|
Teknolojinin Ekonomiye Etkileri
Ekonomiye, tarih boyunca etki eden üç
önemli devrim mevcuttur. Birincisi, “Sanayi
Devrimi”, ikincisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası
yaşanan “Teknolojik devrim”, üçüncüsü, günümüzde
yaşanan “Enformasyon devrimi”, “Bilgi devrimi” yani
“Yeni Ekonomi”dir.
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi,
eskiden ürettiği çelik ve enerji miktarı ile
ölçülürken artık; enformasyon teknolojisini
oluşturan mikro elektronik, telekomünikasyon ve
bilgisayar teknolojilerinin imkanları ile elde
edilen, işlenen, iletilen, saklanan, bilgi miktarı
ile ölçülmeye başlanmıştır. Bu yeni dönemde
gelişmişlik kriterlerinde fiziki miktarlardan çok
daha farklı bilgiye dayalı miktarlar ağırlıkla yer
almaktadır. Sanayinin kurulmasında,
yenileştirilmesinde, işletiminde yer alan bu yeni
teknolojiler, edinilip üretebilir olmak; ülke
ekonomisi için olduğu kadar ülkenin bütünlüğü ve
güvenliği açısından da son derece önemli bir değer
taşır olmuşlardır. Mikro elektronik bazlı
enformasyon teknolojileri; iletişim, denetim ve
otomasyon ile iç içe olmaları nedeni ile ülke
sınırlarını aşarak sanayi yapılarını zorlamak ve
onları yeniden şekillendirmek gibi özellikler
taşımaktadırlar. 59 Enformasyonun
öneminin artması ülkelerin izlemiş oldukları iktisat
politikalarının da bilgiye ve araştırmaya
yönelmesine, bu kanalda yatırımların aktarılması ve
geliştirilmesine ön ayak olmuştur. Son zamanlarda
üniversite işbirliklerinin artması, hem devlet hem
de özel sektör kanallı olarak üniversite ve
teknoloji odakları kurumların varlığını ve
ortaklığını doğurmuştur.
İnsanlık tarihinde teknolojinin ve
teknopoliten bir kültürün varlığı kaçınılmadır.
Dünya’nın büyük bir kısmı teknolojinin nimetleri ile
tanışmış ve kullanmaktadır. Bir kısım topluluğa
teknolojinin ulaşmadığını varsaysak dahi artık
insanoğlu teknoloji odaklı hale gelmiştir denilecek
kadar teknoloji temelli ve odaklı bir şekilde
yaşamaktadır. Hatta bundan dili, yaşantı biçimi,
şekli dahi değişmektedir. Endüstriyel üretimden
elektronik iletişime, ulaşımdan tarımsal
teknolojilere, tıp ve nihayet modern savaş aygıtına,
içine yerleştirildiğimiz ilişkiler sistemini
düşündüğümüzde, çeşitli teknolojilerin, onların
bağlantı ve ilişkilerinin, yaşamın her alanına
öylesine nüfuz ettiğini gözlemleyebiliriz. Popüler
bilim basınından gelecek için sıralananları
öğrendiğimizde; robotlar, uzayın fethi, ölümsüzlük
vs. teknolojilerin bize bir kez daha altın çağ
vadettiğinden kuşkumuz kalmaz. Günlük dil bile bu
teknopoliten kültürün apaçık örnekleri ile dolup
taşar; ara yüzey, geri-besleme, çıktı gibi sözcükler
insanlar arası ilişkilerin ifadesinde yaygın olarak
kullanılırlar. Dolayısıyla, teknik aklın psikolojik,
toplumsal ve siyasal koşulların tekrar tekrar
üretiminde başrol oynadığını söylemek yanlış olmaz.
Akılcı bir sistem olarak teknolojinin ve üzerinde
yükseldiği bilimin, etrafını çevreleyen toplumsal
dünyadan bağımsız olduğu izlenimi şaşırtıcı olmaz.
Anlık, geçici ve yerel olandan evrensel ve gerekli
olana doğru kesintisiz bir çizginin insanlık
tarihinin kaderi olduğu savı, modern düşünce
evrenimizin önde gelen kabullerinden biridir.60
Telekomünikasyonun gelişimi bir ağacın gelişimi
olarak betimlenebilir. Benzer şekilde bir ağaç
gövdesi gelişirken yeni kollar ve dallar oluşturur
ve telekomünikasyonda ekonomiye yeni alt kollarla
birlikte birçok yeni kanal katmış olmaktadır.
Ekonomik hayatında internet ve bilgi
teknolojileri etkileri her alanda görülmeye
başlanmıştır. E-ticaret, e-iş, e-devlet gibi
kavramlar e-her şey olarak kapsamını arttırmaktadır.
İnternet ekonomisinin temel kaynağı bilgidir. Yani
internet ekonomisindeki en önemli girdi faktörü
bilgidir. Bu bağlamda internet ekonomisi bilgi
çağının ekonomik sonucu olarak görülebilir. 62
Bilginin kullanımı ve kullanımının artışı ile
birlikte üretim yapısı da değişmekte, bilgi; işgücü
ve sermayeden de önemli bir faktör olarak üretime
girmektedir. Bilgi toplumlarında en önemli unsur
bilginin kendisi olmaktadır. Bilgi,
araştırma-geliştirme faaliyetlerine aktarılan insan
gücü, finans kaynakları ve zaman kullanımı ile elde
edilmektedir. Bilgiye ulaşım, erişim ve paylaşımı da
bilgi ağlarının gelişmesi sonucunda kolaylaşmıştır.
Birçok bilgiye ve basılı dokümanların kopyaları ve
örneklerine internet üzerinden ve bilgi paylaşım
kanalları
(http://scholar.google.com.tr/
gibi) üzerinden
gizli veya serbest bir şekilde ulaşılabilmekte,
ihtiyaç sahipleri tarafından coğrafi farklılıklar
dahi sorun teşkil etmeden birkaç saniye de
rahatlıkla ulaşılabilmektedir.
Bilgi ağlarının sağlamış olduğu
teknik olanaklar sadece bilgi paylaşımı ve veri
aktarımları kanalında gelişmemekte aynı zamanda
sosyal alanda da büyük etkileşimler yaratmaktadır.
Fertlerin birçok kişiye ve sosyal iletişim
sistemlerine rahatlıkla ulaşabilmelerine fırsat
vermekte ve uzakları daha yakın hale
getirebilmektedir. Bu vasıtayla birçok kişi sosyal
paylaşım ağları
(http://www.facebook.com,
http://www.twitter.com,
http://www.linkedin.com
gibi)63 siteleri ile birçok bilgiye ve
yeni dostluklara aynı zamanda iş ve sosyal
fırsatlara sahip olabilmektedirler. Bu siteler ve
sistemler her ne kadar arkadaşlık, sosyal çevre ve
ilişkiler üzerine kurulu gibi görünse de amaç
liberal ekonomik sistemin bir elementi olmakta ve
geleneksel ticareti değiştirerek kültürel kimliğe,
kişilere özelliklere özel ticari amaçlarıyla ortaya
çıkmaktadırlar.
Teknolojik gelişmeyi bir yaşam tarzı
olarak benimsemiş olan bilgi toplumu ülkelerinde,
haberleşme araçlarının yaygınlaşması ile zaman ve
mekan boyutları kısalmış, ülke içerisinde olduğu
gibi ülkeler arasında da bütünleşmeler doğmuştur.
İnternet ekonomisinin sistem olarak tanımı
yapılırken, “Sosyal” bir sistem olduğunun
vurgulanması oldukça önemlidir. Günümüze gelene
kadar geçerli olan tüm sistemler ekonomik çerçevede
etkilerini göstermiş ancak hiçbirisi bireyin yaşam
tarzını ekonomik çerçevenin dışında internet
ekonomisinin etkilediği kadar etkilememiştir. Bugün
özellikle gelişmiş ülkelerin içerisinde bulunduğu
internet ekonomisi sistemi, ekonomik etkilerinin
yanında bireylerin alışkanlıkları, yaşam tarzları,
görüşleri ve algılamaları üzerinde bugüne kadar
hiçbir ekonomik sistemin etkisi olmadığı kadar
etkili olmuştur. Sistemin içeriğine bakıldığında
aslında hem ekonomik hem de sosyal öğe ve etkileri
içermesi sebebi ile “Yeni Ekonomik Sosyal Sistem”
teknolojik gelişmelerin, dünya üzerinde yaşayan
toplumları ulusal ve uluslar arası alanda elektronik
sinir sistemi ile birbirine bağlaması sonucu ortaya
çıkan, yeni iletişim, iş, ticaret ve yaşam
biçimlerini kapsayan ve sürekli yenilenen ekonomik
ve sosyal sistem olarak tanımlanabilir. Ne var ki,
her yeni teknolojinin sağlayabileceği üretkenlik
artışının tonun vardır. O sınırın asılabilmesi daha
üst düzeyde yeni bir teknolojinin
geliştirilebilmesine bağlıdır. Günümüzü
şekillendiren mikro elektronik temelli enformasyon
ve telekomünikasyon teknolojileri de üretkenliği
artırmada kendi doğal sınırlarına erişmek üzeredir.
