Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sosyal Demokrasiye Yeni Yorum Gereklidir 

Avrupa'nın gelişmiş toplumlarında sosyal demokrasi uygu­lamasına sermaye sınıfı karar vermiştir. Bunun nedeni, hem sis­temi rahatlatarak, kurtarmak, hem de bizzat sermaye üzerindeki yükü topluma yaymaktır. Batı sermayesi, bu tarihi kararını alır­ken çok dikkatli davranmış ve tüketim yönlü sosyal demokrasi modeli oluşturmuştur. İşte "Refah Devleti", özünde böyle bir çözümlemelidir. Batı sermayesi, ufak bir bedel ödeyerek, hatta maliyetinin bir bölümünü çevre ekonomilere yayarak, sistemi kurtarmıştır. Ama aynı zamanda Batı sermayesi, bu kararını verirken, karar hakkını kendinde tutmayı da unutmamıştır; üre­tim araçları mülkiyetini değil, tüketim olanaklarını toplumla paylaşma yoluna gitmiştir.

Sosyal demokrasi, özünde toplumsal kararlara eşit düzeyde katılarak, toplumsal kaynakların hakça ve en etkin biçimde kul­lanılması şeklinde yorumlandığında, tüketim yönlü sosyal de­mokrasi modelinden uzaklaşmanın gereği ortaya çıkmaktadır. Zira, sosyal demokrasinin evrensel yorumuna gidildiğinde dahi görülmektedir ki, tüm evrensel "iyi dilekler" ancak kaynaklara ortak biçimde sahip olmakla gerçekleştirilebilir. 1940'lardan beri Batı'da uygulana gelmiş olan sosyal demokrasi önlemleri, bir yandan karşıt blokun tehditleri, diğer yandan da kapitalist blokun rahat döneminde maliyetleri karşılayabilmesi ile olası hale gele­bilmiştir. Tüm bu dönemlerde söz hakkı, ağırlıklı olarak serma­yede olmuştur. Sermaye, bu söz hakkına dayanarak, topluma demokrasiyi kendi çıkan doğrultusunda benimsenmiştir. Yine sermaye, bu söz hakkına dayanarak 1980"lerde bir yandan sol rejimler bunalıma girdiğinde, diğer yandan da kârlar sıkıştığında, kendinde saklı tuttuğu karar yetkisini kullanmış ve giyotinin ipini kesmiştir. 

Ekonomide karar ve söz hakkı, uzun-erimde, ekonomik olarak güçlüdedir. Bu nedenle, kararların demokratik olabilmesi, eko­nomik gücün demokratik dağılımı ile olasıdır. Ekonomik güç ise, üretim araçları mülkiyetinden geçmektedir. 

Günümüzde, hele de kalkınmakta olan bir ülkede, tüketim yönlü sosyal demokrat modeli, doğal olarak, fazla geçerli ola­maz. Ama tek sosyal demokrasi modeli de bu değildir. Bugün, özellikle gelişmekte olan ülkeler, üretim yönlü sosyal demokrasi modeline gereksinim duymaktadırlar. Bunun önkoşulu ise, üretim kaynaklarının toplumda yaygın ve demokratik bir mülkiyet mo­deli çerçevesinde gerçekleşmesidir. Böyle bir model, sadece sos­yal adalet değil, fakat etkin kaynak kullanımı açısından da ge­reklidir. Aksi takdirde, değil "sosyal demokrasi", "demokrasi" bile tehlikeye girmiş olur. 

İşte bu nedenle, özelleştirme, anti-tröst yasalar, vergi ya­saları, kamu harcamalarının bileşimi, kredi kurumları, sendikala­rın yönlendirilmesi vb. gibi siyasal ve ekonomik karar çerçeveleri günümüz sosyal demokratları açısından fevkalâde önemlidir. Yine aynı. nedenle, bu çerçeveler sağ partiler için de fevkalâde önemlidir. Bir koalisyon içinde iki taraf için de "fevkalâde önem­li" konularda anlaşma sağlamak uğruna "pragmatik" olmaya kimsenin hakkı yoktur. 

Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005