Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Piyasa Ekonomisine Biyolojik Bir Yaklaşım: Biyonomik 

1. İsviçre Saati Analojisine Karşı Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi 

Yerleşik iktisat kuramlarının açıkladığı genel denge modeli ve tam rekabet piyasası, Newtoncuı klâsik tizık kavramlarına dayanmaktadır. Genel denge mo­deli ve tam rekabet piyasası denildiğinde akla gelen fayda-maliyet analizi temelli arz ve talep kanunlarına dayanan, statik ve kararlı dengeye sahip, mekanik ve kapalı bir sistemdir. Bu anlamda piyasa ekonomisi zamandan ve mekândan ba­ğımsız bir metafizik ve mekanik kurgudur; bir mahiyettir; bir ideadır; bir norm­dur; bir noumenadır; bir dogmadır; saf bir gerçekliktir; bir izmdir. bir inanç siste­midir; insandan ve her türlü canlılıktan bütünüyle arındırılmış kozmotik, kate­gorik ve formel bir yapıdır; objektif bilgi içeren kapalı, soyut, plânlanmış, deter-ministik, öngörülebilir, düzenlenmiş, yapay ve basit bir sistemdir; açıklanabilir bir nesnedir. Bu anlamda piyasa ekonomisi, şaşmaz düzenlilikle işleyen bir İsviç­re saatine benzemektedir: Kurulabilecek, bozulduğunda tamir edilebilecek, aksa­dığında ince ayar (fine tuning) yapılabilecek bir makinedir. 

Ders kitaplarına hâkim olan bu piyasa modelinin piyasanın yapısını ve işleyiş süreçlerini açıklama gücü ve piyasa ekonomisinin açıklanabilir ya da modellene-bilir bir nesne olup olmadığı, günümüzde giderek daha çok tartışılır olmuştur. Bu tartışmanın bir uzantısı olarak, piyasanın, klâsik fizik kavramları ile açıklanması yerine, evrimsel biyolojinin prensipleri ile anlaşılabileceğini (açıklanabileceğini değil) vurgulayan son yaklaşımlardan biri de Biyonomik (Bionomics)'tir. Michael Rotschild'in Bionomics: Economy As Ecosystem (1990) adlı öncü kitabında te­mel prensipleri ortaya konan ve hızla gelişen bir literatüre sahip olan Biyonomik yaklaşımı, sürekli değişen ve gelişen bilgi ve enformasyon teknolojilerindeki ge­lişmelerin gereksinim duyduğu bir piyasa yaklaşımını öne çıkarmaktadır. 

Biyonomik, yerleşik piyasa açıklamalarının temelinde yer alan ve klâsik fizik kavramlarına dayanan genel denge modelinin sınırlarının ötesine geçmekte, eko­nomi hakkında düşünmenin yeni bir yolunu sunmaktadır. Buna göre piyasa, şaş­maz düzenlilikle işleyen bir İsviçre saatine değil, tropik Amazon yağmur or­manları 'na benzemektedir. 

II. Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi ve Piyasa (Biyonomik Ekosistem) 

Amazon yağmur ormanları analojisine göre piyasa, biyonomik bir ekosistem-dir. Bir noumena olmak yerine bir fenomena'dır; metafizik olmak yerine fiziksel­dir; fizyolojik ve biyolojiktir; yapay değil; doğaldır, cansız olmak yerine yaşa­maktadır; soyut olmak yerine somuttur; formel olmak yerine enformeldir; kendili­ğinden işleyen bir süreçtir; planlanmamıştır; düzenlenmemiştir ve kurgulanma-mıştır; basit olmak yerine karmaşıktır, deterministik ve öngörülebilir olmak yeri­ne indeterministiktir ve öngörülemez, statik olmak yerine sürekli evrilmekte ve gelişmektedir.

Biyonomik yaklaşıma göre piyasa, bireylerin ve toplumların ekonomik yaşam­ları ile ilgili olarak zaman içinde denenmiş ve sınanmış uygulamalar ve kurumlar­dır. Doğası gereği desentralize, esnek, pratik ve değişkendir. Bir "merkez"inin olmaması piyasanın en önemli özelliğidir.

Biyonomik yaklaşıma göre piyasa ekonomisinin temel ilkesi bireysel özgür­lüktür. Bu tüketici olarak rakip mallar arasında seçim yapabilme; üretici olarak iş kurma, iş geliştirme, risk ve getirileri paylaşma; çalışan olarak da meslek ya da kariyer seçme, sendikaya üye olma ya da iş değiştirme özgürlüğüdür. Risk ve fır­sat özgürlüğüdür. 

