Yüksek Oranlı Enflasyonla Mücadelede Alternatif İstikrar
Politikaları
Ekonomide
istikrar çabaları en azından iki nedenle başarısız
olabilir: Birincisi ekonomik istikrar aşırı
resesyona, iflaslara ve işsizliğe neden olabilir.
İkinci olarak istikrar çabaları enflasyonu yalnızca
geçici olarak ortadan kaldırabilir. Ancak istikrar
politikalarının gevşetilmesiyle enflasyon yeniden
alevlenir.
Ortodoks, Ortodoks
Olmayan ve Heteredoks İstikrar Politikaları
Ekonomistler biri ortodoks
diğeri ortodoks olmayan iki tip istikrar yaklaşımı
üzerinde durmaktadır. Uluslararası Para Fonu,
uluslararası bankerler, gelişmiş ülkelerin
bürokratları ve akademisyenlerin büyük bir çoğunluğu
ortodoks istikrar politikalarına taraftardır.
Ortodoks yaklaşım para arzının kısıtlanmasını,
yüksek faiz oranlarını, piyasa mekanizmasına daha
çok güvenmeyi, kamu harcamalarının kısıtlanmasını ve
vergi artışlarını içermektedir. Ortodoks olmayan
yaklaşımlar sözleşmelerin gözden geçirilmesini,
fiyat ve ücret kontrollerini ve gelirler
politikası uygulamalarını içermektedir.
Ortodoks politikalarına
çoğu kez “disiplin” politikaları da denilmektedir.
Ortodoks politikadan yana olanlara göre enflasyonun
yarattığı disiplinsizlikleri gidermek için ekonomiyi
disipline edecek sertlik gerekir. Bununla birlikte
bazı iktisatçılar sertlik politikalarının ekonomiyi
gereksiz yere zayıflatacağını ileri sürmektedir.
Çünkü fiyat istikrarının sağlanması için ekonominin
üretebileceğinden daha az üretmesi gerekir. İşte
ekonomide böyle bir durumda ortaya çıkacak
sıkıntıları gidermek için ortodoks olmayan
yaklaşımlar önerilmektedir.
Ortodoks istikrar
politikaları genel olarak resesyonu arttırmaktadır.
Bu tür istikrar politikaları gelir ve servetin satın
alma gücünü ve dolayısıyla aşırı talebi azaltarak
çalışmaktadır. Bir kez enflasyon, daha önce beklenen
oranın altına aniden düşünce daha yüksek enflasyona
göre parasal sözleşme yapanlar yükümlülüklerini
yerine getirememekte, iflasa sürüklemekte, gelir ve
servetlerini azaltmaktadır.
Enflasyonun yüksek oranlı
ve kronik olduğu ülkelerde birden bire kısıtlayıcı
para ve maliye politikalarının uygulanması,
ekonomide resesyona ve işsizliğe neden olmaktadır.
Ortodoks kararlar yürürlüğe konduğu sırada
firmaların daha önce yapmış olduğu emek, finansman
ve girdi sözleşmeleri yürürlüktedir. Dolayısıyla
firmalar daha önce yaptığı sözleşmelere göre emek,
para ve girdi satın almak durumundadır. Böylece bir
şok meydana geldiği zaman sözleşmelerde öngörülen
enflasyon şoku izleyen cari enflasyonu geçecek ve
firmaların reel üretim maliyetlerinin reel çıktı
fiyatlarını aşmasına neden olacaktır.
Son yıllarda ortodoks
parasal ve mali kısıtlamaların ortodoks olmayan
yeniden sözleşme yapma ve fiyat, ücret ve diğer
maliyet kontrolleri birleştirilmesiyle adına
“heteredoks” denilen yeni bir istikrar programı tipi
ortaya atılmıştır. Heteredoks programlar enflasyonun
geri beslemesini ortadan kaldırmayı ve böylece
ortodoks politikaları daha etkin ve daha az zarar
verici hale dönüştürmeyi amaçlamaktadır10.
