Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sancak ve Sancak'taki Siyasi Mücadele 

Dr. Süleyman Uglanin 

Sancak Vilâyeti, sabık Yugovlasya top­rakları üzerinde, Bosna-Hersek, Kosova, Sır­bistan ve Karadağ arasında bulunmaktadır. Sancak toprakları 8687 kilometre kare olup fi­zik olarak da, Sırbistan'ı ve Karadağ'ı enine ve boyuna ayırmaktadır. Sancak, Osmanlı döne­minden önce de, Osmanlı dönemi boyunca da Bosna-Hersek'in kapsamı içinde yaşamış ve Osmanlı dönemi boyunca 1912 yılma kadar kendisine has bir özerkliğe sahip olmuştur. Bugün, Sancak'ta 350.000 Müslüman ve 100.000 kadar Hıristiyan yaşamaktadır. Müslü­manlar, Sancak'ta daima nüfusun ezici çoğun­luğunu oluşturagelmiştir. Sancak'ın uluslara­rası sınırları ilk defa uluslararası Berlin Kon­gresinde 1878 yılında resmen tayin edilmiştir. 

Rusya'nın Sırbistan ve Karadağ üzerin­den Adriyatik denizine çıkma arzusu yüzün­den, Rusya daha ondokuzuncu yüzyıldan beri Sırbistan'ı ve Karadağ'ı Sancak Müslümanları üzerinde soykırım düzenlemek üzere teşvik etmiştir. Bu yüzden Sancak Müslümanları, canlarını kurtarmak üzere kitle halinde Türki­ye'ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Böyle­sine önemli bir stratejik konum yüzünden, Sancak Müslümanları günümüzde de Sırp ve Karadağ devletlerinin terörüne ve etnik arın­dırmasına maruz kalmaktadırlar. Günümüzde Sancak Müslümanları, Milli Müslüman Meclisi 

(SMMM) aracılığı ile çok iyi teşkilâtlanmış, tüm milli kurumlarını kurmuş ve konuyu uluslara­rası siyaset sahnesine taşımış bulunuyorlar. Bunlara rağmen, uluslararası camia, Sancak'ta­ki etnik arındırmayı önlemek üzere elle tutu­lur herhangi bir tedbir almamıştır. "Büyük Sırbistan"ı gerçekleştirmek uğrunda oluşturul­muş olan "Sırp Milli Programı"na göre "Bosna-Hersek'in Müslüman ve Hırvatlar'dan, Sancak' in Müslümanlardan ve Kosova'nın Arnavutlar' dan etnik olarak arındınlması; bu toprakların Sırp olmayan milletlerden ve tüm azınlıklar­dan arındırılması" gerekmektedir. Sırp Bilimler ve Sanatlar Akademisi'nin (SANLI) 1986 yılın­da yayınlanmış olan Memorandum'unda "Bu hedefe ulaşmak için zulüm, kabul edilebilir bir yöntemdir" denmektedir. Sırplar, hedeflerine ulaşabilmek için 150 yıldan beri Bosna-Her­sek, Sancak ve Kosova'da klâsik etnik arındır­mayı aşamalar halinde yürütmektedirler. 

Berlin Kongresi'nden önce Sancak 12.000 kilometre karelik bir alana sahip idi ve Müslüman halk mutlak çoğunluğu teşkil edi­yordu. Bunun belgeleri Türkiye ve Avusturya arşivlerinde bulunabilir. 

Bugün, Sancak Müslümanları, Milli Meclis aracılığı ile siyasi teşkilâtlanmalarını gerçekleştirmiş ve bu kurum aracılığı ile ata­larının topraklarında yaşamak üzere mücadele etmeye ve göç etmemeye karar vermiş bulu­nuyorlar. Sancak'ın içinde bulunduğu şartlar bugün çok ağırdır. Fakat, halkın artık bir teşki­lâtı vardır ve bu teşkilât Sancak'ta kalmak ve geleceği güvenceye almak üzere bir program oluşturmuştur. Halkın, her türlü güçlüklere da­yanmak üzere bundan sonra bir sebebi ve umudu vardır. 

Müslüman Milli Meclisi, 25-27 Kasım 1991 tarihlerinde Sancak'ın siyasi ve fiziki özerkliği için referandum tertiplemiş ve halkın Slovenya, Hırvatistan ve Bosna-Hersek'teki sa­vaşlar için Sırp ordusuna katılımına mani ol­muştur. SMMM, 1992 yılında 754 üniversite öğrencisinin Türkiye'de burslu olarak kabul edilmesini sağlamış ve bu çocukların Türkiye tarafından kendi evlâtları gibi kabul edilmiş ol­duğunu görmekten çok memnun olmuş, baş­ka ülkelere de öğrenci göndermiştir. 

SMMM, halkı toplayan birçok kurumu resmi olarak oluşturmuş olmasına rağmen, Sırp ve Karadağ yönetiminin Müslümanlar'a karşı uygulamakta olduğu baskılar yüzünden bu kurumlar âdeta kaçak olarak çalışmak zo­runda kalmaktadırlar. Öte yandan, Bosna'daki şartlar ve kuşatma yüzünden Dünya, Sancak'-taki durumu anlamamaktadır. Herşeye rağ­men, Sancak halkı dayanacak ve yerinde kala­caktır. SMMM uluslararası siyaset sahnesinde çalışmakta ve sabık Yugoslavya ile ilgili ulus­lararası konferanslarda yer almakta, Sancak meselesinin hakça çözümü için, mutlu ve hür bir gelecek için uluslararası garantiler istemek­tedir. Bu amaçla, SMMM, A.B.D., Türkiye, İsviçre, Almanya ve Bosna'da iletişim merkez­leri kurmuştur. 

SMMM, 1992 yılından itibaren Bosna' dan Sancak'a sığınmış bulunan binlerce Müs­lüman göçmenin ve 1993-1994 yılllarında hap­sedilmiş, kaçırılmış, ve öldürülmüş Müslüman önderlere ait ailelerinin bakımını sürdürmek­tedir. SMMM, Sırp-Karadağ ordusunun 1992-1993 yıllarında Priboy ve Plevle bölgelerinden sürmüş olduğu Müslümanlar'ın evlerine dön­meleri için gerekli şartlan ve imkânlan oluş­turmağa gayret etmektedir. 

Sosyalist Federe Yugoslavya Cumhuri-yeti'nin (SFYC) dağılmasından sonra, Sancak meselesi halâ belirsizliğini korumakta ve sabık Yugoslavya ile ilgili Cenevre Konferansı'nda konu olmaktadır. Bu uğurda, sözkonusu kon­feransta    özel    bir    kurul    oluşturulmuştur. 

SMMM, bu konferanstan, Sancak'ın ve Sancak Müslümanlarının konumunun belirlenmesini talep etmektedir. Sancak Müslümanları, SFYC nin 1974 anayasasına göre bir anayasal halktır. Halbuki, Sırbistan ve Karadağ, 27.04.1992 yı­lındaki değişiklikle Sancak Müslümanları'nın anayasal haklarını ortadan kaldırmıştır. Bu ko­nuların barış konferansında çözümlenmesi ge­rekmektedir. 

Sancak meselesinin uluslararası siyaset alanında ele alınıp çözümlenmesini önlemek için, Sırp-Karadağ yönetimleri, Sancak Müslü­manları'nın meşru temsilcilerini yasa dışı ilân etmeğe ve böylece barış görüşmelerinde San­cak Müslümanları'nın temsiline mani olmağa teşebbüs etmişlerdir. Bu amaçla da 14.09.1993 tarihinde, kendisinin Cenevre'de bulunduğu bir sırada, SMMM başkanı hakkında tutuklama emri çıkarmışlar ve bunu müteakip daha önce Cenevre'de Sancak Müslümanları'nı temsil et­miş olan Karadağ SDA başkanı Harun Haciç'i tutuklamışlardır. Bundan sonra da, Sayın Ha­run Haciç, 28.12.1994 tarihinde, herhangi bir mesnede dayanmaksızın, 7 yıl hapse mahkum edilmiştir. Sancak SDA önderlerinin kalanı da iki ila altı yıl arasındaki sürelerle hapse mah­kum edilmiştir. Sırp-Karadağ yönetimi bu yön­temle, kendi hakları için olan mücadelelerini durdurmak için Sancak Müslümanları'nı yıldır­mayı denemiştir. Buna rağmen, Sancak halkı 14.02.1995 tarihinde, Sancak vatandaşları için af girişimi'ni düzenlenmişlerdir. Bununla, SMMM başkanının Sancak'a serbestçe dönme­si, tutuklanmış önderlerin hapisten çıkarılması ve Sancak meselesinin çözümü için bir diya­logun başlatılması istenmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005