Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Süper Güçler Kıskacında Türkiye 

Türkiye; süper güçlerin kıskacı altında. Bunu bilmeyen yok gibi. Köylüsünden kentlisine, büyüğünden küçüğüne, kime sorsanız, alacağınız cevap; "Türkiye süper güçlerin elinde oyuncak olmaya doğru yol alıyor. Bu gidiş nereye ve ne zama­na kadar devam edecek? Türkiye, kendisi ne zaman süper güç olacak?" mealinde serzenişlerle dolu olacak. Türk vatandaşları, haksız da değil. Türkiye ile en ufak bir meselede bakıyorsunuz, hemen araya süper güçler giriveriyor. Ankara'ya bir sürü diplo­mat gidip geliyor ve bol bol direktifler veriyorlar. Güya kendilerince, çok akıllı bir iş yaptıklarını zannediyorlar. 

Türkiye; süper güçlerin kıskacı ve tehditleri altında geliş­mesini ağır aksak devam ettirmeye çalışıyor. Ancak gelişme hı­zı, süper güçlerin arzulamadıkları hızda olursa, ülkenin önüne hemen bir takoz koyuveriyorlar. Gelişme hızı, hemen 5-10 yıl gerilere gidiveriyor. Yakın tarihimizi, ayrıntılı bir şekilde ince­leyenler, bu gerçeği apaçık görecektir. 

Takozlar, evet takozlar. Türkiye'nin gelişmemesi için özel hazırlanan takozlar. Süper güçlerin, sık sık kullandıkları takoz­lar. Nedir bu takozlar? Faizler ve borçlardan tutun da, komşu ülkelerle olan sorunlara kadar çok çeşitli boyutlarda hazırlan­mış özel paketler dosyalarıdır, takozlar.

Eğer Türkiye'nin ekonomisi kısmen düzelmiş ve ilerleme kaydediyorsa, hemen birinci ve eğer bu engellemeye kafi gelmiyorsa ikinci ve üçüncü takozlar konuveriyor ülkenin önüne. Önceden hazırlanmış dosyalar, tozlu raflardan alınarak açılıyor ve çeşitli senaryolar uygulama aşamasına getiriliyor. Dosyaların açılması ve senaryolar hazırlanması, Osmanlı İmparatorlu­ğu'nun çöküşünü içine alan son üç yüz yıl ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 73 yılı boyunca devam etmiş. 

Osmanlı'nın önüne açılan dosyalardan bazıları şunlar; Balkan dosyası, Arap dosyası, Kafkas dosyası, Kırım dosyası, Kuzey Afrika dosyası. Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne sunulan dosyalar ise, Osmanlı'nın önüne konulanlardan pek farkı yok gibi. Kürt dosyası, Ermeni dosyası, Suriye dosyası, Kıbrıs dos­yası, Batı Trakya dosyası, Bulgar Türkleri dosyası gibi. 

Dikkat edin ve son yirmi yılın Türkiye panoramasını ge­nel çizgileriyle bir inceleyin. Bu kısa süre zarfında, Türkiye'nin önüne çok sayıda dosya açılmış: Önce Kıbrıs dosyası açılmış. Ancak dosya ters etki yapmış. Daha sonra, Ermeni dosyası açıl­mış. Ülke, uzun süre Ermeni terörü ile meşgul olmuş. Ardından Güneydoğu ve Kürt dosyası uygulamaya konulmuş. Bu da ba­yatlamaya başlayınca, Suriye dosyası gündeme gelmiş. Ülkeyi daha da köşeye sıkıştırmak için, Batı bölgesinden Adalar dos­yası açılmaya gayret ediliyor. 

Yine dikkat edin. Tüm bu dosyaların arka planında hep süper güçler var. Çünkü yeryüzünde çıkacak her türlü kargaşa, Süper Güçler'in ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü kargaşa ve sa­vaş, süper güçlerin ekonomilerini daha da güçlendiriyor. Silah fabrikaları harıl harıl çalışıyor. Bir düşünün, dünyada genel bir barış sağlansın. Kimse kimseye kötü gözle bakmasın, insanoğ­lu, hemcinsine değil kurşun sıkmak, kötü bir söz bile söyleme­sin. İşte o zaman Silah Sanayi'nin hali nice olur? Bir bakıma dünya silah sanayinin çalışması ve yeni gelişmeler kaydetmesi için, dünyada kargaşa ve savaş olması şart gibi. Savaşacak in­sanlar da, elbette ekonomik yönden kalkınamamış ve gelişme­miş veya gelişmekte olan ülke insanları olacak. Bu yeni dünya düzeninin gereği oluyor.

Peki, bu gidiş nereye kadar olacak? Türkiye Süper güçle­rin kıskacından nasıl kurtulacak? Kısacası Türkiye, kendisi ne zaman Süper Güç olacak? Elbette bir gün olacak. Çünkü yeryü­zünde Türkler, daima süper güç olmuştur. Hem süper güç oldu­ğu dönemlerde, dünya tam bir barış ve refahı yaşamıştır. Kargaşa ve savaş dolu Ortadoğu insanları, geçmişi hatırladıklarında, derinden bir ah çekmekte ve barış ve huzur dolu Türk hakimi­yetini aramaktadırlar. Balkanlarda, Kafkaslar'da, Arabistan ya­rımadasında, Kuzey Afrika'da... barış ve huzur arayışı hala de­vam etmektedir. Hala bu bölgeler bir Osmanlı beklemektedir­ler. 

Bugün Amerika Birleşik Devletleri, dünya imparatorluğu­na soyunmuş gibidir. Ancak imparatorluğun gereklerinin hiçbi­rini yerine getirememektedir. Çoğu kez karşısına çıkan sorun­larda, Osmanlı gibi davranmak istemektedir, ancak geçmişi bu­nu engellemektedir. Çünkü, A.B.D, Kuzey Amerika kıtasında, yakın tarihte, İngilizlerin kurmuş oldukları sömürü düzeninin yeni adıdır. Temeli sömürü ve kapitalizme dayanan bir sistem, elbette Osmanlı'yı taklid edemez. Çünkü Osmanlı sisteminde, çıkar değil hizmet esastı. İşte bu esası, Batı Dünyası bir türlü kavrayamaz. Ne A.B.D, ne İngiltere, ne Fransa, ne Almanya, ne de Japonya... Bu ülkelerden hiçbiri, Osmanlı gibi imparatorluk olamazlar. Çünkü tarih böyle diyor. Dünya coğrafyası bunu doğruluyor.

Gelin, yöneticisiyle, halkıyla, köylüsüyle, kendisiyle, kı­sacası hep birlikte ve el birliği ile dünya ülkelerine kısa bir göz atalım. Dünyayı tanıyalım. Dünyayı kimler yönetiyor? Ülkeleri kimler yönlendiriyor? Dünya düzeninin ipleri kimlerin elinde? Tüm bu sorulara cevaplar bulmaya çalışalım. Cevaplan buldu­ğumuz an, kurtuluşumuzun ilk adımı olacaktır. Güçlü Türkiye için, güçlü insanlar, güçlü beyinler olalım, olmaz mı? 

Doç. Dr. Ramazan OZEY

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005