Ekonomi, Turizm ve Geleceğimiz
20. yy. son
çeyreğinde şekillenen yeni Dünya vizyonu ekonomi temelleri
üzerinde oturmaktadır. Temel amacı da aslında rakipsiz gibi
algılanan kapitalist sistemin dezavantajlarının ortadan
kaldırılmasına yönelik yeni bir açılımdır.
Ekonomi denince Kıbrıs gibi bir ada ülkesinde yapabileceğimiz
faaliyetlerin sınırlı oluşu hem yapılan araştırmalar hem de
ortak aklın ulaştığı bir sonuçtur. Kıbrıs’ta ki yeni dönemin
bizlere getirdiği en önemli kavram “sürat”tır.Aslında tüm
Dünya’nın ulaştırma ve teknoloji sektörlerindeki gelişmelerden
dolayı yakaladığı süratten bahsedilmektedir. Göz ardı
edemeyeceğimiz çok ciddi bir yatırım süratinden söz etmemiz
mümkündür. Toplamda yükselen milli gelirin yurttaşlar arasında
yaygınlaştırılması ve mümkün olacak en eşit seviyelerde
dengelenmesi beklentisi vardır. Ancak bunun doğru bir şekilde
yapılması ekonomik faaliyetlerin altına her kesimin eşit bir
şekilde ellerini koyması ile mümkün olacağı da bir
gerçekliktir.Turizm faaliyetlerini aslında her insan
etkilemektedir.Cumhurbaşkanından en kötü seviyede ki insana
kadar…İnsanlarımızın kötü davranışları turistleri kaçırabilir,
iyi davranışları da onların ülkemizi sevip ülkemize daha çok
gelmelerini sağlar.Hükümet kadrolarından Cumhurbaşkanına kadar
her kesimin söylediği, yaptığı her şeyin turizmle ilgisi
olduğunu kabullenmemiz gerekir. Tüm bu kesimlerin de turizm
sektöründe söz sahibi konumunda ki kesimler kadar bu ülkenin
turizminin, ekonomisinin gelişmesinde yetki ve sorumlulukları
vardır. Dünyada en hızlı gelişen ve büyüyen sektörlerin başında
yer almaktadır. Sınırlar ortadan kalktıkça dünya daha da
küçülmeye başlamış ve insanlar daha uzak mesafelere seyahat etme
eğilimine girmiştir. Bunun başlıca nedenleri; harcanabilir
kişisel gelirlerden turizme ve tatile ayrılan payın artması,
ulaşım ve iletişim teknolojisindeki hızlı gelişme ve insanların
şimdiye kadar görmedikleri ve merak ettikleri yeni bölgeleri
ziyaret etme isteğidir. Turizm,çok çeşitli yapısı sonucu bir
yandan tipik turistik faaliyet olarak adlandırılan konaklama,
planlama, gezi organizasyonu ve satışı gibi faaliyetleri, öte
yandan yalnızca turistlerin tüketimine bağlı olmayan, ancak
onlar tarafından da kullanılan ulaşım, oto kiralama gibi
faaliyetleri kapsamaktadır. Turizm, bugün dünya gayrisafi
hasılasının önemli bölümünü oluşturan bir sektör konumundadır.
Tüm dünyadaki ekonomik duraklamaya karşın büyümesini devam
ettirmekte olan bu dinamik sektör, diğer sektörlerin de motor
gücü olarak işlev görmektedir. Turizm, milli gelire olan katkısı
yanında, sağladığı döviz geliri ile ödemeler dengesi açığının
kapanmasında da önemli rol oynamaktadır. Geniş kitlelere iş
imkanı sağlamasının bir sonucu olarak istihdamın en yoğun olduğu
sektörlerden biri olma avantajına sahip olan sektör, aynı
zamanda ülke için etkin bir pazarlama ve reklam aracı olma
özelliğini de sürdürmektedir.
Dünya
pazarında ortaya çıkan değişimlere ve yeni beklentilere her
yönüyle cevap verebilecek bir potansiyele sahip olan ülkemizde,
1980'li yıllardan itibaren alınan tedbirler, sağlanan teşvikler
ve uygulanan politikalar ile çok sayıda turistik tesis inşa
edilmiş, değişen tüketici taleplerine cevap verecek alt yapı
oluşturulmuştur.Bu çalışma ile, Dünya'da, Avrupa Birliği'nde ve
Türkiye'de sektörün durumu incelenerek, turizmin ekonomi
içindeki yerini ve turizm sektörünün geliştirilmesine yönelik
politika ve uygulamalar sonucu sektöründe meydana gelen
gelişmeleri ortaya koymak amaçlanmıştır. Turizm sektörü, dünyada
en hızlı gelişen ve büyüyen sektörlerin başında yer almaktadır.
Turizm hareketleri Dünya’da hızla gelişme gösterirken, Türkiye
de gerek ekonomik politikaları kapsamında ve gerekse mikro bazda
sektörde çok hızlı bir büyüme göstermiştir. Turistik amaçlı
yatırımlardaki artış, milli gelir içinde turizmin payının
yükselişi, hizmet sektöründe öncelikli istihdam alanı haline
dönüşmesi, ödemeler dengesine olumlu katkısı ve yabancı
sermayeyi ülkeye çekmesi sektörün önemini açıkça
göstermektedir.
