Türkiye'de Haberleşme Hizmetleri
PTT Eski Genel Müdürü, M. Emin Başer
Giriş
İnsanlar ilk varoluşları ile birlikte, gerek yaşadıkları toplumdaki
gerekse diğer toplumlardaki kişilerle haberleşme
ihtiyacını duymuşlardır.
Toplumların Millet haline dönüşümünden ve Devletlerin kurulmaya
başlamasından sonra ülke yönetimi, savunma, sanayi
ve ticari faaliyetler, ülkeler arasındaki sosyal,
ekonomik ve siyasal ilişkiler haberleşmeye ayrı bir
önem kazandırmıştır.
Haberleşme, toplum içi ve toplumlararası ilişkilerin gelişmesinde,
üretici, tüketici ilişkilerinde, ticari alanda,
sanayide, turizmde, eğitimde, sağlıkta, yurt
savunmasında, teknolojik gelişimde ve topyekün ülke
kalkınmasında sağladığı büyük katkılarla zaman
içerisinde en önemli alt yapı hizmeti olarak
görülmeye başlanmıştır.
Sosyal ve ekonomik kalkınmanın en önemli itici gücü
olan haberleşme hizmetlerinin her geçen gün küçülen
dünyamızda ülkelerarası ilişkilerdeki büyük
etkinliği, bu hizmete ayrı bir gözle bakılmasını
gerektirmiş, teknolojik gelişmelerden en hızlı ve
en çok pay alan haberleşme şebeke ve hizmetlerinde
ulaşılan seviye, ülkelerin kalkınmışlığının bir
göstergesi olmuştur.
Nitekim gelişmiş olan ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasına
bir göz attığımızda kalkınmanın haberleşme şebeke ve
hizmetleri ile çok yakından ilgili olduğu ve adeta
haber-leşme hizmetlerindeki gelişmeyi takip ettiği
görülmektedir.
Diğer taraftan sosyal, siyasal ve özellikle ticari ilişkiler her
geçen gün dünyamızı küçültmekte ve
bütünleştirmektedir. Bu küçülme ve bütünleşmede en
etkili araç haberleşme şebeke ve hizmetleri
olmaktadır.
Böyle bir dünyada ülkelerin uygun bir yer edinebilmesi modern,
yaygın ve kaliteli bir haberleşme şebekesine sahip
olmaları ile mümkün olabilir. Telekomünikasyon
şebekeleri dünya telekomünikasyon şebekesi ile uyum
sağlamayan ülkelerin giderek dünyadan kopması ve
neticede sosyal ve ekonomik bunalıma düşmesi
kaçınılmaz olacaktır.
Bu sebeple kalkınma gayreti içerisinde olan ülkelerin herşeyden
önce sayısal büyüklük, yaygınlık, sürat, teknoloji
ve modern hizmetler yönünden yeterli bir haberleşme
şebekesine sahip olmaları gerekmektedir.
Ülkemizde Haberleşme Hizmetlerinin Gelişimi
Yüzyıllar boyunca dev bir ülkeyi yöneten Osmanlı
İmparatorluğu haberleşmeyi ekonomik, teknolojik ve
sosyal kalkınma ile ülke idaresinin önemli bir alt
yapısı olarak görmüş ve o çağlarda komşularında bir
benzeri bulunmayan Ulak, Tatar, Çapar, ve Berid adı
altında özel olarak yetiştirilmiş görevlilerden
oluşturdukları etkili bir haberleşme düzeni kurarak
İmparatorluğun Haberleşme ihtiyaçlarını Asya, Afrika
ve Avrupa Kıtalarındaki geniş sınırları içerisinde
günün şartlarında en üst seviyede karşılama imkanına
sahip olmuşlardır.
1839 yılında Gülhane Hattı Hümayunu'nun başlattığı Tanzimat düzeni
ile Osmanlı müesseseleri yenileştirilip Devlet
örgütleri bir esasa, bir teşkilata bağlanırken,
haberleşme örgütleri de resmi bir teşkilata
bağlanarak ilk Posta Nezareti 1840 yılında
kurulmuştur.
