Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yeni Ekonomi ve Elektronik Ticaret

1980'lerin ortasından itibaren uluslar arası alanda yaşanan gelişmeler "Yeni Ekonomi (New Economy)". "Internet ekonomisi", "Network Ekonomisi", "Sanal   Ekonomi",   "Dijital   Ekonomi".   "Bilişim   Ekonomisi",   'Enformasyon

Ekonomisi", "Bilgi Ekonomisi", "Bilgiye dayalı Ekonomi", "Dot.com Economisi" ve benzeri kavramların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu kavram sanal bir olgu olmaktan çok uzakta olup, teknolojik gelişmeyle vücut bulan, büyük ölçüde dijitalleşme, internet ve e-ticareti kapsamaktadır 

E-ticaret, ticari aktiviteler kapsamında her türlü veri mesajının. EDI (Electronic Data Interchange), İnternet, e-mail gibi gelişmiş yöntemlerin yanında, telekopi ve fax gibi daha az karmaşık veri iletimi yöntemleri kullanılarak elektronik ortamda değişimidir (http://www.un.org.at/uncitral). E-ticaretle; hem kuruluşları hem de bireyleri ilgilendiren, ticari etkinliklere ait her türlü işlem iletişim ağları üzerinden yapılabilmektedir (http://www.wto.org). E-ticah işlemler, internet veya hiç kimsenin özel malı olmayan Web tabanlı sistemlere kaydıran ticari faaliyetlerdir. 

E-ticaret: bireyler ve kurumların; açık ağ ortamında (Internet) ya da sınırlı sayıda kullanıcı tarafından ulaşılabilen kapalı ağ ortamlarında (Intranet) yazı, ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline dayanan ve bir değer yaratmayı amaçlayan ticari işlemlerinin tümünü kapsamaktadır. Bu çerçevede, ticari sonuçlar doğuran ya da ticari faaliyetleri destekleyecek eğitim, kamuoyunu bilgilendirme, tanıtım-reklam vb. amaçlar için elektronik ortamlarda yapılan işlemler de e-ticaret kapsamında değerlendirilmektedir. E-ticaret temel olarak iki tip faaliyeti kapsamaktadır. Bunlardan ilki dolaylı e-ticarettir ki. fiziki varlığa sahip malların elektronik siparişi ve geleneksel kanallar aracılığı ile teslimdir. Doğrudan e-ticarette ise, bilgisayar yazılım programları, bilgi ve oyun programları, internet üzerinden sipariş edilmekte ve teslimi yapılmaktadır (http://www.etkk.gov.tr). Dolaylı E-ticaretin etkinliği, posta sistemi, gümrük sistemi ve ulaşım sistemi gibi harici faktörlerin de etkinliğine bağlıdır. Doğrudan e-ticaret, coğrafi sınırların varlığı hiçbir şekilde hissedilmeksizin, tüm dünyayı kapsayan elektronik pazarın tüm potansiyelinin tam bir şekilde kullanılabilmesi imkanını sağlamaktadır. 

E-ticaret, kullanılan teknolojiler ve uygulamalar benzer olmasına rağmen, taraflarına göre 4 alt bölüme ayrılmaktadır: (i) Firma-Firma Arasında (B2B) (Örn; elektronik veri değişimi, ürün veri değişimi, danışmanlık veri tabanları vb.), (ii) Firma-Tüketici Arasında (B2C) (Örn; e-ahşveriş, e-ödeme, bankacılık ve sigortacılık vb.), (iii) Firma-Deviet Arasında (B2G) (Örn; vergiler, sosyal güvenlik, kamu ihalelerinin duyurulması vb.), (iv) Vatandaş-Devlet Arasında (C2G) (sosyal güvenlik ödemeleri vb). Ticari aktivitelerin ve bilgi değişimlerinin daha geniş bir yelpazesini içine alan İnternet bireylere, firmalara ve hükümetlere, mal ve hizmetler için fiili müzayede piyasaları oluşturabilmelerine olanak sağlayan bir elektronik altyapı sunmaktadır. Birçok ülkede hükümetler, kamu satın-alma sistemleri yönetimini internet üzerinden yürütebilecek şekilde yeniden yapılandırmaya başlamışlar ve işletmelerden-hükümete (B2G) e-ticaret fırsatlarını araştırmışlardır, internet teknolojisi hükümetler tarafından bilgi iletim ve alımında da (G2B, G2C) kullanılmaya başlanmış olup, ödeme sistemleri ve vergi kanunlarına uyum maliyetlerini azaltmıştır (C2G). İnternet uygulamaları arasında firmadan-firmaya (B2B) e-ticaret ve firmadan-tüketiciye (B2C) e-ticaret ağırlıktadır (Coppel, 2000:4). Firmalar arasındaki toplam e-ticaret işlem hacmi, 1995"te sıfır iken 1997 yılında 26 milyar dolar civarındayken; 2000 de 200 milyar dolar, 2002 yılında 300 milyar dolar ve 2003-2005'te üç trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir (OECD, 1998:4). 

Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesinde İlkeler-Sorunlar ve BİT Vergisi Önerisi 

OECD'nin vergi politikası konusunda ana organı Mali İşler Komitesi, e-ticaretin vergileme sorunları konusundaki çalışmalarını Turku Konferansı sonrasında hızlandırmış ve belli bir programa bağlamıştır. Söz konusu program Mali İşler Komitesi Çalışma Programı olarak adlandırılmaktadır. Bu program, Ekim 1998'de yapılan "Sınırsız Bir Dünya: E- Ticaretin Potansiyelini Gerçekleştirme" adlı OECD Bakanlar Konferansı'nda oluşturulan vergileme çerçeve koşullarına sıkı sıkıya bağlıdır. OECD üyesi olan ve olmayan ülkelerin resmi görevlileri, iş hayatından ve sivil toplum kuruluşlarından geniş bir katılım yoluyla gerçekleştirilen konferans sonunda ulaşılan sonuçlar (Owens, 2000:2): 

•  Hükümetler, geleneksel ticaret işlemlerine uyguladıkları vergileme ilkelerini değiştirmeksizin e-ticaret işlemlerine de uygulamalıdırlar. Bu ilkeler:

-   Tarafsızlık: Çift vergileme ve istemeden vergi dışı bırakma gibi sonuçlara yol açmaması açısından vergileme, hem e-ticaretin biçimleri arasında hem de geleneksel ticaret ile e-ticaret arasında tarafsız ve eşitlikçi bir nitelik sergilemelidir, 

Etkinlik: Vergileme, mükelleflerin vergi ödevine uyma maliyetleri iie hükümetlerin vergi idaresine ilişkin maliyetlerini mümkün olduğunca minimize etmelidir. 

Kesinlik ve Basitlik: Mükelleflerin konumlarını belirlemeleri açısından vergi    kuralları açık ve anlaşılır olmalıdır. 

- Etkililik ve Doğruluk: Vergileme, doğru zamanda doğru vergi hasılatını sağlayacak ve vergi matrahının aşınmasını, vergiden kaçınmayı en aza indirecek şekilde düzenlenmelidir. 

-   Esneklik: Vergileme sistemleri, teknolojik ve ticari gelişmeleri izleyebilecek esnekliğe ve dinamizme sahip olmalıdır. 

•  OECD Mali İşler Komitesi, halihazırdaki vergileme kuralları aracılığı ile bu ilkelerin hayata geçirilebileceğine ve bu kurallar çerçevesinde alınacak yeni veya   gözden   geçirilmiş   idari   önlemlerin,    mevcut   vergileme   ilkelerinin uygulanmasına yöneltilmesi ve e-ticaretin farklı bir vergilendirmeye maruz kalmasına yol açmaması gerektiğine inanmaktadır.

•  E-ticareti mümkün kılan teknolojiler, mükellef hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik olarak hükümetlerin aktif olarak izlemeleri gereken önemli fırsatlar sunmaktadır.

•  Bu ilkelerin hayata geçirilmesi süreci, şirketler, vergi mükellefi diğer gruplar ve OECD üyesi olmayan ülkelerle yoğun bir diyalogu gerektirmektedir.

