Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye'de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Yeri ve Önemi 

Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin durumuna geçmeden bu işletmelerin tanımı konusu üzerinde durmakta yarar vardır. Bugüne kadar çeşitli kamu kuruluşları, biribirinden farklı KOBİ ve KOS İşletmesi tanımları ile faaliyet ve hizmetlerini sürdürmüşlerdir. Konu ile ilgili olarak kanun düzeyindeki en son tanım, 12 Nisan 1990 tarih ve 3624 sayılı "Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının Kuruluş Hakkında Kanun"da yer almış, buna göre imalat sanayiinde faaliyet gösteren ve 1-50 arası çalışanı olan işletmeler küçük, 51-150 arası çalışanı olan işletmeler ise orta ölçekli sanayi işletmeleri (KOS İşletmeleri) olarak kabul edilmiştir. Bundan sonra, 31.10.1996 tar­ihli "KOBİ Yatırımlarında Devlet Yardımları ile ilgili Tebliğ"de, çalışan sayısı aynen alınmış ancak sabit yatırım tutarının 50 milyardan az olması ve imalat sanayi sektöründe faaliyet gösterilmesi gerektiği belirtilerek (yani KOBİ kavramını, KOS İşletmeleri kavramıyla sınırlayarak) bir tanım yapılmış, en son 31.07.1997 tarihinde yayınlanan Para Kredi Koordinasyon Kurulu Tebliği'nde ise Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca KOBİ'lere verilecek teşviklerden, en fazla 200 çalışanı olan ve imalat sanayiinde faaliyet gösteren işletmelerin (yani KOS İşletmelerinin) yararlanabileceği bildirilmiştir. 

Görüldüğü gibi, ülkemizde KOBİ'lerin tanımlanmasında, değişik yasalarla biribirinden çok farklı ölçütler kullanılmıştır. Yasa'lardan birinde, çalışan sayısı 150'nin altındaki işletmeler KOBİ olarak nitelendirilirken, diğerinde en fazla 200 çalışanı olan işletmeler küçük ve orta boy işletme olarak kabul edilmiştir. Bu değerlendirmelerde bazen sabit yatırım tutarı da belirleyici bir değişken olarak esas alınmıştır. 

Burada hemen belirtmek isterim ki, söz konusu ölçütlerin tümü, KOBİ'lerin tanımlanması için yetersizdir. Çağımızda, değişen üretim mod­elleri ve önem kazanan yeni üretim fonksiyonu karşısında, bilginin önemi her geçen gün giderek artmakta ve bilgi toplumuna geçiş sürecinde ekono­mide ve rekabette temel belirleyici unsur bilgi ve teknoloji olmaktadır. Çağımızda, küçük ve orta boy işletmelerin temel ayracını da artık bilgi ve teknoloji olarak belirlemek gerekmektedir. Bu nedenle, teknolojik içeriği yüksek üretim yapan (veya elektrik, elektronik, mikroelektronik, telekomünikasyon gibi faaliyet gösterdiği sektörler yönünden üretimin teknolojik içeriği zaten yüksek olan) ve çalıştırdığı işçi sayısı 150'nin altında olan işletmelerin KOBİ olarak nitelendirilmesinin, çağımızın gerek­lerine ve özellikle yeni üretim fonksiyonuna daha uygun düşeceği kanısındayız. 

Ülkemizdeki KOBİ'ler, TOBB ve TESK çatısı altında, her ilimizde ve bazı ilçelerimizde mevcut sanayi odaları ile sanayi ve ticaret odalarının yanı sıra, esnaf sanatkar odaları, birlikleri ve federasyonlarda örgütlenmiş bulunmaktadırlar. 

KOS işletmeleri sektörel bazda ele alındığında, bu işletmelerin ülke sanayii içindeki önemlerini hemen görmek mümkündür (Tablo:2). 