Bu tarih, ülkemizde sadece posta işlerinin resmi bir düzene
kavuştuğu tarih değil modern haberleşmenin
başladığı, PTT, ile bugünkü Posta İşletme ve Türk
Telekom Teşkilatlarının temellerinin atıldığı tarih
olmuştur.
Haberleşme alarunda meydana gelen gelişme ve yenilikleri'adım adım
izleyen Osmanlı imparatorluğunda Telgraf, icadından
10 yıl gibi kısa bir süre sonra 1842 yılında
ülkemizde denenmiş, telgrafın mucidi Samuel Mors'a
Padişah Abdülmecit tarafından ihtira beratı ve
madalya verilmiştir. İlk telgraf hattı 1855 yılında
Istanbul-Edirne-Şumnu arasında tesis edilmiştir.
Bu yakın ilgi ve takip 1876 yılında Aleksandır Graham Bell
tarafından icat edilen telefonun 5 yıl gibi kısa
bir süre sonra 1881 yılında ülkemizde hizmete
verilmesi ile devam etmiş, ilk manuel telefon
santralı 1909 yılında İstanbul'da servise
verilmiştir.
Cumhuriyet Döneminde Haberleşme
istiklal savaşında ifa edilen hizmet sebebiyle yüce
önder Atatürk'ün tarihe geçen:
"Umum Telgrafçılarımızın Teşebbüsat ve Harekatı
Milliyernize İfa Eyledikleri Feda-kârane
Hizmetlerinin Milli Tarihimizde Mühim Mevkii
Vardır. Kendilerine Bugün Alenen Teşekkür Etmeği Bir
Vazife Addederim"
sözleri Haberleşme Hizmetlerine Cumhuriyetin ilk
yıllarında verilen büyük önemin habercisi olmuş,
Yüce Önder Atatürk'ün emir ve direktifleri ile 1926
yılında ilk otomatik telefon santralı 2000 hat
kapasiteli olarak Ankara'da tesis edilmiş, 1929
yılında Ankara-Istanbul arasında şehirlerarası
telefon irtibatı kurulmuş, milletlerarası telefon
hizmeti 1931 yılında İstanbul-Sofya arasında
başlatılmıştır.
Telgraf ve Telefonun icadı ile birlikte Telekomünikasyon
hizmetlerine karşı gösterilen bu büyük ilgi
Ülkemizin o tarihlerde dünyanın sayılı Ülkeleri
arasına girmesini sağlamıştır.
Daha sonraki yıllarda yatınm önceliklerinin değişmesi ve yüksek
yatırım maliyeti sebepleri ile yeterli yatırım
imkanının sağlanamaması neticesinde
Telekomünikasyon şebekemizde yıllık büyümenin
istekli sayısının çok gerisinde kalması
otomatikleşmenin yeterli hızda
gerçekleştirilememesi, kırsal alan haberleşmesine
çok az ödenek aynlabilmesi, bu hizmetlerden
beklenilen sürat ve kaliteyi menfi olarak etkilemiş,
hizmet uzun beklemeler ile verilir hale gelmiştir.
Bunun acı neticeleri sosyal ve ekonomik hayatta büyük ölçüde
görülmüş ve ülke ekonomisi üzerinde faturası çok
ağır olmuştur. 1970'li yıllarda yaşanılan Beyrut
olayı bunun çok açık bir örneğidir. Beyrut'taki iç
savaş sebebiyle o tarihlerde orada faaliyet
gösteren ve Ortadoğu Ticaretini yöneten Uluslararası
firmalar uygun yer olarak gördükleri istanbul'a
taşınmak istemişlerdir. Ancak İstanbul'da Telefonun
15-20 yıl bekleme ile alınabildiğini, Teleksin
manuel olması bir yana hat alınabilme-sinin imkansız
olduğunu, Telefon ve Teleks hizmetlerinde kalitenin
çok düşük olması sonucu aranılan numara ile
günlerce irtibat kurulamadığını, Yurtdışı
haberleşmenin hemen hemen imkansız olduğunu tesbit
etmeleri üzerine İstanbul yerine Atina ve Güney
Krbns'ı tercih etmişlerdir. Bu olay İstanbul'un
Ortadoğu ve Avrupa Ticaret merkezi olma yolunda elde
ettiği büyük şansı kaybetmesine sebebiyet vermiştir.