Heteredoks politika sözleşmelerin yeniden gözden
geçirilmesini, fiyat ve maliyetlerin dondurulmasını
içerdiğinden fiyat sistemini bir süre askıya
almaktadır. Halkın fiyatların bir süre donmuş
şekilde kalacağına inanmaları fiyat düzeyiyle ilgili
belirsizliği azaltacaktır. Firmalar önceden
davranarak fiyatlarını yükseltmeye gerek duymayacak
ve enflasyon bekleyişleri ile belirsizlik en aza
inecektir.
Heteredoks programlar
ücret ve fiyat kontrollerini içeren gelir
politikalarından oluşmaktadır. Heteredoks
programları Ortodoks programlardan ayıran en önemli
özellik gelir politikalarının belirli bir süre
içinde geçici olarak kullanılmasıdır. Heteredoks
programların amacı enflasyonu hızla ve kalıcı bir
şekilde düşürmektir.
Heteredoks programlar
enflasyonist bekleyişleri ve belirsizliğe azaltmakta
ve böylece halkı para tutmaya teşvik etmektedir.
Fiyat kontrolleri keza daha az kısıtlayıcı ve hatta
ılımlı şekilde genişletici politikayı teşvik
edecektir. Bu durum faiz oranlarının düşürülmesine
hazine bono ve tahvilleri üzerindeki faiz baskısının
hafifletilmesine ve resesyonun ılımlaştırılmasına
izin verecektir.
Aşamalı ve Şok İstikrar
Yaklaşımları
Bir istikrar politikası
şok ya da aşamalı programlarla gerçekleştirilebilir.
Şok politikası, enflasyon oranını birdenbire
düşürmesine karşılık büyük bir resesyon riski
taşımaktadır. Şok yaklaşımının içerdiği en önemli
risk, başarısız olması durumunda yinelenme
zorunluluğu ve ekonominin şok-istikrar-enflasyon
sarmalına girmesidir.
Aşamalı istikrar programı
zaman içinde aşamalı olarak harcamaların
azaltılmasını, vergilerin yükseltilmesini ve para
politikasının daraltılmasını içermektedir. Ayrıca
aşamalı program fiyatlar, ücretler, faiz oranları ve
döviz kurları üzerinde daha az dramatik kontrol
öngörmektedir. Aşamalı program enflasyon oranında
daha yavaş bir gerileme sağlamayı hedeflemektedir.
Aşamalı stratejinin handikapı, enflasyon momentumunu
kırmada başarısız olabileceğidir.
IMF Tipi İstikrar
Programı
IMF tipi bir istikrar
programı öncelikle bir ülkenin dış ekonomik
ilişkilerinin istikrarını sağlamaya yönelik
koordineli bir para, maliye ve döviz kuru
politikasını içermektedir. Böylece istikrar programı
uygulayan ülke uluslararası finansal piyasalardan
ödünç alma olanağı bulmaktadır. IMF programı
resmileştirildiği zaman IMF, ilgili ülkenin merkez
bankasına kredi açarak, programın belirlenen
performans hedefine ulaşma koşulunu sağlamaktır. IMF
tipi istikrar programlarının birinci amacı, ödemeler
dengesi sorununun çözümlenmesidir. Enflasyon oranı
programın ikincil amacıdır. O sırada enflasyon zaten
şiddetli olduğu için, bir IMF tipi programın
yürürlüğe konması enflasyon oranını düşürmeden önce
kötüleştirir. Aşırı enflasyon yaşayan bir ekonomide,
GSMH’ya göre elde tutulmak istenen para miktarı daha
küçük olacaktır. Bunun sonucu olarak para arzındaki
küçük bir artış fiyatları çok güçlü olarak
etkileyecek böylece ödemeler bilançosunun hızla
iyileşmesi, enflasyonist baskıları arttıracaktır.
Bu
programlar içeriği şu şekildedir. Paranın
devalüasyonu, kamu sektörü harcamalarının
azaltılması, kamu sektörü gelirlerinin aktarılması,
sıkı para politikası, piyasa faiz oranlarının
yükseltilmesi, IMF tipi istikrar programlarının en
çok uygulanan şekli stand-by anlaşmaları olmuştur.
|