Yerel Yönetim Anlayışında Gelişmeler ve Yerel Yönetimlerin
Önemi
Prof. Dr. Nuri Tortop
Yerel yönetimler yaptıklan hizmetler
yönünden olduğu kadar, bir ülkenin demokratik
rejimi yönünden de büyük önem taşımaktadır. Bu
yönetimlerin yaptıkları hizmetler, insan yaşamını
etkileyen ve insanların en yakından izledikleri ve
değerlendirdikleri hizmetlerdir. Hizmet yönünden
olduğu kadar ülkenin demokratik rejiminin işlerliği
ve geçerliliği açısından da yerel yönetimler
üzerinde önemle durulması gereken kuruluşlardır.
Yerel yönetimler vatandaşların doğumundan
ölümlerine kadar pek çok aşamalarda görev ve
sorumluluk yüklenmiş kuruluşlardır. Kendi sınırları
içinde kalan bölgeleri yeniden onarmak ve bayındır
hale getirmek için yerel yönetimlere önemli görevler
düşmektedir. Ulusal kalkınmaya, kendi sorumluluk
bölgelerinde hizmet üreterek, yatırımlar yaparak
büyük bir katkıda bulunurlar.
Hizmetlerin verimli ve etkin biçimde
gerçekleştirilmesi yerel düzeyde daha olanaklı ve
isabetli olur.
Hizmet Öncelikleri En İyi Biçimde Saptanabilir
Halk ihtayaçlannın önceliklerinin saptanması,
hangi.hizmetlerin acele ele alınması ve
gerçekleştirilmesi gerektiği en sağlıklı biçimde
yerel düzeyde saptanabilir. Hizmetlerin
gerçekleştirilmesinde çabukluk, ucuzluk ve
verimlilik yerel düzeyde başarılı olabilir.
Kararlar Daha İsabetli Alınabilir
Merkezden yönetim sistemi ile kararların isabetli
olması olanağı azalır. Verimlilik ve etkinlik
azalır. Toplumsal yarar sağlanamaz. Demokratik
siyasal anlayışlar geliştirilemez. Vatandaşların
kamu hizmetlerine karşı ilgi derecesi azalır. Kamu
hizmetlerinin karşılanmasında yerel ve bölgesel
farklılıklar gereği gibi merkezi düzeyde
değerlendirilemez. İşte merkezi yönetimin bu tür
sakıncalan nedeniyle yerel yönetimlere ihtiyaç
duyulmaktadır.
Gelir Kaynaklan En İyi Biçimde Değerlendirilebilir
Öte yandan gelir kaynaklarının en iyi biçimde
değerlendirilmesi de iyi işleyen ve yönetilen, yerel
yönetimler aracılığı ile en yararlı biçimde
sağlanabilir. Halkın yönetime katılması, söz sahibi
olması kararların alınmasında görüşlerini
belirtmesi yerel düzeyde sağlanabilir.
Yerel Yönetimler Demokratik Rejime İşlerlik Sağlama
Aracıdır
Yerel yönetimler, demokratik rejimin sağlıklı
işlemesinde önemli bir rol oynarlar. Bunun için
yerel yönetimler demokratik terbiye kuruluşları
olarak nitelendirilir. Yerel yönetim düzeyinde
demokratik düzenin işlerliğe; kavuşması, başarılı
olması ulusal düzeyde de başarılı olunacağının
kanıtıdır. Yerel düzeyde,
yerel sorunların olgun biçimde tartışılması,
görüşülmesi, kararlar alınması gibi alışkanlıklar
nedeniyle buralardan yetişen politikacıların benzer
alışkanlıklan ulusal meclislerde de sürdürecekleri
kuşkusuzdur.
Yerel Yönetimler Katılımlı Yönetim Örneğidir
Yerel yönetimler, vatandaşlann kendi kendilerini
yönetmelerini sağlamaya yönelik en önemli örnek
kuruluşlardır. Halk katılımına dayalı ve halkın
yönetime katılmasının en iyi biçimde
gerçekleştirilebileceği kuruluşlardır.
Yerel yönetimlerin başlangıcı insanlık tarihi kadar
eskidir. Devlet fikri ile beraber doğmuş ve devletin
bir alt birimi olarak kamu , hizmetlerini yerine
getirmeye başlamıştır.
Yerel Yönetim Sisteminin Yararları
Yerinden yönetim sisteminin siyasal ve yönetsel
yararlan vardır. Siyasal yönden yerinden yönetim
sisteminin yararlı yönü, yerel hürriyetlerin
kullanılmasına olanak vermesidir. Böylece yerinden
yönetim, demokratik sistemin ön koşullarından olan
halk katılımına yer veren ve bu katılımın en iyi
biçimde gerçekleştirilebileceği kurumlardır.