Uzunca süren bu gerileme döneminden sonra ülkemizin
Sosyal ve Ekonomik kalkınmasının ancak sayısal
büyüklük yönünden yeterli, yaygın, otomatikleşmiş,
kaliteli, süratli, güvenli, ileri teknolojiye sahip
modern bir haberleşme şebekesi ile mümkün
olabileceğinin tesbiti üzerine, bunu temin etmek
üzere bir taraftan Ülkemizde Telekomünikasyon
sanayinin kurulması ve gelişmesi çalışmaları
başlatılmış, diğer taraftan Telekomünikasyon teçhiza-tındaki
teknolojik gelişmeler şebekede uygulanarak büyüme,
otomaükleşme, yaygınlık, sürat, kalite,
güvenirlilik ve modern hizmetler sunulması
yönlerinden çok büyük ilerlemeler sağlanmıştır.
Telekomünikasyonda Sanayileşme
Telekomünikasyon hizmetlerinde istenilen seviyeye
ulaşılabilmesinin ön şartı bu alanda yerli sanayinin
kurulmasıdır. Bu yönde 1960'lı yıllarda başlatılan
çalışmalar sonucunda Kanada Northern Telecom Şirketi
ve PTT'nin ortaklığı ile NETAŞ kurulmuştur. O
tarihte en ileri Teknoloji olan Elektromekanik
Krosbar tipi santral üretimini gerçekleştiren NETAŞ
telefon şebekemizin gelişmesi ve genişlemesinde
çok büyük ve tarihi bir görev ifa etmiştir.
Telekomünikasyon şebekesinin telefon sant-rallan ile
birlikte önemli diğer bir halkasını teşkil eden
Transmisyon sistemlerinde ise PTT'ce kurulan ve ARLA
olarak isimlendirilen araştırma laboratuvarında
başlatılan yerli dizayn ve üretim çalışmaları
ARLA'nın ITT BELL-PTT ortaklığı ile kurulan
TELETAŞ'a dönüştürülmesi sonucunda yerli dizayn ve
yabancı lisans ile üretilen transmisyon cihazları bu
yöndeki eksikliği hızla gidermiştir. Telefon
santralı ve transmisyon cihazı imalatına NETAŞ ve
TELE-TAŞ yanında SIEMENS firmasının da girmesi ile
bu alanda çok büyük mesafeler alınmış ve bu
şirketlerin ürettikleri cihazlar en ileri ülkelerin
ürettiği cihazlar ile yarışır hale gelmiş, dış
ülkelerde çok rahat alıcı bulmuştur.
Bu üç büyük şirkette üreülen cihazlar ve sistemler ülkemiz
haberleşme şebekemize ölçüde Millilik vasfı
kazandırmış, Bu alanda önemli bir araştırma ve
geliştirme potansiyeli ile parlak beyin gücü
doğmasına vesile olmuştur.
Burada ilk olarak NETAŞ'ta araştırma çalışmaları
gerçekleştirilip üretimi yapılan ve daha sonra
TELETAŞ ile SİEMENS'de yerli dizayn olarak
gerçekleştirilen kırsal alan Elektronik Telefon
Santralları Türk mühendis ve işçinin beyin gücü ve
el emeği olarak gurur kaynağı olmuştur.
Bugün Ülkemizde Ericsson şirketinin de dahil olması ile toplam
olarak çok yüksek ve ülke ihtiyacının çok üstünde
Telefon santralı ve Transmisyon cihaz ve sistem
üretim kapasitesine sahip, en son teknolojik
uygulama olan Digital (Sayısal) santral ve teçhizat
üreten fabrikalar, yine toplam olarak ülke
ihtiyacının çok üstünde Fiber-Optik kablo dahil her
nevi kablo üretim kapasitesine sahip çok sayıda
kablo fabrikaları ile Telekomünikasyon Sanayiinde
Ülkemiz Dünya devleri arasında yer almaya namzettir.
