Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az Gelişmiş Ülkelerde Dış Ticaret 

A- İhracat Azdır 

Azgelişmişliğin özelliği olarak bazan da "kişi başına düşen ihracat" gösterilmektedir. Kişi başına ihracat, bir ülkenin bir yıl içinde gerçekleştirdiği dış satımın, o ülkenin nüfusuna bölünmesiyle elde edilir. 

Kişi başına ihracatı yüksek olan ülkeler genellikle gelişmiş, az olan ülkeler genellikle geri kalmış ülkelerdir. Çünkü azgelişmiş ülkelerin dış satım konusu olan ürünleri sınırlıdır; diğer bir anlatımla bu ülkelerin dış satım konusu olan malları ya tek, ya da birkaç çeşit üründen ibarettir. Bu mallar da, çoğunlukla tarımsal ürünler, Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi yalnızca petrol ya da sadece madenlerle sınırlıdır. Dış satımı bu türden tek ya da birkaç kalem maldan oluşan azgelişmiş ülkeler; dış satımı, katma değeri yüksek ve zengin çeşitlerden oluşan gelişmiş ülkeler ile dış ticaret alanında yarışamamakta, bu nedenle de kişi başına düşen ihracatları az olmakta ve sürekli dış ticaret açıklarıyla karşılamaktadırlar. 

Azgelişmiş ülkelerin dış ticaret açıklarının hızla artması, bu ülkelerin döviz rezervlerinin azalmasına, içte ve dışta politik sorunlara neden olmuştur. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 

-Azgelişmiş ülkelerin sattığı hammadde fiyatları çeşitli nedenlerle yabancı ülke paraları cinsinden sürekli ucuzlamakta, aldıkları sanayi ürünlerinin fiyatları ise kendi paraları cinsinden sürekli yükselmektedir. Yani dış ticaret farkı, hammadde dış satımcısı yoksul ülkeler aleyhine işlemektedir.

-Dışsatımın tek ya da sınırlı birkaç mala ilişkin olması bu ürünlerin dünya piyasalarıdaki fiyatlarının oynaması sonunda döviz girdileri miktarında değişmelere yol açmaktadır. Bu durum ise planlarda öngürülen faaliyetleri etkilemektedir. 

1992 yılında sanayileşmiş pazar ekonomisi İsviçre'de kişi başına 9.428, ABD'de 1.732 ABD Doları ihracat düşerken, Türkiye'de kişi başına 217 Dolar ihracat düşmektedir. Bu rakamlar, Suriye'de 224 ve Mısır'da 53 Dolardır. Düşük gelir grubundaki Hindistan da kişi başına 33, Bangladeş'te 15 ABD Doları ihracat düşmektedir. 

Türkiye bu konuda yoksul ülkeler ile Mısır'dan iyi, kendi gelir grubundaki Suriye'ye yakın, gelişmiş pazar ekonomilerinden ise çok geride bir noktadadır.

AB ülkelerinden Almanya'da 1992 yılında kişi başına 5.294, Portekiz'de 1.657 ve Yunanistan'da 839 ABD Doları ihracat düşmektedir. 

Türkiye, kişi başına 217 ABD Doları ihracat ile AB ülkelerinin en sonunda yer almaktadır. Ülkemiz bu konuda sınır komşumuz Yunanistan'dan yüzde 287 oranında kişi başına 622 ABD Doları daha geridedir. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ülkelerini yakalayabilmesi için dış satımını 4 ila 56 kat arttırması gerekmektedir. Bu ise Türkiye'nin ihraç ettiği ürün çeşitlerinin arttırmasına ve yeni pazarlar bulmasına bağlıdır. 

Gelişmiş ülkelerin dış satımları çeşitli nedenlere bağlı olarak yıldan yıla artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin ihracatını arttıran bu nedenlere aşağıda değinilmiştir. 

B- Gelişmiş Ülkelerde İhracatı Arttıran Nedenler 

Bazan da ekonomilerin ihracatları gelişmeden sonra artar. Bunun başlıca nedenleri şunlardır: 

1- Artan Üretimi Satma Gereği 

Gelişmiş ekonomi, bir ülkenin üretimlerinin önemli ölçüde arttırıldığı ekonomidir. Bu ülkeler artan üretimlerinin ülke gereksinmesinden fazla olan kısmını dışarıya ihraç ederler. Hatta bu ülkelerin başarılı olduğu sanayi dallarında, tamamen ihracata mal ve hizmet üreten ve ihraç eden işletmeler de vardır. 

2- Teknoloji Dış Satımı

Gelişmiş ülke; hem devlet, hem de özel sektörün sürekli yeni teknoloji ürettiği ve geliştiği ülkedir. Bu ülkeler, yeni teknoloji ürettikçe, bir önceki teknolojiyi, bu teknoloji kendileri için yeni ve ileri sayılan az gelişmiş ülkelere ihraç ederler. Diğer yandan, yeni teknoloji ile ürettikleri malları da azgelişmiş ülkelere satabilirler. Böylece yeni teknoloji iki taraflı kesen bıçak gibi etki ederek gelişmiş ülke ihracatının artmasını sağlar. 

C- İthalat Azdır 

Azgelişmişliğin özelliği olarak bazan da "kişi başına ithalat" gösterilmektedir. Çünkü azgelişmiş ülkeler açısından ithalat ile ekonomik gelişme arasındaki ilişki çok önemlidir. Bu cümleden olarak "... kalkınma amacıyla yapılan sermaye malları harcamaları büyük ölçüde ithalatı gerektirir. Gereken miktarda sermaye malının hiçbir tıkanıklığa uğramadan muntazaman temini, gelişme hızını olumlu yönde etkiler. 

ithalatın yüksek olması ve hızla artması; eğer tutarlı bir politikanın sonucu ise, büyük dış finansman güçlükleri yaratmıyorsa, kalkınmaya ve gelişmeye yardımcı bir kompozisyonda ise ekonomik gücün bir göstergesi olarak kabul edilir. 

Gelişen bir ülke, ihracattan elde ettiği döviz ile ekonomik kalkınmanın başında, gelişmiş ülkelerden daha fazla makina ve ara malı satın almak, kısacası dışalımını arttırmak zorundadır.

Kişi başına ithalat, bir ülkenin toplam ithalatının o ülke nüfusuna oranlanması ile elde edilmektedir.

Dışalım (ithalat) hem azgelişmiş ülkelerin, hem de gelişmiş ülkelerin zorunlu olarak başvurduğu bir dış ticaret türüdür. Çünkü ithalat, gerek azgelişmiş ülkelere, gerekse gelişmiş ülkelere önemli yararlar sağlar. Bunların başlıcalarını şöylece özetleyebiliriz: 

-Dışalım ile, bir ülkede hiç üretilemeyen ya da çok az üretilebilen tarım ürünleri (tropikal meyveler gibi) sağlanarak, o ülke tüketicilerinin bu mallardan tüketmeleri mümkün olur. Örneğin, Türkiye'de hiç yetişmeyen Hindistan cevizi ile Türkiye'de az üretilen kahve dışalım yoluyla ülkeye girer ve gereksinmeler giderilmiş olur. 

-Yüksek teknoloji ürünü bazı yatırım malları da azgelişmiş ülkelere, gelişmiş ülkelerden dışalım yoluyla girer ve bu teknoloji ile yeni mallar üretilerek insanların önemli bazı gereksinmeleri giderilebilir.

-Bazı mallar; emeğin, toprağın ve sermayenin en rasyonel biçimde kullanılması ile bazı ülkelerde ucuza üretilebilir. Dışalım yoluyla' bu mallar ülkeye girer ve içerde, iç üretimden daha ucuza tüketilebilir.

-Diğer yandan, ithalattan alınan gümrük vergileri, Hazine için, ekonomik gelişmeyi izleyen çok önemli bir gelir kaynağıdır. 

Bu yararları nedeniyle, kişi başına düşen ithalat bir kalkınma göstergesidir. Anacak, ithalat, daha çok gelişmiş ülkelerin .yararına çalışır. Gelişmiş ülkeler, ileri teknolojileri ve bu teknolojileri ile üretip azgelişmiş ülkelere sattıkları çok çeşitli sanayi malları ve azgelişmiş ülkelere giren kapitalleri nedeniyle bu ülkeleri politik ve ekonomik baskı altına alabilirler. 

