Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ

a. Kuruluşu 

Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), dünyada küreselleşme ve bölgesel düzeyde uluslararası bütünleşme yönünde, siyasal ve eko­nomik alanda yeniden yapılanma sürecinin bir ürünüdür. 1980'li yılla­rın sonunda, Doğu Avrupa'da ekonomik boyutta serbest piyasa eko­nomisine ve siyasal boyutta çoğulcu demokrasiye geçiş sürecinin ya­rattığı ortamda konumunu bulan KEİ, Türkiye'nin öncülük yaptığı bir bölgesel ekonomik işbirliği girişimidir. 

Karadeniz havzasında işbirliği arayışları konusunda ilk temaslar 1990 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu temaslar sonucu sağlanan ön mu­tabakatlar çerçevesinde ilk toplantı, 19-21 Aralık 1990 tarihlerinde Ankara'da düzenlenmiştir. Bunu 12-23 Mart 1991 tarihlerinde Bük­reş'te, 23-24 Nisan 1991 tarihlerinde Sofya'da ve nihayet 11-12 Temmuz 1991 tarihlerinde Moskova'da yapılan toplantılar izlemiştir. Bu toplantılar sonunda, işbirliğine temel oluşturacak metin üzerinde uzlaşmaya varılmıştır. 

 

Türkiye, 3 Şubat 1992 tarihinde KEİ dışişleri bakanlarını İstan­bul'da bîr araya getirmiştir. Bu toplantının asıl amacını, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanan yeni cumhuriyetlerin süre­ce katılım taahhütlerini yenilemek ve "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Deklarasyonumun imza tarihini ve usulünü tespit etmek oluşturmuştur. 

KEİ Zirve Deklarasyonu 25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Zirve Toplantısında Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Romanya, Rusya Fede­rasyonu, Türkiye ve Ukrayna'nın devlet veya hükümet başkanlarınca imzalanmıştır. Böylece, KEİ resmen tesis olunarak faaliyete geçmiştir. İtalya, Avusturya, Polonya, Tunus, İsrail, Mısır ve Slovak Cumhuriyeti de gözlemci statüsünde bulunmaktadır. 

25 Haziran 1992 tarihli KEİ Zirve Deklarasyonu incelendiğinde barış, istikrar, güvenlik, iyi komşuluk, dostane kavramlarının kullanıl­dığı görülmektedir. KEİ iktisadi hedefe ek olarak bölgeyi ilgilendiren siyasal sorunlarında görüşüldüğü bir zemin olagelmiştir. 

b. Amaçları 

Zirve Deklarasyonunda sayılan amaçları şu şekilde sıralayabiliriz: 

Üye ülkelerin coğrafi yakınlıklarından ve ekonomilerinin birbirle­rini tamamlayıcı özelliklerinden yararlanılarak, aralarındaki ekonomik, ticari, bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirmelerini ve Karadeniz havzasının bir barış ve refah bölgesine dönüştürülmesi amaçlanmak­tadır. Bu temel amaç doğrultusunda, kısa dönemde bölge ülkeleriyle işbirliği için uygun ortam oluşturulması, mal ve hizmet ticaretinin artı­rılması öngörülmüş, uzun dönemde kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımı hedeflenmiştir. 

KEİ, bölge ülkelerinin aralarındaki mevcut ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi esasına dayanan, coğrafi yakınlık, tarihsel bağlar, ekonomik tamamlayıcılık özelliklerini dikkate alan, somut projelere dönük, esnek, pragmatik, işlevsel ve çağdaş, özel sektör ağırlıklı kendine özgü bir modeldir. Görünürdeki ilişki bir eko­nomik işbirliği biçimidir. Bu ilişki ekonomik bütünleşmeye de açık bir yaklaşıma sahiptir. 