Tablo 2: Türkiye'deki Sanayi İşletmelerinin İstihdam ve Katma Değer Açısından Dağılımı

(DİE, 1994 Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı)

ÇALIŞAN

 

KATMA DEĞER

SAYISI

İŞYERİ

%

İSTİHDAM

%

(TRİLYON TL)

%

1-9

188.138

94.9

508.759

35.2

55.2

5.8

10-49

6.914

3.5

150.376

11.1

63.1

6.5

50-199

2.245

1.1

217.429

15.1

150.2

15.6

200'den çok

967

0.5

559.108

38.6

691.8

72.1

TOPLAM

198.264

100

1.445.672

100

960.3

100

 

Geleneksel yaklaşımla ve DİE verilerine göre, 1-199 arası işçi çalıştıran işletmeleri küçük ve orta ölçekli işletmeler olarak kabul edersek, bu işlet­meler ekonomimizde; 

İşletme sayısında                           % 99.5

İstihdam açısından                         % 61.4

Katma değer bakımından                % 27.9

oranlarında paylara sahip bulunmaktadırlar. 

KOS İşletmelerinin ülkemizdeki Dağılımı 

DİE 1992 yılı rakamlarına göre KOS işletmelerinin bölgesel dağılımına

baktığımızda;

 

 

Marmara Bölgesinin

74.257 işletme ile

% 37.7,

Ege Bölgesinin

34.303 işletme ile

% 17.4,

İç Anadolu Bölgesinin

30.738 işletme ile

% 15.6

Akdeniz Bölgesinin

21.720 işletme ile

% 11.1

Karadeniz Bölgesinin

18.104 işletme ile

%   9.2

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin

11.271 işletme ile

%   5.7

Doğu Anadolu Bölgesinin

6.400 işletme ile

%   3.3

oranlarında paylan bulunmaktadır. 

KOS İşletmelerinin Sektörel Dağılımı: 

KOS   işletmelerinin   hangi   sektörlerde   ağırlıklı   olarak  faaliyet gösterdiğine baktığımızda ise bu işletmelerin; 

% 29'unun Dokuma, Giyim Eşyası ve Deri sanayinde % 25'inin   Metal Eşya sanayinde % 22'sinin Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayinde % 1 l'inin   Gıda, İçki ve Tütün Sanayinde %   4'ünün Taş ve Toprağa Dayalı Sanayide %   3'ünün Kağıt-Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayinde % 3'ünün Kimya Sanayiinde % 2'sinin Diğer İmalat Sanayiinde % l'inin Metal Ana Sanayiinde faaliyet gösterdikleri görülür. 

KOS İşletmelerinin Sektörel Bazda Bölgelere Göre Dağılımı

KOS  İşletmelerinin coğrafi bölgelere göre sektörel  dağılımı ise Tablo:3'de görülmektedir. 

Tablo 3:  KOS  İşletmelerinin Sektörel Bazda Bölgelere Göre

Dağlımı (DİE, 1992 G.S.İ. Sayımı)

Sektör

Oran %

 

 

Marmara

Ege

Akdeniz

Anadolu

Karadeniz

Doğu Anadolu

G.Doğu Anadolu

Gıda İçki Tutun

24.1

17.0

14.2

14.0

12.7

6.0

12.0

Dokuma Giyim Deri

44.0

20.6

8.9

10.5

7.5

2.5

6.0

Orman Ürün. Mobilya Sanayi

30.8

15.6

12.5

21.8

10.9

4.0

4.4

Kağıt-Kagıt Ürünleri Basım Sanayi

47.5

13.1

9.2

18.0

6.6

23

3.3

Kimya Sanayi

61.1

12.7

5.5

11.1

5.3

0.9

3.4

Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi

37.8

18.6

14.2

14.8

8.0

1.5

5.0

Metal Ana Sanayi

46.0

16.0

10.0

17.5

5.4

1.0

3.9

Metal Eşya Sanay:

36.2

17.2

11.5

17.6

9.7

3.0

4.8

Yukarıda verilen tablolardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde sanayinin genel dağılımına paralel olarak küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri ağırlıklı olarak Marmara Bölgesinde yoğunlaşmış bulunmakta olup, Ege ve İç Anadolu bölgeleri ikinci ve üçüncü sırada yer almaktadırlar. Sektörel dağılım ise, KOS işletmelerinin %76'sının Dokuma, Giyim, Deri Sanayi; Metal Eşya Sanayi ve Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi sektörlerinde faaliyette olduğunu göstermektedir. 

KOBİ'lerin Sorunları 

Gerek üretimde gerek istihdamda böylesine önemli paylan olan küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin bazı temel sorunları bulunmaktadır. Bunları beş başlık altında toplamak mümkündür: 

1) Finansman ve finansman kaynaklarına erişim sorunları

2)  Üretim ve yönetim teknolojilerindeki gerilik

3) Nitelikli işgücü teminindeki zorluklar

4) Dışa açılma, ihracat ve uluslararası işbirliği yapabilme zorluklan

5) Vergi, sosyal güvenlik vb. mevzuatından kaynaklanan sorunlar. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Gümrük Birliği sürecinde iç ve dış pazarlarda yabancı rakipleriyle mücadele edebilmeleri, bu kesimin rekabet güçlerinin geliştirilmesini gerektirmekte, bu ise genelde;

1)  Eski teknolojiye dayalı makina ve teçhizatın modernizasyonu,

2)  Üretim ve hizmet kalitesiyle, verimliliğinin yükseltilmesi ve sonuç­ta da maliyetlerin düşürülmesi, ile gerçekleştirilebilir görünmektedir.

KOBİ'lerin Sorunlarına Çözüm Yolları 

Esnaf ve küçük sanatkarların sorunlarının çözümü için yukarıdaki bölümlerde yaptığımız genel nitelikteki önerileri burada da tekrarlamak mümkündür. Aynen esnaf ve küçük sanatkarlar için önerildiği gibi küçük ve ortaboy işletmelerin devletçe desteklenmesinde de selektif politikalar uygulanması ve teknolojik düzeyi yeterli üretim yapan KOBİ'lere, teknolo­ji, eğitim ve finansman desteği sağlanması önerilebilir. 

KOBİ'lerin sorunlarına, önemli bir bölümünün imalat sanayiinde faaliyet göstermeleri (KOS İşletmeleri) nedeniyle özel bazı çözüm yolları da ilave olarak önerilebilir. Bunların başında; 

• Sektörel küçük sanayi siteleri ile organize sanayi bölgelerinin oluşturulması gelmektedir. Sektörel olarak oluşturulmuş böylesi mekan­larda bir araya gelecek olan KOBİ'ler arasında teknolojik bilgi alışverişi ve deneyim aktarımı sözkonusu olabilecek, ayrıca yenilikçi çalışmalar örnek alınarak teknoloji düzeyi yüksek kaliteli ve düşük maliyetli üretim mümkün olabilecektir.

Organize Sanayi Bölgelerinde altyapı, Küçük Sanayi Sitelerinde altyapı ve üstyapı inşaatlarına bugüne kadar devletçe verilen desteğe, ülkemizin gelişmiş batı bölgelerinde teknolojik içeriği yüksek üretim yapan sektörlerle sınırlı olmak üzere devam edilmeli, bunun dışındaki sektörlerde (gıda sanayii başta olmak üzere, kimya, toprak, konfeksiyon, tekstil, metal vb. emek-yoğun sanayi sektörlerinde) faaliyet gösterecek KOBİ'ler için karma OSB ve KSS oluşumuna devletçe yalnızca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da destek verilmelidir. 

Daha açık söyleyişle, karma OSB ve KSS'ler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devletçe desteklenmeli, gelişmiş batı bölgelerinde ise bu destek, teknolojik içeriği yüksek sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ'ler için OSB ve KSS kurulmasına öncülük edilmesi suretiyle gerçekleştirilme­lidir.

