Az Gelişmiş Ülkelerde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İçinde Tarımın Payı
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH); uyruğu neresi olursa olsun, ülke
sınırları içinde faaliyet gösteren gerçek ve tüzel
kişilerin yarattığı katma değerdir.
Gayri safi yurtiçi hasılanın, üç
temel yurtiçi haracama bileşeni vardır. Bunlar; özel
tüketim harcamaları, devlet harcamaları ve gayri
safi yurtiçi yatırım. Gayri safi yurtiçi hasılanın
harcama açısından dördüncü bileşeni net dış
ticarettir. Yani yukarıda sözü edilen üç harcama
türünün toplamına, ihracat pozitif değer olarak
eklenirken, ithalat öbür ülkelere yapılan ödemeyi
temsil ettiğinden bu harcama toplamından indirilir.
Gari safi yurtiçi hasılanın maliyet bileşenlerine göre dağılımı
burada dört temel kategoriyi kapsar.
-Dolaylı vergiler yani tüketim ya da katma değer vergileri,
-Sabit sermayenin aşınma ve yıpranma payı yani amortismanlar,
-Çalışanların ücretleri yani maaş ve ücretler,
-Net işletme fazlası yani kârlar, faizler, kiralar.karşılıklar vb.
Gayri safi yurtiçi hasılanın hesaplanmasında, yurtiçinde yaratılan
değerlerin tamamı dikkate alınmalıdır.
Yurtdışına ödenen giderler; (faiz ve komisyon giderler, kâr
transferleri ve diğer çeşitli nedenlerle ödenen
giderler) dönemin gayri safi yurtiçi hasılasını
olumsuz yönde etkiler. Dolayısıyla kuruluşun yurt
içinde yarattığı katma değeri de olduğundan daha az
gösteren bir sonuç yaratır. Bu olumsuz etkenin
giderilmesi amacıyla, dış aleme ödenen giderler
gayri safi yurtiçi hasılaya eklenir. İthalat
bedelleri ise eklenmez.
Yurt dışından sağlanan gelirler (girişimci gelirleri, iştiraklerden
sağlanan kârlar, dış faiz ve komisyon gelirleri ve
diğer dış kaynaklı gelirler ve kârlar) gayri safi
yurtiçi hasılayı olumlu yönde etkiler.
Dolayısıyla yurtiçinde yaratılan katma değeri de
olduğundan daha fazla gösteren bir sonuç yaratır. Bu
etkenin giderilmesi amacıyla yurtdışından sağlanan
gelirler, toplam katma değerden indirilir, ihracat
bedelleri ise yer almaz. Bu ekleme ve indirimlerden
sonra "üretici fiyatlarıyla" gayri safi yurtiçi
hasıla bulunur.
Hükümetlerin uyguladığı ekonomi politikasına uyma zorunluluğu
karşısında, kuruluşun faaliyetleriyle ilgili
hasılatındaki düşüklüğü ya da faaliyet zararını
gidermek için hükümet tarafından çeşitli şekillerde
yapılan sübvansiyonlar, hazine yardımları ile diğer
yardım ve bağışlar ve vergi iadeleri dönem kârı
içinde yer alır. Ancak, yukarıda belirtilen gelir
kalemleri alıcı fiyatlarını aşağı çeken bir etki
yarattığı ve bu miktarlar milli gelir hesaplarına
daha önce katıldıklarından, kuruluşun katma değer
hesabında eksi değerler olarak dikkate alınır. Yani
katma değerden indirilir. Tüketicilere yansıtılan
vergi ve fonlar ise katma değere eklenir. Böylece
"alıcı fiyatlarıyla" gayri safi yurtiçi hasıla
bulunur.
Burada sözü edilen gayri safi yurtiçi hasıla içindeki tarım ise;
çiftliği, hayvancılığı, ormancılığı, balıkçılığı ve
madencilikten fosil yakıtları kapsamaktadır.
Sanayileşmiş ve pazar ekonomisini benimsemiş ABD'de 1990 yılında
gayri safi yurtiçi hasıla içinde tarımın payı yüzde
2, Japonya'da yüzde 3, İsviçre'e yüzde 4 iken,
Türkiye'de yüzde 19'dur. Türkiye gibi alt orta gelir
grubunda yer alan Mısır'da tarımın gayri safi
yurtiçi hasıla içindeki payı yüzde 20, Suriye'de
yüzde 27'dir. Düşük gelir grubunda ve yoksulluk
sınırındaki Hindistan'da yüzde 31, Sierre ieone'de
yüzde 35, Afganistan'da yüzde 53 ve Somali'de yüzde
65'tir.
Tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı Avrupa Birliği
ülkelerinden Almanya'da yüzde 2, Portekiz'de yüzde 6
ve Yunanistan'da yüzde 16'dır.
Tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payının düşük olduğu
ülkelerde tarımsal işgücü de az, yüksek olduğu
ülkelerde tarımsal işgücü de fazladır.
Tarımın gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payının
düşük olduğu ülkeler gelişmiş ülkeler iken, yüksek
ve çok yüksek olduğu ülkeler azgelişmiş ve yoksulluk
sınırında yaşayan ülkelerdir.
Tarımda Verimlilik Düşüktür
Tarım kesiminde verimlilik, yıl içeresinde gerçekleştirilen üretim
miktarının (hasılanın), bu üretimi gerçekleştirmek
için kullanılan kaynaklara oranlanması suretiyle
hesaplanır. Tarımsal verimlilik; arazi verimliliği,
sermaye (genellikle makinaların çalışma saati)
verimliliği ve iş gücü verimliliği için ayrı ayrı da
hesaplanabilir. Buna göre; arazi verimliliği=toplam
tarımsal üretim/kullanılan arazi miktarı
oranlarıyla; sermaye (makina) verimliliği=toplam
tarımsal üretim/traktör, biçerdöver gibi makinaların
toplam çalışma saati oranlamasıyla; işgücü (işçi)
verimliliği ise=toplam tarımsal üretim/işçilerin
toplam çalışma saati biçiminde hesaplanabilir.
Tarımsal verimlilik gelişmiş ülkelerde, bu ülkelerde kullanılan
ileri tarımsal teknoloji nedeniyle yüksek iken,
tarım ekonomisi olmalarına rağmen azgelişmiş
ülkelerde düşüktür. Buna göre, tarımsal verimliliğin
yüksek olduğu ülkeler gelişmiş, düşük olduğu ülkeler
ise azgelişmiştir.
ileri pazar ekonomisi isviçre'de bir yılda hektar başına 5.983 kg.,
Japonya'da 5.847 kg, ABD'de 5.360 kg tahıl
alınırken, Türkiye'de 2.152 kg. tahıl alınmaktadır.
Türkiye ile aynı gelir grubundaki Mısır'da hektar
başına 5.869 kg, Tunus'da 1.526 kg, Suriye'de 1.172
kg tahıl alınmaktadır. Bu rakamlar düşük gelir
grubunda ki Bangledeş'te 2.640 kg, Hindistan'da
1.969 kg, Benin'de 858 kg tahıldır.f) Türkiye bu
konuda kendi gelir grubundaki Suriye ile Tunus'tan,
düşük gelir grubundaki Hindistan ve Benin'den iyi
durumda iken; kendi gelir grubundaki Mısır'dan düşük
gelir grubundaki Bangladeş ve iler pazar
ekonomilerinden geride bir noktadadır.
AB ülkelerinden Hollanda'da hektar başına 7.454 kg, Almanya'da
5.334 kg, Yunanistan'da 3.880 kg ve Portekiz'de
1.493 kg tahıl alınmaktadır. Bu konuda Türkiye'den;
Hollanda'da hektar başına 3,5 kat, Almanya'da 2,8
kat ve Yunanistan'da 1,8 kat daha fazla tahıl
alınmaktadır. Türkiye bu konuda AB ülkelerinden
yalnız Portekiz ile İspanya'dan iyi durumdadır.
AB ülkelerinde tarımsal verimlilik, tarımın her
dalında oldukça yüksektir. Türkiye, AB ülkeleri
yanında daha çok bir tarım ülkesi olmasına karşın,
tarımsal verimlilik açısından, tarımın her dalında
AB ülkelerinden geridir.
Tarımsal İşletmeler Küçüktür
Azgelişmiş ülkeler, nüfusları hızla artan, ekonomileri tarıma
dayalı ülkelerdir. Nüfusun hızla artması ve
insanların büyük çoğunluğunun tarımla uğraşması,
tarımsal toprakların önemli bir bölümünün her yıl
nadasa bırakıldığı düşünülürse, azgelişmiş ülke
insanlarının ne kadar küçük bir tarımsal alanda
üretim yaptıkları ve verimin ne denli az olduğu daha
iyi anlaşılır Gelişmiş ülkelerde ise, tarım
kesiminde çalışan nüfusun yüzde 2-4 arasında
değişmesi, tarımsal işletmelerin büyük olmasına
neden olmaktadır. Örneğin, düşük gelir grubu
ülkelerinden Bangladeş'te 1 hektarın altındaki
tarımsal işletmeler toplam tarımsal işletmelerin
yüzde 70'ini, Hindistan'da yüzde 55'ini,
Afganistan'da yüzde 45'ini oluşturmaktadır. Alt orta
gelir grubu ülkelerinden Mısır'da tarımsal
işletmelerin yüzde 96'sı, Suriye'de yüzde 17'si,
Türkiye'de yüzde 16'sı bir hektarın altındadır.
Halbuki 1 hektarın altındaki işletmelerin toplam
tarımsal işletmelere oranı sanayileşmiş pazar
ekonomilerinden Almanya'da yüzde 12, Fransa'da yüzde
9, ingiltere'de yüzde 6'dır. ABD'de ise 1-5 hektar
arası işletme büyüklüğü bile ancak yüzde 9'dur.
Görülen o ki gelişmiş ülkelerde, azgelişmiş ülkelere
göre tarımsal işletmeler büyüktür. Örneğin.; bu
işletmelerden 5-200 hektar arası tarımsal işletmeler
Bangladeş'te sadece yüzde 3, Hindistan'da yüzde 9 ve
Afganistan'da yüzde 20 iken; ABD'de yüzde 71,
Fransa'da yüzde 72 ve ingiltere'de yüzde 86
düzeyindedir. Türkiye'de ise, 5-200 hektar arası
tarımsal işletmelerin, toplam tarımsal işletmelere
oranı yüzde 38'dir. Azgelişmiş ülkelerde toprağın
çok küçük birimlere bölünüşü, yaygın bir toprak
açığının doğmasına vesile olmakta ve her geçen gün
aynı toprak üzerindeki nüfus artmaktadır.
Bu ülkelerde tarımsal toprakların bu çok
parçalanmışlığı, bu ülkelerde tarıma ayrılan
kredilerin de çok parçalanmasına ve iktisadi
kullanılamamasına neden olmaktadır. Halbuki tarımsal
verimliliği arttırıcak; kaliteli tohum, gübre,
sulama, ilaç, tarımsal araçlar ve yakıt gibi
girdilerin teminini sağlayacak olan tarımsal
kredilerin, kaynak israfına neden olmadan
kullanılması ve en yüksek yararın sağlanması büyük
önem taşımaktadır.
|