Haberleşme Hizmetleri
Posta ve Telekomünikasyon olarak iki ana grupta toplanan haberleşme
hizmetlerinde büyük ağırlığını mektup gönderilerinin
teşkil ettiği Postada uzun yıllar teknoloji yerine
esas • unsur olarak insan emeği ön planda olmuş,
insan ve motorlu araçlar ile bu ihtiyaç mümkün olan
ölçüde süratli ve kaliteli olarak verilmeye
çalışılmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında 60.000.000 civarında olan mektup
gönderileri bu yıllarda nüfus başına 4-5 adet iken
1960-1970 yılları arasında yüzlerce milyonla ifade
edilir adede ulaşmıştır. 1970 yılında yıllık 520
milyon Yurtiçi, 59 milyon Yurtdışı mektup postası
işlem görürken, yıllık ortalama nüfus (kişi) başına
olan mektup gönderisi 16 adet olmuştur.
1970'li yıllardan itibaren Teleks ve Telefondaki gelişmeler sonucu
1970-1980 yıllan arasında mektup postasında düşüş
başlamıştır.
1984 yılından itibaren alınan sosyal ve ekonomik kararlar ve
gelişmeler yanında Posta ve Telekomünikasyon
hizmetlerinde başlatı-lan teknolojik uygulamalar,
idari tedbirler ve yeni hizmet türlerinin de
etkisiyle mektup postasında önemli artışlar meydana
gelmiştir. 1984 yılında Yurtiçi ve Yurtdışı olarak
toplam yaklaşık yıllık 880 milyona ulaşan mektup
postası adedi 1991'de yaklaşık 1,5 milyar , 1997
yılında ise yaklaşık 1.3 milyar olmuştur.
Bu yıllık artışlara paralel olarak posta
hizmetlerinde modern cihazlarla donatılmış posta
işleme merkezleri kurulmaya başlanılmış, posta kodu
uygulamasına geçilmiş, optik okuyucular
kullanılarak mektup postalarının ayrımında büyük
ölçüde sürat ve doğruluk sağlanmış, acele posta
(APS) başta olmak üzere birçok yeni posta hizmeti
sunulmaya başlanılmıştır.
Telekomünikasyon Hizmetleri
Telekomünikasyon hizmetlerinde Cumhuriyetin ilk yıllarındaki hızlı
gelişme uzun yıllar aynı hızla devam
ettirilememiştir. Bu alanda esas atılım ve gelişim
1984 yılından itibaren olmuştur. Ancak hemen ifade
etmek gerekir ki 1984 yılından önceki yıllarda
yapılanları da görmemezlikten gelmek o döneme
haksızlık olacaktır. O dönemde Telekomünikasyon
Sanayiinin kurulması, bazı önemli hizmetlerin
başlatılmış olması ve az da olsa sayısal
büyük-lüklerdeki artışlar bu alandaki faaliyetlerin
önemli göstergeleridir. 1984 yılının ön plana
çıkması bu yıldan önceki yıllarda hiçbirşey
yapılmadığının değil yapılanların, yapılması
gerekenlerin çok gerisinde kalmış olmasının bir
sonucudur.
Ülkemiz Telekomünikasyon hizmetlerindeki gelişmelere kronolojik
olarak göz atacak olursak bu alanda yapılanlar daha
iyi belirlenmiş olacaktır.