•  Ottowa Konferansı, gümrük tarifeleri ile vergilendirme arasında ayırım yapılmasının önemli olduğunu da onaylamıştır. E-ticaret hizmetlerinin gümrük tarifelerine tabi tutulmaması gerektiği, yani Dünya Ticaret Örgütü'nce uygulanan mevcut muafiyetin korunması gerektiği konusunda geniş bir görüş birliği vardır. Ancak bu, Ottowa Vergileme Çerçeve Koşullarınca oluşturulan tarafsızlık ilkesini ihlal edecek bir biçimde e-ticaret için vergisiz bir ortam yaratılması gerektiği anlamına da gelmemektedir. Ottowa Konferansı'ndan bugüne kadar çerçeve koşullar, uluslar arası çapta geniş bir kabul görmüş ve e-ticaretin beraberinde getirdiği vergileme sorunlarının çözülmesi temelinde bir uzlaşmanın geliştirilmesi için sağlam bir zemin olarak algılanmıştır.

Çerçeve koşulların yerine getirilmesi için Mali işler Komitesi, uluslar arası iş alemi ve üye olmayan ekonomilerle kapsamlı bir diyaloga imkan sağlayacak dinamik bir çalışma programı geliştirmiştir. Çalışma programı üç geniş çalışma alanından oluşmaktadır. Bu alanlar (OECD, 1998:4): 

(i) Tüketim Vergisi Sorunları: Bu alandaki çalışma. Ottowa vergileme ilkesinin (sınır aşan işlemler açısından) tüketim yerinde pratik uygulaması ile bu ilkenin etkin işleyişini temin etmeye en iyi hizmet edecek olan tahsilat mekanizmaları üzerinde odaklanmaktadır. Bu çalışma Avrupa Birliği ile yakın işbirliği içerisinde yürütülmektedir. 

(ii) Uluslar arası Dolaysız Vergi Sorunları: Bu alandaki çalışma, daimi kuruluş kavramının geleceğine ilişkin uzun süreçli etütlerin yanı sıra, kurum kazançlarının vergilendirilmesine yönelik mevcut kuralların uygulaması ve farklı e-ticaret işlemlerinden vergileme amaçlarına yönelik olarak gelen ödemelerin niteliği üzerinde toplanmaktadır.

(iii) Vergi idaresine İlişkin Sorunlar: Bu alandaki çalışma, hem e-ticareti mümkün kılan teknolojinin mükellefe yönelik hizmetin geliştirilmesi için sunduğu fırsatların hem de e-ticaretin oluşturduğu tehditlerin incelenmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu tehditler vergi idaresinin vergi tahsilatı ve denetimine ilişkin alışılagelmiş yöntemleri ile vergi matrahının aşınması ve vergiden kaçınmanın üstesinden gelebilme imkanlarına yöneliktir. 

Çalışma programının bugüne kadar olan büyük bölümü, yürütmeye iiişkin spesifik seçeneklerin ayrıntılı bir incelemesinden oluşmaktadır. Söz konusu seçenekler, temel ulusal önceliklerin geliştirilmesinden önce uluslararası bir uzlaşmaya ulaşılmasını temin amacıyla, hükümetlere açıktır. Birçok alanda bu analiz halen devam etmektedir. Bu çerçevede kaydedilen önemli gelişmeler: 

•    Tüketimin vergilendirilmesi alanında, iş alemi ile tahsilat mekanizması seçeneklerine ilişkin olarak ve tüketim yerlerinde vergileme ilkesinin yaşama geçirilmesinin pratik araçları hakkında yoğun bir görüş ve fikir alışverişine dayanan bir diyalog kurulmuştur.

•    Uluslararası dolaysız vergilendirme sorunları alanında, taslak bir tartışma metni hazırlanarak 2000 yılının mart ayında kamuoyuna açıklanmıştır. Söz konusu metin, vergi anlaşmaları çerçevesinde mevcut daimi işyeri kavramının e-ticaret ortamında uygulamasını konu almaktadır, daimi işyeri kavramı, vergi anlaşmaları çerçevesinde vergileme yetkisinin belirlenmesinde merkezi bir unsur olup, OECD'nin Model Vergi Sözleşmesi'nde "bir girişlimin onunla faaliyetinin bütününü veya bir kısmını gerçekleştirdiği sabit bir iş yeri" olarak tanımlanmaktadır. Bu süreçten günümüze kadar elde edilen önemli sonuçlar, bir web sitesinin ve bir İnternet Servis Sağlayıcı (ISP) yoluyla bir web sitesinin banndırılmasının tek başına daimi işyeri olarak kabul edilemeyeceği yönündedir. Ayrıca bir ""server"ın belli koşullar altında iş yeri olarak kabul edilmesi konusunda da görüş ayrılığı vardır. Komite, bu sorunu çözmek için yoğun olarak çalışmakta ve bulunacak çözümün Ottowa ilkelerine uygun olması için gayret sarf etmektedir.

•    İş alemince yoğun olarak tartışılan bir başka konu, e-ticaret ile ilgili farklı kategorilerdeki işlemlere yönelik ödemelerin vergi anlaşması amaçlan bakımından nasıl yapılacağıdır. Taslak bir tartışma raporu Mart 2000'de 26 farklı işlem türünü tanımlamakta ve bu işlemlerin niteliği üzerinde yorumlarda bulunmaktadır, iş alemine bu sonuçlar hakkındaki görüşleri sorulmuş ve açıklık getirilmesini arzuladıkları başka işlem türleri varsa tanımlamaları istenmiştir.

•    Vergilemeye uyum ve mükellef hizmetlerine yönelik çalışma, vergiye karşı koymayı tanımlama ve onunla başa çıkma noktası ile elektronik dünyada denetimi sağlamaya yönelik olarak en iyi uygulama ilkelerinin geliştirilmesine doğru ilerlemektedir Bu çalışma vergiye uyumu geliştirmekte ve ona yardım etmektedir. Bu çerçevede, mükellef hizmetlerine yönelik olarak (örn. elektronik beyanname verme ve form doldurma) bu alanda kendi önceliklerini izlemede esnek davranabilecekleri üye ülkelerle bilgi ve deneyim değişimine yönelinmiştir.

2001 yılında hem elde edilen bulgular, hem öneriler, hem de hala üzerinde çalışılmaya gereksinim gösteren alanların belirlenmesi konusunda, e-ticarete ilişkin çalışma programının, çalışma grupları ve teknik danışma grupları bazında yoğunlaşmış çabalara sahne olması beklenmektedir. Spesifik bulgular ve önerilerin aşağıdaki gibi olacağı umulmaktadır: 

-İşyeri kavramına ilişkin mevcut kuralların yorumlanmasını ve açıklığa kavuşturulmasını onaylamak,

-Ödemelerin vergi anlaşmalarının amaçları açısından nasıl nitelenmesi gerektiğini onaylamak,

-Uluslararası e-ticaret işlemlerine ilişkin olarak tüketim vergilerinin pratik işleyişini sağlamak için gerekli uluslararası uzlaşmayı tesis etmek,

-Vergi takdiri, denetimi, ödemesi ve tahsilatı açılarından vergi idaresi ile ilgili olarak en iyi temel uygulamaların tanımlanmasını ve geliştirmek,

-Mükellefe yönelik hizmetler açısından e-ticaret teknolojisini kullanmada mevcut eğilimleri tanımlamak ve geliştirmek.

E-ticaretin vergilendirilmesi konusuna uluslararası düzeyde ve mümkün olduğunca da mevcut vergileme ilke ve kavramlarına dayanılarak ortak bir çözüm bulunması fikri genel olarak kabul görmüş durumdadır. 

E-ticaret ile birlikte ortaya çıkmış ve çıkmaya devam edecek vergi sorunlarının çözümünde önceliğin mevcut vergi ilke ve kavramlarına verilmesi ilke olarak benimsenmiş olmakla birlikte, sorunların bütünüyle bu şekilde çözüme kavuşturulması oldukça güç görünmektedir. Gelir üzerinden alınan vergilerde vergileme hakkının belirlenmesi, gelirin niteliğinin belirlenmesi gibi konularda mevcut uluslararası vergileme ilkelerinin yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır. Benzeri şekilde, harcamalar üzerinden alınan vergilerde özellikle sayısal hale getirilebilen ürünlerde bazı vergileme sorunlarıyla karşılaşılmaktadır. Ayrıca elektronik ortamda yapılan işlemlerle ilgili kayıt düzeni ve vergi denetimi gibi konular da vergi idarelerinin orta ve uzun vadede gündemini oluşturacak sorunlardır (Cangir. 1999). 

iletişim ve bilgisayar teknolojisinin sunduğu olanaklarla, mali piyasalarda coğrafi anlamda herhangi bir sınırlama olmaksızın dünyanın her yerindeki piyasalarda ve günün her anında işlem yapılması mümkün olduğundan mali piyasalardaki küresel ticaret beraberinde özellikle faaliyette bulunan firmaların mukim oldukları yerin belirlenmesi ile ilgili vergileme sorunlarını gündeme getirmektedir. Mali piyasalarda işlem yapan firmalar genellikle birden fazla ülkede faaliyet gösterdiğinden ana merkezin bulunduğu ülke dışındaki faaliyetlerin bir iş yeri oluşturup oluşturmadığı konusu zaman zaman tartışmalara yol açmaktadır. 

Ayrı ülkelerde birden fazla mali piyasada işlem yapan firmaların bu faaliyetlerinin   diğer   ülke  ya   da   ülkelerde   işyeri   oluşturduğu   belirlendiği durumda, gelirin bu işyerleri arasında nasıl bölüştürüleceği, özellikle mali piyasalardaki küresel ticaretin önemli bir kısmını oluşturan türev işlemlerde gelirin hangi ülkedeki piyasadan elde edildiğinin belirlenmesinde sorunlar vardır.

 Kağıdın kullanılmadığı e-ticaret, sanal bir ortamda gerçekleştiğinden kayıtlar gerekli teknik düzenlemeler yapılmadığı takdirde değiştirilebilmektedir. Dolayısıyla sanal ortamdaki işlemlerin güvenilir kabul edilmesi için bazı önlemler alınması, yeni düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. 

Elektronik ortamdaki bilgilerin doğruluğunun kanıtlanması için belgeleme yetkililerine gereksinim vardır. E-ticarette onay kurumlarının yanı sıra gerçekleştirilen ticari işlemi geleneksel noterlik sistemine benzer şekilde onaylayan, işlemin zaman boyutuna geçerlilik kazandıran elektronik noterlik gibi bir mekanizmanın oluşturulması gerekmektedir. 

E-ticaret, iletişim ve bilgi teknolojilerinin gelişimine paralel olarak ortaya çıkan teknolojik bir yenilik olup; her yenilik gibi hukuki yapıda yeni sorunları da eşanlı olarak gündeme getirmektedir. Teknolojik gelişiminin öngörülmesinin olanaksızlığı nedeniyle e-ticaretin ekonomik ve hukuki altyapı sorunlarının tam çözümlemediği bir gerçektir. E-ticaretin gerçekleştiği internet ortamı vergi denetimini güçleştirecek özellikler taşımakta, vergi cennetleri yaratabilmektedir. E-ticaretin vergilendirilmesinde uluslararası temel sorun işlemin yapıldığı yerin belirlenmesi güçlüğüdür. Özellikle sınır ötesi işlemlerde vergileme hakkının hangi ülkeye ait olacağı sorunu ortaya çıkmakta olup, bu durum ülkeler arasında vergileme yetkisinin paylaşımı konusunda uluslararası düzeyde uzlaşmayı gerektirmektedir. 

Bazı maliyeciler elektronik ortamda transfer edilen bilginin esas alınarak vergilendirilmesini önermektedirler. "Bit Vergisi" olarak da anılan bu öneri, bilgiler arasında ayrım yapmadan, ticari olsun olmasın her türlü bilgiyi aynı oranda vergilendirdiği için eleştirilmekte ve pek kabul görmemektedir. Ayrıca internet ortamının bir serbest ticari alanı olarak kabul edilip, her türlü gümrük ve benzeri vergiler ile diğer dolaylı vergilerden arındırılması şeklinde de öneriler söz konusudur. 

BM 1999 yılı Human Development Report'ta üye ülkelere BİT vergisi (Binary digiT) uygulama çağrısı yapmıştır. Bu öneriyle, internet üzerinden ister ticari isterse başka amaçlarla yapılan bilgi alışverişinin her bir sayısal ikilisi (binary digit) üzerinden maktu bir miktar vergi alınması öngörülmekte olup; böylece verginin miktarının transfer edilen dosya büyüklüğü veya sayısı ile doğru orantılı artacağı düşünülmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005