Türkiye – Yunanistan İlişkileri
Batı Anadolu'nun şehir, kasaba ve
köylerinde kısa bir gezinti yaparak, bölge halkına
Yunanlılar hakkında intibalarıni sorarsanız,
alacağınız cevap kısa, net ve oldukça anlamlı
olacaktır. İşte bu anlamlı cevap şudur; "Domuzdan
post, Yunan'dan dost olmaz." Gerçekten öyle. Tarihin
ilk dönemlerinden bugüne Yunanlı, Türk'e hiç bir
zaman dost gözüyle bakmamıştır. Türkiye'de yaşayan
ve kendinin Türk olduğunu söyleyen bazı
barışseverler, Yunan'a ne kadar dost ve kardeşlik
şiirleri ve methiyeleri yazarlarsa yazsınlar,
Yunanlı Türk'ü daima düşman olarak görmüştür.
Yunanlılar, Türkiye'ye karşı olan düşmanlıklarını
hiçbir zaman gizlemezler. Aksine bunu, sık sık
söylerler. Üstelik iç ve dış politikalarını "Türk
Düşmanlığı" üzerine yürütürler. Bu politika, kendi
düşünce ve görüşleri için, vazgeçilmez bir
tutumdur. Ne demişler atalarımız, "Eski düşmandan
hiçbir zaman dost olmaz." Siz isterseniz, bu
düşmanınızın her türlü emel ve isteklerine boyun
eğin, o yine düşmanlığını sürdürür. Çünkü onun emel
ve isteklerinin en son aşamasında, sizin hayat
hakkınızı yoketmek vardır.
Her Yunanlı'nın gönlünde, İstanbul'u ve Batı
Anadolu'yu işgal etme arzusu yatar. Bu arzuyu, her
Yunanlı'nın taa ilkokul çağlarından itibaren
ezberlediği, 1969 yılında Yunanlı şair Ned Elenika
Anagnazmata' nın yazmış olduğu şu şiirinde görmek
mümkündür. Şiir şöyle;
AYASOFYA – 1453
Gökyüzünde baş melek haykırdı; -Azizler inin!
Papazlar kutsalları alın! Ve siz... mumlar sönün;
Tanrı İstanbul'u Türkler'e veriyor. Çabuk Frenklere
haber gönderin. Üç güzel sandal getirin!
Birine haç... Birine incil...
Diğerine de hazineyi bindirin...
O (İstanbul) ! Türk köpeklerine yem olmasın.
Aziz Meryem ürperdi.
Kutsal resimlerin gözleri yaşardı.
Derinden derine bir ses duyuldu;
-Sus meryem ağlama!
İstanbul gene bizim olacak...
Batı Trakya'nın Yunan sınırları dahilinde
kalmasından sonra, Batı Trakya Türk ilkokullarında,
müslüman Türk çocuklarına, her sabah zorla, millî
marş gibi okutulan şiirin Türkçesi ise şöyle;
Biz bütün Türk çocukları, Trakya'da doğarak,
Yaşıyoruz Rum çocuklarıyla, Beraber kardeşçe.
Burada nerede dolaşsak, Özgürlük içinde yaşıyoruz.
Nerelere baksak, Dost elleriyle karşılaşıyoruz.
Bunun için şimdi biz çocuklar, Madem birbirimize bu
kadar yakınız. Bir kalbden söyleyelim ki, Yaşasın
Yunanistan...
Yunanistan, Osmanlı hakimiyetinden çıktıktan sonra,
Türkler'e karşı yıllardır beslediği kini ve nefreti
kusmaktadır. Her Yunanlı, Osmanlı tokadının acısını
hala suratında hissetmektedir. Gönlünde sakladığı
Büyük Yunanistan idealini, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında, Batı Anadolu'da uygulamaya koymak
istemişse de, kahraman Türk Milleti'nin karşı
koyması sonucunda başaramamıştır. Yeni Türkiye
Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Yunanistan; sürekli
olarak, Türkiye ile yapay sorunlar çıkararak
sataşmak istemiştir. Ancak her sataşmasında, sürekli
zararlı çıkmıştır. Bunun en güzel örneğini, 1974'de
yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı oluşturmuştur.
Yunanistan, bugünler de, hiç uğraşacak bir işi
kalmamış gibi, kayalıklardan oluşan ve yüzde yüz
Türk toprağı olan İkizce (Kardak) adalarına
gözdikmiştir. Adadaki mağlubiyetini bir türlü
hazmedemeyen Yunanistan, sanki "Yenilen pehlivan
güreşe doymazmış." özdeyişine uygun bir şekilde
hareket etmektedir.
