Az Gelişmiş Ülkelerde Sanayileşme
Bugün, ekonomik kalkınma denilince doğrudan sanayileşme akla
gelmekte ve kalkınma ve sanayileşme eşanlamlı olarak
kabul edilmektedir. Bunun içindir ki günümüzün
azgelişmiş ülkeleri iktisadi kalkınmalarını
"sanayileşme" yoluyla gerçekleştirmeye
çalışmaktadırlar. Böylece halkın yaşam düzeyinin
yükseltilebileceği güç kazanmaktadır.
Genel olarak ekonomik bakımdan gelişmiş ülkeler, sanayinin çok
gelişmiş olduğu ülkelerdir. Azgelişmiş ülkelerde
yaygın olan tarım kesiminin yanı sıra, sınırlı bir
sanayileşme görülmektedir. Bir yandan, tarım kesimi
ile birlikte ele alınmayan hızlı bir sanayileşme
ödemeler dengesinde açık, enflasyon, hızlı bir
şehirleşme ve geleneksel sosyal yapılarda kargaşa
yaratırken; bir yandan da azgelişmiş ülkelerin
sanayileşmesi bazı engellerle karşılaşmaktadır. Bu
engeller; ekonomik çevrelerin kusurları, sosyal ve
demografik sorunlar, üretim faktörlerinin
yetersizliği olmak üzere üç kategoride
toplanmaktadır.
Azgelişmiş ülkelerde, işgücü içinde yer alan sanayi işçisi,
gelişmiş ülkelere kıyasla, hem oran itibariyle
düşük, hem de niteliksizdir. 1992'li yıllarda
sanayide çalışan nüfus Türkiye'de yüzde 20, Sierra
Leone'de yüzde 17, Benin ve Haiti'de yüzde 8 iken;
bu oranlar ABD'de yüzde 25, Japonya'da yüzde 34 ve
Almanya'da yüzde 37'dir. işgücünden gelen
sanayileşmeyi sınırlandırıcı ve sanayi kollarında
verimi düşürücü etkilerin yanında, daha da önemli
olan yatırımların güçlükle gerçekleştirilmesidir.
Sanayi yatırımlarına kaynak bulunması halinde,
sanayi işçisini fazlasıyla sağlayacak potansiyel
vardır.
Azgelişmiş ülkeledeki koşullar ağır sanayi yerine, hafif sanayi
kollarına yaygınlık kazandıracak derecededir. Dünya
dokuma sanayisi ve çimento sanayisinin önemli bir
bölümü azgelişmiş ülkelerde bulunduğu halde çelik,
enerji ve elektronik sanayisinin çok önemli bir
bölümü gelişmiş ülkelerin elindedir.
Diğer yandan, azgelişmiş ülkelerin özellikle
yoksulluk sınırında yaşayanları teknoloji
üretememekte, sanayileşmelerini montaj sanayisi
yoluyla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Montaj
sanayiinde, sınai ürünün bazı temel parçaları diğer
ekonomilerden ithal edilmekte, belirli bir yerli
imalat oranı ile birleştirilerek mamul madde haline
getirilmektedir. Örneğin, traktörün krank mili,
mazot pompası, motor, şanzuman, difransiyel gibi
temel parçaları gelişmiş ekonomideki ana firmadan
ithal edilmekte, diğer kısımlar yerli olarak
üretilip traktör tamamlanmaktadır. Montaj sanayii
her zaman traktör örneğinde olduğu gibi yatırım
mallarını kapsamamakta, aksine genellikle dayanıklı
tüketim mallarını içermektedir. Elektrikli traş
makinesinden televizyona, motosikletten binek
otomobiline değin çok yaygın mal gruplarını içine
almaktadır. Bir sanayileşme stratejisi olarak montaj
sanayisini gerçekleştiren azgelişmiş ülkeler bundan
şu yararları beklemektedir. a- Ya montaj sanayisi
belirli bir safha kabul edilerek, yavaş yavaş yerli
imalat oranını arttırmak yolu ile tam yerli üretime
geçme sözkonusudur.
b- Ya da, ekonominin içinde bulunduğu özel koşullar ve gereken
önlemlerin alınmaması dolayısıyla, yerli imalat
oranının belirli bir sınırın altında kalması
sözkonusudur.
ilk durum, azgelişmiş ekonominin sanayileşmesine yardımcı olduğu
halde, ikinci durum, gerçek anlamda sanayileşmeyi
köstekler niteliktedir.
Azgelişmiş ülkeler montaj sanayisi
yöntemini uygulamaya her ne kadar II.Dünya Savaşını
izleyen yıllarda başladılar ise de, bu tür
sanayileşmenin iyice yaygınlaşması 1955'li yıllarda
olmuştur. Öte yandan, Türkiye'de yol,
elektrifikasyon vb. gibi alt yapı tesislerinin
gelişmesi ve dışsal tasarrufları sağlayacak ilkel
yan endüstrilerin kurulmasından sonra, tüketim
sanayisinin diğer kolları da "montaj sanayisi"
biçiminde ülkemize gelmeye başladı. Küçük sanayi
artık 1958'den önceki önemini yitirdi.()
Sanayileşme çabasında başarı gösteren gelişme yolundaki ekonomiler,
montaj sanayisinden yerli üretime dönüşümü büyük
ölçüde gerçekleştirdikleri halde, montaj sanayisini
deneyen bir çok azgelişmiş ekonomi yerinde saydı.
"Latin Amerika'da Arjantin, Brezilya, Şili, Meksika
gibi ekonomiler montaj sanayiinde dönüşümü
gerçekleştirdiler. Örneğin, karayolu taşıtlarında
Arjantin ve Brezilya bugün hemen hemen tamamen yerli
üretime geçmiş durumdadırlar. Türkiye'de aynı alanda
hidrolik ventil ve mazot pompası gibi bazı parçalar
dışında yerli üretime geçmiş durumdadır. Aynı başarı
elektrikli ev eşyalarında da vardır.
"Akdeniz Havzası'nda ise; İspanya, Yugoslavya ve Yunanistan montaj
sanayisi uygulamasında başarılı oldu. Özellikle
İspanya ve Yugoslavya sanayileşme yolunda hızla
ilerleyen ekonomi durumuna geldi.
Türkiye'de montaj sanayisi son otuz yıl içinde
imalat sanayisinin yönünü değiştirecek biçimde
gelişti. Yalnız, uygulamadaki aksaklıklar bazı mal
grupları dışında yerli üretime dönüşü engelleyerek
sanayileşme hızımızı olumsuz yönde etkiledi.
Örneğin, yerli olarak üretilebilecek bazı
parçaların, o aşamaya gelinmiş olmasına karşın hâlâ
dışardan alınması, yerlileştirmeye önem verilmemesi,
lisans anlaşmalarının çok uzun süreler için
yapılması gibi.
|