Yönetsel yönden yaran ise halktan, yerel yaşamdan
çok uzak ve çok yüklü iş hacmi olan merkezi idarenin
görevlerinin bir kısmının yerel kuruluşlara
verilmesine ve yerel ihtiyaçların yerel halk
tarafından belirlenmesine olanak vermesidir.
Gerçekten, yerel işleri, yerel gereksinmeleri en
iyi tanıma olanağına sahip olanlar yerel
yönetimlerde görevli temsilciler veya
yöneticilerdir, memurlardır. Yerel koşullan ve
çıkarları en iyi değerlendirme olanağına sahip olan
onlardır. Bu sayede yine onlar, yanı yerel temsilci
ve ajanlar, yönetilenle- rin çıkarlannl savunma
olanağına sahiptirler, Zaten yerel temsilciler yerel
işlere ve halka gösterdikleri ügi ve sağladıkları
başarılı çalış-analar sayesinde yeniden yerel halkın
güvenini sağlama ve seçilme şansına sahip
olabilirler.
Bütün bu avantajlara rağmen, bu yararların iyi
işletilemediği hallerde yerel demokrasinin
sakıncalı yanları da vardır. Siyasal yönden merkezi
idarenin otoritesi ve etkinliği azalabilir. Amaç
yerel çıkarların üstünlüğü ve bunlann
savunulması olduğu için bu çıkarlar abartılabilir ve
ülke çıkarlarının üstünde görülebilir. Buna olanak
vermemek için yasalarla gerekli sınırlamaların
getirilmesi ve yerel denetimin ve yargı denetiminin
çok iyi işletilmesi, buna göre denetim
mekanizmalarının oluşturulması kaçınılmazdır. Yerel
demokrasinin geliştirilmesi ve devam ettirilmesi
yönünden bir zorunluluktur. Öte yandan merkezi
yönetim ile yerinden yönetimin yetki sınırlarının,
bir başka deyimle görev bölüşümünün sınırlarının
çok iyi saptanması yerel demokrasinin
sürekliliğinin sağlanması yönünden büyük önem
taşımaktadır.
Demokratik Rejimin İşlerliğine Etkileri
Bir ülkenin kalkınması, adaletli gelir dağılımı ve
genel olarak tüm sorunlarının çözümlenmesi ancak
sağlıklı işleyen bir demokratik yönetim içinde
gerçekleştirilebilir.
Gerçek demokratik rejim, uluslararası kuruluşların
kabul ettiği temel ilkelerin iç hukuka aynen
yansımasını gerektirir. Birleşmiş Milletler, Avrupa
Konseyi gibi uluslararası kuruluşlar tarafından
benimsenen insan hakları, temel hak ve özgürlüklerle
ilgili kurallann demokrasi ile yönetildiğini iddia
eden ülkeler tarafından kabul edilmesi ve bu
kuralların uygulanması zorunludur.
Demokratik rejimlerde yasama, yürütme ve yargı
erklerinin tam işlemesi birbirlerinin yetki
alanlarına tecavüz edilmemesi gerekir. Yargı
bağımsızlığının tam anlamıyla gerçekleştirilmesi
vatandaşların en önemli güvencesidir.
Demokrasinin temel koşulu farklı görüş ve
düşüncelere saygılı ve hoşgörülü olmaktır. Kalkınma
ve yaratıcılığın kaynağı düşünce özgürlüğüdür.
Demokratik yönetim uzlaşmayı, özgür
tartışmayı gerektirir. Yönetilenlerle, halkla
işbirliği ve görüş alışverişi yapılarak
katılımcılıktan azami ölçüde yararlanmak demokratik
yönetimin vazgeçilmez öğeleridir.
Demokratik yönetim, şeffaf, saydam, açık olmayı
zorunlu kılar. Kararların kamuoyuna açıklanması,
tartışılması ve olgunlaştıktan sonra kesinlik
kazanması, kamuoyunun tepkilerinin değerlendirilmesi
büyük önem taşımaktadır.
Bu tür bir yönetim biçimi sorunlann çözümünü
geciktirmez. Tersine daha sağlıklı ve doğru olan
çözüm yoluna ulaşılır.
Tüm çalışanların çalışma yerlerinde fikirsel,
düşünsel ve bedensel katkılarından en yüksek oranda
yararlanılması, kararların isabet derecesini artırır
ve daha verimli sonuçlar elde edilmesini sağlar.
