Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yüksek Oranlı Enflasyonla Mücadelede Alternatif İstikrar Politikaları 

Ekonomide istikrar çabaları en azından iki nedenle başarısız olabilir: Birincisi ekonomik istikrar aşırı resesyona, iflaslara ve işsizliğe neden olabilir. İkinci olarak istikrar çabaları enflasyonu yalnızca geçici olarak ortadan kaldırabilir. Ancak istikrar politikalarının gevşetilmesiyle enflasyon yeniden alevlenir. 

Ortodoks, Ortodoks Olmayan ve Heteredoks İstikrar Politikaları 

Ekonomistler biri ortodoks diğeri ortodoks olmayan iki tip istikrar yaklaşımı üzerinde durmaktadır. Uluslararası Para Fonu, uluslararası bankerler, gelişmiş ülkelerin bürokratları ve akademisyenlerin büyük bir çoğunluğu ortodoks istikrar politikalarına taraftardır. Ortodoks yaklaşım para arzının kısıtlanmasını, yüksek faiz oranlarını, piyasa mekanizmasına daha çok güvenmeyi, kamu harcamalarının kısıtlanmasını ve vergi artışlarını içermektedir. Ortodoks olmayan yaklaşımlar sözleşmelerin gözden geçirilmesini,  fiyat  ve  ücret  kontrollerini  ve  gelirler  politikası  uygulamalarını içermektedir. 

Ortodoks politikalarına çoğu kez “disiplin” politikaları da denilmektedir. Ortodoks politikadan yana olanlara göre enflasyonun yarattığı disiplinsizlikleri gidermek için ekonomiyi disipline edecek sertlik gerekir. Bununla birlikte bazı iktisatçılar sertlik politikalarının ekonomiyi gereksiz yere zayıflatacağını ileri sürmektedir. Çünkü fiyat istikrarının sağlanması için ekonominin üretebileceğinden daha az üretmesi gerekir. İşte ekonomide böyle bir durumda ortaya çıkacak sıkıntıları gidermek için ortodoks olmayan yaklaşımlar önerilmektedir. 

Ortodoks istikrar politikaları genel olarak resesyonu arttırmaktadır. Bu tür istikrar politikaları gelir ve servetin satın alma gücünü ve dolayısıyla aşırı talebi azaltarak çalışmaktadır. Bir kez enflasyon, daha önce beklenen oranın altına aniden düşünce daha yüksek enflasyona göre parasal sözleşme yapanlar yükümlülüklerini yerine getirememekte, iflasa sürüklemekte, gelir ve servetlerini azaltmaktadır. 

Enflasyonun yüksek oranlı ve kronik olduğu ülkelerde birden bire kısıtlayıcı para ve maliye politikalarının uygulanması, ekonomide resesyona ve işsizliğe neden olmaktadır. Ortodoks kararlar yürürlüğe konduğu sırada firmaların daha önce yapmış olduğu emek, finansman ve girdi sözleşmeleri yürürlüktedir. Dolayısıyla firmalar daha önce yaptığı sözleşmelere göre emek, para ve girdi satın almak durumundadır. Böylece bir şok meydana geldiği zaman sözleşmelerde öngörülen enflasyon şoku izleyen cari enflasyonu geçecek ve firmaların reel üretim maliyetlerinin reel çıktı fiyatlarını aşmasına neden olacaktır. 

Son yıllarda ortodoks parasal ve mali kısıtlamaların ortodoks olmayan yeniden sözleşme yapma ve fiyat, ücret ve diğer maliyet kontrolleri birleştirilmesiyle adına “heteredoks” denilen yeni bir istikrar programı tipi ortaya atılmıştır. Heteredoks programlar enflasyonun geri beslemesini ortadan kaldırmayı ve böylece ortodoks politikaları daha etkin ve daha az zarar verici hale dönüştürmeyi amaçlamaktadır10. Heteredoks politika sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmesini, fiyat ve maliyetlerin dondurulmasını içerdiğinden fiyat sistemini bir süre askıya almaktadır. Halkın fiyatların bir süre donmuş şekilde kalacağına inanmaları fiyat düzeyiyle ilgili belirsizliği azaltacaktır. Firmalar önceden davranarak fiyatlarını yükseltmeye gerek duymayacak ve enflasyon bekleyişleri ile belirsizlik en aza inecektir. 

Heteredoks programlar ücret ve fiyat kontrollerini içeren gelir politikalarından oluşmaktadır. Heteredoks programları Ortodoks programlardan ayıran en önemli özellik gelir politikalarının belirli bir süre içinde geçici olarak kullanılmasıdır. Heteredoks programların amacı enflasyonu hızla ve kalıcı bir şekilde düşürmektir. 

Heteredoks programlar enflasyonist bekleyişleri ve belirsizliğe azaltmakta ve böylece halkı para tutmaya teşvik etmektedir. Fiyat kontrolleri keza daha az kısıtlayıcı ve hatta ılımlı şekilde genişletici politikayı teşvik edecektir. Bu durum faiz oranlarının düşürülmesine hazine bono ve tahvilleri üzerindeki faiz baskısının hafifletilmesine ve resesyonun ılımlaştırılmasına izin verecektir.

Aşamalı ve Şok İstikrar Yaklaşımları 

Bir istikrar politikası şok ya da aşamalı programlarla gerçekleştirilebilir. Şok politikası, enflasyon oranını birdenbire düşürmesine karşılık büyük bir resesyon riski taşımaktadır. Şok yaklaşımının içerdiği en önemli risk, başarısız olması durumunda yinelenme zorunluluğu ve ekonominin şok-istikrar-enflasyon sarmalına girmesidir. 

Aşamalı istikrar programı zaman içinde aşamalı olarak harcamaların azaltılmasını, vergilerin yükseltilmesini ve para politikasının daraltılmasını içermektedir. Ayrıca aşamalı program fiyatlar, ücretler, faiz oranları ve döviz kurları üzerinde daha az dramatik kontrol öngörmektedir. Aşamalı program enflasyon oranında daha yavaş bir gerileme sağlamayı hedeflemektedir. Aşamalı stratejinin handikapı, enflasyon momentumunu kırmada başarısız olabileceğidir.  

IMF Tipi İstikrar Programı 

IMF tipi bir istikrar programı öncelikle bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinin istikrarını sağlamaya yönelik koordineli bir para, maliye ve döviz kuru politikasını içermektedir. Böylece istikrar programı uygulayan ülke uluslararası finansal piyasalardan ödünç alma olanağı bulmaktadır. IMF programı resmileştirildiği zaman IMF, ilgili ülkenin merkez bankasına kredi açarak, programın belirlenen performans hedefine ulaşma koşulunu sağlamaktır. IMF tipi istikrar programlarının birinci amacı, ödemeler dengesi sorununun çözümlenmesidir. Enflasyon oranı programın ikincil amacıdır. O sırada enflasyon zaten şiddetli olduğu için, bir IMF tipi programın yürürlüğe konması enflasyon oranını düşürmeden önce kötüleştirir. Aşırı enflasyon yaşayan bir ekonomide, GSMH’ya göre elde tutulmak istenen para miktarı daha küçük olacaktır. Bunun sonucu olarak para arzındaki küçük bir artış fiyatları çok güçlü olarak etkileyecek böylece ödemeler bilançosunun hızla iyileşmesi, enflasyonist baskıları arttıracaktır. 

Bu programlar içeriği şu şekildedir. Paranın devalüasyonu, kamu sektörü harcamalarının azaltılması, kamu sektörü gelirlerinin aktarılması, sıkı para politikası, piyasa faiz oranlarının yükseltilmesi, IMF tipi istikrar programlarının en çok uygulanan şekli stand-by anlaşmaları olmuştur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005