Cumhuriyet Döneminde Haberleşme Hizmetlerindeki ilkler
1926 İlk Otomatik Telefon Santralı
1929 Şehirlerarası Telefon Hattı
1931 İlk Uluslararası Telefon Hattı
1934 Kuranportör Sistemi (Şehirlearası Havai
Hat Transmisyon Sistemi)
1940 Çok Kanallı Elektronik Transmisyon Cihazı
19İ4 Manuel Teleks Santralı
1958 Analog Radyo-Link (Çok Kanallı Telsiz
Transmisyon Sistemi)
1971 Radyo-Link Sistemi Üzerinden Televizyon
Nakli
1973 Otomatik Teleks Santralı
1975 Denizaltı Kablo Tesisi
1976 Şehirlerarası Otomatik Telefon Bağlantısı
1979 Uydu Yer İstasyonu
1979 Uluslararası Otomatik Telefon Bağlantısı
1982 Şehirler ve Uluslararası Ankesörlü Telefon
1984 Digital (Sayısal) Telefon Santralı
1984 İlk Elektronik Mektup
1984 Kırsal Alan Radyo-Link Sistemi
1985 Fiber-Optik Şebeke
1985 Digital (Sayısal) Transmisyon
1986 Mobil Telefon (Araç Telefonu) 1986
Çağrı Sistemi
1986 Digital (Sayısal) Uydu Yer İstasyonu
1986 Mobil Uydu İstasyonu
1987 Şehirlerarası Koaksiyal Kablo 1987
Videokonferans
1987 Data (Veri) Şebekesi
1987 TVRO
- RRO (Televizyon - Radyo Alış YerTerminali)
1987 İlk Kartlı Telefon
1987 Kordonsuz Telefon
1988 Telebilgi
1988 Denizaltı Fiber -Optik Kablo 1989-1990
TÜRKSATProje Çalışması ve İhalesi
1989 Deniz Uydu Yer İstasyonu 1989 Akıllı
Data Şebekesi (Turpak)
1989 Kredili Arama, Ücretsiz Arama
1990 İlk Videoteks
1990 IBS Projesi
1991 Alo Bilgi
1993 Mobil Telefon Hizmeti - GSM
1994 TÜRKSAT İB Uydusu Yörüngede
1994 IBS (Uydu Üzerinden Ses Bağlantısı
Sağlayan Küçük Uydu Yer Terminali)
1995 VSAT(Uydu Üzerinden Data Bağlantısını
Sağlayan Küçük Uydu Yer Terminalleri)
1996 TURNET (Ulusal İnternet Alt Yapı Ağı)
1997 No. 7 İşaretleşme Sistemi
1998 Küresel Kart Sistemi
Yukardaki ilkler tablosunda, Telefon ve Teleks hizmetleri ile
ilgili santral, sistem, ve diğer teknik teçhizat
bazında belirli mesafeler alındığı görülmekle
beraber kapasite olarak yetersiz kalınması hizmetin
oldukça yetersiz sunulmasına sebebiyet vermiştir.
Özellikle Telefon ve Teleks hizmetlerin-deki yetersiz kapasite,
isteklerin 10-15 yıl bek leme ile verilebilmesine,
aşırı trafik yükü sebebiyle telefonlarda uzun süre
düdük (çevir) sesi alınamamasma, aranılan telefon
numaralarına çok zor ve defalarca yapılan aramalar
sonucunda ulaşılabilmesine, Şehirlerarası ve
Milletlerarası telefon konuşmalarının değil normal,
acele türünde dahi saatlerce bekleme ile
yapılabilmesine sebebiyet vermiş, bu husus espiri
ve alay konusu olmuştur.
Haberleşme hizmetlerinde Cumhuriyet döneminin en büyük hamlesi
rahmetli Turgut ÖZAL'ın Başbakanlığı döneminde
başlatılmıştır.
Haberleşme hizmetlerinde yeterli seviyeye ulaşılmadığı sürece
Ekonomik ve Sosyal gelişmenin mümkün olamayacağını
çok iyi bir şekilde tesbit eden Rahmetli Turgut
ÖZAL'ın bu konudaki talimatı, kapasite, teknoloji,
kalite, sürat, çağdaş hizmetler ve yaygınlık
itibariyle yeterli bir haberleşme şebekesinin biran
önce gerçekleştirilmesi olmuştur. Rahmetli Turgut
ÖZAL'ın bu talimatı, bizzat kendisinin büyük
desteği ve takipçiliği ile kısa sürede yerine
getirilmiştir.
