Türkiye'de
Düzenleyici Devlete Dönüşüm Süreci
Abstract
The Transformation period to regulatory state in
Turkey
As in the case of severalother countries, the current
period is also an era of the regulatory state for
Turkey. The regulatory state relies on regulations
in the form of market enforcement, social planning,
the Night Watchman State or any combination of three
rather than public ownership or central planning.
However, it is argued that effective regulatory
processes should consist of participation,
transparency and accountability for the efficient
provision of public services.
Keywords:
Regulatory state, liberalizatian, and Turkey
regulation, privatization,
JEL Classification:
H42, H83, K23
Özet
Başka pek çok ülkede de olduğu gibi, yaşadığımız
süreç Türkiye'de de düzenleyici devlet dönemidir.
Düzenleyici devlet kamu işletmeciliği ve merkezi
planlama yerine, piyasa denetçisi, sosyal plancı,
minimal devlet veya üçünün bileşeni şeklinde oluşan
düzenlemelere bel bağlamaktadır. Ancak, kamu
hizmetlerin etkin sunumu için, etkili bir
düzenleyici süreç katılımcılık, saydamlık ve
açıklığı içermelidir.
Anahtar kelimeler:
Düzenleyici devlet, düzenleme, özelleştirme,
serbestleşme ve Türkiye .
JEL Sınıflaması:
H42, H83, K23
Giriş
Çeşitli çalışmalarda sıkça vurgulandığı gibi bir
tür Düzenleyici Devlet (Regulatory State) çağında
yaşamaktayız (lordana ve Faur, 2005) ve Avrupa
Birliği (AB) de bir tür düzenleyici devlet modeli
etrafında yapılanmaktadır (Majone, 1994).
Özelleştirme ve serbestleştirme süreci geçmişin
dirigiste devletinin yerini alacak düzenleyici
devletin koşullarını oluşturmuştur. Dirigiste
devletin belirleyici özellikleri olan devletçilik (nationalization),
merkezi yönetim ve planlı kalkınma gibi unsurlar ile
karşılaştırıldığında, düzenleyici devletin öne çıkan
özelliğinin yaptırım tehdidi ile desteklenen ve
gerçek ve tüzel kişilerin kullanabilecekleri taktir
yetkileri üzerine getirilen kamu sınırlamalarını
(müdahalelerini) içeren kamu düzenlemeleri olduğu
görülmektedir.
Yasama, yürütme ve yargıya ilişkin işlevleri içeren
bağımsız kurumlar aracılığı ile sürdürülen düzenleme
geleneği Birleşik Devletlerde 19. yüzyıla kadar
gitmektedir. Avrupa'da ise özellikle de demiryolu,
su, gaz, elektrik ve demiryolu gibi doğal tekel
niteliğindeki kilit sektörlerde güçlü özel çıkarlar
karşısında kamu çıkarını korumak için devletleştirme
(kamu işletmeciliği) yöntemi tercih edilmiştir. Bu
bakımdan, Avrupa'daki kamu işletmeciliğinin Amerikan
usulü düzenlemelerin eşdeğeri olduğunu söylemek
mümkündür
Ancak bu argüman önemli bir noktayı ihmal etmektedir.
Kamu işletmeciliği sadece fiyatları, servis
kalitesini ve pazara giriş koşullarını
düzenlenmemekte, iktisadi kalkınma, teknolojik
yenilik, istihdam, gelir dağılımı ve ulusal güvenlik
gibi diğer amaçları da gözetmektedir. Kamu
işletmeciliği ve devletleştirme gibi doğrudan devlet
müdahalelerini meşru göstermek için birbirleriyle
çatışan amaçlar öne sürülürken, kamu
düzenlemelerinin yegane meşruiyeti olarak,
monopolistik güç, eksik bilgi ve negatif
dışsallıklardan kaynaklanan piyasa aksaklılarının
düzeltilerek ekonomideki genel etkinlik seviyesinin
artırılması gösterilmektedir.
Kamu işletmeciliğinin amaçlarının bazılarının
günümüzde geçerliliğini yitirmiş olması ya da diğer
yönetişim yöntemleriyle etkin bir biçimde yerine
getirilebilmesi nedeniyle, özelleştirmelerin
devletin düzenleyici kapasitesinin artmasına
yardımcı olacağını da söylemek mümkündür.
Özelleştirme ve serbestleştirme uygulamaları kamu
düzenlemelerinin ortadan kaldırılıp, laissez-faire
düzenine dönüş anlamına gelmemektedir. Aksine,
devletin işletmecilik faaliyetleri
sınırlandırılırken, mülkiyet hakları, rekabet,
tüketici, gıda sağlığı, finansal istikrar ve
çevrenin korunması gibi diğer. düzenleyici
işlevlerinde etkililiğin artırılması
hedeflenmektedir.
2.
Düzenleyici Devletin Doğası Kapitalist ekonomideki
dönüşü
Kapitalist ekonomideki dönüşümünün özünü gösteren
sınıflandırılmalardan önemli bir tanesi olan
düzenleyici devletin doğası, neoliberalizmin
yükselişinin devletin ricadı ve
piyasaların/işadamlarının çıkarlarının zaferiyle
sonuçlanacağı beklentisinin tersine bir gelişmedir.
Özellikle, Birleşik Devletler uygulamasına
bakıldığında düzenleyici devletin keskin renklere ve
açık bir siyasi kimliğe sahip olduğu görülmektedir.
idari sistemde merkezi bir role sahip olan bağımsız
düzenleyici kurumlar yerleşik ticari çıkarlara kaşı
sürdürülen siyasi mücadelenin bir ürünüdür. 19.
yüzyılın sonlarından savaş sonrası ve New Deal
dönemine kadar geçen sürede yaratılan düzenleyici
devlet modeli Amerikan solunun başarısıdır ve en
azından Amerikan aşırı sağının nezdinde modelin
renkleri kırmızıdır. Buna karşın, Avrupa solu ise
büyük ticari çıkarlar ve sosyal endişelere karşı
devletleştirmeyi benimsemiş ve Amerikan düzenleyici
devlet modelinin rengini pembe olarak
nitelendirmiştir. Örneğin, İngiliz telekomünikasyon
sektöründeki reformlar ondokuzuncu yüzyılın Minimal
Devletine (The Night Watchman State) dönüş şeklinde
de yorumlanmıştır. Türkiye' de de düzenleyici
devlete dönüşüm süreci de genelde sağın ürünü olarak
kabul edilmiş ve Türk solu tarafından
eleştirilmiştir. Ancak, bu tür değerlendirmeler hem
düzenleyici kurumların sosyal hedefleri geliştirme
kapasitesini ihmal etmekte hem de kamu .
işletmeciliğinin sosyal faydalarını biraz
abartmaktadır.
Düzenleyici reform süreci genellikle kabul
edildiğinden daha ucu açık bir süreçtir. Braithwaite
(2000) kapitalizmin siyasal iktisadındaki değişimi
denizcilikten alıntılanan bir örnekle
değerlendirmektedir. Modelde, dümenci (öncü,
düşünür, yönlendirici ve rehber) ve kürekçi
(teşebbüs, hizmet sağlayıcısı) arasındaki ilişki
ile kapitalist ekonominin geçirdiği iki asırlık
süreçte devletin üstlendiği üç farklı işlev
açıklanmaktadır 19. yüzyıl boyunca sivil toplum
hem dümenci hem de kürekçi iken, savaş sonrası
dönemde kürekçilik ve dümencilik görevini devlet
üstlenmiştir. 1980'lerde ortaya çıkan düzenleyici
devlet ise yeni bir işbölümünü gerektirmektedir. Bu
süreçte devlet dümencilik görevinden sorumlu iken,
teşebbüs ve hizmet sağlama işlevlerini sivil toplum
üstlenmiştir.
Dümencilik belirli hedefler ve varış bölgeleri ile
sınırlandırılmamakta, dolayısıyla politika gemisi (policy
boat) sığ bir suda yüzdürülmemektedir. Düzenleyici
devletin çeşitli sosyal ve iktisadi hedeflere
yönelmesi mümkündür. Piyasa denetçisi, sosyal plancı
veya minimal devlet olabileceği gibi üçünün
bileşeninden de oluşabilecektir. Düzenleyici
devletin işleyişinde ulusal ve sektörel düzeyde
önceliklerin belirlenmesi sınırlandırılmamakta,
aksine bunlar organize çıkar grupları ve bunların
faaliyetleri tarafından da
biçimlendirilebilmektedir. Diğer bir deyişle,
düzenleyici devletin gerçek rengini belirleyecek
olanlar işadamları, tüketiciler, meslek birlikleri,
sivil toplum örgütleri, medya ve uluslararası
kuruluşlar gibi hükümet dışı kurumlardır.
Tablo-1: Düzenleyici
Devletin Doğası ve Yönetişim Biçiminde Dönüşüm
Minimal Devlet Savaş
Sonrası Devlet Düzenleyici Devlet
(ondokuzuncu yüzyıl)
(1945-1970'ler)
(1980'ler-Bugüne)
Dümenci Sıvıl toplum
Devlet
Devlet
Kürekçi Sivil toplum
Devlet
Sivil toplum
3.
Sonuç Yerine
Tam Üyeliğine talip olduğu Avrupa Birliği gibi
Türkiye de özelleştirme ve serbestleştirme
uygulamaları neticesinde Amerikan usulü bir
düzenleyici devlete doğru evrilmektedir. Özelikle
2000 yılından itibaren uygulamaya konulan yapısal
reformlar ile devletin düzenleyici ve denetleyici
yönü ön plana çıkmaktadır. Geleneksel olarak kamu
hizmeti olarak kabul edilen sektörlerde bir taraftan
Tüpraş, Erdemir, Türk Telekom, Tekel ve Petrol Ofisi
gibi büyük ölçekli kamu kuruluşları
özelleştirilmekte diğer taraftan da
telekomünikasyon, elektrik ve içki/sigara mamulleri
üretimi gibi alanlarda özel sermayeli kuruluşların
faaliyet göstermesine izin verilmektedir. Bunların
yanı sıra, piyasalarda rekabet ihlallerini
denetlemekten sorumlu Rekabet Kurumu oluşturulmuş,
finans, türün, enerji ve Telekomünikasyon gibi eksik
rekabetli alanlarda da bağımsız kurumlara düzenleme
ve gözetim görevi verilmiştir.
Bu
çerçevede, müktesebatının Üstlenilmesine talip
olunan AB' deki düzenleyici devlet olgusunun özünün
iyi anlaşılması gerekmektedir. Piyasalarda oyunun
kuralları belirlenmeden ve mülkiyet hakları ile
rekabetin korunmasına yönelik tedbirler alınmadan
gerçekleştirilen özelleştirmeler özel tekellerin
oluşumuna yol açmaktadır. Piyasa ekonomisine yönelik
reformlardan beklenen faydanın elde edilebilmesi
için düzenleyici kurum ve kuralların etkili bir
biçimde uygulanması gerekmektedir. Her ne kadar
düzenleyici devletin meşruiyeti açısından
düzenleyici kuralların tasarımı ve uygulanması
sürecinde katılımcılık esas ise de bu sürecin özel
çıkar gruplarınca da kuşatılmaması (rcgulatory
capture) gerekmektedir. Bu nedenlerle düzenleyici
süreç katılımcılığın yanısıra saydamlığı ve hesap
verebilirliği de içermeli, düzenlemeler tutarlı ve
etkili bir biçimde uygulanmalıdır.
KAYNAKÇA
Braithwaite, 1. (2000). "The New RegulatOlY State
and the Transformation of Criminology", Britsh
Journal ofCriminology, 40, 222-238.
Jlordana 1. ve D.L. faur (2005). "The Politics of
Regulation in the Age of Governance", içinde, (Editorler:
lordana 1. ve D.L. faur), The Politics of
RegııJation: Institutions and RegulatOlY Reforms for
the Age of Governance Jacint Jordana (Editor),
David Levi-faur Edward EIgar
Majone, G. (1994). "The Rise of Regulatory State in
Europe", West European Politics, 17(3), s.
77-101.
Kaynak: Uğur Emek
|