III.  Ekonomik Karar Birimleri: Makineler Dışarı Organizmalar İçeri 

Amazon yağmur ormanlarındaki son derece çeşitli organizma popülasyonlarına benzer şekilde, piyasa da çok sayıda uzmanlaşmış organizasyonlar içerir. Her bir firma, her satıcı ve üretici, tıpkı kendi ekolojik alanında yaşamaya çalışan birey organizma gibi kendi piyasa alanında yaşamaya çalışmaktadır. Bu organizmalar, son derece karmaşık bir rekabet ve işbirliği ilişkileri ağı ile birbirlerine bağlıdır. Biyonomik ekosistemdeki karar birimlerinin davranışları yerleşik iktisat kuramla­rının piyasa ekonomisi modelinden son derece farklıdır. 

Yerleşik iktisat kuramlarının temelindeki ekonomik karar birimi tipolojisi, za­mandan (tarih) ve fiziksel mekândan, doğal ve sosyal çevreden, duyulardan ve duygulardan, deneyimlerden ve vicdandan arındırılmış, soyutlanmış, filtrelenmiş kurgusal ve tek boyutlu bir tipolojidir. Zihinsel yapısı bir hesap makinesi (mathe-sis), bir kompüter gibi işlemektedir. Faydacı etiğe uygun olarak karar almaktadır ve soyut kararlar eylemden öncedir. Etkin olan matematiksel akıldır; eylemler ise pasiftir ve sadece, matematiksel hesaplamaya, fayda-maliyet ya da kâr-zarar analizine göre alınan kararlara bağlıdır. 

Tropik Amazon yağmur ormanlarındaki karar birimleri ise zamana (tarihe) ve fiziksel mekâna bağlı, doğal ve sosyal çevreye bağımlı, bir anlamda "suyun boğup ateşin yaktığı" biyolojik ve sosyal varlık olarak sıradan (ordinary) bireyin fiziksel varlığıyla, vücuduyla, aklıyla, duyularıyla, duygularıyla ve sezgileriyle, vicdanıy-la, deneyimleriyle ve eylemleriyle ilgilidir. 

Piyasanın içsel dinamiğini, organizmaların, bireylerin ve şirketlerin tarihsel koşullara, sosyal ve doğal çevreye, duygularına, sezgilerine ve duyularına bağlı olarak gerçekleştirdikleri somut eylemler oluşturur. Eylem, yaşayan enerjinin yö­nüdür; bütünüyle aktif ve dışadönüktür. Her eylem belirli düzeyde bir risk ve fır­sat içerir. Bu nedenle piyasada faaliyet gösteren her birey çok çalışma, dikkatli harcama, tasarruf ve yatırım yapma gibi güçlü ekonomik güdülerle yüz yüzedir. Her firma da kaliteli üretim yapma, ürününü piyasa fiyatından satma, işçisine pi­yasa ücreti ödeme ve müşterisine de nazik davranma durumundadır. Eylemlerin yönü, saf matematiksel hesaplamadan çok risk ve fırsatla ilgili deneyimlere, du­yulara, duygulara ve sezgilere, piyasa içinde oluşan bilgi ve enformasyonun (fiyat sinyallerinin) yapısına ve içeriğine göre belirlenir. 

IV. Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi ve Bilgi  Sorunu 

Tropik Amazon yağmur ormanları analojisine göre piyasalar saf, kesin ve ob­jektif bir bilgi içermez. Yüksek düzeyde bir tarihsellik içeren, zaman ve mekân içinde sürekli olarak değişebilen ve farklılaşabilen "olası, rölatif, enformel ye süb­jektif bir bilgi içerir.

Bilgi algılamasının, deneyimlerin ve enformasyonun değişmesine ve farklılaş­masına bağlı olarak yaşayan enerjinin yönü, yani piyasa içindeki organizmaların, bireylerin ve şirketlerin eylemleri; bu eylemlere bağlı olarak da piyasa aktivitesi, öngörülmesi imkânsız ve sürekli bir değişim ve farklılaşma sergiler; evrilir ve gelişir. 

V. Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi ve Piyasanın (Biyonomik Ekosistemin) Evrilmesi

Biyonomik ekosistemde şirketlerin evrilmesi ve gelişimi öncelikle sahip olu­nan enformasyona bağlıdır. Genetik enformasyona dayanan ekosistem ile teknik enformasyondan türeyen ekonomi arasında paralel bir ilişki söz konusudur:

Doğada evrim, DNA molekülündeki enformasyonun kaydedildiği genetik kod mutasyona ve doğal seleksiyona uğradığında meydana gelmektedir. Biyonomik ekosistem içinde de kitaplarda, veri setlerinde, teknik manüellerde, kaynak kodla­rında ve kopyalarda kayıtlı olan teknik enformasyon, icatlar ve piyasa rekabeti tarafından uyarılmaktadır. 

Her organizma gibi şirketler de enformasyonun gelişmesine bağlı olarak za­man içerisinde daha karmaşık, uzmanlaşmış ve etkin bir "hal"e gelecektir. Tek­nolojik evrim sürekli olarak yeni teknolojiler oluşturacaktır. Biyonomik ekosis-temlerin evrilip gelişmesine en tipik örnek internettir. Internet, öngörülemeyen yollarla evrilen ve dönüşen bir canlı obje olarak görülmektedir. Yüksek tekno­lojinin ve internetin evrilmesi ve değişmesi ile biyonomik sistem de öngörüle-meyecek yönde evrilecek ve değişecektir. 

Biyonomik ekosistemdeki (piyasadaki) bu evrim ve gelişmenin, değişim ve farklılaşmanın, zorunlu olarak yöneldiği belirli ve nihaî bir amaç yoktur. Piyasa için, sonuç yönelimli Faydacı Etik'in öngördüğü anlamda doğrusal, deterministik ve nihaî bir amaç fonksiyonu ve bu amaç fonksiyonu ile ilgili kesin bir genel denge durumu tanımlamak imkânsızdır. Canlı organizmaların zamandan ve mekâ­ndan bağımsız, doğrusal ve deterministik bir amaç fonksiyonuna sahip olmama­sı; biyolojik, karmaşık, kaotik ve katastrofık özellikler sergilemesi, ekonomik aktivitenin nesneleştirilmesini, nesnel bir piyasa açıklamasını imkânsızlaştırmak-tadır. Çünkü canlı biyolojik organizmalar, belirli sınırlamalar altında statik ve soyut metafizik bir denge durumuna ulaşmaya çalışmaz. 

Statik ve soyut-metafizik denge durumunu sistemin her tür canlılıktan arın-dın ması ve zamanın durması yani bir tür "ölüm hali" olarak kabul edersek, piyasadaki organizmaların amacı "ölmek" olamaz. Her canlı organizmanın amacı yaşamak, sürekli yeni açılımlar bularak, sürekli yeni yollar oluşturarak yaşamı sürdürmek ve geliştirmektir. Bu anlamda yaşam, kendini nesneleştiren her tür düşünsel kurgunun ve bilimsel açıklamanın üzerindedir. Yaşam, hiçbir doktri­nin, sistemin, rejimin, ideolojinin ya da bilimsel modelin açıklama kalıbına sığ-dırılamayacak derecede karmaşık bir süreçtir; doğrusal değildir; kaotiktir ve dengesizlikler içerir.

Dolayısıyla, biyonomik yaklaşım çerçevesinde zamandan ve mekandan ba­ğımsız, evrensel ve indirgenmiş, kesin neden sonuç ilişkilerine dayanan, soyut, mekanik, kozmotik ve kapalı bir bir piyasa dogması türetilemeyecektir. 

VI. Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi ve Rekabet 

Statik bir dengeye karşı yaşamı vurgulayan biyonomik'e göre rekabet, sadece kâr maksimizasyonu amacına yönelik olmayacaktır. Asıl hedef organizmanın-organizasyonun yaşaması, yaşama gücünü artırması ve yaşama alanını genişletme­sidir. Kâr artışı bunu izleyecektir. 

Yaşama gücünün artırılması, belirli ve statik bir duruşun her koşul altında sür­dürülmesinden değil, gelen enformasyon doğrultusunda değişen koşullara sürekli olarak uyum gösterebilme esnekliğinin geliştirilmesinden ve deneyimlerden ge­çer. Bu süreçte deneyimler ile eylemler arasında çift yönlü bir etkileşim vardır: Eylemler deneyimleri, deneyimler de eylemleri geliştirir. Bu süreç, "yaparak öğ­renme" sürecine benzetilebilir. 

VII.  Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi'nin Politika Sonuçları 

Ekonominin, klâsik fizik ilkeleri doğrultusunda İsviçre saati gibi işleyen me­kanik ve öngörülebilir bir sistem olduğuna inanılması, mantıksal olarak dışsal bir gücün ya da otoritenin bu makineyi plânlayabileceğim, denetleyebileceğini, ma-nipule edebileceğini, ince ayar yapabileceğini ya da onarabileceğini varsayarak kumanda ve kontrol ekonomisine yol açmaktadır. 

Ekonominin yağmur ormanlarına benzetilmesiyle. ise ekolojik bir duyarlılık gelişecek; biyonomik ekosisteme zarar vermekten kaçınılması ekonomi politika­larının temel ilkesi olacaktır. Bu durumda yağmur ormanlarındaki organizmaları düzene sokmak için bir mühendisler ordusu gönderilemeyeceği gibi, yüksek tek­nolojili ekonomiyi düzene sokmak için de bir endüstriyel politika kullanılamaya­caktır. Ekonomi, dünyadaki en karmaşık şey olan tropik yağmur ormanları gibi kimse tarafından düzenlenmeksizin kendi kendine işleyecektir. Dışsal bir müda­halede bulunulması ise çok sayıda yaşam formunun yok olmasına yol açacaktır.

Biyonomik yaklaşıma göre piyasa ve rekabet üzerindeki her tür yapay sınırla­ma kaldırılmalıdır. Çünkü rekabetin asıl hedefi, yaşama gücünün ve yaşama alanı­nın geliştirilmesidir. Yaşanan deneyimler, eylemler ve enformasyon, değişen ko­şullara uyum gösterme yeteneği ve esneklik yaşama gücünün gelişmesi için ge­rekli temel koşullar olduğuna göre, bunlar üzerindeki her tür yapay ve kurgusal sınırlamanın kaldırılması yaşama gücünün gelişmesinde son derece önemlidir. Bu anlamda serbest piyasa ekonomisi, biyonomik yaklaşıma göre yaşamın sürdürül­mesi açısından en az cinsellik kadar önemli bir yer tutmaktadır. Piyasa yoksa ya­şam da olamayacak ve gelişemeyecektir. Piyasaya yönelik her müdahale yaşamı da tehdit edecektir. 

Öyleyse piyasaya, dolayısıyla yaşama, yaşama gücünün temeli olan bedensel ve sözsel eyleme, deneyimin temeli olan deneme ve yanılma süreçlerine soyut, metafizik ve dışsal bir amaç doğrultusunda müdahalede bulunmanın "yaşayabilir­lik" ilkesi açısından hiçbir dayanağı ve meşruiyeti yoktur. 

VIII.   Tropik Amazon Yağmur Ormanları Analojisi ve Hükümetin Rolü 

Bununla birlikte biyonomik yaklaşım hükümetin rolünü bütünüyle yadsımaz. Ancak hükümet sübvansiyonlar, vergiler, düzenlemeler aracılığıyla ekonomiyi tahrif etmek yerine, riskleri ve getirileri dengeleyerek kendiliğinden teknik evrimi ve ekonomik büyümeyi yeşertecek istikrarlı bir politik iklim yaratarak piyasanın ya­şamı oluşturma ve geliştirme gücüne katkıda bulunabilecektir. Hükümetin işi, pi­yasanın yerini almak değil, piyasanın işleyişini iyileştirmektir. 

Piyasanın işleyişinin iyileştirilmesi öncelikle mülkiyet hakkının ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasının güvence altına alınmasına bağlıdır. Ulusal ya da yabancı girişimciler, kendi eylemlerinin, girişimlerinin ekonomik belirsizliklerini karşılamaya her zaman razıdır, ancak girişimin yasallığı ile ilgili politik ya da yasal belirsizlikleri kabullenmeyeceklerdir. 

Politik ve yasal belirsizliklerin önlenebilmesi için mülkiyet hakları yasal ola­rak açıkça tanımlanmalı, vatandaşlara da yabancılara da eşit olarak uygulanmalı­dır. Bireyler ve şirketler, ancak mülkiyet hakkı devletin kamulaştırma tehdidinden ya da politik çıkarların istismarından özgür olduğunda, devletin adalet sisteminin anlaşmazlıkları adil ve tutarlı biçimde çözeceğine güvendiklerinde yeni ve ek işle­re yatırımda bulunarak paralarını riske atmayı tercih edebileceklerdir. 

Kaynak: Doç. Dr. Enver Alper Güvel, Çukurova Üniversitesi,

 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005