Özelleştirmenin Felsefesi
Özelleştirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan
adalet ve güvenliğin sağlanması yolundaki harcamalar ile özel
sektör tarafından yüklenilemeyecek altyapı yatırımlarına
yönelmesi, ekonominin ise pazar mekanizmaları tarafından
yönlendirilmesidir.
Özelleştirme Programının Amaçları
Özelleştirme ile devletin ekonomideki sınai ve ticari
aktivitesinin en aza indirilmesi hedeflenirken, rekabete dayalı
piyasa ekonomisinin oluşturulması, devlet bütçesi üzerindeki KİT
finansman yükünün azaltılması, sermaye piyasasının
geliştirilmesi ve atıl tasarrufların ekonomiye kazandırılması,
bu yolla elde edilecek kaynakların altyapı yatırımlarına
kanalize edilebilmesi mümkün olacaktır.
Özelleştirmenin temel amacı nihai olarak, devletin ekonomide
işletmecilik alanından tümüyle çekilmesini sağlamaktadır. Öte
yandan borsa ve sermaye piyasalarını geliştirmeden Türkiye’de
sağlıklı bir ekonomik gelişmeden bahsetmek mümkün değildir.
Şirketlerin yalnızca bankacılık sektörüne bağlı olmadan hisse
senedi, tahvil veya bono ihracı yoluyla kaynak temin
edebilmeleri ve bu kaynak maliyeti ile enflasyon arasında
sağlıklı bir ilişkinin olabilmesi için, sermaye piyasalarının
geliştirilmesi gerekir. Sermaye piyasasının gelişimi ise,
tasarrufların daha büyük bir kısmının mali piyasalara
yönlendirilmesi ve bu suretle oluşan fonların sermaye piyasasına
akışına imkan verecek bir ekonomik yapının oluşturulması ile
mümkündür.
Bu açıdan
değerlendirildiğinde özelleştirme uygulamaları ile, bir yandan
mali piyasalara ve dolayısıyla sermaye piyasalarına yönelmeyen
yerli ve yabancı tasarrufları bu piyasalara yönlendirerek yeni
kaynaklar yaratılması, diğer yandan da kamu kesiminin fonlar
üzerindeki talebi nedeniyle sıkışan mali piyasa üzerindeki
olumsuz baskının engellenmesi hedeflenmektedir.
YASAL
ÇERÇEVE
Ülkemizde
1983 yılından sonra gündeme gelen özelleştirme programına
yönelik ilk hukuki düzenleme, 1984 yılında çıkarılan ve
kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara ait tesislere, hisse
senedi ihracı yoluyla gerçek ve tüzel kişilerin ortak
edilebilmesine veya bu tesislerin işletme hakkının belli
sürelerle devrine olanak tanıyan 2983 sayılı Kanun’la
getirilmiştir.
4046 SAYILI ÖZELLEŞTİRME KANUNU
Bu
çalışmalar sonucunda, bütün siyasi partilerin ve sendikaların
önerileri de dikkate alınarak hazırlanan 4046 sayılı
Özelleştirme Kanunu, 27 Kasım 1994 tarihinde yayınlanarak
yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile getirilen yeni düzenlemeler,
ana başlıklar itibariyle şöyledir:
* “Özelleştirme Yüksek Kurulu” oluşturulmuştur.
*
“Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı” kurulmuştur.
* Özelleştirme uygulamaları sırasında
veya sonrasında işini kaybedenlere, kanunda belirtilen hükümler
çerçevesinde, yasalardan veya toplu iş sözleşmelerinden doğan
tazminatları dışında ek bir iş kaybı tazminatı ödenmesi
öngörülmüştür.
* “Özelleştirme Fonu” oluşturulmuştur.
* Özelleştirmenin kapsamı genişletilmiş, iktisadi
devlet teşekkülleri ile bunlara ait kurum ve payların yanısıra,
diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da özelleştirilebilmesine
imkan tanıyan düzenlemeler yapılmıştır.
* Erken emekliliğin teşviki
amacıyla, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlarda Emekli
Sandığı’na tabi personelden hizmet süresi itibariyle emeklilik
hakkı kazananlara, bu hakkı kazandıkları tarihten itibaren iki
ay içinde emekli olmayı istemeleri halinde ikramiyelerinin %30
fazlası ile ödenmesi hükme bağlanmıştır.
*
Özelleştirme kapsamındaki kuruluşların, özelleştirme
uygulamaları sonucu kamu payının %15’in altına düşmesinden veya
tasfiyesinden yahut tüzel kişilikleri sona erecek şekilde
kapatılmasından önce sosyal yardım zammına hak kazanmış olan
personele 17.7.1964 tarihli 506 sayılı Kanunun Ek 24 üncü
maddesi gereğince ödenen sosyal yardım zamları, ödemenin
yapılmasını müteakip Sosyal Sigortalar Kurumu’nun yazılı talebi
üzerine İdare tarafından Özelleştirme Fonundan en çok iki ay
içinde adı geçen kuruma ödenir. Özelleştirme Fonunun diğer
yükümlülükleri de dikkate alınarak sosyal yardım zamlarının
süresinde Sosyal Sigortalar Kurumu’na ödenmesinin mümkün
olmadığı hallerde sosyal yardım zamları Hazinece karşılanır.
*
Kapsamdaki kuruluşlarda uygulamalar sonucu kadrosu iptal edilen
memur ve sözleşmeli personelin diğer kamu kurum ve
kuruluşlarındaki boş kadro ve pozisyonlara atanmalarına
ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
*
Özelleştirme uygulamalarından elde edilecek gelirlerin, genel
bütçe harcama ve yatırımlarında kullanılmaması hükme
bağlanmıştır.
* Stratejik nitelikteki kuruluşlarda imtiyazlı
hisse bulundurulması öngörülmüştür.
1985 – 2005
DÖNEMİ UYGULAMALARI
A.
ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINA ALINAN KURULUŞLAR
1985
yılından itibaren 243 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım
kalmış tesis, 282 taşınmaz, 6 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 94 Tesis,
6 Liman, şans oyunları lisans hakkı ile Araç Muayene
İstasyonları özelleştirme kapsamına alınmıştır.
19
kuruluştaki kamu payı ile 4 taşınmaz
daha sonra özelleştirme işlemine tabi tutulmaksızın kapsamdan
çıkarılmak, tasfiye edilmek veya kapsamda olmayan başka bir
kuruluşla birleştirilerek tüzel kişiliği sona erdirilmek üzere
devredilmiştir. Bunlar arasında yer alan T. Öğretmenler
Bankası Mayıs 1992’de Halk Bankası’na, Denizcilik Bankası Kasım
1992’de Emlak Bankası’na, Ardem A.Ş. Ağustos 1999’da Arçelik
A.Ş.’ye devredilmiştir.
Bunun yanısıra, 1992 yılında kapsama alınan Et ve Balık
Ürünleri A.Ş.’de tesis ve varlık satışı yöntemiyle kısmen
özelleştirme uygulamaları gerçekleştirilmiş, ancak 2005 yılında
kapsam ve programdan çıkarılarak eski statüsüne iade edilmiştir.
Özelleştirme uygulamalarının başlatıldığı 1985 yılından 2005
yılına kadar geçen 20 yıllık sürede kapsama alınan kuruluşların
yarısından fazlası tamamen özelleştirilmiştir. Bu kuruluşlardan,
daha önce ÇİTOSAN’ın bağlı ortaklığı statüsünde faaliyet
gösteren çimento fabrikaları dışında, bu kuruluşların büyük bir
kısmı varlık veya kamunun azınlık hissesine sahip olduğu
iştiraklerdir. Bugüne kadar, SEK ve YEM Sanayii,
ÇİTOSAN, TESTAŞ ve ORÜS’e bağlı tüm üretim
birimleri tamamen özelleştirilmiş ve devlet bu alanlarda
işletmecilikten çekilmiştir. YEM Sanayii A.Ş. ve SEK
Süt Ürünleri A.Ş.’nin Kasım 1997’de, ÇİTOSAN ve TESTAŞ’ın
ise Temmuz 1999’da, tüzel kişilikleri Ticaret Sicil’den
silinmiş, sözkonusu şirketler EBK Et ve Balık Ürünleri A.Ş.
bünyesinde birleştirilerek tasfiye edilmiştir.
KARDEMİR
özelleştirmesiyle ilk defa yöre halkı, sanayici ve çalışanlara
bedelsiz devir suretiyle gider tasarrufuna yönelik bir uygulama
yapılmıştır. NETAŞ ve TOFAŞ’da bulunan kamu
hisseleri ilk defa uluslararası piyasalarda halka arz edilmiş,
böylece İMKB’nin yabancı borsalarla entegrasyonunun
sağlanmasında bir adım atılmıştır. 1990’lı yılların başında bir
çok şirketteki kamu hisseleri kısıtlı da olsa halka arz edilmiş,
hisse senedinin kurumsallaşması ve sermayenin tabana
yayılmasında bir başlangıç yapılmış, 1998 yılında da T. İŞ
BANKASI’ndaki kamu hisseleri ile 2000 yılında TÜPRAŞ
hisselerinin büyük bölümünün özelleştirilmesiyle yurtiçi ve
yurtdışı piyasalarda bugüne kadar yapılan en büyük halka arz
gerçekleştirilmiştir.
