|
Sosyal Demokrasiye Yeni Yorum Gereklidir
Avrupa'nın gelişmiş toplumlarında
sosyal demokrasi uygulamasına sermaye sınıfı karar
vermiştir. Bunun nedeni, hem sistemi rahatlatarak,
kurtarmak, hem de bizzat sermaye üzerindeki yükü
topluma yaymaktır. Batı sermayesi, bu tarihi
kararını alırken çok dikkatli davranmış ve tüketim
yönlü sosyal demokrasi modeli oluşturmuştur. İşte
"Refah Devleti", özünde böyle bir çözümlemelidir.
Batı sermayesi, ufak bir bedel ödeyerek, hatta
maliyetinin bir bölümünü çevre ekonomilere yayarak,
sistemi kurtarmıştır. Ama aynı zamanda Batı
sermayesi, bu kararını verirken, karar hakkını
kendinde tutmayı da unutmamıştır; üretim araçları
mülkiyetini değil, tüketim olanaklarını toplumla
paylaşma yoluna gitmiştir.
Sosyal demokrasi, özünde toplumsal kararlara eşit
düzeyde katılarak, toplumsal kaynakların hakça ve en
etkin biçimde kullanılması şeklinde
yorumlandığında, tüketim yönlü sosyal demokrasi
modelinden uzaklaşmanın gereği ortaya çıkmaktadır.
Zira, sosyal demokrasinin evrensel yorumuna
gidildiğinde dahi görülmektedir ki, tüm evrensel
"iyi dilekler" ancak kaynaklara ortak biçimde sahip
olmakla gerçekleştirilebilir. 1940'lardan beri
Batı'da uygulana gelmiş olan sosyal demokrasi
önlemleri, bir yandan karşıt blokun tehditleri,
diğer yandan da kapitalist blokun rahat döneminde
maliyetleri karşılayabilmesi ile olası hale
gelebilmiştir. Tüm bu dönemlerde söz hakkı,
ağırlıklı olarak sermayede olmuştur. Sermaye, bu
söz hakkına dayanarak, topluma demokrasiyi kendi
çıkan doğrultusunda benimsenmiştir. Yine sermaye, bu
söz hakkına dayanarak 1980"lerde bir yandan sol
rejimler bunalıma girdiğinde, diğer yandan da kârlar
sıkıştığında, kendinde saklı tuttuğu karar yetkisini
kullanmış ve giyotinin ipini kesmiştir.
Ekonomide karar ve söz hakkı, uzun-erimde, ekonomik
olarak güçlüdedir. Bu nedenle, kararların demokratik
olabilmesi, ekonomik gücün demokratik dağılımı ile
olasıdır. Ekonomik güç ise, üretim araçları
mülkiyetinden geçmektedir.
Günümüzde, hele de kalkınmakta olan bir ülkede,
tüketim yönlü sosyal demokrat modeli, doğal olarak,
fazla geçerli olamaz. Ama tek sosyal demokrasi
modeli de bu değildir. Bugün, özellikle gelişmekte
olan ülkeler, üretim yönlü sosyal demokrasi modeline
gereksinim duymaktadırlar. Bunun önkoşulu ise,
üretim kaynaklarının toplumda yaygın ve demokratik
bir mülkiyet modeli çerçevesinde gerçekleşmesidir.
Böyle bir model, sadece sosyal adalet değil, fakat
etkin kaynak kullanımı açısından da gereklidir.
Aksi takdirde, değil "sosyal demokrasi", "demokrasi"
bile tehlikeye girmiş olur.
İşte bu nedenle, özelleştirme, anti-tröst yasalar,
vergi yasaları, kamu harcamalarının bileşimi, kredi
kurumları, sendikaların yönlendirilmesi vb. gibi
siyasal ve ekonomik karar çerçeveleri günümüz sosyal
demokratları açısından fevkalâde önemlidir. Yine
aynı. nedenle, bu çerçeveler sağ partiler için de
fevkalâde önemlidir. Bir koalisyon içinde iki taraf
için de "fevkalâde önemli" konularda anlaşma
sağlamak uğruna "pragmatik" olmaya kimsenin hakkı
yoktur.
Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi
Maliye Bölümü
|