Üye ülkelerin, AB dahil uluslararası örgüt ve organizasyonlara katılımı söz konusu olduğunda KEİ'ye olan yükümlülükleri bu katılımla­ra engel teşkil etmeyecektir. Ülkeler, aynı zamanda, diğer ülkelerle olan ilişkilerinde de özgürce hareket edebileceklerdir. KEİ'nin bu yönü, ileri bir entegrasyon yolunda önemli bir engel teşkil etmektedir. 

c.  Üyeler

Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Ukrayna.

Gözlemci ülkeler: İtalya, Avusturya, Polonya, Tunus, İsrail, Mısır ve Slovak Cumhuriyeti. 

ç. Organları 

•    Dışişleri Bakanları Konseyi Uluslararası Daimi Sekreterya: İstanbul
.  
KEİ Parlamenterler Asamblesi (KÖPA) Genel Kurul: 70 tem­silci (9 Türk)
•   
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Konseyi (KEİK) iş çevreleri: İs­tanbul
•   
Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (KTKB) 1999: Selanik Sermaye: 1,4 milyar $ 

d.  Faaliyetleri 

KEİ fikri ilk defa 1990 yılı Ocak ayında Türkiye Washington Bü­yükelçisi Şükrü Elekdağ tarafından Henkel firmasının düzenlediği "Dünyadaki Değişmeler ve Türkiye" konulu panelde dile getirildi ve Sovyetler Birliğinin Ankara Büyükelçisi Albert Chernishev tarafından desteklendi9

KEİ ile ilgili ilk temaslar 1990 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu te­maslar sonucu sağlanan mutabakat çerçevesinde ilk toplantı 19-21 Aralık 1990 tarihlerinde Ankara'da düzenlenmiştir. Bunu 12-13 Mart 1991 tarihinde Bükreş'te, 23-24 Nisan 1991 tarihinde Sofya'da ve nihayet 11-12 Temmuz 1991 tarihlerinde Moskova'da yapılan toplantı­lar izlemiştir. Bu toplantılar sonucu işbirliğine temel oluşturacak a- Amaç ve ilkelerin tanımlanması, b- Hükümetler arası işbirliği, c- Hükümetler dışı işbirliği, d- Kurumsal yapı ve üyelik olmak üzere 4 temel başlık altında karara bağlanmıştır10

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirve Deklarasyonu SSCB'de Gorbaçov'la 1985'te başlayan siyasi ve iktisadi alanda yeniden yapı­lanma sürecinin bir ürünüydü. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirve Dek­larasyonu, öncülüğünü Türkiye'nin yaptığı bir "bölgesel iktisadi işbirli­ği" girişimiydi. KEİ 20'nci yüzyılın ve bölgenin ihtiyaçlarına cevap ve­ren, katılan ülkelerin aralarındaki mevcut ekonomik ilişkilerin gelişti­rilmesi ve çeşitlendirilmesi esasına dayanan, coğrafi yakınlık, tarihsel bağlar, ekonomik tamamlayıcılık özelliklerini dikkate alan, somut pro­jelere dönük, esnek ve pragmatik, özel sektör ağırlıklı, kendine özgü bir iktisadi işbirliği modeli olarak doğdu ve günümüze kadar öylece geldi. 

Büyük Avrupa mimarisinin bir parçasını oluşturan bu "işbirliği", Avrupa Birliğinin bir alternatifi değil, tamamlayıcı bir alt sistemidir. Görünürdeki ilişki şekli ekonomik işbirliğiydi/işbirliğidir. Ekonomik bü­tünleşme, bir yükümlülük değildir. Bununla beraber gelişmeler o nok­taya geldiği zaman, ekonomik birleşmeye açık bir yapıya da sahiptir.

e. Gelişmeler 

Çekim merkezinin tekrar Karadeniz havzasına yöneltilebilmesi için, tıpkı AB ile EFTA arasında kurulan Avrupa Ekonomik Alanı gibi, KEİ ile AB arasında da bir ekonomik alan oluşturulmalıdır. KEİ'nin uluslararası platformda önemli bir bölgesel girişim olabilmesi için, ileri­ye dönük olarak belirli hedefler dahilinde, daha ileri ekonomik bütün­leşme aşamalarına geçebilecek şekilde düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri