|
Türkiye’nin Dış Ticaretinin Gelişim Düzeyi
Dünyada yaşanan gelişmeler paralelinde Türkiye'de
1980 yılından itibaren dışa açık büyüme politikaları
uygulanmaya başlanmış ve bu değişim sonucunda,
aşağıdaki tabloda görülebileceği gibi ihracat, 1980
yılındaki 2,9 milyar dolar seviyesinden yaklaşık on
kat artarak, 2003 yılında 47,2 milyar dolara
ulaşmıştır. Türkiye'nin ihracatının GSMH içindeki
payı yüzde 5'lerden 2002'de yüzde 20Tere, dünya
ticaretindeki payı da binde 15'lerden 2003'te yüzde
binde 55Tere ulaşmıştır.
Tablo: Türkiye'de İhracat ve İthalatın Gelişimi
Yıllar
Milyon |
$
İhr / İth |
Büyüme |
|
|
|
|
|
İhracat |
Değ.% |
İthalat |
Değ.% |
Denge |
Hacim |
% |
Hızı % |
1980 |
2.910 |
- |
7.909 |
-. |
-4.999 |
10.819 |
36,8 |
-1,1 |
1985 |
7.958 |
11,6 |
11.343 |
5,5 |
-3.385 |
19.301 |
70,2 |
5,1 |
1987 |
10.190 |
36,7 ' |
14.158 |
27,5 |
-3.968 |
24.348 |
72,0 |
9,8 |
1989 |
11.625 |
-0,3 |
15.792 |
10,2 |
-4.167 |
27.417 |
73,6 |
1,6 |
1990 |
12.959 |
11,5 |
22.302 |
41,2 |
-9.343 |
35.261 |
58,1 |
9,4 |
1991 |
13.593 |
4,9 |
21.047 |
5,6 |
-7.454 |
34.640 |
64,6 |
0,3 |
1992 |
14.715 |
8,2 |
22.871 |
8,7 |
-8.156 |
37.586 |
64,3 |
6,4 |
1993 |
15.345 |
4,3 |
29.428 |
28,7 |
-14.083 |
44.773 |
52,1 |
8,1 |
1994 |
18.106 |
18,0 |
23.270 |
-20,9 |
-5.164 |
41.376 |
77,8 |
-6,1 |
1995 |
21.637 |
19,5 |
35.709 |
53,5 |
-14.072 |
57.346 |
60,6 |
8.0 |
1996 |
23.224 |
7,3 |
43.627 |
22,2 |
-20,402 |
66.851 |
53,2 |
7,1 |
1997 |
26.261 |
13,1 |
48.559 |
11,3 |
-22.298 |
74.820 |
54,1 |
8,3 |
1998 |
26.974 |
2,7 |
45.921 |
-5,4 |
-18.947 |
72.895 |
58,7 |
3,9 • |
1999 |
26.587 |
-1,4 |
40.671 |
-11,4 |
-14.084 |
67.258 |
65,4 |
-6,4 |
2000 |
27.775 |
4,5 |
54.503 |
34,0 |
-26.728 |
82.278 |
51,0 |
6,1 |
2001 |
31.334 |
12,8 |
41.399 |
-24,0 |
-10.065 |
72.733 |
75,7 |
-9,4 |
2002 |
36.059 |
15,1 |
51.554 |
24,5 |
-15.495 |
87.613 |
69,9 |
7,8 |
2003 |
47,2 |
31,1 |
69,3 |
33,9 |
-22.1 |
116.5 |
68,1 |
5,9 |
2004 |
63,2 |
34,0 |
97,5 |
40,5 |
-32,5 |
160,7 |
64,9 |
9,8 |
1991-93 yılları arasındaki üç yıllık dönemde
Türkiye'nin ihracatının yıllık ortalama yüzde 5,8
oranında arttığı görülmektedir. 1994-97 yılları
arasındaki dört yıllık dönemde ise yıllık ortalama
artış oranı yüzde 14,4'e yükselmiştir. Ancak
1998-2000 arasındaki 3 yıllık dönemde ihracatın
artış oranı yüzde 1,9 gibi düşük bir seviyeye
gerilemiştir. 2000-2004 döneminde ise yeniden artışa
geçen ihracat rekor üstüne rekor kırmaktadır.
2001-2003 yılları arasında ihracat artış oranı
sırasıyla %12,8, %14,1, ve %32,2 olmuştur.
Türkiye'nin ihracatı 2004 yılında ilk sekiz ay
itibariyle 40 milyar dolara ulaşmıştır.
Türkiye'de 1980'e kadar neredeyse ihracatın tamamı
hammadde ve düşük teknolojiye dayanan ürünlerden
oluşmuştur. Bu tarihten itibaren söz konusu malların
ihracatı sürekli azalarak yüzde 70Tere gerilediği
halde Türkiye'nin ihracatının yapısı dünya
ticaretine uyum sağlayamamıştır. Zira dünya
ticaretinde hammadde ve düşük "teknoloji yoğun
ürünlerin oranı yüzde 30, orta ve yüksek
teknoloji yoğun malların oranı ise yüzde 70'dir.
Türkiye'nin yeni kuşak teknoloji transferi
alabilmesi, bunu ekonomik bünyesine uyumlu hale
getirebilmesi ve dünyanın hızlı gelişmesine ayak
uydurabilmesi için geliştirilmiş ve
farklılaştırılmış sanayii ürünlerinin üretimine ve
endüstri içi ticarete önem vermesi gereklidir.
Türkiye'de dışa açık olarak kabul edilebilecek
sektörler; tekstil ve giyim eşyası, otomotiv, beyaz
eşya, ve taze ve işlenmiş tarım ürünleridir. Bu
sektörlerin piyasa yapıları incelendiğinde tekstil
ve giyim eşyası ile işlenmiş sebze meyveler
sektöründe çok sayıda firmanın üretim ve ihracat
yaptığı görülmekte ve bu sektörlerde tam rekabetçi
bir piyasa yapısının olduğu söylene-bilmektedir.
Ancak Türkiye'nin ihracatının kalan büyük bir kısmı
az sayıda büyük firma tarafından
gerçekleştirilmektedir.
Türkiye'nin imalat sanayiinde çıktı/girdi kriterine
göre en verimli sektörleri; gemi ve hava taşıtları,
kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri,
metalik olmayan diğer mineraller ile tıbbi aletler
ve hassas optik aletlerdir. Ancak bu sektörlerin
ihracatının, imalat sanayii ihracatı içindeki payı
anacak %10'u bulmaktadır. Katma değer sıralamasında
15 ve 18'inci olan tekstil ve konfeksiyon
ürünlerinin ihracatının payı ise %40'a
yaklaşmaktadır.
Türkiye ihracat ve ithalatının yarısını AB ülkeleri
ile gerçekleştirmektedir. Bu ise Türkiye için
bölgesel bağımlılık tehdidini getirmektedir. Bu
bölgede görülebilecek ekonomik krizler Türkiye'nin
ihracatına büyük ölçüde darbe vurma potansiyeline
sahiptir. Türkiye dünya ithalatında önemli payı
olan Kuzey ve Latin Amerika ve Asya ülkeleri ile
makul düzeyde ticari ilişkiler geliştirememiştir.
Ayrıca, dünyada coğrafi yakınlığın ticari
ilişkilerde belirleyici olduğu bir donemde Türkiye
"dört tarafı düşmanla çevrili ülke konsepti
nedeniyle komşularıyla ve bölgesindeki ülkelerle
tacarı ilişkilerini geliştirememiştir. Sınır komşusu
ülkelerin toplam ıhracatımızdaki pay, 2000 yılında
sadece %5 olmuştur. DTM'nm 2000 yılında başlattığı
Komşu ve Bölge Ülkeler Stratejisi ve Devlet Bakanı
Kürşat Tüzmen'in gayretleriyle bu oran geldiğimiz
noktada %8'lere ulaşmıştır.
|