı hallerde uygulanır. 

Hizmetlerin Özelleştirilmesi 

A- İhale yöntemi

Yaygın olarak uygulanan bu yöntemde belediye bir şirket ve ya bir kuruluşla sözleş­me yaparak bedeli karşılığında belirli bir hiz­metin sunulmasını talep eder. Bu tür sözleş­meler herhangibir hizmetin bütünüyle veya kısmen yerine getirilmesine yönelik olabilece­ği gibi, yerel yönetimin ihtiyaç ve öncelikleri­ne göre birden çok hizmetin yerine getirilmesi için de yapılabilir.

İhale yöntemi ihaleye girecek firmalar arasında rekabete yol açacağından, daha dü­şük bedelle hizmet sunulmasını sağlayabilir. Ayrıca ilave personel istihdam etmeden hiz­met miktarının arttırılmasını ve mevcut kadro­larla yürütülmesinde güçlük çekilen hizmetler için daha uzmanlaşmış personel kullanılması­na da imkân verir. 

B- İmtiyaz Sözleşmeleri:

Belediye, bütünü ile kendi yetkisi altın­daki belirli bir hizmetin, önceden tanımlanmış bir alanda üretilmesi ve belde halkına sunulması yetkisini özel firmalara yada kâr amacı gütmeyen kuruluşlara belirli bir dönem için devredebilir. Bu yöntemde hizmetten yararla­nanlar, hizmetin bedelini doğrudan hizmeti sunan firmaya veya kuruluşa öderler.

İmtiyazların başlıca üç ortak özelliği vardır: 

1-  Hizmetin başlangıç aşamasında imti­yazı alan, faaliyete geçmek için gerekli ön ya­tırımları üstlenmek zorundadır.

2-  İmtiyaz süresi boyunca imtiyazı dev­ralan ilgili hizmetin riskini maliyetini ve yöne­tim sorumluluğunu üstlenir.

3-  İmtiyazı devralan hizmetleri karşılı­ğında kullanıcılardan doğrudan doğruya ücret tahsil etmeye yetkili olur. Elde edilen kârlar kendisine kalır.

İmtiyaz dönemi sonunda tüm tesis ve il­gili mal varlığı belediyeye devredilir.

Yap-İşlet-Devret modelide çok duyarlı bir sözleşeme sürecini ihtiva etmekle birlikte, özünde bir imtiyaz niteliğindedir. 

C- Kiralama sözleşmeleri:

Bu yöntemde sermaye harcamaları ve tesisin yapımı belediye tarafından üstlenilmek-te, işletilmesi belli bir kira karşılığında özel sektöre bırakılmaktadır. Kira yerine gelirler­den belirli bir pay alınması da söz konusu ola­bilir. Özellikle verimli bir biçimde çalıştırıla-mayan kamu hizmetlerinin bu yolla işletilmesi yerel yönetime önemli kazançlar sağlayabil­mektedir.

Bu yöntem birçok bakımlardan imtiyaz yöntemine benzerse de bazı önemli farklılıklar vardır:

-  Kiralama yönteminde hizmet için ge­rekli ön yatırım harcamaları belediye tarafın­dan yapılır. Yalnızca tesislerin işletilmesi ve yönetimi söz konusudur.

-  Kiralama yönteminde sözleşme süresi imtiyaza nazaran daha kısadır.

-  Kiralama yönteminde hizmeti yürüten öze! teşebbüs yerel yönetime düzenli olarak kira öder.

Belediyeye ait bir otelin, soğuk hava deposunun, gazino, lokanta veya turistik tesi­sin özelleştirilmesinde genelde bu yöntem uy­gulanır.

Özelleştirme Nasıl Yapılacaktır?

-  Eğer bir BİT veya yürütülmekte olan hizmet özelleştirilecekse öncelikle aksaklıklar ve bu aksaklıkların nereden geldiği araştırıl­malı. Bu özelleştirmenin belediyeye ne getirip ne götüreceği konusunda detaylı bir fizibilite raporu hazırlatılmalıdır. Yeni bir hizmetin özel sektörden alınmasında da aynı raporun hazır­lanması faydalı olur.

-  Özelleştirilecek şirket veya hizmetin bu özelleştirmeden gelecek yararlar konusun­da kamuoyu oluşturulmalıdır.

- Meclis üyelerine konu bütün detayları ile anlatılmalı ve onların fikirlerinden yararla­nılmalıdır.

-  Özelleştirmenin yöntemleri sözleşme hazırlanması ve gerekirse özel sektörle ilişki­lerde aracı olması konusunda Başbakanlık Ka­mu Ortaklığı İdaresi ile sıkı bir temas kurul­malıdır.

- Beldenin ve hizmetin özellikleri düşü­nülerek bu özelleştirmenin belde halkına veya hizmetin yürütülmesine getirebileceği mah­surların asgari seviyede tutulacağı bir sözleş­me metni hazırlanmalıdır.

- Hizmetlerin özelleştirilmesinde hizme­tin tamamı yerine bir bölümü, veya beldenin bazı semtleri deneme bakımından pilot olarak özelleştirilmeli, bilahare gelişmelere göre ha­reket edilmelidir.

İhalenin belde ve sakinlerinin ençok faydasına olabilecek şekilde yapılması, şaibe­lerden uzak tutulması ve makul bir süreyi aş­mayacak hükümleri taşıması yararlı olur.

-  1580 sayılı kanunun 19/5 maddesine göre yapılan ihalelerin İçişleri Bakanlığının onayı ile tekemmül edeceği unutulmamalıdır.

-  Hizmetin aksaması veya yeterli ölçü ve kalitede sunulmaması hallerinde uygula­mak üzere şartnameye ağır ve uygulanabilir cezai şartlar mutlaka konulmalıdır.

- Özelleştirilmiş hizmetlerin özel sektör­ce yürütülmesi başı boş bırakılmaması, etkin bir denetim mutlaka sağlanmalıdır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005