Belge ve bilgi sağlama kurumlarının
ortak amacı olan uluslararası ticari ağların
oluşturulması büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir.
Çeşitli ticari kuruluşlar tarafından geniş
kullanıcılara değişik erişim programları vasıtasıyla
ulaştırılan veri tabanları, bilgi ağları vasıtasıyla
sunulmaktadır. Kilometrelerce uzaklıktaki ulusal ve
uluslararası kullanıcı, ihtiyaç duyduğu bilgiye
günün her saatinde, evde, işyerinde terminal veya
terminali vasıtasıyla süratle erişebilmektedir. Yeni
teknolojik bilgilerin sağlamış olduğu yeni
fırsatların iyi bir organizasyon ile bütünleşmesinin
sonucu olarak uzaklık kavramı bilgi edinmek
isteyenler için ortadan kalkmaktadır. 1980'li
yıllardaki, bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler
bilgi toplumunun oluşmasının başlangıç yılları
olmuştur. Bilgi toplumu; cemiyette her türlü bilgiyi
üreten, bilgi ağlarına bağlanan, hazır bilgilere
erişen, erişilmiş bilgileri kolaylıkla yayabilen ve
bilgileri her sektörde kullanan toplum olarak
tanımlanmaktadır.
Bu şekilde gereken her tür bilgi
gerektiği an ve koşulda ihtiyacı olan kişilere
ulaştırılabilmektedir. Gelişmiş ülkeler ekonomik
kalkınma ve sosyal gelişme için teknolojik bilgiden
yararlanmışlardır. Teknolojik gelişmenin etkileri
ülkeden ülkeye değişebilmektedir fakat etkinliğinin
mevcudiyeti ve ihtiyacı artarak devam etmektedir. Bu
elbette toplumların, bilgi birikimlerini artırma,
geliştirme, bilgiye erişme, erişilmiş bilgileri
kullanma, yayma ve bunlardan teknoloji üretme
amaçlarına ve elbette ki rekabete neden olmuştur.
Temel olarak bir malın üretimi kullanılan teknolojik
düzeyle çok yakından ilgilidir. Teknolojik
gelişmenin, genellikle üretim faktörlerinin
verimliliğini arttırdığı bilinmektedir.
Çağımızda gelişmiş ülkeler sadece sanayi toplumu
olmaktan çıkmış bilgi toplumu olma yoluna
girmişlerdir. İletişim teknolojisinde meydana gelen
gelişmeler, bilgi toplumunun oluşturulmasında en
önemli etken olmuştur. Bilgi, yaşadığımız çağın bir
simgesi olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda
meydana gelen bilgi patlaması araştırma-geliştirmeye
verilen önemin bir sonucudur. Teknolojik gelişmenin
bir ürünü olarak evlere kadar uzanan bilgi ağlan
bilgi çağının özelliği olarak algılanmaktadır. Bu
bilgilerin evlere kadar uzanmasını sağlayan şey
internetin geldiği ve ulaştığı noktadır.
Sanayi toplumlarında gerekli olan
mekanik becerinin yerini simgesel beceri almıştır.