Çağdaş yönetim biçimi, günümüzde katılımcı yönetim
olarak nitelendirilmektedir. Aynı biçimde halkla da
bütünleşmek, iki yönlü işleyen bir ilişki kurmak,
halka ve yönetilenlere bilgi vermeyi bir ödev ve
yükümlülük saymak, bilgi almayı da halk için bir
hak saymak gerekmektedir.
Denetim Anlayışı
Yerinden yönetim, özerk bir yönetim biçimidir. Bu
bağımsızlık anlamına gelmez. Yani özerklik
bağımsızlık değildir. Yerinden yönetim kuruluşu
merkezi idarenin bazı denetimlerine tabidir.
Yerinden yönetim idarelerinin kendi kendilerini
yönetmeleri esas olmakla birlikte, denetimin çok
katı olmaması gereklidir. Merkezi idare kuruluştan
üzerindeki denetim ile yerel yönetim kuruluşlarının
denetimi farklıdır. Birincisi hiyerarşik
denetimdir. Merkezi idarenin elemanları yine bu
idarelere bağlı kuaıluşlan denetlerler. Örneğin
valilerin kaymakamların ve diğer yöneticilerin
yaptıkla-n denetim bu tür denetimdir.
Yerel yönetimler üzerindeki denetim ise daha yumuşak
bir denetimdir. Yine merkezi idare organları
tarafından yani hükümet veya temsilcileri, valiler
ve diğer yetkililer tarafından yerel yönetim
meclisleri ve başkanları üzerinde yapılan
denetimdir. Bu denetim yerel yönetimlerin organları
üzerinde olduğu gibi kararları üzerinde de
olabilir.
Merkezi idare yerel idarelerin organları üzerinde
farklı dönemlerde farklı denetim biçimlerine sahip
olmuştur. 196l öncesi uygulamalarda, Türkiye'de
belediye başkanları, belediye meclislerinin kararı
ve valilerin onayı ile görevden düşürülebiliyordu.
Sağlık, fen alanlarında çalışan belediye elemanları
ilgili bakanlıklar tarafından atanıyor, görevden
alınabiliyordu. Meclisler feshedilebiliyordu.
Burada şunu belirtmek istiyoruz. Merkezi idare yerel
idarelerin organları üzerindeki denetimi bu
organların işten el çektirilmesi, açığa alınması,
görevden alma vb. biçimlerde olabiliyor. Halen
yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanu-nu'na göre
belediye bütçeleri vali veya kaymakamlar tarafından
onaylanmaktadır.
Yönetsel sistemimizin geçmişte büyük benzerlikler
gösterdiği Fransa'da 1982 yılında yapılan
reformlardan sonra yerel yönetimler üzerindeki ön
denetim kaldırılmıştır. Bu yeni sisteme göre yerel
idarelerin kararları hiçbir onaya bağlı olmaksızın
yürütmeye konulabilir. Ancak kararlar
yayınlandıktan veya ilgililere duyurulduktan, eğer
hükümet temsilcisine duyurulması gerekli kararlardan
ise, bu duyuru yapıldıktan sonra uygulanabilir
kararlar haline dönüşür. Devlet veya hükümet
temsilcisi olan vali veya kaymakamlara bildirilen
kararlar üzerinde, bunların yaptıkları denetim
hukuksal denetimdir, yasallık denetimidir.
Hangi tür kararlann vali veya kaymakamlara
sunulacağı birer birer yasa ile belirtilmiştir.
Bazı kararlar böyle bir zorunluluğa tabi değildir.
Bunlar kamu emlaki ve rutin işlerle ilgili kararlar
ile bazı kamu hukuku ile ilgili anlaşmalar ve
haberleşmelerdir. Bunlar daha çok özel hukuk alanına
giren ve devlet adına yapılmış işlemlerdir.
Yerel Yönetim Anlayışı
Yerel yönetim kavramı karmaşık bir kavramdır. Çünkü
yerel yönetim kavramı hem yerel otoriteyi ve aynı
zamanda yerel yönetim birimini ifade eder. Örneğin
belediye başkanı yerel otoriteyi temsil eder. Köy
muhtarı da yerel otoriteyi temsil eder. Ama
belediye ve köy birimi yerel idaredir. Belediye
başkanı ve köy muhtarı yerel temsilcidir. Otorite,
temsilci olanlar ile yerel idare birimi birbiri ile
sıkı ilişkili olmasına rağmen tam anlamı ile eş
anlamlı değildir.
Yönetsel yerinden yönetim kavramı da tam anlamı ile
açık değildir, karmaşık bir kavramdır.