Haberleşme hizmetlerine verilen bu büyük önem ve
öncelik sonucunda milyonlarla ifade edilen yıllık
telefon santral tesisleri ile telefon beklemesi
ortadan kalkmış, otomatikleşme yurt sathında
yaygınlaştırılmış, kırsal alan haberleşmesinde
telefonsuz köy kalmamış, otomatik telefon hizmeti en
küçük yerleşim yerlerine kadar götürülmüş,
haberleşme hizmetlerindeki en ileri Teknoloji olan
sayısal (Digital) Teknoloji süratle uygulanmış,
modem Teknolojinin sağladığı bütün hizmetler
ülkemizde sunulur hale gelmiş, Bilgisayarlararası
haberleşmede, bilgi kaynağına ulaşmada ve bilgi
alışverişinde gerekli olan DATA (Veri) şebekeleri
servise verilmiş, bütün bunlar yapılırken işletme
ve bakım hizmetlerinde teknolojik gelişmelerden
zamanında ve yeterli seviyede yararlanılarak
hizmette kalite, sürat, emniyet ve süreklilik en üst
seviyede sağlanmıştır.
Haberleşme şebekesi yine aynı dönemde başlatılan çalışmalarla
kabuk değıştirmiş, sayısal santralları, sayısal
iletim ortamları, Fiber-Optik kablo şebekesi,
uydusu, mobil telefon şebekesi ve veri iletişim
şebekesi ile geleceğin bilgi şebekesinin alt yapısı
için önemli adımlar atılmıştır.
Sonuç
Haberleşme hizmetlerinde gerçekleştirilen büyük hamle sonucunda
bugün ulaşılan seviye yeterli görülmeyerek
gelişmeler yakın dan takip edilmeli, 2000'li
yılların haberleşme hizmet ve şebekesinin gerekleri
şimdiden yapılmalı, sayısal büyüklük, teknolojik
yapı ve yeni hizmet türleri yönünden gerekli
çalışmalara zamanında başlanılmalıdır.
Haberleşme şebeke ve hizmetlerinin yeni yapısının ne olacağını,
teknolojik gelişmeler, toplum yapısındaki değişimler
ve küreselleşen bir dünya ışığında tahmin etmek hiç
güç değildir.
Teknolojinin çok hızlı değişim gösterdiği günümüzde bu değişimden
en erken ve en çok faydalanan sanayi ,ve hizmet
dalının telekomünikasyon sistem ve şebekeleri
olduğu çok açık olarak görülmektedir. Bunun en
önemli sebebi Telekomünikasyonun sadece Telefon,
Telgraf, Teleks gibi klasik haberleşme vasfının
giderek çok daha değişik vasıf kazanmış olmasıdır.
Yapısı değişmiş, klasik bilginin dışında güncel bilgi edinmeyi
isteyen, yaşamım bilgi ile bütünleştiren, zaman ,
ekonomi , teknoloji üçlüsünün müşterek noktasını her
olayda arayan bir toplumun yaşadığı dünyaya
sahibiz.
Böyle bir dünyada her konuda olduğu gibi hatta hepsinden daha önce
telekomünikasyon hizmetlerinin vasıf değiştirmesi
doğal olarak beklenmeliydi. Nitekim de böyle
olmuştur.
Mektup, Telgraf ve Telefon haberleşmesi yanında
teknolojik gelişmelerin sağladığı yeni haberleşme
türleri ön plana çıkmaktadır. Yazılı haberleşmenin
başlangıcını teşkil eden mektup, elektronik mektup
ve elektronik posta ile telgraf data ile sesli
haberleşme ise görüntülü haberleşme ile yeni bir
boyut kazanmıştır. Digital (Sayısal) santrallar
sekreterlik ve operatörlük görevlerini de
üstlenmektedir. Toplumun bilgiye ulaşım ihtiyacına
cevap veren bir haberleşme şebekesi, çağımıza adını
koyma-ta yardımcı olmuştur. Çağımız artık
Enformasyon çağıdır. Bu çağda toplumlar bilgi
toplumu olma yarışındadırlar. Sosyal ve ekonomik
refahın yolu bilgi toplumu olmaktan geçmektedir.
