Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ağustos 1958 İktisadi Kararları 

IMF, Dünya Bankası ve OECD uzmanlarının Türk ekonomisi­ni boğulmaktan kurtarmak için önerdikleri ve Menderes Hükümeti'nin de kabul edip uygulamaya koymak zorunda kaldığı istikrar önlemleri şöyleydi: 

1) Türk Lirası'nın değeri düşürülecek. Katlı kur sistemine ge­çilerek ihraç malının cinsine göre 210, 280 ve 620 kuruş gibi farklı pirim uygulanacak. İthalatta de ek olarak 620 kuruş tahsil edilecek. Yani bir Dolar 280 kuruştan 900 kuruşa çıkmış oluyordu. Diğer bir deyişle TL devalüe edilmiş oldu. 1958 Devalüasyonun mimarı Para Fonu uzmanı Çek asıllı Ernest Struc ile Hazine Genel Müdü­rü Memduh Aytür idi. 

2)  Para arzı sıkı kontrol altına alınacak. Bu nedenle emisyon hacmi ve kredi hacmi daraltılacak. Selektif kredi politikasına ge­çilecek.

3)  İç piyasada Kamu İktisadi Kuruluşlarının ürünlerinin fi­yatları yükseltilecek, açıkları azaltılacak. Dolaylı olarak toplam talep azaltılacak.

4)  İthalat rejimi yeniden düzenlenecek, ihtiyaçları üç aylık kotaları içeren bir programa bağlanacak.

5) İhracatı hızlandırmak ve artırmak için farklı kur sistemi uy­gulanacak.

6) Bütçe denkliğini sağlayacak yönde harcamalar azaltılacak.

7) Yatırımlarda verimli ve kısa vadeli projelere öncelik verile­cek.

Yürürlüğe konan ve başlıcalarını saydığımız tedbirler karşılı­ğında vadesi gelmiş 400 milyon dolarlık borcun ödenmesi ertele­nirken, OECD den 359 milyon dolarlık yeni kredi sağlanmıştı. Böylece T. Cumhuriyeti tarihinde ilk borç konsolidasyonu bu ka­rarlardan sonra Mayıs 1959'da yürürlüğe girmiştir. 

Paketten aynı zamanda çıkan ve uygulanan istikrar önlemleri kısa zamanda bazı önemli sonuçlar verdi. Sonuçlar verdi ise de ekonominin bozulan makro dengelerinin düzelmesini sağlayamadı. Olumsuz fatura Hazine Genel Müdürü M. Aytür'e çıkarıldı. Yani görevden alındı ve yurt dışına gönderildi. Örneğin enflasyon ya­vaşladı, ihracat ve ithalat yaklaşık %48 oranında artış gösterdi. Bu olumlu gelişmeler dış ticaret açığının katlanması pahasına gerçek­leşmişti. Bu durumu dikkate alan Hükümet, OECD ülkelerinden ek yardım ve kredi alamayacağını da anladıktan sonra ekonomiyi canlandırmak ve döviz darboğazını aşmak için takas yoluyla Doğu Avrupa ülkeleriyle ikili ticarete girişti.  

Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes ABD ne yaptıkları ziyaretten elleri boş dönünce, Sovyet Rusya ile takas ticareti geliştirmek için Başbakan bu ülkeye gitmeye hazırlanıyordu ki, 27 Mayıs devrimi oldu. Bu sırada Ticaret Bakanı Hayrettin Erkmen, Dış Ticaret Ge­nel Müdürü de Cahit Kayra'dır. 

DP Hükümetleri ilk yıllardan itibaren ülke ekonomisini yabancı sermayeye açmışlardır. Çıkarılan "Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanu­nu" ile ekonomi bütünüyle yabancı sermayeye açılmış oldu. Ger­çekten bu tarihten itibaren ülkeye yabancı sermaye girişi hızlanmıştı. Dönem sonunda toplam yabancı sermaye girişi 104 milyon dolar civarında yükseldi. Gelen yabancı firma sayısı ise 23 olmuştu. Seç­tikleri faaliyet alanları arasında gıda, ilaç, kimya, madeni eşya, tarım makineleri, inşaat malzemeleri... sayılabilir. Sermayenin dönem sonunda ve ülkelere göre dağılımı ise şöyle olmuştur: ABD %26,5, F. Almanya %23 ve İngiltere %22,5'i... 

Ayrıca 1954 yılında ABD'li uzmanların katkısıyla hazırlanan ve yasalaşan Petrol Kanunu ile yabancı ve yerli özel girişimcilere petrol faaliyet alanları açılmıştır. Bu karar çerçevesinde 6327 sa­yılı yasa ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kurulmuştur. 

Dönem sonuna göre toplam dış borç miktarı 1 milyar doları aşmıştır. Bu borçların %43'ü Devlet Bütçesinden ödenecek %39'u da konsolide ticari borçlardır. Sürekli dış ticaret açığı veren eko­nomik yapının gereği olarak, ülke döviz darboğazını aşmakta güç­lük çekmiş ve dış borç bulmakta zorluklarla karşılaşmıştır. 

Ülke içinde muhalefet partileri, öğretim üyeleri, gazeteciler ve meslek kuruluşları uzun yıllar Menderes Hükümetleri'ni plansız ve programsız davranarak, ulusal kaynaklan israf etmekle suçlamıştı. Bu suçlamalara Hükümetin cevabı bizim planımız bütçemizdir, şek­lindeydi. İktidar milletvekillerinin bazılarıysa "bize plan değil, pilav lazım" şeklinde cevap vermeyi yeğlemişlerdi. Ancak "program" önerisi OECD'den gelince DP ve Hükümeti kabul deyip "4 Ağustos Kararları" adıyla uygulamaya geçmişti. Artık ortam ve koşullar de­ğişmişti. Örneğin 1959 yılının ortasında Türkiye'yi ziyaret eden "Alman  Mucizesi"ni  yaratan  adam diye  nitelenen  Profesör L.

Erhard'a ilk kez hazırlanan üç yıllık yatırım "programı "anlatılmış ve tavsiyeleri istenmiştir. Bu toplantıda Turgut Özal ile Semih Günver uzman olarak bulunmuşlardır. Dış kaynak ihtiyacı içinde olan Hükümet, Alman Bakandan 649 milyon DM istedi. Görüşmele­ri İstanbul'da bizzat A. Menderes yürüttü. Geziler, ikramlar işe yaramayınca Erhard sadece 50 milyon DM için onay verdi. Türkiye Ekonomi Tarihi 

1958 yılı başında yürürlüğe giren Roma Anlaşması uyarınca faaliyete geçen AET'ye Yunanistan'ın başvurusu üzerine, Mende­res Hükümeti de iki hafta sonra, Almanya'nın desteği sağlanarak 31 Temmuz 1959'da ortaklık için başvuruda bulunmuştur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005