Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az Gelişmiş Ülkelerde Enerji Tüketimi ve Üretimi 

A- Kişi Başına Enerji Tüketimi Azdır 

Azgelişmişliğin özelliklerinden biri de kişi başına düşen enerji miktarının azlığıdır.

Ülkede kişi başına tüketilen enerji miktarı, aynı zamanda yaşam standardı hakkında bilgi veren bir ölçüdür. Buna göre, bir ülke halkının tümünün oturduğu konutların ve işyerlerinin tamamında ya da bir kısmında elektrik enerjisi tüketilmesi yaşam standardı hakkında bilgi veren bir husus olduğundan, aynı zamanda nüfusla ilişkili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle olunca, gelişmişliği ya da azgelişmişliği ölçmek için "kişi başına tüketilen enerji miktarı"nı uluslararası karşılaştırmalarda kullanmak anlamlıdır. 

Sanayileşmiş pazar ekonomisi ABD'de 1991 yılında kişi başına 12.010, isviçre'de 7.89 Kw-sa. elektrik enerjisi tüketilirken Türkiye'de 1.012 Kw-sa elektrik enerjisi tüketilmiştir. Bu tüketim miktarları Türkiye ile aynı gelir grubunda olan Suriye'de 909, Mısır'da 708 Kw-sa'dır. Düşük gelir grubundaki Hindistan'da tüketim miktarları kişi başına 346 ve Bangladeş'te 78 Kw-sa'dır. Türkiye bu konuda sanayileşmiş pazar ekonomilerinden geride bir noktada iken, kendi gelir grubundaki Mısır, Suriye ve Tunus'tan ileride bir noktadadır. Türkiye 1983'de 640 Kw-sa olan kişi başına tüketimi, dört yıl sonra yüzde 58 oranında 372 Kilavat saat arttırarak 1.012 Kilovat saate çıkarmıştır. Türkiye 1993 yılı sonu itibariyle elektriksiz köy bırakmamış iken, düşük gelir grubundaki Hindistan, Haiti, Bangladeş, Sierra-Leone ve Benin gibi ülkelerde elektrik enerjisi ile aydınlanma bir lükstür 

AB ülkelerinden Almanya'da 1991 yılında kişi başına 7.083, Portekiz'de 3.050, Yunanistan'da 3.036 Kw-sa elektrik enerjisi tüketilmiştir. Portekiz'in kişi başına tüketimi Türkiye'den yüzde 201 oranında 2.038 Kw-sa, Yunanistan'ın kişi başına tüketimi yine Türkiye'den yüzde 249 oranında 2.524 Kw-sa fazladır. 

Kişi başına enerji tüketiminin artması için, büyük çaplı enerji üretim projelerinin tamamlanması kadar, nüfusun artış hızının da kontrol altına alınması gerekmektedir. Ancak, nüfus artış hızının da etkili olduğu bir değer olan kişi başına enerji tüketiminde, AB ülkeleriyle aranın kapanması, kısa dönemde gerçekleştirilebilecek bir olay gibi gözükmemektedir. Türkiye'nin kişi başına elektrik enerjisi tüketimi açısından kendisine en yakın konumda olan Portekiz'e yetişebilmesi için, kişi başına enerji tüketimi 3 kat, Yunanistan'a yetişebilmesi için 3,6 kat, ispanya'ya yetişebilmesi için 35 kat arttırması gerekmektedir. 

Elektrik enerjisi tüketiminin artışını asıl kamçılayan unsurun sanayileşme olduğu unutulmamalıdır. Sanayi yatırımları arttıkça elektrik tüketimi de artmaktadır. Bunun karşılanabilmesi için enerji üretecek sanayi yatırımlarının arttırılması gerekmektedir. Yoksa eskiden olduğu gibi açık, ithal enerji ile kapatılmak zorunda kalınabilir.

B- Kişi Başına Enerji Üretimi Azdır 

Azgelişmişliğin bir diğer özelliği de kişi başına düşen enerji üretiminin azlığıdır. Ancak enerji üretimi azgelişmişliğin özelliği olarak tek başına kullanılabilecek bir ölçüt değildir. Çünkü enerji üretimi büyük ölçüde su, kömür, petrol, doğalgaz ve atom gibi doğal kaynaklara bağlıdır. Bu doğal kaynaklara sahip olmayan ülkelerde enerji üretimi tüketime yetmemektedir. Bu doğal kaynaklara sahip olduğu halde enerji açığı bulunan azgelişmiş ülkeler olduğu gibi, bu doğal kaynaklara sahip olmadığı için enerji açığı olan gelişmiş ülkeler de vardır. 

Diğer taraftan elektrik enerjisi üretmeye elverişli doğal kaynaklara sahip ve bunlardan yararlanarak gereksinmesinden fazla elektrik enerjisi üretebilmiş İsviçre, Avusturya ve Güney Afrika gibi ülkeler bulunduğu gibi, tüketimi üretiminden fazla olan ve açığı, ithal ve başka enerji kaynakları ile karşılayan Japonya, Macaristan ve Güney Kore gibi ülkelerde vardır. 

Sanayileşmiş pazar ekonomisi ABD'de 1991 yılında kişi başına 11.924, İsviçre'de 8.298 Kw-sa elektrik enerjisi üretilirken, Türkiye'de kişi başına 1.008 Kw-sa elektrik enerjisi üretilmiştir. Türkiye ile aynı gelir grubunda olan Suriye'de kişi başına 909, Mısır'da 708 Kw-sa elektrik enerjisi üretilmiştir. Bu üretim miktarları düşük gelir grubundaki Hindistan'da 345 ve Bangladeş'te 78 Kw-sa'dır. Türkiye bu konuda sanayileşmiş pazar ekonomilerinden geride bir noktada iken Mısır, Suriye ve Tunus'tan ilerde bir noktadadır. 

Türkiye bu konuda son yıllarda önemli atılımlar yapmıştır. Ancak, Türkiye'de bu hızlı nüfus artışı varoldukça, sanayileşmedeki gelişmeler sürdükçe, enerji tüketimindeki artış trendi devam edecektir. Bunun karşılanabilmesi  için de enerji  üretiminin  büyük ölçüde arttırılması gerekmektedir. Aksi halde, eskiden olduğu gibi uzun süre elektrik enerjisi dış alımı yapılması zorunlu olacaktır. 

AB ülkelerinden Almanya'da 1991 yılında kişi başına 7.067, Yunanistan'da 3.474 ve Portekiz'de 3.041 Kw-sa elektrik enerjisi üretilmiştir. 

Elektrik enerjisi üretimi konusunda Türkiye, kişi başına 1.008 Kw-sa üretim ile AB ülkelerinin en sonunda yer almaktadır. Yunanistan'ın üretimi Türkiye'nin 3,4 katıdır. Yalnız AB ülkelerinin çoğu enerji dış alımı yoluyla talebi karşılamak zorundadırlar. Türkiye bu bakımdan daha şanslı bir konumdadır. Çünkü elektrik enerjisi gereksinmesini kendi kaynaklarıyla karşılamaktadır.

AB ülkelerinden yalnızca Fransa, Belçika, Danimarka, İrlanda ve ispanya'nın enerji üretimleri tüketimlerini karşılamaktadır. Üstelik, büyük ölçüde nüfus hareketleri ve büyük ölçüde yeni enerji kaynakları kullanmayı gerektirecek endüstriyel değişme yaşamadıkları için, son otuz yılları incelendiğinde, AB ülkelerinden sanayileşmiş pazar ekonomilerinin enerji tüketiminde istikrarlı bir görüntü ortaya çıkmaktadır. 

Türkiye    büyük         çaplı    enerji    yatırımları    başlatılmış    ve sürdürmektedir. Bu projelere, enerji üretimini büyük ölçüde arttıracak yeni projeler eklemek ve nüfus artışını da bir miktar kontrol altına alabilmek koşulu ile enerji üretiminde önemli artışlar sağlayabilecek durumdadır.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri