Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

“Özlediğim Türkiye" 

Abdülkadir Aksu 

Ülkemizin önüne teknik hedefler ko­yarken demokratik düzene nüfuz etmiş du­rumda bulunan temel meselelerin de çözümü­ne öncelik vermeli, dünya demokrasileri için­de birinci lige çıkmayı amaç edinmeliyiz. 

Yarınlar, bugünler üzerine inşa edilirler. Ülkemizin, milletimizin bugün hiç de layık ol­madığı bir duaımla karşı karşıya olduğuna ina­nıyorum.

En büyük temennim, en öncelikli dile­ğim bizim karşılaştığımız bu çarpıklıklarla, ül­kemizi kendilerinden emanet olarak aldığımız çocuklarımızın, tonınlarımızın karşılaşmaması olacaktır. 

Çocuklarımız için hayalini kurduğum Türkiye'de, demokrasi çifte standartlardan kurtulmuş, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletin­dir" sözü yalnızca duvarlarda yazılı olarak kal­mayıp tam manasıyla hayata geçmiş, milletin sağduyusu, tercihi asıl belirleyici kıstas olmuş­tur.

Hayalini kurduğum Türkiye'de, ülkenin en yüksek mevkilerinde oturan siyasetçiler si­yasal ağırlık, sayısal ağırlığın önündedir diye bir soru işaretli zihniyet ortaya koymuyor, okul açılışı sırasında hedefimiz tek tip insana ulaş­maktır şeklinde konuşmuyor... 

Hayalini kurduğum Türkiye'de, bir siya­setçi, gazetecilere, sandıksız bir demokrasinin hayalini kurarak, okurken gözlerinize inana­mayacağınız şu sözleri sarfetmeyecek. "... Re­fah görmeli ki, oyunun kurallarını benimse­mezse, ne kadar oy alırsa alsın iktidar olamaz, tek başına iktidara gelebilecek oyu alsa bile ik­tidar olamaz". Eveı özlediğimiz Türkiye'nin si-yaselçileri, "iktidar için oy yetmez" mantığıyla hareket etmeyecek...

Geleceğin Türkiye'sinde, eilerine prog­ramları tutuşturulan, "buraya kadar iktidarsın" anlayışını içine sindirebilen, göstermelik ikti­darlar olmayacak. İçinden çıktığı milletiyle bü­tünleşen, ondan güç alan, çağı doğru okuyan hükümetler görev yapacaklar.

Gelecekte, demokratlıkları konumlarıy­la sınırlı olan insanlardan arınmış bir siyasetin hakim olacağını düşünüyonım...

Hayal ettiğim Türkiye'de bir bakan çıkıp da, "İşkence yapanlar, devletimizi dışarda zor durumda bıraktıkları için suç işliyorlar" şeklinde beyanatlar vermeyecek, işkenceyi, devleti dışarda zor durumda bıraktığı için de­ğil, bir insanlık suçu olarak görüp, kınayan in­sanlar bakan olacaklar. 

Hayalimdeki Türkiye'de, üstünlüğün hukukunun değil, hukukun üstün olacağına inanıyorum. Hukuk kurallarının A'dan Z'ye herkesi bağlayacağı günlerin de yakın olduğu­na inanıyorum. Hiç kimsenin durumdan vazife çıkarmak gibi garipliklerle hareket etmeyece­ğine inanıyorum. Hayalimdeki Türkiye'de, ay­dınlar, bu tür girişimler karşısında ellerini al­kışlamak, kalemlerini ise meşrulaştırmak için kullanmıyorlar. Bir partinin politikalarına karşı olmakla varlığına karşı olmak arasındaki ayrı­mı yapabilecek demokratik kültüre, demokra­tik zekaya sahip oluyorlar.

Öyle bir ülkenin hayaliyle yaşıyorum ki, herkes diğerini kendi konumunda kabul edi­yor, farklılıkları bir zenginlik olarak, ilerleme yolunda bir ivme olarak görüyor. Hiç kimse, kendi yaşam alanını, diğerinin aleyhine geniş­letme çabasına girmiyor,

Siyaset, demokrasi, hukuk ve etik, ayak oyunlarıyla, entrikalarla, fırsatçılıklarla tahrip edilmiyor.

Hayalini kurduğum Türkiye'de ülkenin siyasi partileri, ki buna en büyük, en çok oy al­mış siyasi parti de dahil olmak üzere, sudan bahanelerle, hukukun evrensel ve temel ilke­leri hiçe sayılarak kapatılmayacak, demokrasi özürlü olmayacak ve ülkemiz dünya karşısın­da itibar kaybına uğramayacaktır. 

Kendi vatandaşıyla uğraşan, mücadele eden bir zihniyetle global ufuklara yol alına­mayacağı açıktır.

O gün, evrensel esaslar kıstas alındığın­da üçüncü ligin gerektirdiklerini yapmak yeri­ne, birinci ligin gereklerini yapan yöneticilere sahip olacağız.

Eminim ki, gelecekteki Türkiye'de, hu­kuka aykırı yapılanmaları, garplaşmaları, ka­nunlardan vazife alarak ilgili makamlara ve ka­muoyuna açıklama görevini yerine getirdiği için, siyasi parti genel başkanları DGM'lerde yargılanmayacaklar.

Yasakların, tabuların, paranoyaların gölgesinde muasır medeniyet hedefine ulaşıla­mayacağının çok iyi anlaşıldığı bir Türkiye ha­yal ediyorum.

Demokrasiyi istemenin, demokrasiyi aramanın, temel hakların peşinde koşmanın vatandaşlar için bir lüks olarak görülmediği bir ülke hayal ediyorum...

Ülkemizin önünde açılan hacet kapıları­nı kapatacak ciddi hatalara artık bir son veril­mesini istiyorum.

Evet, büyük ve müreffeh bir Türkiye'nin hayaliyle yaşıyorum. Bu millete hizmet yolun­da bir ömür vermiş bir devlet ve millet adamı­nın şu sözleri ne kadar da anlamlıdır.

'Nesiller gelir, nesiller gider. Önemli olan bir neslin kendisinden sonraki nesillere neler bırakabildiğidir. Tarih ancak bu birikim­leri yazar. Büyük millet olmak da bu birikimle­ri nesilden nesile taşıyabilmekten geçer. İşte bu nedenle şunları asla unutmayalım. Büyük ülke şuurunu insanlarımızda yerleştirmeliyiz Büyük ülke olmanın, memleketin birlik ve be­raberliğinden geçtiğini insanlarımıza anlatma­lıyız, insanlarımızı, büyük hedeflere, fedakar­lık etmeden, çalışmadan, gayret sarfetmeden varılamayacağına inandırmalıyız. Ülkemizin büyük geleceğine ancak bu yollarla ulaşabili­riz. Ciddi hatalar yapmazsak 21. yüzyıl, bizim yüzyılımız olacaktır."

Bu düşüncelerle, biz de diyoruz ki;

Ne mutlu, ülkesi için, insanlan için he­yecanı ve hayali olan insanlara...

Ne mutlu, öyle insanlara, yöneticilere sahip olan toplumlara...

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005