Yine 2000
yılı içerisinde POAŞ’ın % 51 oranındaki hissesinin blok
satış yöntemiyle özelleştirilmesi sonucunda bugüne kadar yapılan
en büyük özelleştirme uygulaması gerçekleştirilmiş, 2002 yılında
ise kalan kamu hisselerinin İMKB’de satışı sonucunda POAŞ’da
bulunan kamu hisselerinin tamamı özelleştirilmiştir.
B.
GERÇEKLEŞTİRİLEN UYGULAMALAR
Özelleştirme çalışmaları, 1984 yılında kamuya ait yarım
kalmış tesislerin tamamlanması veya yerine yeni bir tesis
kurulması amacı ile özel sektöre devri uygulamaları ile
başlamıştır.
1986 yılından
itibaren
hız kazanan ve tamamı kamuya ait veya kamu iştiraki olan
kuruluşlardaki kamu paylarının özelleştirme kapsamına alınması
yoluyla yürütülen program çerçevesinde, İdare tarafından bugüne
kadar 191 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış/devir
işlemi yapılmış ve bu kuruluşlardan 179’unda hiç kamu
payı kalmamıştır.
1985 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen özelleştirme
uygulamalarının toplam tutarı 6.7 milyar YTL (10.8 milyar $)
düzeyindedir.
Bir bölümü vadeli ve döviz cinsinden gerçekleştirilen bu
hisse senedi ve varlık satış işlemlerinden 31 Aralık 2004
itibariyle 4.5 milyar YTL (8.6 milyar $) net giriş sağlanmıştır.
Yıl bazında uygulama tutarı ile net giriş tutarı arasındaki
fark, vadeli işlemlere ilişkin taksit ödemelerinden
kaynaklanmaktadır.
Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlardan elde edilen 0.9
milyar YTL’lik (2.3 milyar $) temettü geliri ve 4.1 milyar
YTL’lik (3.4 milyar $) diğer kaynaklarla birlikte 1985 – 31
Aralık 2004 dönemi toplam kaynakları 9.5 milyar YTL (14.3
milyar $) düzeyine ulaşmaktadır
Aynı dönemde özelleştirme uygulamaları çerçevesinde 9.2
milyar YTL (13.9 milyar $) tutarında kullanım
gerçekleştirilmiştir. Özelleştirme uygulamalarına ilişkin
kullanımların % 98’lik bir bölümü, kapsamdaki kuruluşlara
sermaye iştiraki, kredi borçları ve personel ödemeleri,
özelleştirme bonoları ve Hazine’ye aktarmaya ilişkin ödenen
tutarlardır.
Özelleştirme uygulamaları sonucunda elde edilen kaynakların
kullanımı 3 ana başlık altında toplanmaktadır.
Bunlardan
ilki
özelleştirme kapsamındaki kuruluşlara yapılan ödemelerdir. 6.1
milyar $ düzeyinde ve toplam kaynakların %44’ünü kapsayan bu
tutar, kuruluşlara yapılan sermaye iştirakleri, verilen
krediler, çalışanlara yönelik iş kaybı ve özelleştirme sonrası
tazminatları ile emeklilik primi ödemeleri gibi kullanım
kalemlerinden oluşmaktadır.
İkinci büyük
kullanım
kalemini ise, aynı tarih itibariyle 3.6 milyar $ düzeyinde ve
toplam kullanımların % 26’sını kapsayan ve Hazineye ve Hazine
bünyesinde bulunan Kamu Ortaklığı Fonu’na yapılan aktarmalardan
oluşturmaktadır. Bu Fon’un kullanım alanı ise mevzuatla sadece
baraj, otoyol ve içme suları gibi altyapı tesislerinin
finansmanıyla sınırlandırılmıştır. 26 Mayıs 2000 tarihinde
yürürlüğe giren 4568 sayılı Kanun çerçevesinde, 2001 yılından
beri aktarma yapılmamıştır.
Üçüncü
kullanım kalemi ise,
özelleştirme uygulamaları için çıkarılan bono ve tahvil
ödemeleri gibi tutarlardan oluşmaktadır. Bu ödemelerin toplamı
da yine aynı dönemde 3.9 milyar $ düzeyinde olup, toplam
kullanımların %28’ini kapsamaktadır.
Yukarıda
belirtilen üç ana kullanım kalemi toplamı olan 13.6 milyar $
düzeyindeki tutar, toplam kullanımların % 98’ini kapsamakta ve
özelleştirme olgusu var olsa da, olmasa da, devletin bir şekilde
Hazinesinden yapmak zorunda olduğu tutarlardan oluşmaktadır.
|