|
Az gelişmiş Ülkelerde İş Gücü Niteliği
Azgelişmiş ülkelerde, özellikle 8 yıllık temel eğitimin tüm toplum
kesimlerine ulaşacak biçimde yaygınlaştırılamaması,
bunların yetenekli olanlarına lise, meslek lisesi ve
üniversite öğreniminin sağlanamaması, bu ülkelerde
nitelikli işgücü yetirsizliğine neden olmaktadır.
Diğer yandan meslek liseleri, ara eleman yetiştiren
meslek yüksek okulları ve ayrıca üniversitelerdeki
eğitimin kaliteli ve uygulamalı olmayışı da
nitelikli işgücü yetersizliğine neden olmaktadır.
Türkiye'deki sanayi odaları yetkilileri zaman zaman
yaptıkları açıklamalarda "teknololjiye ulaşıyoruz,
ancak nitelikli işgücü sıkıntısı çekiyoruz" diyerek
bu darboğazın önemini belirten açıklamalar
yapmaktadırlar. Bu darboğazdan kurtulmak için 8
yıllık temel eğitimin ülke çapında
yaygınlaştırılması ve her kademedeki eğitim ve
öğretimde uygulama ve kaliteye önem verilmesi
gerekiyor.
Bir de, azgelişmiş ülkelerde işgücünün niteliksiz olmasına yol
açan; 8 yıllık eğitimin, ortaöğretimin ve üniversite
eğitiminin yetersizliğini açıklayan okullaşma
oranlarının ne durumda olduğuna bakalım. Okullaşma
oranları bir ülkenin ileride erişebileceği eğitim
düzeylerini göstermesi bakımından önemlidir. "Net
okullaşma oranları, belirli bir eğitim çağında olan
nüfusun ne kadarının okula devam ettiğini gösterir.
Brüt okullaşma oranlan ise, yaşa bakılmaksızın
belirli bir düzeyde okula gidenlerin uygun yaş
grubuna oranını verir. Genellikle ilk ve orta
öğrenimde net oranlara, yüksek öğrenimde ise, çok
farklı yaşta insanlar üniversitelerde okuduğu için
brüt oranlara bakmak tercih edilir.(1)
Ortaokul ve lise düzeyinde okullaşma oranları
1990'lı yıllarda Suriye'de yüzde 53, Türkiye'de
yüzde 35, Tunus'ta yüzde 32, Bangladeş'te yüzde 17
iken; bu oranlar Japonya'da yüzde 96, ABD'de yüzde
90 ve ingiltere'de yüzde 81'dir. Bir mesleğe yönelik
olarak eğitim veren üniversitelerdeki okullaşma
oranları da çok önemlidir. Bu oranlar 1990'h
yıllarda Suriye'de yüzde 17, Türkiye'de yüzde 10,
Bangladeş'te yüzde 9 ve Sierra Leone ile Haiti'de
yüzde 1 iken; ABD'de yüzde 59, Japonya'da yüzde 29
ve İngiltere'de yüzde 22'dir.
Özellikle yoksulluk sınırındaki azgelişmiş ülkelerde
bulunan işgücü daha da niteliksizdir. Bu işgücünün
daha da niteliksiz oluşu, sanayi ve hizmet
sektörlerinde çalışacak ve aranılan emeğin
bulunmamasına
neden olur. Sanayide çalışacak nitelikli iş gücünün
bulunamaması sırf bu nedenle sanayileşmeyi engeller.
Ya da kurulan sanayilere niteliksiz işgücü alınıp
bunlar girişimci tarafından eğitilir. Bu ise hem
sanayileşmeyi geciktirir, hem de girişimcinin işini
zorlaştırır.
Diğer yandan, nitelikli işgücü noksanlığı, teknik bilgi noksanlığı
demektir. Yani üretim teknolojisi ile ilgili bilgi
ve deneyim olmadan yararlı mal ve hizmetlerin
üretimi mümkün olmaz. Nasıl şekeri, yağı, unu olup
da helva yapmasını bilmeyen insanlar helva
yiyemezse; demiri, bakırı, camı ve plastiği olan
insanlar da televizyon ve bilgisayar yapmasını
biliniyorlarsa onlardan yararlanamazlar.
Üretim teknolojisi ile ilgili bilgilerin bugün için ulaşabildiği
düzey gelişmiş ülkelerde çok ileri iken, azgelişmiş
ülkelerde son derece sınırlıdır. Yani Batı
Avrupa'nın ve Kuzey Amerikanın gelişmiş ülkeleri ile
Asya'nın, Afrika'nın ve Ortadoğunun azgelişmiş
ülkeleri arasında bu bakımdan büyük farklar vardır.
Bu farkı yaratan şey, azgelişmiş ülkelerin
niteliksiz insanlarının bilgi ve teknoloji
üretememeleri, yani eğitimin çok yetersiz oluşudur.
(Gelişmemiş Ülke)
Öte yandan, üretim teknolojisini dışardan ithal eden girişimci,
nitelikli emek bulamadığı için; üretilen mallar
bozuk, defolu ve kalitesiz üretilmekte, verimlilik
düşmekte, maliyetler ise yüksek çıkmaktadır. Bu ise,
yerli mamullerin talebinin azalmasına, halkın defolu
ve kalitesiz malları satın almasına, girişimcinin
kâr marjının "düşmesine, bazen zarar etmesine ve
iflasın eşiğine gelmesine neden olabilmektedir.
Yineleyelim ki, azgelişmiş ülkelerdeki bu düşük okullaşma oranları,
insanların çocukluk döneminden gençlik dönemine
değin nitelikli hale getirilmesini engellemekte ve
niteliksiz iş gücüne neden olmaktadır. Bu durumda,
yeni işyerleri açılamamakta, insanlar iş bulamamakta
ve çalışma yaşındaki nüfusun çalıştırılamaması
sebebiyle milli gelir düşük düzeyde
gerçekleşmektedir. Bundan da kişi başına düşen
miktar az olmakta, böylece meşhur fasit daire ortaya
çıkmakta ve geri kalmışlık sürekli hale gelmektedir.
Bu darboğazlardan kurtulmak için, 8 yıllık temel
eğitim ile ortaöğretim ve üniversite eğitiminin ülke
çapında yaygınlaştırılması ve her kademedeki eğitim
ve öğretimde kalite ve uygulamaya önem verilmesi
gerekiyor.
İşgücünün niteliksiz oluşu azgelişmiş ülkelerin
özelliği olduğu kadar, geri kalmışlıklarının da bir
diğer nedenidir.
|