Gelişmemiş Ülke özellikleri, Kaynakların Dağıtımındaki Yanlışlıklar
Kaynak kıtlığına sahip azgelişmiş ülkelerde kalkınma ekonomisinin
temel sorunlarından birisi, mevcut kaynakların
birbirleriyle yarışan hedefler arasında nasıl
dağıtılacağı, yani nasıl bölüneceği sorunudur. Çoğu
azgelişmiş ülkede büyüme üzerindeki iki temel
sınırlayıcıdan birisi yatırım, diğeri de ithalat
kapasitesidir. Bu yüzden kaynakların dağıtımını ele
alan teorilerde bir ortak başlangıç noktası, mevcut
yurtiçi yatırım kaynaklarıyla üretim düzeyinin nasıl
ençoklaştırılacağı ve döviz gereksiniminin nasıl en
aza indirileceği konularıdır.
Kaynakların dağıtımı konusunda üzerinde konuşulabilecek dört tip
genel politika kararı vardır.
-Makro düzeyde ne miktarda tasarruf ve dolayısıyla yatırım
yapılacağı,
-Hangi sektörlere yatırım yapılacağı,
-Hangi projelere öncelik verileceği,
-Mal ve hizmetlerin hangi faktör kombinasyonlarıyla üretileceği,
yani üretim teknolojisi.
Ne Miktarda Tasarruf ve Yatırım Yapılacağı
Azgelişmiş ülkelerde toplam milli gelir, oradan da kişi başına
düşen milli gelir düşük olduğundan, tasarruflar,
dolayısıyla da yatırımlar düşük olacaktır.
Yatırımlar düşük olunca tekrar milli gelir düşük
olacak. Yani başlangıç noktasına gelinecek ve bu
kısır döngü sürüp gidecektir.
Hangi sektörlere Yatırım Yapılacağı
Gelişmiş ülkeler sanayi sektörüne yatırım yaparak
kalkınmışlardır. Bu ülkeler sanayi alanında sürekli
yeni teknolojiler üretmekte ve bu teknolojilerle
yeni mallar yaratmaktadırlar. Azgelişmiş ülkeler ise
tarım ekonomileri olup, henüz sanayileşmenin
başlangıcında ve gelişmiş ülkelerce terk edilmiş;
konserve, cam, porselen, tekstil, çimento, seramik
ve demir-çelik gibi alanlarda üretim yapmaktadırlar.
Çünkü bu ülkelerin kendi öz teknolojileri yoktur. Bu
ülkelerin yoksulluk sınırında yaşayanları ise
ağırlıklı olarak tarım sektöründe uğraş
vermektedirler.
Hangi Projelere Öncelik Verileceği
Yineleyelim ki, azgelişmiş ülkeler tarımsal ve diğer imalat
sanayisine ilişkin yatırımlar yapmaktadırlar. Bu
ülkelerde, ülkenin nelere gereksinmesi olduğu, hangi
projelerin öncelikle gerçekleştirilmesi gerektiği
konularında kesin planlar yoktur. Bu yüzden
kaynaklar gerekli biçimde dağıtılamayıp israf
edilebilir. Türkiye'de, traktör üretimi alanında
faaliyet gösteren kamu işletmelerinde yılda 10.000
adet boş traktör kapasitesi varken, politik
endişelerle Aksaray'da yılda 35.000 adet traktör
üretecek TÜMOSAN Traktör Fabrikası kurulmuştur.
Halen bu fabrikada 33.000 traktör adetlik boş
kapasite vardır. Yine ayakkabı üretimi alanında
faaliyet gösteren kamu işletmelerinden biri dörtte
bir kapasite ile çalışırken, yine politik nedenlerle
Gümüşhane'nin Kelkit İlçesinde ayakkabı fabrikası
kurulmasına karar verilmiş, binaları yapılmış,
yıllar sonra işbaşına gelen hükümet kaynakların
yanlış dağıtıldığının farkına varmış ve burasını
kibrit fabrikasına dönüştürmüştür.
Hangi Teknolojinin Kullanılacağı
Yukarıda da belirtildiği üzere, azgelişmiş ülkelerin kendi öz
teknolojileri yoktur. Bunlar, kullandıkları
teknolojiyi gelişmiş ülkelerden alırlar. Bu
teknolojiler de gelişmiş ülkelerin kullandığı
teknolojilere göre emek yoğun teknolojilerdir. Diğer
yandan, azgelişmiş ülkeler sırf kendi insanlarını
işsiz bırakmama gibi insani amaçlarla da emek-yoğun
tekonolojileri seçmiş olabilirler. Emek-yoğun
teknolojinin ekonomiyi nasıl etkilediği aşağıda
açıklanacaktır.
Tüm bu politika kararları birbirinden bağımsız gibi
gözükseler de aslında böyle değildir ve hepsi
birbiriyle karşılıklı bağımlılık ilişkisi
içindedirler. Örneğin, kalkınma stratejisinde daha
büyük bir büyüme oranına ulaşılması hedeflenmişse,
tüketim yerine tasarruf ve dolayısıyla yatırımların
çoğaltılmasına karar verilmiş demektir. Yatırımların
çoğaltılması ise, genellikle sanayileşmenin ağırlık
kazanmasıyla ortaya çıkan bir olgudur. Sanayileşmeye
ağırlık verildiğinden kaçınılmaz bir biçimde
yatırımların çoğalması gerekmektedir. Böylece
sanayileşmeyle birlikte sermaye yoğun yatırımlar
gündeme gelmekte ve sermaye yoğun yatırımlar
içerisinde optimal üretim ölçeklerini
gerçekleştirmek üzere modern üretim teknolojileri
kullanılan projeler öncelik kazanarak ön plana
çıkmaktadır. Kuşkusuz modern üretim
teknolojilerinin gerektirdiği faktör
kombinasyonlarıma üretilen mal ve hizmetler, diğer
teknolojilerle üretilenlerden farklı olmaktadır/)
Çünkü modern teknoloji, sermaye yoğun teknolojidir.
Bu ise, aynı miktar hammadde, enerji ve insangücü
ile duşuk maliyetli, yüksek kaliteli, daha çok mal
üretimi demektir Emek yoğun teknoloji ise, aynı
miktar hammadde, enerji ve insan gücü ile yüksek
maliyetli, düşük kaliteli ve daha az miktarda mal
üretimi demektir. Çünkü bu teknolojide üretim unsuru
olarak kullanılan eski makınaların ve insan gücünün
verimliliği çok düşüktür Bu da azgelişmiş ülkelerin
bir özelliği ve geri kalmışlıklarının nedenidir
|