İhracat ağırlıklı büyüme modelimizde ve dünya ekonomisiyle
bütünleşme çabalarında potansiyeli yüksek olan sektör,
uluslararası pazarlarda rekabet gücünü kanıtlamış ve son 20-25
yıl içinde dünya ortalamasının üzerinde büyüme performansı
göstermiştir. Türkiye'ye yönelik yabancı talebinin dünya
ortalamasının üstünde olduğu 1980 sonrası Türk turizmi için bir
dönüm noktası olmuştur. Turizmin lokomotif görevi üstlenerek
kalkınmada oynadığı rol, devlet politikalarının belirlenmesinde
göz ardı edilmemiştir. Yasal düzenlemeler yapılarak teşvik
kanunları çıkartılmış, vergi ve gümrük muafiyetleri özel döviz
tahsisleri verilmiştir. Bu önlemlerle büyük gelişmeler
sağlanmış, bu gelişmede yatırımlara verilen ağırlığın ve bu
yatırımlar sonucu ortaya çıkan tesislerdeki yatak kapasitesinin
önemli payı olmuştur.
TURİZMİN
EKONOMİDEKİ YERİ
Gelirleri ve GSMH içindeki Payı
Türkiye'de
aktif özellikle 1980'li yıllardan itibaren önemli bir gelişme
göstermiş olan dış turizm ve ülke ekonomisine büyük oranda katkı
sağlayan gelir kaynaklarından biri durumuna gelmiştir.
Gelirlerin Ödemeler Dengesi ve İhracata Etkisi
Gelirlerinin dış ticaret açığını kapatma oranı yıllar itibariyle
dalgalanmalar gösterse de, genellikle 1996-2000 yılları
arasında 30-38 aralığında gerçekleşmiştir. 2001 yılında ise dış
ticaret açığındaki büyük daralma sonucu % 86,8'e çıkmış, takip
eden iki yılda ise dış ticaret açığındaki yükselme ile birlikte
yine düşüş göstermiş 2003 yılında % 44,3 olarak
gerçekleşmiştir.
Teşvik
Belgeli Yatırımlar
Herhangi bir sektördeki yatırım eğilimini göstermesi
açısından yatırım teşvik belgeleri önemli bir gösterge olarak
kabul edilmektedir. Teşvik belgelerinin bölgesel dağılımında
Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri ilk üç sırayı almaktadırlar.
Bunun başlıca sebebi; tarihi eserlerin yoğunluğunun yanısıra
deniz, güneş ve kum üçlüsünün büyük rolü vardır.
Yatırımlar
da Yabancı Sermaye
Yabancı sermaye izinleri yıllar geçtikçe düşmektedir.
Seyahat
Acentaları
Konaklama tesislerinin kapasitesine paralel olarak seyahat
acentaları sayısında da artış olmuştur.
Turistlerin Geliş Nedenleri
Türkiye'ye gelen turistlerin % 46,4'lük gibi büyük bir
bölümü tatil amaçlı gelmektedir.
TURİZM
KREDİLERİ
Turizm
kredileri öncelikle kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri
ve turizm merkezlerinde yapılacak yatırımlara tahsis edilir.
T.C. Turizm Bankası Anonim Şirketi kültür ve turizm koruma ve
gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerindeki belgeli yatırımlara
tahsis edilmek üzere, yabancı kaynaklardan döviz kredileri
alabilir. Bu kredilerin temininde; Hazine tarafından sağlanan
krediler için kabul edilen şartlar aynen uygulanır ve bu
kredilerin tahsisi ve geri ödenmesi ile ilgili genel esaslar,
Maliye Bakanlığı, Bakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığınca, müştereken düzenlenir.Turizm
kredileri, alanları ve merkezlerindeki yatırımlara tahsis edilen
ihtisas kredileridir. Kredilerin toplam banka kredileri
içindeki payı 1989 yılında % 1,69 olarak gerçekleşirken,
izleyen yıllarda düşüş göstermiş ve 2002 yılında % 0,13 ile en
düşük oranı görmüştür. 2002 yılında kullandırılan 63,8
trilyonluk kredini bankalar sağlamıştır.Vakıfbank da sektörü
nakdi ve gayrinakdi kredileri ile destekleyen bankalardan
biridir.2003 yılında krediler Vakıfbank'ın toplam kredilerinin %
0,42'sini oluştururken 2004 yılının ilk çeyreğinde kredilerinin
ağırlığı %0,55'eyükselmiştir.
SEKTÖRE
İLİŞKİN BEKLENTİLER
2020
yılına yönelik tahminlerde ise uluslararası Turizm hareketlerine
katılan kişi sayısının 1.6 milyara ve Turizm gelirlerinin de 2
trilyon dolara ulaşması beklenmekte, yükselen refah düzeyine
paralel olarak, seyahate ayrılan gelirin ve ulaşım olanaklarının
artması ile büyüyen Turizm pastasından en yüksek payı almak için
turist çeken ülkeler arasındaki rekabetin artacağı
öngörülmektedir.
Dünya
Turizm Örgütü'nün (WTO) Türkiye'ye ilişkin yaptığı tahminlere
göre, Türkiye 2010 yılında 17,1 ve 2020 yılında da 27 milyon
turist çekecek, Turizm geliri ve turist sayısı arasındaki oran
aynı düzeyini korursa Türkiye 2010 yılında 12,5 ve 2020 yılında
da 19,8 milyar dolar Turizm geliri elde edebilecektir.
Turizm
sektörü, turistlerin yaptığı harcamalarla iç piyasayı
canlandırmakta olup, Turizm'den elde edilen gelirin ortalama
olarak % 27'si turlara, % 23'ü konaklama tesislerine, % 10'u
restoran-cafelere, % 10'u giyim-ayakkabı firmalarına, % 10'u
hediyelik eşya, kuyumcu, halı- kilim firmalarına, geri kalanı da
tütün, eğlence-kültür, oto kiralama vb. hizmetleri sağlayanlara
kalmaktadır. Turizm Sektörünün gelir yaratmanın yanı sıra
istihdam yaratma hususunda da son derece önemli bir fonksiyonu
olduğu belirtmemiz gerekir.
|