Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yakuza; Japonya’nın En Büyük Şirketi 

Yakuza'nın 17. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi vardır. Tuhaf giyim­leri, farklı saç kesimleri, sürekli silah taşımaları, tüm vücutlarını kaplayan renkli dövmeleri ve kesik parmaklarıyla tanınmaktadırlar. Üyeleri genel­likle yoksul ve sabıkalı kişilerdir. Yakuza onlar için bir anlamda aile de­mektir. Yakuza üyelerinden biri bir hata yaptığında özür dilemek ve sada­katini kanıtlamak için parmağını kesmektedir. Bunu da bir beze sarıp patronuna, yani Kumicho'ya göndermektedir. Parmak kesilirken önce sol elin küçük parmağından başlanmakta ve gerektiğinde sırasıyla yüzük parmağı ve işaret parmağı da kesilmektedir. "Yubitsume" adı verilen par­mak kesme geleneğinin temelinde de bu büyük aileye duyulan sadakat ve saygı yatmaktadır. Ama klana karşı büyük bir hata ya da ihanet söz konu­suysa "suçlu," tüm parmaklarını feda etse de idamdan kurtulamaz. II. Dünya Savaşı sırasında güç kazanan örgüt silah, amfetamin ve kokain kaçakçılığından büyük bir servet edinmiştir. 

Yakuza Japon dahili suç alanına hakimdir ve şimdi dış dünyaya açıl­maya başlamıştır. Japon ulusal polisi tarafından "Boryokudan^' (iddetliler) olarak adlandırılan grup, uzun süredir Japon suç örgütlerinin temelini oluşturmaktadır.Bir zamanlar zengini soyup yoksula veren bir 'Robin hood' görünümü olmuşsa d,a şimdi sadece kendi cebini doldurmaktadır, Ülkenin en büyük şirket kazancına sahiptir: 1990 'daki 5.56 milyar Sterlin kârı ikinci sıradaki Toyoto'nun sekiz katından fazladır. 

ABD'de ve İtalya'da ki Mafya gibi, bunun da parmakları ülkenin yasal ekonomisinin içlerine girmiştir. Japon polisi, örgüt kazancının %20'sini yasal ticari işlerden geldiğini tahmin etmektedir. 87. 000 kişilik Yakuza, Amerikan gangsterleri taklidi siyah elbise, siyah kravat ve güneş gözlüğü giyimini atıp ciddi bir iş adamı elbisesi giyerek halktan yaygın bir kabul görmüştür. Ancak yine de, yakasında grubunun belirli rozetini taşır ve yabancılara örgütteki yerini gösteren kartvizitini verir. En büyük örgüt olan Yamaguchi Gumi'nin 18 sayfalık bir dahili telefon rehberi bile vardır. 1991 Mayıs'ında, Japonya'nın en büyük iki borsa şirketi olan Nomura ve Nikko'nun başkanları şirketlerinin ikinci büyük suç örgütü Inagavva Kai'nin patronu Susumu Ishii'ye ikişer milyar yen ödünç verdikleri ortaya çıkınca, istifa etmek zorunda kalmışlardır.Her iki başkanda Yakuzaya kredi açtıklarım bilmediklerini iddia etmişlerdir. 

Ancak iş iştir. 1991 Kasımında Tokya Asahi Shimbun gazetesi Yamaguchi Gumi'ye 17 mali kuruluşun ve 4 özel şirketin iki milyar yen daha ödünç verdiklerini açıklamıştır. Kredi açanlar müşterilerinin yeraltı dünyasıyla ilişkileri olduklarını bilmediklerini iddia etmişlerse de, günün yavaşlamış ekonomisinde çoğu kredileri iptal etmeyi düşünmemişlerdir.

Yakuza, yetmişli yılların başından bu yana kuzey Amerika ile bağlantı kurmaya başlamıştır. İkinci Dünya savaşından beri Japonya'da sivillerin silah taşımaları yasak olduğundan örgütler kullanmaktan hiç kaçınmadık­ları -silahlarını Amerika'dan almaktadırlar. Yakuza şimdi Birleşik Devlet­lere 'ice' sağlamakta ve Kolombiya'dan kokain ithal etmektedir. 

Yakuza aileleri, oyabunkabun (babaoğul) denilen çok katı bir "şeflik sistemi" ne göre örgütlenmişlerdir. Yakuza, adi suç eylemlerinin yanısıra büyük iş çevreleri ve bir kısım politikacılarla kurduğu yakın ilişkiler saye­sinde güç kazanmıştır.

Yakuza'nm Batı pazarına büyük miktarda eroin sürdüğü bilinse de, günümüzde uluslararası uyuşturucu kaçakçılığındaki payını ortaya çı­karmak çok güçtür. Bu örgüte sızmanın' hiçbir yolu bulunamadığı gibi, üyelerinin örgütlenme becerisi ve mali gücü göz önüne alındığında onunla mücadele etmenin neredeyse imkansız olduğu belirtilmektedir. Japon­ya'nın dünyadaki ticaretinin Yakuza'ya faaliyetlerinde kılıf sağladığı göz­lenmektedir. 

Yakuza, anavatanının dışında özellikle, Tayvan, Kore, Filipinler, Yeni Zelanda, Avustralya, Almanya, Brezilya ve ABD'de etkilidir. 

Triad (Üçlüler); Dünyanın En Büyük Mafyası 

Üçlüler (Triadlar), Çin'in geleneksel gizli çeteleridir. Çin mafyasının yıllık cirosu 200 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Bu rakam Çinin GSMH 'sının %40 'ndan fazladır. 

Dünya çapında 245 bin dolayında üyesi olduğu tahmin eden Triadlar ya da Çinli suç şirketleri, global olarak mafyaların en büyüğüdür. Ancak, tıpkı Sicilyalı Mafya aileleri gibi üçlüler de gevşek bir örgütlenme modeli­ne sahiptirler ve çoğu zaman aralarında vahşi bir rekabet vardır. 

Bu üçlü çeteler, Güneydoğu Asya'dan uyuşturucu sevkıyatında nere­deyse tekel haline gelmişlerdir ve Batıda çok büyük toptan satış ağlarını denetimlerinde bulundurmaktadırlar. Hong Kong'un yanısıra, Avrupa Birliği sınırları, ABD, Avustralya ve Kanada'da da varlık göstermeye baş­lamışlardır. Avustralya polisinin 1994'te yaptığı değerlendirmeye göre, Avustralya'ya giren eroinin %85-90'nı, Hong Kong ile Çin'deki örgütlü suçla bağlantısı olan Çinli gruplar tarafından getiriliyordu.Ulkesi dışında ve bazısı üçlü çetelere üye yaşayan zengin Çinliler de, Dünya çapındaki kaçakçılık ağlarını yönetir. Zaten bunların bazısı Üçlü çetelere üyedir veya onlarla iş yapar. Görünüşte otel işletmeciliği, bankacılık, turizm veya ihracatla uğraşıyor olabilirler. Ama kârların bir kısmını gemiye yatırmak­tadırlar. Bu gemilerle batıya eroin ve kaçak göçmen, Çin'e de çalıntı lüks otomobiller taşınır.l992'de sadece ABD'ye 100 000 ' den fazla Çinli bu yol­la kaçak giriş yapmıştır.

Triad'ların ABD'ye yönelik kaçak göçmen ticaretinden sağladıkları kazanç yılda 2,5 milyar doları bulmaktadır.

Triad'lar Çin, Tayvan, Japonya, Filipinler, Malezya, Avustralya, Viet­nam, Tayland, Suudi Arabistan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Hollanda Portekiz, İspanya, Fransa, İrlanda, Belçika, İngiltere, Paraguay, Peru, Kanada ve ABD'de yaygındır.

Mafionizki; Dünyanın En Kanlı Suç Örgütü 

Eski Sovyet bloğundaki suç örgütleri artık kendi sınırları içinde kal­makla yetinmeyip, çok daha ileriye uzanmak istemektedirler. Altından petrole kadar her mal artık rüşvetle gümrüklerden geçirilebilmektedir. 

BDT'nin başka yerlerinde olduğu gibi Rusya'da da Mafya türü çete­ler, ekonomik ve sosyal istikrarsızlıktan yararlanarak çoğalmaktadır. Ör­güt üyeleri arasında suç dosyası kabarık kişilerin yanı sıra, eski KGB'nin önemli unsurları da vardır. Örtülü operasyonlar ve yeraltı dünyası hak­kında uzman bilgisine sahip olan bu adamlar, artık gizli polis olmaktan çıkıp gizli örgüt üyesi olmuş, ulusal ve uluslararası düzeyde son derece iyi örgütlenmiş, acımasız birer suçlu haline gelmiştir.

Avrupa ve ABD'deki eroin üreticileriyle olsun, örgütlü suçla olsun sağlam bağlar kurmuş olan Rus çetelerinin uyuşturucu faaliyetleri tüm Avrupa ya mal dağıtımını, Güneydoğu Asya'dan Kuzey Amerika'ya eroin kaçırmayı içerir; bunda da giderek genişleyen turizmden ve seyahat dü­zenlemelerinin komünizm sonrası dönemde gevşemesinden yararlanırlar. Rusya İçişleri Bakanlığı müsteşarı general Mikail Yegorov, 26 Mayıs 1994 tarihinde Amerikan Senatosu'nda verdiği brifing sırasında, Rus makamla­rının yaptıkları tespitlere göre Almanya'da 47, İtalya'da ise 60'ın üzerinde Rus gangster grubunun faaliyet gösterdiğini bildirmiştir. 

Rusya İçişleri Bakanlığı'na göre, örgütlü suç 1993 yılı itibariyle mal ve hizmet cirosunun %40'ını kontrol etmektedir. 

Devlet düzenlemesinin olmadığı bir ortamda, suç kartelleri bankala­ra, gayrimenkul piyasalarına, borsalara ve hatta rock müzik endüstrisine sızmıştır. Hepsinden kötü olanı ise, organize suç gruplarının, sonradan Rusya'nın güney sınırındaki etnik karışıklıklarda ortaya çıkan Kızıl Ordu silahlarının pazarlamasını yapmasıdır.

Rus mafyasını aşırı tehlikeli hale getiren onun devlet bürokrasisi ile olan kilit bağlantılarıdır.Devlet müfettişlerine göre 1992'yıhnda ülkedeki mafya gruplarının yarıdan fazlasının devletle bağlantıları mevcuttu.32 Ay­rıca mali güçlerini kullanaraj seçilmiş makamlara gelerek bu etkinliklerini pekiştirmeye çalışmaktadırlar. Aşağıdaki haber de, bu durumu ortaya koymaktadır. 

"Pornografik yayınlar yapma suçundan sabıkası bulunan, ayrıca ha­len, devletin kredi imkanlarını suistimal etmekten yargılanan bir işadamı, Rusya'nın üçüncü büyük kendi Nijni Novgorod'da belediye başkanlığı seçimini kazanınca, ülkede "Mafya liderleri devlete sızıyor" tartışmaları alevlendi.

Pazar günü yapılan seçimi yüzde 34 oyla kazanan Andrei Klimentyev, bugün tutuklandı. Seçim de, "halka rüşvet vaat edilerek kazanıldığı" ge­rekçesi ile Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildi.

Seçimin sonuçlarının açıklanmasından sonra, gelişmelerden büyük kaygı duyduğunu bildiren Devlet Başkanı Boris Yeltsin, dün Nijni Novgorod'a müfettişlerini gönderdi. Yeltsin'in bu açıklamasının ardından seçim iptal edildi ve Klimentyev tutuklandı. Hükümet, örgütlü suç şebeke­lerinin liderlerinin devlete seçimler yolu ile sızamaması için yasal zeminin yaratılmasının yolları üzerinde çalışıyor. (Anadolu Ajansı, 2.4.1998) 

"Rusya'da başlayan ve siyasi bir krize dönüşen ekonomik sorunların ardında bulunan nedenlerden biri olarak örgütlü suç gruplarının ekono­mideki etkisi gösterildi. İç istihbarat servisi olan FSB'nin Başkanı Vladimir Putin, parlamentoya sunduğu bir raporda, mafyanın ekonomi­deki yerini ayrıntılarıyla ortaya koydu.

Örgütlü suç gruplarının kontrolü altında bulunan işletmelerin, ülkede gayri safi milli hasılanın yüzde 40'ina sahip olduklarını ve bu tür firmala­rın sayısının binlerle ifade edildiğini belirten Putin, bu çevrelerin, siyasile­re nüfuz ederek, devletten istedikleri kararları çıkartabildiklerine dikkat çekti. 

Koruma bahanesiyle firmalar üzerinde etkili olan bu grupların silahlı adamlarının sayısının da tehdit edici boyutlarda bulunduğunu belirten Putin, ülkenin yaşadığı krizin, suça eğilimi daha da arttıracağını vurgula­dı. Putin, kriz yüzünden ekonomideki küçülmenin sonuçlarının, işsizliğin daha da artması, toplumsal gerginliğin büyümesi, gelir dağılımındaki uçu­rumun derinleşmesinin yaratacağı istikrarsızlık olabileceğini belirtti. İçişleri Bakan vekili Sergey Stepaşin de, yine parlamentoya aynı konuda bir rapor sundu ve "Kriz, suçta patlamayı getirecek" dedi".(Anadolu Ajansı, 5.9.1998) 

1992 ve 1997 yılları arasında Rusya'dan çıkan tutarların 60 milyar do­ları bulduğu ve her yıl 12 milyar doların çıkmaya devam ettiği tahmin edilmektedir. Rusyadaki bankacılık ve özel sektör faaliyetleri toplamının %70-80'inin mafyanın kontrolü altında olduğu ifade edilmektedir. 

Bugünkü büyüme hızlarına bakıldığında, Rus gangsterlerin önümüz­deki dönemde dünyanın bir numaralı uyuşturucu ve silah kaçakçısı olması beklenmektedir.

Gerçekten Batıda, artık eski"kötü imparatorluk "söylemi yerini Rus mafyasının Batı ekonomilerine sızması korkusuna bırakmıştır. 

Rus Mafyası ABD, Kanada, ingiltere, Fransa, Belçika, Almanya, Po­lonya, Çek Cumhuriyeti, İtalya, İsviçre, Avusturya, Eski Yugoslavya, Ma­caristan, İsrail, Finlandiya ve Baltık ülkelerinde etkilidir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005