1992 yılında sanayileşmiş pazar ekonomisi İsviçre'de kişi başına 9,429, ABD'de 2.143 ABD Doları- ithalat düşerken Türkiye'de kişi başına 372 ABD Doları ithalat düşmektedir. Bu rakamlar Suriye'de kişi başına 157, Mısır'da 145, ABD Doları'dır. Düşük gelir grubundaki Hindistan'da kişi başına 27, Bangladeş'te 19 ABD Doları ithalat düşmektedir. 

Türkiye bu konuda yoksul ülkelerle, kendi gelir grubundaki Suriye ve Mısır'dan iyi, gelişmiş pazar ekonomilerinden ise çok geride bir noktadadır. 

Aynı yıllarda AB ülkelerinden Almanya'da kişi başına 5.028, Portekiz'de 2.658, Yunanistan'da 2.093 ABD Doları ithalat düşmektedir. Türkiye kişi başına 372 Dolar dışalım ile Avrupa Birliği ülkelerinin en sonunda yer almaktadır. 

Kişi başına düşen dış satım açısından AB ülkelerinin ilk yedisi çok iyi durumdadır. Komşumuz Yunanistan Türkiye'den beş kat daha iyi durumdadır. Bu konuda Türkiye'nin AB ülkeleri düzeyine yetişebilmesi için çeşitli kaynaklardan döviz sağlayıp ithalatını 5 ila 33 kat arttırması gerekmektedir.

Aslında kişi başına düşen dış alım da, dış satış gibi tek başına kalkınmanın ya da geri kalmışlığın ölçümünde kullanılacak bir ölçü değildir. Çünkü geniş ve verimli tarım alanlarına, zengin ve çeşitli doğal kaynaklara sahip ülkeler ile, nüfusu ve toprak parçası küçük ve kaynakları sınırlı ülkelerin dış alıma bağlılıkları aynı değildir. Örneğin, ABD'nin Rusya'nın dış alımı, küçük ve geri kalmış bir ülkeden az olursa, bu ABD ve Rusya'nın geri kalmış ülkeden düşük bir teknolojik düzeyde olduğunu göstermez. Ancak, küçük ve' kaynakları sınırlı bir ülkenin dış alımı dar olursa, o ülkede üretimin ve tüketimin düşük olduğundan söz açmak yanlış olmayabilir. 

"ithalatın GSMH içinde küçük bir oran tutması, dışa bağlılık oranının az olması anlamına gelirse de, özellikle geri kalmış ülkeler için bu döviz kazançlarının az, ileri teknolojiyi yansıtan mal ve hizmetlerinin yetersiz kalması demektir. 

Dış alım azgelişmiş ülkelere gelişmiş ülkelerden teknoloji ve çeşitli dayanıklı tüketim mallarını getirdiğinden, azgelişmiş ülkelerde refahın artmasını sağlar. Gelişmiş ülkelerin dış alım nedenlerine aşağıda değinilmiştir.

D- Gelişmiş Ülkelerde İthalatı Arttıran Nedenler 

1-Hammadde Gereksinmesi

Gelişmiş ülke, üretimi her yönden arttırmış ülkedir. Bu ülkeler artan üretim ve yeni mamul ve ürünler üreten işletmeler nedeniyle her geçen gün daha fazla hammaddeye gereksinme duyarlar. Bu maddeleri sağlayabilmek için de dış alıma girişirler ve gereksinmeleri olan hammaddeyi bu yoldan sağlarlar. 

2- Dış Ekonomilerde Üretilen Mallara Duyulan Gereksinme

Gelişmiş ülkeler, genellikle kişi başına geliri arttırmış, refahı yükselmiş insan topluluklarının yaygın olduğu ülkelerdir. Bu ülkelerin insanları artan gelir ve refah nedeniyle dış ekonomilerde üretilen bazı mallara da gereksinme duyarlar. Örneğin, tropikal meyveler, halı, bakır işleme vb. gibi el sanatları ürünleri yalnızca bazı ülkelerin ürettiği ürünlerdir.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri