Sendikaların Faaliyetleri
Sendikalar önceki bölümde dört başlık altında incelenen amaçlarını
gerçekleştirmek için çeşitli faaliyetlerde
bulunurlar.
(1) Toplu Pazarlık ve Grevler
(2) İşgücü Arzını Kısıtlayıcı Faaliyetler
(3) İşgücü Talebini Arttırıcı Faaliyetler
(4) İşgücü Talebini Daha Az Esnek Hale Getirici Faaliyetler
(5) Kısıtlayıcı Çalışma Kuralları (Featherbedding) olmak üzere beş
başlık altında incelenecektir.
Bu faaliyetlerden "Toplu Pazarlık ve Grevler" sendikal faaliyetler
içinde en önemlisi olmasının yanısıra yukarıda
sıralanan faaliyetler içinde ülkemizde görülen tek
sendikal faaliyet türü olmaktadır. Bu bakımdan bu
bölümde sendikaların faaliyetleri ile ilgili
açıklamaların ağırlığını toplu pazarlık ve grev
faaliyetleri oluşturacak, ülkemiz sendikalığında
görülmemekle birlikte, diğer faaliyetlere de teorik
çerçeveyi tamamlamak açısından kısaca
değinilecektir.
Sendikaların Toplu Pazarlık ve Grev Faliyetleri
Toplu pazarlık süreci ile ilgili bir analiz tarafların davranışları
ile ilgili beş temel özelliği belirtmelidir. Bu
özellikler şunlardır:
(1) Sendikanın tercih ettiği sonuç
(2) Müzakereler esnasında sendika ücret taleplerinin dinamiği
(3) İşverenin tercih ettiği sonuç
(4) Müzakereler esnasında işverenin ücret tekliflerinin dinamiği
(5) Müzakerelere üçüncü tarafın katılması ile ilgili ayrıntılar
Bu faktörler grev olup olmayacağını ve olduğu takdirde bunun ne
kadar süreceğini belirlemektedir1. Bu
başlık altında öncelikle ilk dört maddenin ifade
ettiği işçi ve işveren temsilcilerinin üçüncü bir
tarafın müdahalesi olmaksızın toplu iş görüşmelerini
nasıl yürüttükleri ve bu durumda grevlerin nasıl
sona erdirildiğini inceleyen modeller analiz
edilecektir. Serbest Toplu Pazarlık Modellerine
ilişkin bu açıklamalardan sonra pazarlık sürecine
üçüncü bir tarafın (aracının veya hakemin) katılması
ile anlaşmazlığın nasıl sona erdirileceği
tartışılacaktır.
SERBEST TOPLU PAZARLIK MODELLERİ
Toplu pazarlık sendikaların üyeleri için ücret artışı
sağlamalarının tek, parasal olmayan çalışma şartları
ile ilgili kazançlar sağlamalarının ise başlıca
yoludur. Toplu pazarlıkta sendika pazarlık gücünün
önemli bir kaynağı grev silahıdır2.
Sendikanın işgücünü çekerek işverene maliyet
yükleyebilme yeteneği ve işverenin greve karşı
direnerek işçileri maliyet yüklenmeye zorlaması
tarafların pazarlık gücünü ve nihai anlaşmayı
belirleyen en önemli unsurdur. İktisatçılar
genellikle sendika-işveren görüşmelerini nihai
çözümün belirsiz olduğu iki yanlı monopol (bileteral
monopoly) durumunu esas alarak incelerler. Buna göre
sendikanın en düşük kabul edilebilir teklifi
işverenin maksimum kabul edilebilir teklifinden
küçük ise tarafların greve gitmeden anlaşmayı tercih
edebilecekleri bir anlaşma bölgesi söz konusudur3.
Ancak anlaşma bölgesinin olması gerekli olmakla
birlikte bir anlaşmanın gerçekleşebilmesi için
yeterli değildir. Anlaşma bölgesi mevcut olsa dahi
eksik veya asimetrik bilgi yanlış hesaplama gibi
unsurlar müzakere hatalarına ve grevlere neden
olabilmektedir.
Bu başlık alanda arabuluculuk ve hakemlik kurumlarının olmadığı
durumda toplu pazarlık sürecinin nasıl işlediğini ve
grevlerin neden meydana geldiğini açıklayan üç model
üzerinde durulacaktır4. Bunlardan
birincisi grevlerin tarafların müzakere hataları
sonucunda meydana geldiğini ileri süren Pareto
Optimal Hata Modelleri (Pareto Optimal Accident
Models) dir. İkinci olarak Kaufman tarafından
formüle edilen ve taraflar arasındaki stratejik
etkileşimin pazarlık modellerinin merkezini
oluşturması gerektiğini savunan Karşılıklı
Etkileşim Pazarlık Modeli (Interactive Bargaining
Model) incelenecektir. Son olarak Ashenfeller
ve Johnson'un Politik Modeli analiz edilecek,
toplu pazarlıkla ilgili sosyolojik ve kurumsal
modellere değinilmeyecektir.
UYUŞMAZLIKLARIN ARABULUCU VEYA HAKEM KARARI İLE
ÇÖZÜLMESİ
Toplu pazarlık ve grevlerle ilgili olarak buraya kadar yapılan
açıklamalar müzakerelere işçi ve işveren
taraflarının katıldığı serbest toplu pazarlık
sürecini açıklamaya yönelik olmuştu. Bu başlık
altında pazarlığa bir arabulucu veya hakemin dahil
olması durumunda pazarlık sonucunun nasıl oluşacağı
ve arabuluculuk-hakemlik sistemlerinin
özelliklerinin neler olduğu incelenecektir.
İş Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
îş uyuşmazlıklarında arabuluculuk karşılıklı olarak kabul
edilebilir bir sonuç üzerinde anlaşma sağlamak üzere
alternatif çözümler oluşturmak, taraflar arasındaki
görüş farklılıklannın nedenleri ve boyutlarının
belirlenmesine yardımcı olmak amacıyla müzakerelere
üçüncü bir tarafın katılımını öngören bir
stratejidir14. Tanımdan da anlaşılacağı
gibi arabuluculuk müessesesinde karar alma ve sonuca
ulaşma konusunda sorumluluk sendika ve işveren
aittir. Arabulucu burada taraflar arasında diyalogun
devamını sağlayan bir araçtır. Bir başka deyişle,
arabulucu kendisi gerçek karar alma sürecine
katılmadan tarafları anlaşmaya yöneltmeyi amaçlayan
bir katalizördür.
Genelde toplu pazarlık süreci ve uyuşmazlık çözümleme teknikleri
hakkında bilgi sahibi olan iyi eğitilmiş
profesyoneller olan arabulucular anlaşmazlıklann
çözümünde önemli fonksiyonlara sahiptirler. Bu
fonksiyonlara başında pazarlık stratejisinin bir
unsuru olan toplantı tarihinin belirlenmesi
gelmektedir. Arabulucunun bu fonksiyonu genelde bir
zayıflık işareti olarak algılanan görüşme talep
etmekten taraflan kurtarmış olur.
Bunun dışında arabulucu taraflarla ayn ayn görüşerek taraflara
pazarlık durumlannı kısıtlayan unsurlan belirler,
elde ettiği bilgileri aktararak tarafların
birbirlerinin taviz vermeyecekleri hususlar hakkında
bilgi sahibi olmalannı sağlar ve taraflara
pozisyonları hakkındaki belirsizlikleri azaltır.
Arabulucu bu surette grevlerin meydana gelmesini
önleyebileceği gibi, meydana gelen grevlerin kısa
sürmesinde önemli bir unsur olabilmektedir.
Arabulucu aynı zamanda uyuşmazlıkların çözümündeki uzmanlığı ile
tarafların göremeyebilecekleri çözüm yollarını
görebilir, tarafların öncelik sıralarını
belirlemelerinde yardımcı olabilir, görüşmelere
dahil olabilecek kadar önemli olmayan hususların
görüşme kapması dışında tutulması hususunda
tarafları etkileyebilir ve yönlendirebilir.
Arabulucu önerilerini taraflara kabul ettirmek
hususunda bir otoriteye sahip bulunmasada taraflar
bu önerileri çoğu zaman müzakerelere devam etmek
konusunda bir temel olarak kullanırlar.
İş Uyuşmazlıklarında Hakemlik
Toplu iş görüşmelerine üçüncü tarafın katılmasının bir başka türü
de Hakemliktir. Hakemlik sistemine göre görüşmelere
kanlan üçüncü taraf anlaşmazlığın her iki tarafını
da dinler ve karar verir. Arabuluculuğun aksine
hakemlik müessesesinde taraflar seçme hakkına sahip
olmayıp hakemin kararını kabul etmek ve uygulamak
zorundadırlar. Hakemlik sisteminin başarılı olması
hakemin veya hakem kurulu üyelerinin tarafsız, zeki
ve adil olmaları, gerçekleri çabuk biçimde
algılayarak hızlı bir biçimde karar verebilmelerine
bağlıdır. Bu sistemin pozitif etkisi greve
gidilmeksizin anlaşmazlıkları çözmesidir. Buna
karşılık sistemin tarafların pazarlık yapma
motivasyonu üzerinde olumsuz etkisi olduğu
söylenebilir. Tarafların kendi durumlarını daha iyi
bilecekleri gerçeği gözönüne alındığında
anlaşmazlığın taraflar arasında çözülmesi şüphesiz
daha iyi olacaktır. Bu olumsuz etkilerinden dolayı
sendikalann zorunlu hakem sistemine pek sıcak
baktıkları söylenemez. Sendikalann bu konuda başta
gelen itirazlan bu yöntemin, karşılığında önemli bir
güvence vermeksizin, sendikalann başlıca silahı olan
"grev yapma hakkı"nı ellerinden aldığıdır.
Sendikalar işvereni lokavt yapmaktan alıkoymanın
greve karşılık önemsiz olduğunu ve işverenin bu
durumda bile işçilerin etkin bir protestosu ile
karşılaşmadan işyerini tamamen kapatmak, çalışma
şartlarını değiştirmek vb. konularda hala etkinliği
olduğunu ileri sürerler.
Endüstriyel barışı devam ettirmek konusunda kamunun isteğinin
yerinde olduğu ve uyuşmazlıkların, en azından temel
iş kollarında ve olağanüstü durumlarda, bir lüks
olduğu görüşü esas alındığında zorunlu hakemlik
sistemine başvurmak tek çözüm olarak gözükmektedir.
Ancak bu durumda devletin tatmin edici ücret ve
makul çalışma saatleri gibi hususlara yapacağı
müdahaleler ile özellikle işverenin pazarlık gücü
sendikanın pazarlık gücüne yakın olacak şekilde
düşürülmelidir.
|