Önümüzdeki yıllarda, Yunanistan ile bir savaş
çıkarsa ne olur? Bu savaşta kim kârlı çıkar?
Yunanistan ile Türkiye'nin güçleri ne kadardır?
Yunanistan ile Türkiye karşılaştırıldığında,
Türkiye'nin her bakımdan yaklaşık 10 kat
Yunanistandan üstün ve güçlü olduğu görülür.
Yunanistan'ın nüfusu 1980'de 9.643.000, 1993 yılında
10.083.000 kadardır. Yine ülkenin yıllık nüfus artış
hızı ancak % 0,2 kadardır. Bu artış hızı ile 2000
yılında Yunanistan'ın nüfusu 10.225.000 kişiyi
bulacaktır. Ülkenin nüfusu ancak 347 yıl sonra
ikiye katlanabilecektir.
Ya Türkiye? Türkiye'nin 1980'de nüfusu 44.438.000,
1993'de 61.187.000 dolayındadır. Yıllık nüfus artış
hızı ise, tüm Batı Ülkeleri'nin yardımlarıyla
uygulanan doğum kontrolü ve nüfus planlamalarına
rağmen, % 2,2'dir. Bu artış hızı ile, ülkenin 2000
yılında nüfusu 71.255.000'e ulaşacaktır. Ülke
nüfusu bu artış hızı ile 32 yıl sonra ikiye
katlanacaktır.
1990 yılında, Türkiye'nin elinde bulundurduğu aktif
silahlı kuvvetler gücü yaklaşık 647.000,
Yunanistan'ın ise 208.500
kişidir. 20-39 yaş arasındaki erkek nüfus mikan
olarak, Türkiye'nin 9,1 milyon iken, Yunanistan'ın
ise 1.3 milyon kadardır. Askeri harcamalar olarak,
Türkiye (gayri safi milli hasıladaki payı % 3,9)
dünya ortalamalarının (% 5.0) altında iken,
Yunanistan (% 6,2) hayli üstünde bir harcama yapar.
Diyelim ki, Türkiye ile Yunanistan arasında savaş
çıktı. O zaman, 10 milyon Yunanlı'nın karşısına, 65
milyon Türk çıkacaktır. Burada geçmişte Çin ile
Rusya arasında yaşanan bir gerginlik sırasında, Çin
Devlet Başkanı'nın Rusya'ya karşı söylemiş olduğu
sözü tekrarlamakta yarar var; " Rusya tüm silah
gücünü kullansa, yine de Çin nüfusunun belki
yarısını yok edebilir. Geri kalan Çinliler ise
Rusya'yı işgal eder."
Peki, Yunanistan hala ne diye Türkiye'ye karşı kafa
tutuyor? Bunun sebebini Yunanistan'da değil, dünya
siyasi arenasında aramak icab eder. Dünya siyasi
arenasında özellikle Batı Ülkeleri ve A.B.D, hep
Yunanistan yanında politika yapmaktadırlar. Bu
politikayı Rusya'da alenen desteklemektedir.
Kısacası Hristiyan Dünyası, her fırsatta
Yunanistan'ı, Türkiye'ye karşı kışkırtmaktadırlar.
Yunanlılarda her sıkıştıklarında, Frenklere haber
göndermektedir. Tıbkı Birinci Dünya Savaşı'nda
olduğu gibi, tıbkı bugün Avrupa Birliği'nde olduğu
gibi. Hristiyan Dünyası da, ezeli düşman olarak
gördüğü hilâle karşı, Yunanistan'ı maşa olarak
kullanmaktadır.
Hristiyan Batı Dünyası, Yunanistan'ı sürekli öne
sürmekteki diğer bir amacı, Türkiye'yi sürekli
Yunan tehdidi altında tutmaktır. Öte yandan, Batı
Dünyası; Türkiye üzerinde uyguladığı Batılılaştırma
hareketleri adı altında yozlaştırmanın dozunu
ölçmektedir.
Hristiyan Dünyası, bir gerçeği görmezlikten
gelmektedir. O da, Hilâl'in yenilmezliği. Hilâl'in
dalgalanması için canını ortaya koyan kahraman Türk
İnsanı'nın cesareti. Yunanistan, Batılı dostlarının
kışkırtmalarına alet olacağına, biraz tarihini göz
atsa kendisi açısında iyi olur. Çünkü, Yunanistan,
Türkiye'ye her sataşmasında, bir şeylerini
kaybetmiştir. Kimbilir, belki ileri de, oniki
adaları ve Batı Trakya'yı kaybediverir.
Doç. Dr. Ramazan OZEY
|