Yerel yönetim kavramının açık anlamı bir idarenin
kendi işlerinin yönetimini bizzat kendisinin
üstlenmesidir. İngilizce'de "Selfgo-vernment"
Fransızca'da "Auto Administration" sözcükleri ile
ifade edilir.
Ancak bir yönetim biriminin kendi işlerini sevk ve
idare eden bir yönetim birimi sayı-labilmesi için
özerklik ön koşuldur. Bunun için de önce
yönetilebilecek kendi işlerinin olması ve bu işleri
bizzat bu yönetimin kendisinin kendi organlan ile
yönetmesi gerekir. Bu organların merkezi yönetimden
bağımsız olması, onun tarafından bir denetim
yapılmaması gerekir. Burada sözünü ettiğimiz yerel
iş, yerel otorite ve merkezi idarenin denetimi
kavramları yerel yönetim kavramının hukuksal
analizinin yapılmasında bize yardımcı olacaktır. Bu
değerlendirmeyi yaptıktan sonra yönetim ile ilgili
diğer kavramları açıklamak kolaylaşacaktır.
Yerel İdarelerin Uğraşı Alanı
Yerel idareler yerel işlerle görevli kuruluşlar
olduğuna göre yerel iş kavramının ne olduğunu
açıklamakta yarar vardır. Merkezi idareler toplumsal
ulusal düzeydeki gereksinmelerin karşılanması amacı
ile kurulmuşlardı. Fakat toplumsal ulusal
gereksinmeler yanında bazı işler vardır ki yerel
düzeydedir. Bunların karşılanmasının da yerel
otoriteler tarafından yerine getirilmesi daha
yararlıdır.
Yerel idarelerde yaşayan vatandaşları ilgilendiren
bazı işler vardır ki bunların karşılanmasında orada
yaşayan vatandaşların çıkar
birliği vardır. Bu çıkar birliği onlan birbirine
bağlayan en önemli nedendir. Bu çıkar birliği aynı
zamanda vatandaşların ulusal düzeydeki ihtiyaçlarını
yerel düzeydeki ihtiyaçlarından ayırdetmeye de
yaramaktadır. Örneğin vatandaşların PTT hizmetleri
ile ilişkileri ulusal düzeydeki ihtiyaçlan ile
ilgilidir. Bu ihtiyaçlan dolayısıyle yakınlıkları
ulusal düzeydedir.
Buna karşılık içme suyu veya temizlik işleri ile
ilgileri yerel düzeydedir. Bu ihtiyaçlar dolayısıyle
vatandaşlar birbirleriyle yerel düzeyde dayanışma
içindedir. İşte bu nedenledir ki vatandaşlar yerel
düzeyde örgütlenme ihtiyacını duymaktadırlar. Yerel
düzeyde ihtiyaç olarak belirlenen işler, ulusal
düzeydeki kamu hizmetlerinden ayırdedilerek yerel
düzeyde kamu hizmetleri olarak nitelenen yerel
işler, merkezi düzeydeki örgütlerden farklı yerel
kuruluşlara verilmektedir.
Bir hizmetin veya işin yerel hizmet olup olmadığına
kim karar verecektir. Esasen bu idarelerin görev ve
yetkileri yasalarla belirlenmiştir. O halde genel
kural olarak yasalarla yerel idarelere verilen tüm
işler yerel iş veya hizmet niteliğindedir. Yerel
idare kendi kendine karar veremez. Şimdiye kadar
geçerli olan kural budur. Ancak Avrupa Konseyi üye
ülkelerince kabul edilen özerklik şartına göre yeni
bir gelişme olmuştur. Şart, başka bir yönetime veya
kuruluşa bırakılmayan bir hizmetin yerine
getirilmesini yerel idarelerin üstlenebileceğini
kabul etmiştir. Bu son duruma göre eğer bir yerel
idare başka bir yönetime bırakılmayan bir hizmeti
yapmaya karar verirse bu iş yerel iş niteliğinde
olacaktır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki yerel işler, yerel
idarelere yasalarla verilmiş olan işlerle, yine
yasalarla başka bir idareye bırakılmayan ve yerel
idarece yapılmasına karar verilen işler yerel
işlerdir.
Yerel idarenin başında bulunan kişi yerel
otoritedir, yerel temsilcidir. Yerinden yönetim
sisteminin özelliği yerel düzeyde kurulmuş bulunan
yerel yönetim idarelerini yöneten, başında bulunan
kişilerin merkezi idarenin ajanı değil, yerel
temsilci olmasıdır. Yerel temsilci ve yerel idare
dışardan veya yukardan yönetilen bir birim veya
yönetici değil, tüm hizmetlerini kendi kendine,
kendi organları ile yöneten kuruluşlardır. Bunun
için yerel idarenin başında bulunan ve yöneten
organların ilgili oldukları yerel idare ile sıkı
bağlarının bulunması doğaldır.