Böyle bir seviyeye gelen toplumların yaşadığı
dünyamızda bundan sonra ses metin, grafik, şekil,
resim, veri ve görüntü iletimini aynı şebekede
sağlayan ISDN ile OPTO - ELEKTRONİK teknolojisinin
telefon santrallarında yaygın olarak kullanımı
sonucunda telekomünikasyon hizmetlerinde yeni bir
çağ başlayacak, sosyal ve ekonomik hayatta köklü
değişiklikler olacaktır. Bugünden bunun
belirtileri açık olarak görülmektedir
Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Bilgisayarlarla tamamen
bütünleşmiş, optik anahtarlama elemanları, optik
transmisyon ortamı, evlere kadar giren Fiber-Optik
kablo, Digital telefon cihazı, görüntülü telefon ve
büro otomosyonun ağırlıklı olduğu, en geniş anlamda
Telematik ve tnformatik hizmetlerinin sunulduğu
akıllı Telekomünikayon Şebekeleri yaygın olarak
kullanılmaya başlayacaktır. Böyle bir şebeke Radyo
ve Televizyon yayıncılığında da yeni çığır açacak ve
bu yayınlar veri şebekesi üzerinden bir PC (Kişisel
Bilgisayar) ile alınacaktır. Bunun uygulamasını
bugünden görmek mümkündür.
Bu yeni yapısı ile telekomünikasyon şebekeleri artık bilgi
şebekeleri/bilgi otobanı olarak isimlendirilecektir.
Günümüzde Uydular ve Okyanus aşın Fiber-Optik
kabloların yaygın kullanımı ile hedefte tek Dünya
tek şebeke fikrini gerçekleştirmek üzere ortak
şebeke tasarımları ön plana çıkmaktadır. Bunun
örneği Mobil Telefon hizmetlerinde yaşanmak
üzeredir.
Şebeke yapısındaki bu değişim ile birlikte sabit kurulu hatlar
yanında küresel hareketlilik, ses servisleri
yanında çok ortamlı ve görsel ağırlıklı servisler,
kablolu bağlantı yanında telsiz bağlantı, dar
bandlı servisler yanında geniş ve çok geniş bandlı
ortak servisler giderek ağırlığını hissettirecek
sabit hat numaralı servislerden kişiye özel
kullanım numaralarına geçilecektir.
Haberleşme hizmetlerinde bir zamanlar yaşadığımız kötü dönemi
tekrar yaşamamak için telekomünikasyon şebekemizi
sayısal büyüklük, teknolojik yapı, sunulan
hizmetler yönüyle ihtiyacın önüne geçirmek ve
yapısal olarak geleceğin bilgi şebekesine
dönüştürmek için gerekli çalışmalar zamanında ve
yeterli seviyede yapılmalı, yerli telekomünikasyon
sanayii yönlendirilmeli, desteklenmeli ve daima ön
planda tutulmalıdır. Aksi takdirde bunun faturası
bugünkü ulaşılan ekonomik ve ticari hayatta çok daha
ağır sonuçlar doğuracak; telafisi hemen hemen
imkansız zararlarla karşılaşılması kaçınılmaz
olacaktır. Telekomünikasyon hizmetlerinin
özelleştirme sürecine girdiği bu dönemde belirtilen
konular daha da büyük bir önem kazanmaktadır.
Kısa süre içerisinde gerçekleşeceğine inandığım
bilgi şebekesinden sosyal ve ekonomik hayatımızda
yeterli yararlanabilmenin daha şimdiden hazırlığı
içinde olmanın zonınluluğuna inanıyor, ülkemizde
haberleşme hamlesinin baş mimarı olan 8.
Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL'ı rahmet ve şükranla
anıyorum.
|