Simgesel beceri ile kastedilen; konuşmak, yazmak,
tasarım yapabilmek, programcılık ve bilgisayar
programlarını kullanabilmek ve tanıtım yapabilmek
akla gelir. 21. yüzyıla girerken gelişmişlik
ölçümü, fiziki büyüklük gibi ölçü miktarlarından
ziyade bilgiye dayalı değerlerle yapılmaya
başlanmıştır. Sanayinin kurulmasında,
yenileştirilmesinde, işletilmesinde yer alan yeni
teknolojiler, stratejik yeni görevleri nedeniyle
giderek önem kazanmaya başlamışlardır. Bundan
dolayı, bu teknolojileri edinip, üretebilir duruma
gelmek ülkenin ekonomisinde olduğu kadar ülkenin
bütünlüğü ve güvenliği açısından da son derece önem
kazanmaktadır. 1996 yılında ABD’de Bil Clinton
hükümeti Telekomünikasyon yasa tasarısını imzalamış
ve yasalaştırmıştır. Yeni yasaya göre bu gelişme
ekonomide en az on milyon yeni iş yaratmak ve yeni
iş kollarının oluşmasına imkan tanımıştır. Bu
vasıtayla yeni telekomünikasyon şirketlerinin de
doğmasına imkan tanınmış ve yayım imkanları
oluşmuştur. ABD şirketleri yeni teknolojiler
geliştirme ve satış konusunda dünya liderliği
sağlamak, hızlandırmak ve teknolojileri
geliştirmek, iç pazarda tüketiciler
için düşük fiyatlı çözümler sağlamak hedefine
yoğunlaşmışlar ve telekomünikasyonun doğuşu ve
gelişimi sayesinde doğrudan kanallar yanında dolaylı
kanallarla da bir çok iş kanalı gelişmiş, yanında
yeni sektörler oluşmuş ve ekonomide hızlandıran bir
etkiye neden olmuştur. Telekomünikasyonun gelişimi
kablo tv altyapısının oluşumunu, kablosuz bağlantı
teknolojilerinin gelişimini, televizyon geniş bant
teknolojilerinin gelişimini ve bilgisayar
yazılımlarının gelişimini tetiklemiş ve doğmasını
sağlamıştır.
Bu teknolojilerin; iletişim, denetim
ve otomasyon ile iç içe olmaları nedeni ile ülke
sınırlarını aşmak, sanayi yapılarını zorlamak ve
onları yeniden şekillendirmek gibi özellikleri de
bulunmaktadır. Sanayi toplumunun seri üretim
özelliklerine karşın bilgi toplumunun üretim
faaliyeti büyük oranda küçük işletmelerde
olmaktadır. Çağın ileri teknolojileri; insanlara
hızlı karar alma, uyum, kişinin kendi işine ve
zamanına tasarruf etmesi gibi bazı zaruri
mecburiyetleri de getirmektedir. 21. yüzyılda,
ülkeleri ürün ihracına göre değil teknoloji ihracına
göre sınıflandırmak gerekecektir. Teknolojik bilgi
birikiminin uç noktasını yakalayan bilgi toplumu
ülkeleri önümüzdeki dönemde teknoloji bilgisi,
teknoloji üretim bilgisi ve makina yapan makinaların
stratejik olanlarını ellerinde tutup bunun
dışındakilerin üretiminden çekileceklerdir.
Yeni Teknolojiler kendilerini birkaç
temel alanda ortaya koymaktadır. Mikro-elektronik
temelli otomasyon ile daha hızlı ve verimli bir
üretim tarzına kavuşulmuştur. Bu, iş gücünün
üretimde sermayeyle büyük ölçüde ikamesi olanağını
getirdi. Üretim maliyetlerinde iş gücünün payı
yarıdan fazla azalarak birçok alanda %15’in dahi
altına düştü. Vasıfsız iş gücü, yarı vasıflı iş
gücünü ikame ederken, az sayıda ama yüksek vasıflı
iş gücü ihtiyacı arttı.
Bilgi toplumuna geçmekte olan ülkeler
sanayi ürünü satmaktan ziyade teknolojik bilgi satma
eğilimi içine girmişlerdir. Bu ülkeler, sanayi
üretimi bilgisini gelişmekte olan ülkelere ihraç
ederek orada sanayileşmeyi gerçekleştirmektedirler.
Bu yeni politikalarda kendi ülkelerinde sanayinin
üretimini yapmaktan dolayı oluşacak çevre
kirliliğinden kurtulurken insanlarını daha temiz
teknoloji ürünlerinde istihdam etmekteler hem de
ihracat dolayısıyla sermaye mallan üretimi ve sınai
mülkiyet haklarından pay almak şeklinde artı kazanç
sağlamaktadırlar.
Bilim, teknoloji ve inovasyon
ikileminindeki gelişmelerin, makroekonomi düzeyde
küresel rekabet gücünün ve toplumsal iktisadi refahı
nasıl bir mekanizmayla etkilediğinin çözümlemesi, bu
alanda yapılacak politika tasarımlarının etkinliğini
ve başarısını arttıracaktır. Mikroekonomi düzeyde
bilim-teknoloji inovasyonun firmaların rekabet gücü
ve kazançlarının artırılmasındaki temel mekanizma
bilim-teknoloji inovasyon alanındaki gelişmelerin
firmalar için maliyetleri düşürmesi, verimliliği
artırması, yeni ve rakiplere fark atacak ürün
çeşitliliğini artırması sayesinde firmalar rekabet
avantajı kazanarak pazar paylarını yükseltip
karlılıklarını artırabilmektedirler.
|