Organların yerel yönetim ile sıkı bağlarının
bulunmasının anlamı bu organlann temsilcilerinin o
yöreden olması demektir. İlke olarak yönetici ve
üyeler yöre halkından olmalıdır.
Kalkınma Anlayışı
Yerel kalkınma kavramının anlamını çeşitli
nitelikleri ile belirleyebiliriz.
Yerel kalkınma ekonomik, sosyal ve kültürel içerikli
olabilir. Yerel kalkınma ilgili yerel yönetim
biriminin bulunduğu tüm alanla eşdeğerli
olmayabilir. Hatta stütüsü bile değişik olabilir.
Yerel yönetim biriminin çeşitli alanları veya
mahalleleri için farklı kalkınma programları
uygulanabilir.
Yerel kalkınma programının hazırlanması ve
uygulanması aşamalarına yerel yönetim organlarının
dışında çeşitli kuruluş veya birimler katılabilir.
Örneğin yerel yönetimde çalışan memur ve
ücretlilerin katkısı doğal olarak vardır. Bunun
dışında çeşitli gönüllü kuruluşlar, ticaret ve
sanayi odaları, ziraat odaları, dernekler vb.
kuruluşlar hazırlık ve uygulama aşamalarında görev
alabilirler.
Yerel kalkınmanın boyutu, yerel zenginlikle
ilgilidir. Eğer yerel idarenin bulunduğu belde,
yerel zenginliklere sahip ise, birçok ekonomik
teşebbüsler, varlıklı kişiler ve tarımsal olanaklar
bulunuyorsa doğal olarak bu beldenin yerel
kalkınması çok etkin olacaktır. Bu kuruluşlardan
elde edilecek çeşitli gelirler yanında, onların
çeşitli yardım ve katkılanndan da yararlanma
olanakları artacaktır.
Yerel kalkınma politikasının başarısında yerel
haberleşme, iletişim ve dayanışma olanaklarının
sağlanmasının büyük yararı ve etkisi vardır. Bu
olanaklar sağlanmadan yerel kalkınma projelerinin
başarıya ulaşması güçtür. Büyüklük Anlayışı Yerel
idarelerin sayısal çoğunluğu ve dağınıklık yerine,
giderek yerel idarelerin birleştirilmesi,
sayılarının azaltılması yoluna gidilmektedir. Bunun
için temel ölçüt, hizmetlerin en verimli, etkin
yürütülebileceği boyuttur. Bir hizmetin en iyi
biçimde yürütülmesi için çözüm bir yerel idare
çerçevesinde kalmak değildir. Hizmetin en iyi
biçimde yürütülmesinin birçok yönleri ve koşulları
vardır. Tüm bu yön ve koşullann sağlanabileceği bir
yerel yönetim düşünmek gerekir. Bunun için birçok
yerel idareyi birleştirmek gerekebilir.
Birçok ülkeler yukarıda belirtilen yararları
sağlamak amacı ile yerel idareleri birleştirmek,
sayılarını azaltma yoluna gitmişlerdir. İsveç bu
alanda reform yaparak 1951 - 1952 yıllarında 2500
olan yerel idare sayısını 1037'ye indirmiştir.
1969-1974 yıllarında yapılan ikinci bir reform ile
bu sayı 284'e indirilmiştir. 2000 nüfustan daha az
büyüklükte yerel idare olmaması ilkesi kabul
edilmiştir.
Almanya'da 1965 yıllarında ve 1978'de yapılan
reformlarla 24.438 olan yerel idare sayısı
birleştirilmeler yolu ile 8506'ya indirilmiştir.
Belçika'da 1971 yılında yapılan reformlarla 2539
olan yerel idare sayısı 589'a indirilmiştir. Ayrıca
taban nüfus olarak 5000 nüfus esas alınmıştır.
Yerel hizmetlerin dengeli, etkili ve verimli bir
biçimde yürütülmesi için büyüklüklerinin belli bir
düzeyde bir standart da olması gerektiğine
inanılmaktadır. Bunun için nüfusun yanında
yüzölçümü de ölçüt olarak kullanılmaktadır.
Subsidiarite Anlayışı
Hizmette halka yakınlık, halka en yakın birimler
tarafından yönetilme olarak türkçeye çevrilebilen bu
anlayışa göre yerel, bölgesel veya merkezi düzeydeki
çeşitli birimlerin stratejik duruma uygun olan bir
hizmeti yerine ge örmeleri istenmektedir.
|