•  Ayrıca, bilimsel düzey itibariyle yeterli üniversitelerin hemen yanı başında oluşturulacak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TEKNOPARK'lar) ile üniversite-sanayi işbirliği kurumsallaştırılmalı ve bu bölgelerde yüksek teknoloji ürünü prototiplerin geliştirilmesi de sağlan­malıdır. 

Küçük ve ortaboy sanayi işletmelerinin geliştirilip güçlendirilebilme­si için KOSGEB tarafından örnek mahiyette sürdürülen çalışmaların da geliştirilip çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Başta, Ortak Kullanım Atölyeleri olmak üzere sektörel bazda İhtisas Merkezleri, Teknoloji Merkezleri oluşturulmalı, Danışmanlık Hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. KOSGEB'ce önceki yıllarda başlatılan ve tüm KOS İşletmeleriyle ilgili bil­gilerin bir Bilgi Bankasında toplanması suretiyle üretim ve pazarlama faaliyetlerindeki etkinliğin artırılması amacına yönelik bulunan KOSBİLTOP projesi mutlaka sonuçlandırılmalı ve güncel bilgilerle destek­lenerek sürekli kılınmalıdır. Bu ve benzeri çalışmalar ile KOSGEB'in, bugünkü konumundan çok daha aktif bir çalışma düzenine geçmesi gerek­tiği de açıktır. 

• KOBİ'lerin dışa açılma, ihracat ve uluslararası işbirliği zorluklarının aşılabilmesi için Dış ticaret Müsteşarlığınca sürdürülen uygulamalar daha etkin ve tatminkar düzeylere çıkarılmalı ve destek çalışmaları, yeni enstrü­manlarla takviye edilmelidir. Bu konudaki uygulamalar, bugün pazarlama desteği, AR-GE desteği ve çevre desteği bazında yürütülmekte ancak, yapılan yurtdışı yolculuklarının uçak bileti bedellerinin belirli bir bölümünün karşılanması, yurt dışında açılacak pazarlama bürolarının kuruluş giderlerine katkı sağlanması gibi parasal boyutları sınırlı ve etkinlik düzeyleri son derece düşük bu destekler, tatmin edici bulunmaktan oldukça uzaktır.

KOBİ'lerin dışa açılma zorluklarının aşılabilmesi için kurulması öngörülen Sektörel (Çok Ortaklı) Dış ticaret Şirketleri modeli, uluslararası ticarette yoğunlaşan rekabetin küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için oluşturduğu potansiyel riskleri de görerek, toplu alım avantajlarıyla ortak­larının mal ve hizmet tedarik maliyetlerini düşürmüş, finansman sorunlarını çözmek, pazarlama etkinliklerini arttırmak, ihracatta karşılaştıkları dar boğazları gidermek suretiyle KOBİ'lerin global pazarlar­daki rekabet güçlerini arttırmıştır. Küçük ve orta boy işletmelerinin, güç­lerini birleştirerek oluşturdukları "Sektörel (çok ortaklı) Dışticaret Şirketleri"nin ihracattaki başarıları da göz önünde bulundurularak devletçe desteklenmeleri ve bu başarılı uygulamanın yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. 

• KOBİ'lerin finansman ve finansman kaynaklarına erişim sorunları da son derece önemli bir sorundur. Gelişmiş ülkelerde KOBİ'lerin genel kredi hacmi içerisindeki payları %46-55 düzeylerinde seyrederken, bu oran ülkemizde %3-4 civarındadır. Bu yetersiz oranların gelişmiş ülke düzeyler­ine çıkarılması ve bu amaçla Türkiye Halk Bankasının kredi plasman hacminin devletçe de katkı yapılarak yükseltilmesi şarttır. KOS işlet­melerinin finansman yetersizliğinin aşılabilmesi için Türkiye Halk Bankası tarafından 1996 yılında başlatılan Teşvik Fonu Kredisi uygula­maları maalesef, oldukça sembolik boyutlarda kalmıştır. Küçük ve orta boy sanayi işletmeleri arasında sektörel ve teknolojik üretim bazında her-hangi bir ayırım yapılmaksızın yetersiz kaynaklarla gerçekleştirilen uygu­lamalar, ileri teknoloji ölçütü esas alınmadığı için bu işletmelerimizin rek­abet güçlerinin geliştirilmesi açısından etkili ve efektif olamamıştır. Yapılan başvurular, ticari kredibilite yönünden değerlendirilmiş ve sonuçta 1997 Ekim ayı itibariyle toplam 2272 firmaya kredi desteği verilebilmiştir. Sektörel bazda ve selektif bir yaklaşımla ele alınmayan bu kredi tahsis uygulamaları, yetersiz ve sembolik boyutları bir yana, teknolojik içeriği yüksek ürün üretebilme amacını da gerçekleştirememiş ve dolayısıyla ülke kaynaklarının israfı denilebilecek bir uygulama olarak kalmıştır. 

•    Küçük ve orta boy işletmelerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasında ayrıca, yeni yöntemler de kullanılmalı ve özellikle Kredi Garanti Fonu ile Risk Sermayesi uygulamalarının hukuksal ve pratik alt yapısı mutlaka oluşturulmalıdır. 

•  KOBİ'lerin vergi, sosyal güvenlik vb. mevzuatından kaynaklanan sorunlarının çözümü için de ilgili kamu kuruluşlarınca yeterli çalışmalar yapılmamıştır. KOBİ'ler vergi mevzuatı yönünden bütün gelişmiş ülkelerde desteklenirken ülkemizde bu konuda özel bir düzenlemeye gidilmemiştir. Örneğin Fransa'da KOBİ'lerde çalışan işçilere gelir vergisi ayrıcalıkları getirildiği bilindiği ve muhasebe defterlerinin tutulması konusunda pratik pek çok kolaylık sağlandığı halde bu yaygın ve yerleşik uygulamaların ülkemizde de gerçekleştirilmesi için herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. KOBİ'lerin vergi ve sosyal güvenlik sorunlarının da gelişmiş batı ülkeleri uygulamalarından esinlenerek yeniden düzenlenmesi şarttır. 

•  KOBİ'lerin nitelikli işgücü temininde karşılaştıkları güçlüklerin ise eğitim çalışmalarının desteklenmesi suretiyle aşılması mümkündür. Teknolojik içeriği yüksek, rekabet şansı olan ürünlerin üretilebilmesi ancak eğitim düzeyi yüksek işçi ve sanatkarlarla mümkündür. Ülkemizde sürdürülen mesleki teknik eğitim çalışmalarının geliştirilmesi ve bu bağlamda TESK tarafından organize edilen mesleki eğitim çalışmalarına güç ve destek verilmesi şarttır. Ayrıca mal ve hizmet kalitesinde ulus­lararası standartların yakalanabilmesi için meslek standartlarımızın zorunlu uygulamaya konulması gereklidir. Söz konusu standartlar ayrıca, eğitilmiş işgücünün uluslararası sirkülasyonu için de mutlak zorunluluktur. Bu amaçla, meslek standartlarının uluslararası düzeyde kabul edilebilir bir biçimde oluşturulması ve belgelendirilmesi gerekliliği vardır. 

KOBİ'lerin bilgi toplumuna yönelmiş dünyamızda, uluslararası reka­bette başarı şanslarının olabilmesi, teknolojik içeriği yüksek mal ve hizmet üretmelerine bağlıdır. Bu ise ancak, çağdaş teknolojilerle modernize edil­miş küçük ve orta boy işletmelerde, çağdaş standartlarda eğitilmiş işgörenlerimiz (işçi ve sanatkarlarımız) tarafından gerçekleştirilebilir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005